1. 26.
    0
    Anlat pankuş dinlemedeyiz
    ···
  2. 27.
    0
    Telefondayim ve dinlemedeyim
    ···
  3. 28.
    +1
    işler bir bakıma daha kolay olmuştu. tatillerde direk kaçıyordum antalyaya. daha önce bir kere aydına, onun yanına gitmiştim. o da şöyle bir mevzuydu. hazırlıktayken üniversitede, hazırlık atlama sınavına girdim kasım ayında. aslında ekimdekine girecektim ama peder bey canı saolsun, sınav ücretini gereken zamanda yatırramadığı için sınava katılamadım. kasımdakine girdim ve sınavda başarılı oldum, hazırlığı atladım. aralığın ortasına kadar öyle arkadaşlarla takıldım kıbrısta free bir şekilde. daha sonra uçak biletini alıp doğru aydına. ama o kadar da doğrudan değil : ) önce yine çok yakın arkadaşlarımdan ikisi ile, isimlerini vermeyeyim, ankaraya gittik (memleketimdir aynı zamanda ankara/çankaya). antalyaya veya izmire bilet bulamadık. arkadaşlarımdan birisi ankaralı, diğeri de manavgatlı. ankaradaki arkadaşımın babası saolsun, esenboğaya iner inmez bizi otogara yetiştirdi, tabi benim tekrar uçak bileti almaya lüksüm yok. cepte para kısıtlı, ailemin benim kızın yanına gittiğimden haberi yok!
    ···
  4. 29.
    0
    yanlış mı anlamışız? anlat hele bakim.
    ···
  5. 30.
    0
    @25 kız arkadaşımın olduğu doğru, ama ayrıldık bitti. bence senin değerlendirmen biraz yanlış. şu an olabildiğince yalnız birisiyim.
    karşı cinsten konuştuğum, görüştüğüm birisi bile yok şubat 2014'ten bu yana.
    arkadaşlarım yok mu, var. kardeşim gibi gördüğüm insanlar var ama görüşme fırsatım pek olmuyor. hepsini anlatacağım.
    ···
  6. 31.
    0
    Anlat topragim anlat dinlemedeyim

    Not: ankaraliyim
    ···
  7. 32.
    0
    neyse, ankara aştiden, otobüslere binip, ben aydına, diğer arkadaşım manavgata gidecek. (diğeri zaten ankaralı amk onu sormayın)
    o günü de hiç unutmuyorum. akşam saat 6:22'ydi aştiye geldiğimizde. apar topar, koşturmaca ile aydına giden otobüs firması aramaya başladık. pamukkale, kamil koç falan. yok amk hiçbiri. adını net hatırlamıyorum ama denizli seyahat gibi birşeydi sanki, zar zor buldum. 6:35'te kalkıyormuş. hemen aldım bileti. arkadaşlarımla vedalaştım, yardırdım otobüse. bir bey amcanın yanına vermişler beni, oturduk tırıs tırıs gidiyoruz. mesafe ve ne kadar zaman süreceği hakkında hiçbir bilgim yok. sadece kız arkadaşım biliyor geleceğimi. ona haber vermiştim. otobüse bindiğimi söyledim, telefonu kapattım. o zamanlar bu skindirik muhabbet vardı, telefonlarınızı kapatın falan. yıl 2008 panpalar. akıllı telefonlar da piyasalarda pek yok. hatta yoktu belki de tam hatırlamıyorum. bende nokia 6680 vardı, hey gidi günler. üniversitedeyken araba çiğnemişti amk telefonunu... neyse, muavine sordum, birader ankara-aydın kaç saat sürüyor? 9 saat demez mi bu amk. beni ter bastı. gecenin 3. buçuğunda orda olacağım.. hiç bilmediğim bir şehir..
    ···
  8. 33.
    0
    rezerve
    ···
  9. 34.
    0
    yapacak bir şey yoktu. otobüse bindik, gidiyoruz artık. sağa çekin ineceğim! diyecek halim yok. bir de sevdiğimin yanına gidiyorum, su gibi geçer o yol misali gittik bir şekilde. hatta yanımdaki bey amcam ile tuhaf bir ufak sohbetimde oldu. açılış konuşması gibi bir şey. adam ondan sonra konuşmadı zaten benimle amk.

    amca sordu;
    -merhaba yeğenim, nerelisin.
    -ankaralıyım amcacım, çankayadan.
    -okuyormusun?
    -evet, kıbrısta okuyorum, bilgisayar mühendisliği.
    -güzel güzel. ankarada mı yaşıyorsun?
    -yok amcacım, antalyada yaşıyoruz. 94'ten bu yana.
    amcanın kayış burada koptu, yüz ifadesini görmenizi isterdim..
    -ee aydın da ne işin var?
    -sevgilimin yanına gidiyorum : )

    amca burada mavi ekran verdi, yediği bisküviden ikram edip, televizyondaki filme odaklandı. bir daha da çıt çıkarmadı.
    ···
  10. 35.
    0
    neyse, gece 3 buçuk gibi aydın otogara geldik. o zamanlar ufacık, züt kadar yere, şehrin neredeyse göbeğine otogar demişler, otobüsleri sokmuşlar amk. öyle bir yerdi aydın otogarı. yenilenmiş galiba. şimdilerde nasıldır, bilmiyorum. indim otobüsten, otobüs izmire devam ediyormuş. aydında inen bir tek ben varım zaten. her yer kapalı, yazıhaneler bile kapalı ne işse amk. telefonu açayım dedim, arayacağım ya kızı. şarjı bitik. böyle işin ızdırabını diyerekten valizi bıraktım peronda, biraz dolandım oralarda. açık bir büfe, ne bileyim bir şey bulmak için. en sonunda bir taksi durağı buldum, onu aradım. ben geldim, beni alabilirmisin diye. bunun kaldığı ev arkadaşının sevgilisi de oradaymış. neyse bunlar taksiye atlayıp geldiler beni almaya otogardan. züt kadar şehirmiş halbuki aydın, insan bilse, bütün şehri yürüyerek gezer rahatlıkla. ben gittiğim zamanlarda bulvar diye adlandırdıkları uzuun, tek bir caddesi vardı zaten gezilip görülebilecek şehir merkezinde. eve girdik, yerleştik falan. biz tabi uçuyoruz mutluluktan. daha ne olsun, sevdiğin kişi ile berabersin. mis kokusunu içine çekerek, koynunda uyuyacaksın. inanın bundan daha güzel, huzurlu bir his yok bu dünyada.
    ···
  11. 36.
    0
    ordamısınız? uyudunuz mu ? kendime mi anlatıyorum tekrardan bildiklerimi yoksa amk?
    ···
  12. 37.
    0
    dinliyoruz kardeşim
    ···
  13. 38.
    0
    anlat burdayız
    ···
  14. 39.
    0
    reserved
    ···
  15. 40.
    0
    reserved
    ···
  16. 41.
    0
    anlat gibeyim yohsam
    ···
  17. 42.
    0
    benım başlıgıma attıgın entry ile geldim. çabuk yaz lan
    ···
  18. 43.
    +1
    güzel bir 4 gün geçirdik aydında. sakin, huzurlu. kafamıza göre..
    tabi bir de bu işin ailemin öğrendikten sonraki kısmı var. annem pek ses etmedi. ama babam. babam, baya laf etmişti o zamanlar. hatta küsmüştü bana. insanın evladı, önce ailesinin yanına gelir, önce annesinin-babasının yanına gelir demişti. hiç unutmuyorum. hata etmiştim, en azından haber verebilirdim. gerçi karşı çıkarlardı büyük ihtimalle. gitme diye değil, nerede kalacaksın, nasıl yapacaksın diye. antalyaya döndüğümde, bir müddet babam sıcak davranmadı bana. beni üzmüştü bu durum. neyse ki zamanla aramız düzeldi, eski haline döndük. kız arkadaşım da çok üzülmüştü. o taa o zamanlardan ciddi şekilde evliliği düşünüyormuş. bunu daha sonra öğrenmiştim. ailem ile iyi geçinmeye çalışıyordu. kendisini sevdirmeye, yakın olmaya çalışıyordu taa o zamanlar. neyse, 2. dönem kıbrısa dönmedim, hazırlığı atladığım için. ancak bölüme de başlamadım. biraz kafa dinleyeyim dedim. bizimkiler de sıkıntı çıkarmadılar. hatta mükafatlandırdılar bile beni. 2 aylığına ingiltereye gittim, dil okuluna. ingilizcemi daha da geliştirmek için. çok faydası oldu. unutamayacağım anlar, anılar yaşadım ingilterede. worthing-brighton-londra üçgeninde mekik dokudum 3 ay boyunca. yaramazlıklar da yapmadım değil ingilterede. zaten oraya gidince, kızlarla ilgilenmemek gerçekten zor. kendileri size geliyor daha sen gitmeden yanlarına. öyle bir yer. avrupanın çoğu ülkesi o şekilde gerçi, her yer türkiye değil amk. orada kaldığım 2 ay boyunca, (duygusal anlamda kesinlikle bir şey hissetmedim) 4 tane kızla birlikte oldum. biri gecelikti, ertesi gün sanki hiç olmamış gibi gitti ve görüşmedik bile bir daha. diğerleri, orada kaldıkları süre ve benim kaldığım süre boyunca görüştük. hatta biri benden 4 yaş büyüktü. romanyalı paula. 2 hafta takıldım bununla. sarışın, mavi gözlü gerçekten güzel bir hatun. facebookta falan çok aradım ama bir türlü bulamadım. ingilterede aklınıza gelebilecek her türlü şeyi yaşadım. tabi, türkiyeye herşeyi rapor etmiyordum. what happens in vegas, stays in vegas hesabı takıldım anlayacağınız. yakın arkadaşlarım dışında, kuzenim dışında ( o da oradaydı, zaten aynı okula gitmiştik onunla ancak o 9 ay kaldı, para durumları iyiydi kuzenlerin o zamanlar. yaşı da benden 6 yaş büyük muallaknin zaten )ve bir bu yazıları okuyanlar biliyor. orada yaşadığım şeyleri anlatmam saatler sürer o yüzden geçiyorum direk. tek söyleyebileceğim, kız arkadaşım ile ilgili olarak, haberleşmek sıkıntı oluyordu. türkiyedeyken, o zaman telsim vardı, gittik bayiye, dedik ki karıya, böyle böyle ingiltereye gideceğim, türkiye ile rahat görüşebileceğim bir tarifeye geçmek istiyorum. yurt dışı tarifesi yaptılar. 10 dakikası 2 lira mıydı neydi. balıklama atladık tabi. siz olsanız almazmıydınız? ama işin özü biraz farklıymış, ingilterede anladım durumu. zaten kıllanmıştım, orda burda dolanırken, telefonların ekranında hangi şebeke olduğu yazar ya hani turkcell falan diye, bu amk telefonunda bi t-mobile yazıyor, bi orange yazıyor, bi o2 yazıyor, bi telsime dönüyor. ama ben sıklıkla arıyorum benim kızı tabi nasılsın napıosun buralar böyle falan filan diye. neyse, ilk ay bitti, benim hat kesildi amk. ne kimseyi arayabiliyorum, ne de aranabiliyorum. tamamen ulaşım dışı. 1 gün geçti böyle dedim şebekedendir falan. 2. gün geçti. 3. gün kıllandım bunda kesin bir takluk var diye. kaldığım ev sahibine rica ettim, ev telefonlarıdan türkiyeyi aradım. evi. annemle konuştum böyle böyle oldu nedir diye. kadıncağız demez mi, oğlum 782 lira fatura geldi, hattını kapattırdık bizde. o an ki şok ile neye uğradığımı şaşırdım. nasıl olur falan beynim durdu beyler resmen. sonradan öğrendim ki, bu her şebeke değiştiğinde (t-mobile, orange, o2 falan oluyordu ya) misli misli giriyormuş bana amk. benim dünyadan haberim yok, tr deki telsimdeki karının da ya haberi yok ya da binliğine söylemedi, bilmiyorum. hemen gittim, vodafone hat aldım ing. den. onunla rahat rahat istediğim kadar arayıp görüşebildim tr yi.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 44.
    0
    jaguarneasilhayvan, uyudun mu kardeşim : ) ?
    ···
  20. 45.
    0
    ben burdayım panpa devam
    ···