1. 1.
    0
    evet beyler. bugün şehirlerarası otobüste yanımda hayatımı gibip atan anasının dıbına koyan kadın oturuyordu. hala hayran hayran baktım ona bi versene telefonu face'e gireyim dedim. gibilmek benim gibilerin kaderi. bütün hayatmı gibmesine rağmen niye hala bu kadar zaafım var anlamıyorum.

    isteyen tek bir kişi bile varsa 6 yılımı özet geçerek anlatıcam en fazla 10 paragrafta.

    edit: 2. sayfanın sonunda bitti hikaye beyler. hadi eyw.
    ···
  2. 2.
    0
    neyse beyler pek giblenmedim gibi. züt oldum dönüyorum.
    ···
  3. 3.
    0
    @4 tanışıyorum kanka. hayatımın gibilmesinin sebebi budur zaten. belki 3 sene önce gibtirip gitmiş olsam, yarı gibilmiş hayatımı düzeltebilirdim.

    @5 kanka fantazi falan yok. ciks yok hikayede isteyen gibtir edip gidebilir.

    anlatmamı isteyen olursa anlatıcam.
    ···
  4. 4.
    0
    seri başlıyorum o zaman. 10 paragraftan daha uzun tutmamaya çalışıcam beyler.
    ···
  5. 5.
    0
    her şey bundan 7 yıl önce başladı beyler. liseye başlıyordum. hazırlık safhaları. sınıfta önceden tanıştığım 1-2 tane arkadaşım da vardı. taktan lise yılları başlıyordu. beyler züt kalkıklığı olarak anlamayın ama yakışıklı biriyimdir. o zamanlar aynı zamanda da zekiydim. şimdiki gibi salağın teki değildim. herneyse, işte o dönem önde bir kız vardı. dişleri telli. ben arkada oturuyordum. habire arkasını dönüp bakardı. o baktıkça ben tav olurdum, dişleri telli diye.
    ···
  6. 6.
    0
    bir iki ay bu şekilde geçti. o sırada bir arkadaşım aracılık ediyordu. olm çıksana kızla hem zengin bak falan diyordu. ben beğenmiyordum. hayır diyordum. (kıza merve diyelim -ismi o değil gerçekte-) bir iki ay böyle geçti gitti. o dönem gora vardı beyler. hangi ayda çıktığını hatırlamıyorum isteyen bakabilir. goraya gittik arkadaşlarla. güldük işedik falan. çıkışta emre diye yakın bir arkadaşım yanaştı. dedi ki olm merveyle çıkmıcak mısın falan diye. ben yok mümkün değil çirkin diyordum. o zaman ben o kızı seviyorum kanka dedi. ok dedim takıl ne gibim yersen ye.
    ···
  7. 7.
    0
    bir iki ay geçmişti. sanırım sömestr öncesiydi veya sonrası. biz tiyatroya gittik sınıftan 4-5 kişi. emre, merveye açılamıyordu çünkü mervenin gözü hala bendeydi. o gece nolduysa oldu, merve gözüme öyle güzel göründü ki. bütün gece ona baktım. işte bir hayatın gibilişi bu noktada başlıyor beyler. o gece merveye aşık olmuştum. sebepsiz. telli dişlerine rağmen. ama arkadaşım emre bini de vardı. o yüzden sustum. ama elimde olmadan hep mervenin etrafında dolanıyordum artık. ona yakınlaşıyordum. çıkma teklif etmiyordum, muhtemelen o dönem en çok istediği şey olmasına rağmen emre yüzünden çıkma teklif edemiyordum.
    ···
  8. 8.
    0
    giderek yakınlaşmıştım. yanımıza 1-2 arkadaş bulup sinemaya gidiyorduk, tiyatroya gidiyorduk. ikimiz de birbirimizi seviyorduk ama anlamsız bir sessizlik vardı aramızda. sevdiğimizi söyleyemiyorduk. o dönem sinemaların birine emre de geldi. sinemadan çıktık, dolmuşta merveyle konuşuyorduk. ben ona o bana iltifat ediyordu da diybiliriz. emre o sırada bizi izliyormuş herhalde. o gece eve gittim, msn'e girdim. emre salağı içmiş. bana msnden "olm sen bu kızı mı seviyosun söyle dıbına koyim söyle" diyordu. hiçbişi yazmadan çıktım msnden. telefon açtı, cümle kuramıyordu yine aynı şeyleri sordu. bişi diyemedim.
    ···
  9. 9.
    0
    uzaklaşmaya çalıştım o dönem merveden. ama yapamadım. yine yakınlaştım elimde değildi. zaman geçtikçe biz aşıktan çok arkadaş olmaya başlamıştık. mervenin canı sıkılıyordu, ben söylemiyordum çünkü. o iki basit kelimeyi. yavşak bir emre yüzünden.

    not: hiçbir arkadaşınız için aşkınızı satmayın. hiçbiri için.

    sene sonuna doğru, yan sınıflardan. bizden bir büyük sınıftan bir çocuk merveyle ilgilenmeye başladı. ben depresyona girdim. merve artık harekete geçeyim diye karşılık veriyordu çocuğa. benim hayatım gibilmeye başlıyordu.
    ···
  10. 10.
    0
    merve çocukla çıkmadı. yaz geldi. biz sevgili gibi beraber sinemaya gidiyorduk. öpüşmüyorduk ama birbirimizi sevdiğimizi ikimiz de kuşkusuz biliyorduk. bütün yaz görüştük ama yaşadığımızın bir adı yoktu. yeni sene başlıyordu. ben artık hiçbir zaman söyleyemeyeceğimi anlamıştım. yeni sene olaylar değişiyordu. senenin ilk ya da ikinci ayının sonunda merve telleri çıkarıyordu. tellerinin altından kat ve kat güzelleşiyordu. büyüleyecek kadar güzelleşiyordu.
    ···
  11. 11.
    0
    o sene bazı şeyler değişiyordu. uzaklaşıyor ve sürekli kavga ediyorduk. her kavgada ben bir kıza yavşıyordum, her kavgada o bir erkeğe yavşıyordu. bu aramızda bir oyuna dönüşüyor gibi devam ediyordu. ben bir kıza yavşadığımda yaşlı ve sinirli gözlerle bakıyordu. aynı şekilde ben de. bu bir çocukla çıkacak gibi oldu. ben sinirlendim. bambaşka alakasız bir konuyu bahane edip merveyle küstüm. yanyana otururduk, ben sınıfın öbür ucuna yerleştim. bir iki hafta hiç konuşmadık. sonra yavaş yavaş bu yanıma gelmeye başladı.

    şimdi düşününce gözlerim doluyor beyler. nerden nereye diyorum. şuan beni o kadar seviyor olsa yaşamamın bir amacı olurdu.

    dabbe diye film giriyordu vizyona. biz bir kaç aydır o filmin vizyona girmesini bekliyorduk. ben ertesi gün bilet aldım binbir zorluk içinde -18 yaş sınırı- ve aylardır bu filmi bekliyoruz tek başıma gitmemin bir anlamı yok dedim. barıştık. gittik filme yeniden barışmıştık. ama aynı terenenniydi. oyun oynuyorduk resmen birbirimizle.
    ···
  12. 12.
    0
    hayatınızda görebileceğiniz en yavşak insanı düşünün. ukalalık puanı ekleyin ve 1000 ile çarpın bu durumları. işte öyle bir eleman vardı. adına onur diyelim. mervenin çocukluk arkadaşı gibi bişi. daha doğrusu arkadaşının arkadaşı. (gerçi o dönem de çocuktuk aq) işte olan oldu ve merve onunla çıkmaya başladı o dönem. bugüne kadar hep oyun oynardık ama kimseyle çıkmazdık. o an yıkıldım. artık mervenin beni pek sevmediğini farketmiştim. depresyona girdim günlerce. derslerimi gibmeye başladım. sonra durdum. düşündüm ve bir gün okul girişi tutup merveyi resmen kaçırdım. bir film vardı şuan hiç hatırlamadığım önemsiz bişidi. ona gittik. iki gün sonra o dünyanın en yavşak *1000 değerindeki onurdan ayrıldı. mervenin en yakın arkadaşı, eski aile dostumuzun kızı bana öfke saçıyordu.

    çünkü onur o kızın arkadaşıydı -o kıza irem diyelim- ve merve o çocuğu benimle boynuzlamıştı.
    ···
  13. 13.
    0
    neyse beyler zaman bu şekilde geçti gitti. biz merveyle kavga edip küsüyorduk sürekli. sene sonu geldi. sene sonu bölümümüzü seçtik. ben mervele beraber sözel seçtim, hayalimiz vardı. yaz geldi, yazın sürekli görüşüyorduk. yaz bittiğinde biz okula gittik. müdür yardımcısı bizim okulda "sözel" bölüm açılmadığını ve taktan başka bir okula gitmemiz gerektiğini söyledi. şoka uğradım. arkadaşlarımız okula, biz eve dağıldık.

    işte beyler hayatımın 2. dönüm noktası budur. eğer o gün merveyle o başka okula gitmiş olsam. yalnızca biz ikimiz olacaktık. aramızda hiçbir engel kalmayacaktı. ıssız adaya düşmüş iki kişi kadar yakınlaşacaktık. belki aynı yerleri kazanacaktık, sevgili olacaktık ve hatta belki şuan evlilik planı bile yapıyor olabilecektik.

    ama öyle olmadı. ben dünyanın en korkak. en aptal. en zütveren insanıyım. o gün eve gittim, anneme dilekçe yazdırdım ve merveye mesaj attım. ben yapamıycam, eşit ağırlığa geçiyorum dedim. okula dilekçeyi vermeye gittiğimde merve ağlamaktan şişmiş gözleriyle müdürn odasındaydı. aynı dilekçeyi vermişti ve bir sene daha eşit ağırlıktaydık.
    ···
  14. 14.
    0
    mervenin matematikle alakası yoktur. o yüzden eşit ağırlık boyunca hep sıçtı. hep kötü notlar aldı. kızın hayatını gibiyordum. bir yandan da kendi hayatımı gibiyordum.

    merve matematiğini geliştirebilmek için dersaneye başladı. dersanede ultra zengin, ultra şımarık ve ultra mafyanın bir oğluyla tanıştı. hayatımı gibeceğinin farkında bile değildim. sürekli kavga ediyorduk artık. sanki benden kopmak istiyordu. ve lise hayatım boyunca son kez onunla sinemaya gittim. vizyonda araf vardı. sinemada sırf biz vardık. orda bile kavga ettik. bir hafta sonra başka bir kızla çıktım. merve bana iyice sinir oldu. kızla 1 ay çıktığımda, merveden öyle uzaklaşmıştım ki sanki başka dünyalarda yaşıyorduk artık.

    o dönem tiyatro, kısafilm, basketbol turnuvası gibi şeylerle uğraştığım için yemin ederim 1 dakika vaktim yoktu. merveyle konuşacak 1 dakikam yoktu. kocaman 24 saatin içinde 1 dakikam bile. uzaklaştık artık.
    ···
  15. 15.
    0
    nisan ayı sonu geldiğinde bir hocaya kızdım ve sinirimi merveden çıkardım. aslında büyütülecek bir şey değildi ama merve büyütmüştü. çünkü beni o zengin huur cocuguyla arasından çekip çıkarmak istiyordu. ve benimle küstü. ben de onunla. hiç konuşmadık, tek cümle bile. o dönem doğru düzgün derslere bile girmiyordum tiyatro çalışmaları bahanesiyle. 2 hafta sonra huur cocuguyla çıkmaya başladı. dünyam karardı. ne film ne tiyatro hiçbir şey gibimde değildi artık.
    ···
  16. 16.
    0
    duygularımı yitiriyordum. hani kalp çalmak diye bir şey var ya. işte merve yanımda olmayınca, kalbim yoktu. yemin ederim ne annemin hastalığında ne babamın hastalığında zerre bir şey hissedemiyordum. robot gibiydim. haziran başında, yüreğimde kalan son duygu parçası da uçup gidiyordu çünkü tiyatro gösterimiz vardı. ben kuliste giyinip arkadaki gizli camdan dışarı gelenlere bakıyordum. cehennemi yaşayacağımı bilemezdim tabi.

    merve o zengin puştla elele tutuşmuş gösteriye geliyordu. anam gibildi. avradım gibildi. hayatım gibildi. değil tiyatro yapmak başımı kaldıracak halim yoktu. o gün o oyunu oynadık bir şekilde ve ben o gün öldüm. artık zerre his kalmamıştı üstümde.
    ···
  17. 17.
    0
    @35 4-5 paragraf kaldı.
    ···
  18. 18.
    0
    merve kaydını yeniden sözele aldırmıştı ve başka okula gidecekti. işte bu da hayatımın 3. dönüm noktasıydı ve 3 dönüm noktası da merveyle ilgiliydi.

    eğer merveyle küsmemiş olsaydım. eğer merve o huur cocuguyla çıkmıyor olsaydı. ben de sözele geçecek ve şuan nefret ettiğim ve muhtemelen intiharıma sebep olacak bölümde okumuyor olacaktım.

    ancak tüm pişmanlığım 1 sene önce, sözelden ea'ya geçmekle başlıyor. çünkü ea'ya geçmemiş olsam merve dersaneye gitmeyecekti ve hiç o puştla tanışmayacaktı.

    neyse, son sınıf başladı. öss vardı. merve yoktu. ben sınıfta ruh gibiydim. ders saatinden tutun dersten sonra her saniye futbol oynuyordum. dünya gibimde değildi. bütün dersanelerin sınavlarına giriyordum ama hiç ders çalışmıyordum. bütün bir sene ızdırapla geçti. hemen her gece ağlıyordum. bir daha asla göremeyecektim merveyi. asla ve asla. huur çocuğuyla nerdeyse 1 senedir çıkıyordu. o huur cocugunun yerinde ben olabilirdim. ama olmadım. sene bitiyordu.
    ···
  19. 19.
    0
    @38 değil kanka. zaten o yüzden geç yazıyorum. merve yazcağıma normal ismini yazıyorum, sonra okuyunca hemen silip merve diye değiştiriyorum.
    ···
  20. 20.
    0
    mezuniyete gelmişti merve. artık bizim okuldan olmamasına rağmen. tek kelime konuşmadım. arkadaş grubumuz nedeniyle aynı masadaydık ama tek bakış atmadım, tek kelime etmedim. bir hafta sonra diploma töreni vardı. 1 seneden fazla süreden sonra ilk kez orda konuştuk. sanki bambaşka bir insanla konuşuyordum. sanki yeni biriyle tanışıyordum. yabancı gibiydim. össye girdik, çıktık. yavaş yavaş yeniden görüşmeye başlamıştık. ama artık bana zerre aşk beslemiyordu. össyi kazanmıştım, orta sıralı bir üniversite. hatta ortanın üstünde en iyi 10 üniversiteye girer. (özelleri saymadım) o da başka şehre gidiyordu. yine ayrıldık. hala puştla çıkyordu bu sırada.
    ···