bugün sevdiğin için ne yaptın

bir geceyi daha arkadaş kurbanı olarak geçirdim."yaaa ne uyuması mına koyim" diyerekten canım yatağımdan kaldırıldım."gel hadi içli köfte yemeğe gidicez denildi" ne içli köfteymiş mını ırzını gibiyim ya.hernese atladık arabaya geçen gün 2 saatte zor bulduğumuz yeri şakk diye buluverdik lan.2 içli köfte sokmuşuz.ama böyle parmaklarımdan yağları aka aka nasıl bi zevk verdi anlatamam. amırcık parmaklasam öyle yapış yapış olmaz ellerim yemin ederim.10 dakkalık zevk için katlandığımız şeye bak... ama çok lezizdi be tavsiye ederim yani. hernese hadi bakalım oturda bi monopoly oynayalım dediler dedim ki gibiceğim artık 5 aydır bıktım lan. sövdüm saydım en son elimde monopoly paraları ile buldum kendimi. verr verr sultanahmeti verler mi desem... öde lan amcık 6m mi desem bilemedim. velakin gene yenildim lanet olası oyunda.bir saat sürer aga diyerek kandırılmıştım tam 3 saat sürmüştü gene ve hala bitmiyordu. ulan diyorum yenildim salın beni. salmadı ya muallaktorlar.zar zor yatağa girebildim saat olmuş 6.be pekekentler 10 da işe gidicem lan ben yazık değil mi göz altı torbalarıma.. ölüm geldi sabah 9 da uyanmak.yat dedim ya yat aq işinide giberim herkezi giberim. sonra yattım.ama yarım saat sonra gene kalktım.ne demek lan işi gibmek. gitmede gör ebenin dıbını. parasal sıkıntılardan dolayı katlanıyordum bu gibko işe."özetle: bana para yollayın lan."

hepsini okudum kardeşim şukunu verdim

okuyanı gibsinler

hep bunu söylemek istemişimdir
özet geç bin.

nabak bu okunurmu amk bini zabah zabah

okusanızda okumasanızda canınız sağolsun lan.siz okuyun diye yazmadım zaten.iç dökülsün diye yazdım. işte böyle yarak kafaları burada barınmamalı

devamı olur inşallah hergün sevdiğim insanlara ne yaptıysam gizli gizli yazıcam böyle.

@1 benım sevdıgım ınsanlar senın yazdıklarından kısa mk

soluksuz bir roman. insanı benliğinden alıp başka alemlere sürüklüyor. yazarımız dili oldukça yalın ve yoğun kullanmış

sonuç:özet geç bin kurusu

özet yetmez es geç bin

dıbına koyum seni çok iyi anlıyorum panpa benim evinde hatunun evle arası yuruyerek 45 dk. felan sırf biraz daha vakit geçirebilmek için aynı otobüse binerdim ordan geçerdim eve

BiLADER iYi YAZMIŞINDA KEŞKE gibLESELER.. ben bi gib yapmadım o ev arkadaşın varya netbukuna kafayı gömen he işte o benim amg

yarak kafalı arkadaşlarım yüzünden yine sabaha karşı 6 gibi uyudum.2. öğretim olmanın verdiği bi lükstü bu.4 yıldır gibilen uyku düzünim son yıllarda hepten almış başını gitmiş gibiydi.en son 2 gün hiç uyumadığımı hatırlıyorum aman nekadar marjinaliz hiç uyumuyoruz. annem babam bilse varya amıma kor. oysa babam her gece gelir "oğlum yat artık" diyip (amacı her gece başkaydı kimi zaman uykumu alayım diye kimi zamanda ehh anladınız işte aq bizde ilerde bu yollardan geçeceğiz dalyaraklar) dururdu. farklı şehirde üniversite okumanın verdiği "hayvanlık"la birlikte gerçekten gün geçtikçe zıvanadan çıkmıştım.her gece barlardan kız kaldırıyordum o hatun senin bu hatun benim dolaşıyordum. gibimi dolaşıyordum ne barı ne hatunu lan. insan sevdiğini bulmaya gelir üniversiteye.ama herkese hep yanlış lanse edilir bu durum. sanki üniversite ciks için kurulmuş gibi anlatılır olum bi git sen üniversiteye her gece çatır çatır gibişiceksin denir."ulan okul okumaya mı gidiyoruz kerhaneye mi gibik" derim orada bu cümleyi kurana. anana babana yazık pekekent."oğlum derslerine giriyomusun " dediğinde anan baban hiç mi yüzün kızarmaz.+ bu kızları bukadar aşağlama duygusu ne içindir. kızlar sadece gibişmek için mi vardır lan? bunu diyen adamın ya çükü miniciktir egosunu tatmin için atar tutar. yada bi kızdan fena kazık yemiştir .kazığı başka kızlara sokmak için aranır durur.

heh ne diyordum. işte sabah 6 da yatıp akşam 3 te cama tak tak vuran sevdiğimin sesiyle uyandım. bizim ev bodrum katta olduğu için bu bizim şifremizdir. cama gelir tık tık vurur hemen uyanırım o sesle. uyanmayı sevdiğim tek ses budur. telefonun o sülalesini gibtiğimin bangır bangır sesine uyanmaya nefret ederim.ama o tık tık sesine gıram kızmadan hemen koşar kapıyı açarım sevdiğime.bi sarılırım koklarım mis gibi. bugunde böyle yapmıştım sarılıp elinden 3 tane "sevgili simidini" aldım. sonra biraz daha sarıldım biraz daha .insan özleyince hayvan gibi sarılmak istiyor sevdiğine. sarılmanın verdiği duyguyu hala çözemedi mi lan bilim adamları. niye insan sarılınca kendini mutlu güvende hissediyor ne için seviniyor? yaptığın tek şey kollarını birine dolamak? bunun nesi sevindirici olabilir ki?herneyse... sonra sevdiğime kahvaltı hazırladım. kalp şeklinde böyle kek kalıbı gibi kalıp aldım onun içine yumurta kırdım sütlü mis gibi oldu. baldı kaymaktı domatesti salataydı süper bi tabak hazırladım.hep tartışır benle sevdiğim az yiyim biraz diye. bugunde kafasına takılan peynirin büyüklüğüydü. tamam dedim peyniri 2ye kesip koydum.bu seferde peynirin "kalınlığına" takmıştı.bu hala çok sana dedi. dellendim peynirleri lavabonun içine fırlattım tamam dedim yemiyoruz lan peynir bugunde. sevdiğim hızlıca gitti odaya.ben hala birşeylerle uğraşmaya devam ediyorum.dur dedim masamızı kurayım bir baktım gözleri olmuş kan çanağı. yemin ediyorum o an kendimden tiskindim. nasıl bir huur çocuğuydum lan ben?alt tarafı bi peynirdi dıbına koyayım değer miydi sevdiğinin gözleri kıpkırmızı yaşlar içinde görmeye. nefret ettim kemdimden resmen. sarıldım ettim ama yok bi türlü güldüremedim tekrardan o hayran olduğum yüzü. yaklaşık 1 saat kadar özür diledim. affet dedim. peynirdi alt tarafı dedim. nasıl olabiliyor lan kıçı kırık bi peynir yüzünden insan sevdiğinin canını bukadar yakabiliyor... ulan dünya senin ta dıbına koyayım tamam mı...

zar zor ikna ettim hazırladığım onca şeyi yedirebilmeye.. yalan dünya izleyerek kahvaltı ettik mis gibi saat 5 falan olmuştu. birşeyler kırıldıkça çok zor oluyor hep tamir etmesi. bundan sonra zütümüde yırtsam hiç silemiycem aklından o öküz gibi hareketlerimi hep aklında öyle hatırlıycak beni.. biraz mutlu olsun istedim. pazar gibi bi dükkandan 3 liraya çim adam almıştım ona .onu gösterdim deli gibi sevindi birden. çocukluktan beri istiyormuş meğerse ... alt tarafı 3 liralık çim adama sevinen bir sevdiğim vardı. yetinmeyi bilmeyi çok güzel öğrenmişti ağzını burnunu yediğim. koyun koyuna uyuduk 1 saat üzüntünün verdiği yorgunlukla. saat gene gitme saatiydi. içimden nekadar sövdüğümü bilmiyorum ama ana avrat sövüyordum hep bu duruma. paltomu giydim dışarı çıkıp otobise yürüdük. cebimden bi avuç çekirdek çıkardım nasıl hoşuna gitti anlatamam.25 kuruş bulan küçük çocuklar gibi sevindi yine.o sevindikçe ben mutlu oldum. mutlu oldukça dahada sıkı sarıldım ona. dahada koklayarak öptüm giderken... otobüste arkasından gene gözlerimle gülümseyerek uğurladım onu. bugunde çok sevdim ki ben seni...

sabah kalktım çişimi yaptım sonrada su döktüm

tutacak bu başlık

demicem lan bi tak ne yarakları yerseniz yeyin