bugün gece onikiye kadar bu başlıkta yazacagim

2. bomonti ve masadaki cigaram... bir de çakmağım...

hiç keyfim yok lan, yazasım da yok...

bakalım biraz sonra açılabilirim...

ben ilkokuldayken siyah önlük ve beyaz yaka modaydı, çok da güzeldi,

siyah asil renktir dıbına koyayım...

bir de basmalı suluklar modaydı... basardın düğmesine fıttt! diye atardı kapağı... sonra çeke çeke, içe içe su içerdin... beslenme çantası da boyna asılırdı, güzeldi o günler... çok güzel...

üç kişi otururduk tak rengi sıralara ve solak olanlar en sola oturtulurdu. güzeldi o günler.

orta okul döneminde fen öğretmenime aşıktım... adı da "gül"dü, ufacık tefecikti, gözlükleri vardı ve evliydi... ama yine de aşıktım ve kıskanıyordum onu... seviyordum... kocası da "ali" tarih hocasıydı... nefret ediyordum huur çocuğundan... hiçbir dersini dinlemez ve her sınavdan da 100 alırdım... o da bu duruma sinir oluyordu... ama hiçbir zaman karısına aşık olduğumu öğrenemedi ve ben hep sevdim ki hala seviyorum...

acaba nerededir şimdi, kim bilir...

hiç unutmam bir gün, sınıfın en hayta çocuğu gül hocaya yani aşık olduğum kadına kafa tuttu, gül hoca bu duruma sinir oldu... çocuğun üzerine yürüdü çocuk da 2 yıldır hep aynı sınıfta kalıyor, boylu poslu biri... o da onun üzerine yürüyünce sınıf araya girdi... ben de gül hocayı kucaklayıp kaldırdım ve üç dört adım taşıdım... arkadan sarılmıştım, kalçaları göbeğime değiyordu... benim de ellerim onun göbeğindeydi... ne de güzel kokuyordu...

hiç unutmadım o günü...

vay dıbına koyayım, içlendim lan...

:(

bir gün de ne oldu, gül hoca ders anlatıyor ben yine aşık aşık bakıyordum, siyah dar etek ve üstüne de beyaz gömlek giymişti... melül melül bakıyordum... o da ders anlatıyordu... bir ara üstten 2 ci düğmesi açıldı, beyaz atleti göründü, memelerini saran beyaz atlet aklımdan hiç gitmedi... sanırım sütyenli atletti. var mı öyle atletler bilmiyorum ama öyle bir atlete de hiç denk gelmedim...

nereden sardık ki gül hocaya...

3. bomonti sana gelsin sevgili gül hocam...

insan sevdiğine hocam diye hitap eder mi lan, ne yaptımsa olmuyor, sadece gül diyemiyorum... ekgib kalıyor sanki, saygısızlık yapıyormuşum gibi oluyor...

o değil de ilkokulda da sem diye bir kıza aşıktım... yüzü falan hiç aklıma gelmiyor ve ben de zaten yüzüne ya da güzelliğine aşık olmamıştım sadece ismine aşık olmuş ve seviyordum... o da beni seviyordu ve sanırım o da benim çalışkanlığımaa aşık olmuştu ki zira ben sınıfın ve okulun en çalışkan öğrencisiydim...

sem'di adı...

küçükken ne olacaksın diye sorarlardı bana, ben de her defasında ayrı bir meslek söylerdim... aslında hiçbir zaman da kendim için bir meslek edinmedim... hep ailem için okuyordum sanki... hastaydı annem, onun için doktor olmak istiyordum... biraz iyileşince babam için banka müdür oluyordum, ( çocuk aklı işte banka müdüründe tomarla para var sanıyordum) sonra kardeşlerim için öğretmen... ve dayım için general... askerdeydi dayım... sonra amcam vardı benim, belediyeye girmek isteyen ama hiç giremeyen onun için de belediye başkanı oluyordum... hemen hemen herkes için bir meslek edinmişliğim vardı da kendim için salt büyük adam oluyordum... bu kafiydi benim için, büyük adam... büyük kıyafetler giyen, büyük elleri ve büyük ayakkabı giyen adam...

sonra büyüdüm işte, bir tak da olamadım...

heyhat!

anasını avradını gibeyim lan! anasını avradını, yedi ceddini, soyunu sopunu gibeyim...

çocuktum, keşke hep çocuk kalsaymışım...

ne de çabuk geçiyormuş zaman ve ne de çabuk öteleniyor insan...

biraz ara versek nasıl olur, şöyle bi bahçeye çıkayım, biraz huzur ve biraz da tütün...

bu da bana gelsin...

http://fizy.com/#s/1ai8sp

geldim, yağmur yağacak gibi, yağsın... toprak kokusuyla geliyor yağmur...

o değil de tam olarak şu an ne yapmak isterdim biliyor musunuz ?

tam olarak şu an diri memeleri olan bir kadının, sağ memesinin ucunu dişlerimin arasına alıp dilimle oynamak isterdim...

böyle lolipop gibi...