-
26.
0kısacası, bu telefon faturası olayı dışında, ingiltere güzeldi panpalar. paso gez, ye iç, kızlarla takıl, 2 ay da olsa sağlam takılmıştım. umarım bir gün sizler de öyle zamanlar geçirebilirsiniz. hem dünyaya bakış açınız değişiyor, hem medeniyet görüyor insan hem de farklı kültürdeki insanların ne kadar değişik olduklarını anlıyorsunuz. türkiye köy gibi geliyor oradan sonra.
-
27.
0mayısın 3 ünde gitmiştim, temmuzun 3 ünde döndüm antalyaya. yaz tatili olması vasıtasıyla, sürekli beraberiz biz bununla. ben resimlerin çoğunu yok etmiştim tabi, daha önce de bahsettiğim gibi kontrol hanım ablamızda olduğu için teftiş yapılacağından adım gibi emindim. resimlerim çok az da olsa yine de var ingiltere ile ilgili. ama içinde kızların bulunduğu 1 tane resim bile yok : ) yazı güzel bir şekilde geçirdik, gezdik dolaştık, takıldık, özlem giderdik falan filan. zaman yine geldi çattı, ayrılık vaktine geldi. eylül ayı bizim için hüzünlü bir ayrılık vaktiydi. allahtan o zamanlar bayramlar eylül-kasım falan oluyordu (ramazan ve kurban bayramları). bayramlar bahane edilerek, damlıyordum antalyaya, kısa da olsa özlem gideriyorduk. artık baya bağlanmıştık birbirimize. o da ben de. kıbrısta sürekli msj, telefon elden düşmüyor. derste, yurtta, her yerde. ama tabi bu da bazı sıkıntıları yanında getiriyordu. dışarı çıkmalarıma gıcık oluyordu. hatta istemiyordu bile. 2008 yılının sonlarına doğru, bölümden çok samimi olduğum birkaç arkadaşımla takılıyordum (yurtta da kardeşim diye nitelendirdiğim, çok samimi olduğum arkadaşlarım var, hemen hemen hepsiyle hala görüşüyorum. biri rusyada çalışıyor, pek irtibat kuramıyoruz ama faceden görüşüyoruz ara sıra). bu bölümden takıldığım arkadaşlarımdan birisi de kızdı. yalan yok, etine dolgun, balık etli, antepli, kısacası antep fıstığı gibi, güzel bir kız. ismini söylemeyeceğim ama pınar diye adlandırayım. mevzu çok, kolaylık olsun : ) yine tamamen tüm dürüstlüğümle söyleyeyim ki, pınara karşı en ufak duygusal anlamda bir şey hissetmedim, öyle bir şey olmasına da zaten müsaade etmezdim. ama onun bana meyili varmış daha sonraları bunu anladım. 1 yıl sonra, bir sürü olaydan sonra. şimdi bu olaylara geleyim. biz bu toplamda 4 kişiden mevcut olan bölüm arkadaşlığı tayfası ile takılıyoruz. işte, akşamları çıkıyoruz barlara falan gidiyoruz, bowling oynamaya falan gidiyoruz ne bilim takılıyoruz işte. zaman geçirmece. magosa küçük yer, kıbrısı bileniniz varsa bilir. imkan çok ama her zaman yapabilme fırsatı yok. benimki, bu pınarın varlığını öğrendi. ilk başlarda pek sıkıntı çıkarmadı. ama daha önce bahsettiğim gibi, benim dışarı çıkmalarım hep sorun oluyordu. ben olabildiğince dürüst davranmaya çalışıyordum. çünkü öyle olmasa vicdanım rahat etmezdi. şakirt birisi değilim, ama empatinin ne olduğunu çok iyi bilen birisiyim. kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi, asla başkasına yapmam. ve bir durumda, kendimi başkasının yerine koyup, olayları mukayese ederim genelde. neyse, benimki soruyor, soruşturuyor işte napıyorsun, yurttamısın falan. her dışarı çıktığım tartışma olarak bana geri dönüyordu. bir de işin içine pınar da eklenince, kriz daha da büyüyordu. yine ilk başlarda, 4 kişi takıldığımızı söylediğim için pek ses etmedi. ama sonraları iyice takmaya başlamıştı. nerdesin, işte pınar yanınızdamı, ne yapıyo, nasıl biri falan filan böyle gidiyordu. her dışarı çıkışım bir mesele haline geliyordu. sorun oluyordu. ben de, artık söylememeye başlamıştım. çünkü onun istediği, odada oturayım, dersimi çalışayım, dışarı çıkmayayım. bölüme gideyim, geleyim. bu şekilde bir yaşamdı benim için. ama insan gerçekten sıkılıyor panpalar. yurt dediğim oda, rahat olmasına rahat ancak züt kadar bir yer. 2 kişi kalıyorsun, oda arkadaşım da kardeşim gibidir benim için daha bugün antalyaya geldiler kardeşi ile, finali zaten yaparken onlarla yapacağım sabırla bekleyin. artık o bile halime acıyordu. niye hesap veriyorsun olm sürekli, niye kısıtlıyor seni bu kadar falan diyordu arkadaşlarımın çoğu. aileme bahsettim bu durumu. evin tek çocuğuyum, kardşeim yok. ailem de oldukça tepki ile karşıladılar bu durumu. bana neden böyle yaptığını falan filan.Tümünü Göster
bu bizim tartışmalar-kavgalar birkaç yıl daha sürdü panpalar. üzerine bir de benim kötü giden derslerim eklenince, iş iyice çığrından çıktı. şiddetli kavgalar oluyordu genelde. ve kavgaların çoğunda pınardan bahsetmeler, hal yok yumurta yokken laf sokmalar yani, sanki senelerdir birlikte olduğum kız gitmiş, bambaşka biri gelmişti yerine. -
28.
0bu şarkı bizim şarkımızdı..hala gözlerim buğulanır bu şarkıyı dinlediğimde. ama bugün, her şeyi tamamen sıfırlamam gerektiğini anladım. zaten bitmişti, geri dönüşü yoktu ama, ne yaptıysam aklıma geliyordu. kolay değil panpalar, 8 yıl. ne emek harcadım, o da harcadı. neler yaşadık, neler..hepsini anlatmam çok uzun sürer, sabahtan başlamam gerekir.
şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=CnB_850Yzc8 -
29.
0@49 buruk, güzel ama mutlu sonla bitmeyen, yaşadığım, tamamen gerçek olan bir hikaye...
-
30.
0panpalarım, benim daha önce de kız arkadaşlarım oldu. ama bu bambaşkaydı. eminim aynı şeyleri siz de yaşasaydınız, sizde de yeri farklı olurdu. ilk kız arkadaşım huurymuş zaten, daha sonra öğrendim. o zamanlar çocukmuşuz, daha doğrusu ben çocukmuşum, farkedemedim. komik gelecek belki ama, başkası ile idare ediyormuş beni aynı zamanda. bir diğeri ile orta son-lise hazırlık döneminde çıkmıştık artık ne kadar aşk-sevgili hayatı yaşandığını siz tahmin edin. ondan da boynuz tarzı bir olay yedim, gittiğim lisedeki lise 3 e giden bir çocuk ile takılmaya başlamış (bu kıza da sevgi diyelim, lise 3 e giden çocukla bu sevgi, aynı yüzme takımındaydı antalyada orada pişirmişler olayı anlayacağınız). bundan sonra zaten 8 yılımı geçirdiğim, bir zamanlar canımdan çok değer verdiğim, sevdiğim, göz bebeğim gibi sakındığım kız ile ilişkim başlamıştı. o da dediğim gibi 16 nisan 2013 te bitti. nasıl bitti, neden bitti, bugün ne oldu da bu konuyu açtım (bugün dediğim dün oluyor yani 7 ağustosta yaşandı), hepsini anlatacağım.
-
31.
0@53 isim verdim ama gerçek isimleri değil. bazı diğer kişileri isimlendirdim. dolaylı yoldan lafı uzatmayıp direk bahsedebileyim diye.
ayrıca, 8 yıllık ilişkimdeki kızın isminden bahsetmedim. başka bir isim koymadım onun isminin yerine. -
32.
0ben devam edeyim.
bu, benim alkol tüketmeme de kesinlikle karşıydı. kıbrısta okuyup, alkol tüketmeden dönen biri varsa, yalancıdır kardeşim, açık ve net bunu söyleyeyim. ya da ağır dindardır, öyle tipler de az da olsa vardı orda, sakal uzatıp pakistanlılarla takılıyorlar. o da onların seçimi, diyecek bir şey yok.
neyse, alkola karşı ablanız, ben ilk zamanlar yalan yok, deli gibi içiyordum ve saklıyordum. içmiyorum diyordum. ama sonraları baya azalttım. ayda bir falan olmuştu. hatta bazen 3-4 ayda bir içtiğim oluyordu. kıbrıs gibi yerde, millet su gibi içiyor, ben vicdanıma sinmiyor diye içmiyordum. bir ara, halı saha maçım bile dert olmuştu buna. panpalarım size sorayım, iyi saat halı saha maçları saat kaçta olur? akşam üstü 6-7 de oynanır mı? 8 den 9 dan sonradır akşam bu meretin zamanı. gece 1 e bilemedin 2 ye kadar olur. biz genelde 11-12 arası oynardık orda, bu dert oldu ablamıza. buna triplenmeye başlıyordu. düşünün, halı saha maçı yapıyorum arkadaşlarımla, kız falan yok yani... bizim tartışmalar bitmiyordu. gündüz vakti bile dışarı çıksam 1 saatliğine sorun oluyordu, her yaptığımı hesap vermem gerekiyordu. sizler buna ne kadar katlanırdınız bilmiyorum ama ben buna 2013 şubat ayına kadar katlanabildim.. sineye çektim, sevdiği için yapıyor dedim ama daha sonra anladım ki her insanın bir sabır sınır noktası varmış. ben de o noktaya geldim. türkiyeye geldiğimde, pek sıkıntı olmuyordu. genelde birlikte takıldığımız için. ama ne zaman kıbrısa dönsem, meseleler başlıyordu. sürekli mesaj atmamı istiyordu, 5dk mesaj atmayayım, unuttun beni, arkadaşların daha önemli, daldın arkadaş ortdıbına gibi, mantıksız, anlamsız cümleler ile bana geri dönüş yapıyordu. her ne kadar sen benim biriciğimsin, herşeyimsin, öyle şey olurmu tarzı sözler türetip söylesem de fayda etmiyordu. tartışıyorduk, kavga ediyorduk. bu sözleri kesinlikle başımdan savmak için değil, ona karşı nasıl hissettiğimi anlatabilmek için söylüyordum. ama o anlamıyordu, ya da anlamak istemiyordu. boğa burcu zaten, burçlara pek inanmam ancak, açıp bakabilirsiniz panpalar, boğa burcu olan insanlarda dominantlık, benim dediğim olacak tarzı huylar mevcuttur. bunu direk tecrübe edindim. -
33.
0kimler burada, kimler takip ediyor bu panpanızı?
-
34.
0yine yalnız kaldım galiba :/
-
35.
0devam edeyim.Tümünü Göster
benim hayatımda garip şeyler oldukça fazladır panpalarım. yani çoğu kişinin de başına gelir aslında bu tarz şeyler ama eminim ki azınlığın içerisindeyim bazı konularda. mesela ehliyet-araba kullanma olayı. daha ehliyetimi alalı 1 ay olmadı : ) 25 yaşındayım bir de. sürebiliyormuyum, fena değil. acemi nasıl sürerse ben de o şekilde. 2014 mayıs ayına kadar, hayatımda bir kere bile şoför koltuğuna oturmamıştım. neyse sadede geleyim, antalyadayken, saolsunlar, bir yerlere gittiğimiz zaman genelde beni bunlar bırakırdı eve. ya babası, ya da bizden 2 yaş küçük kardeşi. durum vaziyet rezillik, biliyorum. ama elde olmayınca imkan, yapacak bir şey yok. hoş gerçi, ehliyeti aldım, peder bey arabayı veriyor mu, vermiyor. bana babam araba vermedi ben sana niye vereyim diyor canını yediğim : )
2011 ve 2012 yazları, belkide hayatımda geçirdiğim en güzel yazlardı panpalar. hemen hemen her gün beraberiz, dilediğimizce takılıyoruz. tek sıkıntı ben o zamanlar camış gibiyim kilo bakımından. 95 falandım yanlış hatırlamıyorsam, boy da 1.77. bu da tabi ki dert oluyordu ablamıza, dersleri zar zor toparlamaya başlamışım, okul 1.5 sene uzamış, hiç dersten kalmamam gerekiyor ki şubat 2014'te mezun olayım. daha önce bahsetmiştim, şanssızımdır diye, öyle bir mevzu ki bu olay, ben zamanında derslerden kalırken, güzide okulumda büt sınavları yoktu. ben ne zaman dersleri geçmeye başladım, büt sınavlarını getirdiler amk okuluna. işin trajikomik tarafı da, bütler geldiğinden itibaren, 1 tane dersten bile kalmadan, mezun oldum amk bölümünden. bunu anlattıklarım kıçlarıyla gülüyor amk.
bölük pörçük oluyor panpalarım kızmayın ama aklıma geldikçe olayları yaşananları anlatıyorum. bizim bu hanım ablamız, behçet hastası. hastalığı detaylı bir şekilde anlatmayacağım. google amcaya yazın, okuyun 2dk fikir sahibi olursunuz. aşırı derecede ilerde değil hastalığı ancak, yaşantısını etkiliyor bazen, canını yakıyor yani. ve tedavisi yok şuana kadar bildiğim kadarıyla. bu hastalığı bahsetmemin sebebi ise, biz kavga falan ediyoruz ya bununla hani, bu behçet de stresle, sıkıntı ile beslenen bir hastalık. vücuda vuruyor etkisi. kız zaten zayıf, 1.65 boyunda 46 kilo. hastalık nüksettimi direk iptal. işin kötü tarafı bazen beni suçluyor. beni üzüyorsun, böyle oluyor falan diye. artık biz öyle bir noktaya gelmiştik ki, aileler tanışıyor, benim okulun bitmesi bekleniyor, söz ve nişan için. askerden sonra da düğün. yani 2015 baharında düğün. planlar bu şekildeydi. evimiz bile hazırdı panpalar, mutfağın dolaplarını ablamızın babası ile beraber taktık. onun ailesine de o derece yakındım. kiraya verdikleri kendi evleri vardı. biz evlendikten sonra belimiz doğrultana kadar bize vereceklerdi orayı, kira falan almadan. hepsi hayalde kaldı, planda kaldı gitti.. -
36.
0ben de ciddi düşünmüyor değilim, sonuçta sevdiğim insan, huyunu suyunu biliyorum. bir ömrümü bununla geçirebilirim diye kendimi tartıyorum falan. her ne kadar benim ailem pek sıcak karşılamasada, bu baskıcı huylarından dolayı, ben o zamanlar bir sorun çıkarmıyordum bu konularda. hatta, ben bile garanti gibi görüyordum. işte okul biter, nişan yaparız, falan filan. konuşuyorduk sürekli. nasıl oldu inanın bende anlayamadım, ama bunun da sonu geldi panpalar. 2013 şubat tatilinde antalyaya geldim yine. bu ablamızın ve benim aynı zamanda, taa liseden yakın arkadaşımız olan bir kız da antalyaya gelmişti. izmirde okudu o. isim vermeyeyim yine. ne yapsak ne yapsak ( ben pek canlı müzik sevmem ) jolly jokera gidelim, işte orada güzel bir grup var takılırız falan. tamam dedik hadi gidelim. bardağı taşıran ilk damla orada damladı panpalar. gittik neyse, biz ne zaman böyle yerlere gitsek, içecek tercihimiz kola-red bull gibi soft şeyler oluyor. 1 bira bile içsek alkolik muamelesi yapacağından ablamız ben alkole dokunmuyorum. neyse, yalvar yakar jj de, bakardi alayım içeyim dedim. orda tribini attı atmasına da iyi al madem dedi. içeniniz varsa bilir bacardi breezer, meyve suyuna, alkol şişesinin kapağı kadar alkol karıştırılmış bir içecek. sertliği o derece yani.. bundan istedim, hem hafif bir şeyler olsun, hem bunun yanında gözünün önünde içeyim ki, bana güvensin diye düşündüm. ne bileyim sapıtacağını.. içtim ben bunu panpalar, bu bir sapıttı. mekanda yüzüme bile bakmaz oldu. kardeşi ben, arkadaşımız 4 kişiydik toplam. kardeşi ile arkadaşını aldı aramıza, ne yüzüme bakıyor, ne sesime cevap veriyor, trip üstüne tripler, yok zıkkım iç, yok alkolik bağımlı falan ne sözler ne laflar. pis alkol kokuyosun falan yani şaka gibi gelecek belki ama bu tarz bir sürü şey.. yine her zamanki gibi beni eve bırakmaları gerekiyordu. arkadaşımızın evi de bizim evin devamında olacağı için onu da bırakacaklardı. yoksa beni bırakmazmış hanımefendi. yürüyerek gidecekmişim ben ceza olarak falan.. arabada atıp tutmalar, bağırmalar çağırmalar. kardeşi bana destek çıkıyor, çocuğu rahat bırak falan diye ama bu dinlemiyor falan. orda baya bi kavga modunda geldim eve. burnumdan geldi yani. daha sonra kıbrısa dönüşüm yaklaştıkta biraz ılımaya başladı. ayrılık olacak ya yine. neyse, barıştık ettik falan. döndüm ben kıbrısa yine. orda yine abuk subuk klagib tartışmalar devam ediyordu. 14 mart doğum günümdür panpalar. 14 mart günü, arkadaşlarım saolsunlar bana pasta almışlar, alkol falan sürpriz olarak. başka arkadaşımın odasında kutlayacağız. beni zütürdüler. bir şey göstercez diyerek çıkardılar odadan. telefon falan almamıştım. yani şu anda bunları yazarken bile ne kadar sudan sebepler olarak geliyor ama, malesef öyleydi panpalar. neyse gittik pastayı yedik falan. odaya döndüğümde saat 1 buçuk falandı gece. bu çıldırmış tabi. laftan anlarmı? anlamaz.. hangi cehenneme kayboldunda işte nerelerdesin de öyle ağır laflar. aynen ne olduysa anlattım durumu. inanmadı. pınarla başbaşa mı geçirdiniz falan dedi. benim kayış orada koptu panpalar. arkadaşlarımı arattım, konuşturdum inanmadı. bu pınarla da eskisi kadar samimi değildik. kız aklımın ucuna bile gelmiyordu yani. bu bana öyle deyince, benim de iş çığrından çıktı. alttan alıyorum olmuyor, özür diliyorum suçsuz olduğum halde olmuyor. ne yapsam nafile. doğum günümde kavga ettik, küstü. ama benim sabrım iyice taşmıştı. artık takıntı haline gelmişti. iyice soğuk davranıyordum bende. neyse, nisanda tr ye gelmek için bilet aldım. 12 nisan 2013 te geldim antalyaya. konuşmak, uzlaşabilmek için. inanın bende tahmin edemezdim meğer, onunla son görüşmem olacakmış..ta ki bugüne kadar. (7 ağustos yani)Tümünü Göster
-
37.
0@62 2007'den panpa : ) hazırlık senesi bir yıl. 1.5 yıl da ben uzattım. 2014 şubatta bitirdim şükür ki..
-
38.
0ailem de iyice beni baskı altına alıyordu. ama şimdi haklı olduklarını görebiliyorum. huylu huyundan asla vazgeçmez panpalar. bir insan 7 sinde neyse, 70 inde de öyledir. ben ciddi ciddi, artık tartmaya başlamıştım bu ablamız ile olan geleceğimi. düşünsenize, evlendiniz, özgürlüğünüz yok. hanıma bağlısın. gitme diyor, etme yapma diyor. evlilikte daha sıkıntı. aynı evdesin, hiçbir şey yapamazsın. en ufak bir şeyde kavga-tartışma huzur yok. hastalık zaten bir taraftan. aramız zaten soğuktu, ben ayrılmaya karar verdim. ikimiz için de en doğrusunun böyle olacağını düşündüm. seviyormuydum, çok seviyordum. ama sevgi herşeyi çözmüyordu panpalar. 13 nisanda buluştuk, konuştuk. o gün bir şey söyleyemedim. benim de dilim varmıyordu söylemeye. bir taraftan istiyordum, biliyordum olmayacaktı. geleceği yoktu bu ilişkinin. çok geç farkına varmıştım, çok hata yapmıştım ama gerçekler böyleydi. bir taraftan da, yapamıyordum. çok tuhaf duygular yani keşke kelimelere dökebilsem. en sonunda 16 nisan günü, ayrıldık. skindirik bir parkta oturduk, konuşmaya çalıştık. daha önce 1-2 sefer 2-3 hafta süren ayrılıklarımız olmuştu. hepsinde ben yalvar yakar ikna etmiştim onu. ama bu sefer ilk kez benden geldi ayrılalım sözü. bu sefer de o istemedi. bir şans daha tanıyalım bize falan. ama kaçıncı şans.. olmuyordu. zamanında tartıştığımızda o da diyordu ama ben kabul etmek, görmek istemiyordum. ama gerçekten olmuyordu panpalar. gitmiyordu. mehteran takımı gibiydik. iki olumlu hareketimiz varsa mutlaka bir aşırı olumsuz olayımız oluyordu. ben çok ciddi şekilde düşünmüştüm bu olayı ve kesin kararlıydım. ailem de zaten isteksiz olmaya başlamıştı iyice. herşey iyice taka sarmıştı anlayacağınız. ama ayrılık anımız çok kötü olmuştu. salya sümük bir şekilde, üzülme diyebildim en son. ilk ayrılan biz değiliz, son ayrılanlar da biz olmayacağız dedim ona. alnından öptüm, helalleştik. ve gitti...
-
39.
018 nisan günü, uçakla direk kıbrısa döndüm. ama siz bana sorun o dönüşü. antalya-lefkoşa seferi genelde ya akşam 21:20 de vardır, ya da sabah 06:40'da panpalar. pegasusun gibindirik seferleri bu şekilde. sabahın köründe, annemlere de yarı kızgın bir şekilde tr den ayrıldım. kendimi öyle berbat hissediyordum ki, yemin ederim, uçakta, koltukta oturan sanki bir et parçasından ibaretti. ruhumu, herşeyimi geride bırakmış gibi hissediyordum. bir saniye bile gözümün önünden gitmiyordu, aklımdan çıkmıyordu. gözlerim dolu dolu indim uçakla lefkoşaya amk. zar zor geldim magosaya, yurda. tamamen dağılmış bir vaziyetteyim. ders falan dünya umurumda değil... ilk iş olarak resimlerini kaldırdım masamdan. benim arkadaşlar tabi direk çaktılar mevzuyu. noldu lan ayrıldık deme sakın falan diyorlar her gören. bende ayrıldık abi evet diyorum. herkesin tepkisi aynı: gibtir lan!.. evet, gibtir lan ama öyle gerçekten. ayrıldık, bitti. ve %100 emindim ki geri dönüşü olmayacaktı asla. olmadı da.Tümünü Göster
23 nisan ablamızın doğum günüydü panpalar, en son o gün acı bir darbe daha yedim. bunu aradım, doğum gününü kutlamak için. neyse açtı telefonu. nasılsın işte falan filan iyimisin, direk laf soktu zaten, halinden memnunmusun diyerek. bende idare etmeye çalışıyorum falan dedim işte. dedim ki doğum günün kutlu olsun, üzme kendini falan. hasta olmanı istemem falan dedim. panpalar ne dese beğenirsiniz? ya varya, ne dediğini size tahmin ettirsem kalıbımı basarım inci de bunu tahmin edebilecek bir kişi çıkmaz!
bana dedi ki, arkadaşların ısrar etti de mi aradın beni..o an, sanki biri beynime bir kurşun sıkmış gibi hissettim kendimi. düşünemedim bir an. ne alakası var diyebildim. daha sonra toparladım biraz kendimi. sana pes diyorum dedim. bunu söyleyebildin ya dedim. ya düşünün, ben bunu canımdan çok sevmişim, saçının teline canımı feda edecek kadar sevmişim ben bunu zamanında, ayrıldık diye bana dediği laf.. inanamadım gerçekten. tartışmak istemiyorum dedim, ben sadece doğum gününü kutlamak için aramıştım dedim. biraz daha konuştuk sonra kapattı. annesinin arkadan sesi geliyordu boşver yüz verme diye.. işte panpalar en son sesini o zaman duydum. 2014 23 nisanında. günler geçiyordu, hayat bir şekilde devam ediyordu ama, aklımdan çıkıyormuydu? hayır. unutabiliyormuydum? hayır. size yemin ederim ki, bir başkası ile birlikte olmayı çok istedim. pınar mezun olmuştu olmasaydı ilk adaydı. direk gidip söyleyecektim kıza. o derece hayatımda birisinin olmasını istiyordum. hem alışkanlıktan, hem de artık unutma ümidiyle. ama şu satırları yazdığım saniyeye kadar hayatıma biri girmedi panpalar. 1 yıl 4 ay olacak neredeyse birkaç gün kalmış. çok istedim başka birisi ile birlikte olmayı ama çevrem yok antalyada. arkadaşlarımın çoğu mezun olduğu için kimisi askerde, kimisi istanbulda bir işte çalışıyor. şubat 2014 ten bu yana bütün vaktimi neredeyse evde geçirdim. bundan ayrıldıktan sonra, kendime bakmaya başladım. 105 kiloydum 2013 haziranda. spor salonuna yazıldım. sadece 2013 aralık ve 2014 ocakta devam etmedim, final dönemi olduğu için. onun dışında aralıksız, hala spor-body yapıyorum. şu an 77 kiloyum, biraz yapılandım, kaslandım. tipim de fena değil ama çevre yok, kız da yok panpalar. onunla en son temasım, 2013 8-20 ağustos tarihlerinde oldu. bayram mesajı atmış bana. yalan olmasın, tam hatırlamıyorum kıbrıstamıydım, antalyadamıydım. sizlere aynen mesajları yazayım;
8 ağustos
o : iyi bayramlar..
10 ağustos
ben : teşekkür ederim. seninde bayramın kutlu olsun.
20 ağustos
o : merhaba nasılsın? bikaç gündür üstüste rüyamda seni görüyorum. içim huzursuz oldu. iyi misin diye sormak istedim :( bi sorun yoktur umarım..
ben : merhaba, iyiyim. bir sorun yok şimdilik. sen nasılsın? kpss ne oldu? (biz ayrıldığımızda bu mezun olmuştu çoktaaan. formasyon almıştı okulundan, kpss ye hazırlanıyordu)
o : bir sorun olmadığına sevindim, baya huzursuz olmuştum çünkü :/ sonuçlar açıklandı, fena değil, kontenjanların açıklanmasını bekliyoruz. doğu olcak gibi görünüyo ama tercih etmeyi düşünmüyorum. bu sene yüksek lisans yapıcam. haftaya, yabancı dil sınavım var, hayırlısı bakalım. öyle işte.
ben : okulda kalacaksın yani, iyiymiş. hayırlısı olsun.
7 ağustos 2014'e kadar başka ne tek bir kelime oldu aramızda ne de gördük birbirimizi... -
40.
+1dün, 7 ağustos günü, kardeşim gibi sevdiğim arkadaşlarım geliyordu manavgattan. abi-kardeş iki kişi. ikisi ile de aram çok çok iyidir. en yakın arkadaşlarımdandır. biri daüde master yapıyor, diğeri lig tv de çalışıyor panpalar. neyse, teyzeleri ile gelmişler bunlar, özdilek avm de buluştuk. biraz dolandık oradan, mark antalyaya geçtik. antalyayı bileniniz varsa dediğim yerleri bilirler. neyse, girdik mekana. biraz dolandık, yürüyen mervidenden çıkarken bunların suratları bir tuhaf oldu. aşağı doğru bakıyorlardı bir de bana bakıyorlardı. anında anladım, kaç senelik arkadaşlarım iyi tanıyorum. benden bir şey gizliyorlardı bunlar. noldu olm dedim. bişi yok dediler. üst kata geldiğimizde onu ilk kez o kadar zamandan sonra gördüm. yine güzeldi, saçlarını salmış, en sevdiğim şekli ile. yanında el ele tutuştuğu bir çocukla birlikte. ilk başta cesaret edemedim yüzüne, gözlerine bakmaya. arkadan görmüştüm, direk tanımıştım. yüzüne baktım, saniyelik de olsa o da bana baktı, hemen, anında gözlerini kaçırdı. başka bir tarafa baktı. oğlanla ilgileniyormuş gibi yaptı. sanki ben orada yokmuşum gibi.. başka bir şey de bekleyemezdim gerçi. ama, kendimi öyle tuhaf hissettim ki panpalar, inanılmaz bir ter dalgası kapladı beni. yüzümden resmen boşanıyordu ter damlaları. neden böyle olmuştum anlamadım. arkadaşlarıma çaktırmamaya çalışsamda onlar da direk anladılar moralimin bozulduğunu. neşelendirmeye çalıştılar beni falan ama, tüm gün mutsuz, asık suratla dolaştım amk. bu kız ki, ayrılırken, senden başkasına nasıl tekrar güvenebilirim, nasıl sevebilirim diyen..bu kız ki, sensiz olamam, yaşayamam diyen.. hayat böyle panpalar..ben kendime diyordum, birini bulurum unuturum gider diye ama el öyle değil işte. çoktan silinmişim, gitmişim bile.. sizlere belki saçma geliyordur, bilmiyorum ama baya bi kötü oldum. birini bulmak için zamanım da yok. salı günü askeri birliğime teslim olacağım bir daha ertelemezlerse sevk tarihini. olay bundan ibarettir panpalarım. şu an bile mutsuzum, kırılganım. aslında böyle olmamam lazım ama bilmiyorum işte. hayat devam ediyor ama, hiç acıması yok bu hayatın bunu bir kez daha anladım.
-
41.
0bu kadar lafın üzerine, bu şarkı iyi gider heralde..niye efkar yapıyorum, kendimi üzüyorum bilmiyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=Pf9Un580xXw -
42.
0bugünden bitiremeyen panpalarım için, bir-iki gün uplarım konuyu. ondan sonrası allah kerim...
-
43.
0dün beni dinleyen panpaların hatırına up..
-
44.
0bilmiyorum panpalar. biri olursa hayatımda, kafamdan düşünceleri atmam kolay olur diye düşündüm. antalyada nereye gitsem, bir anım var neredeyse. sıkıntı olabiliyor zaman zaman. en iyisi umursamamak. ama çok kolay olmuyor işte.
-
45.
0işte böyle gençler..bu da benim, birebir yaşadığım hayat tecrübemdir.
-
kayra 40 yaslarda ısıtme kaybı yasıcaksın
-
acaba kayraya bi zenci tecavüz etse
-
iki civata sıktım saat 10 olmuş
-
beyler halkın yüzde ikisi açken nasıl oluyorda
-
sekiz senedir çalısan adam ekip lideri oldu
-
atatürk kendisi bile bugünü görse
-
trabzonu doğradılar
-
kaan kurala acayip sinir oluyorum
-
beyler doğuda damada ve geline takılan altınların
-
beyler gelin re cep tayyibe neden oyy verdiklerini
-
basketbola atan kazanır kuralı gelmeli
-
sonundaa aldım be
-
3 trilyona araba önerisi
-
her tarafta buhu
-
bu kayranın vücudu muydu la
-
cogu ünlü ayın dolunay oldugu zamanlar
-
neden playstation joystiklerine sensor koymuyorlar
-
züt deliklerinin süper sıkı ve girmesi çok zor
-
mersobahis
-
et yemeyen erkek geydir
- / 1