bugün gece onikiye kadar bu başlikta yazacağım

canım çok sıkılıyor dıbına koyayım, başlık açasım da yok... tamıtdıbına ondört saat onsekiz dakika boyunca bu başlıkta olacağım...

gibinizde olur mu, olmaz mı bilemem ana gibimde de değil açıkçası...

nevalemi de yazayım önce...

11 adet bomonti (çevir aç kapaklardan), 4 adet tuborg kırmızı, 2 efes xtra (şişe), 5 paket samsun 216, 4 muzlu kek (eti), 6 meyveli kek ( 30 kuruşluk), tadım ayçekirdeği (1 tl'lik paket), 2 lays klagib (büyük paket), çeyreği yenmiş ekmek, biraz da peynir ve dahi zeytin, bunların hepsi eriyecek gibime geliyor...

erirse gibime erimezse zütüme... (bomonti ve efes xtra dışındakiler hariç)

daha kahvaltı da yapmadım amk, aç karna ne yazayım ki...

gerçi birkaç zeytini ekmeğe boca edip mideme istifledim ama yine de açım, aç!

doymak istiyorum ben de, hem aş'a hem hayata ve hem de kadınlara...

bazı bazı "yeter" diye isyan edesim geliyor, benim neyim ekgib oğlum sizden, neyim ekgib... ben de dilimlenmiş bir ekmek parçasına çokomel veya nutella sürüp dişlerimin arasına almak istiyorum...

benimki de can lan. benim de canım çekiyor oğlum. bıktım lan, vallahi bıktım... her gün kuru ekmekle zeytine talim etmekten bıktım, usandım!

burama geldi dayandı artık...

ya banka soyacağım ya intihar edeceğim ya da gidip bir kadına tecavüz edeceğim!

her gün yediğim ekmekle zeytin gibi hayatım da bir kısır döngüden ibaret dıbına koyayım!

bugünüm dünün, yarınım bugünün aynısı olmasa kıyamet kopacak sanki, koyduğumun taktan düzeni... ulan sanki dünya bir fotokopi makinesi de ben de o makineden çıkan hayatı yaşıyorum... oğlum bir gün de bozul lan, ya da kartuşun, tonerin bitsin olmadı elektrikler kesilsin de farklı bir gün yaşayayım...

mesela bugün 8,30'da uyandım, mutfağa uğradım, birkaç zeytini mideme zulaladıktan sonra helaya gittim, dişlerim arasında kalan zeytini parçacıklarını işaret parmağımla temizledikten sonra bir sigara yaktım... bu arada samsun 216 içiyorum ki benim yıllardır içtiğim sigara, en kral sigaraya da değişmem...

takserimi sıyırıp çömeldim sonra da düşünmeye başladım...

neden ben?

şu dıbına koyduğumun hayatında neden her aksilik beni bulur? ne yaptım ki oğlum ben... bir tak da yapmadım gerçi ama neden ben...

dün olduğu gibi bugün de bir cevap bulamadım... gibtiğimin hayatınını tak gibi heba ediyorum dıbına koyayım...

şerefsizim ki hayat, taku gelmişte üzerime üzerime sıçıyor gibi lan...

mutfak dedim de benim benim mutfağı tak zütürüyor affedersiniz...

ve benim acilen eve karı kız atmam gerekiyor dıbına koyayım, ki kadınlar, yediği yannanın hakkını vermeli ağa...

öyle bedavadan yannan mı olur lan.

olmaz tabii, zaten hakkıyla gibemediğin karı, bir daha da girmez koynuna, önünde de domalmaz...

iyi gibeceksin ki "bir daha, bir daha" istesin...

şunu unutmayın gençler,

kadınlar narin, çıt kırıldım, ince ruhlu falan olsalar da yatakta sert erkek severler...

yani gibtin mi tam gibeceksin, hayvanlar gibi gibeceksin oğlum... şöyle diklemesine yüklendin mi kadının üzerine nefesi kesilmeli... yanakları ciğer kırmızısına dönüşmeli, kadın, ağırlığının altında ezilmeli bir kere, öyle ki soluğu zütünden almalı... ona da müsaade etmeyeceksin tabii... bastıracaksın vücudunu, yekcan olacaksın... ayrıca sadece belin de gidip gelmeyecek, tüm bedenimle gidip geleceksin üzerinde...

öyle "canın yandı mı", "çıkarayım mı", "acıyorsa sen üste çık" gibi mallıklar yapmayın...

yatağa girdin mi aslan kesileceksin, arslan... !

yalnız o değil de ondört saat, onsekiz dakika toplamda sekizyüz ellibeş dakika yapıyor lan,

acaba sekizyüz ellibeş dakikada, kaç insan doğar? ya da kaçı cortlar... gibimde mi? değil ama yine de merak ettim..

ilk bomontim çoban veli'ye gelsin...

çoban veli'yi tanır mısınız?

hemen tanıştırayım huur çocukları...

http://tinyurl.com/cobanveli

ölümle hiçbir zaman karşı karşıya gelmeyeceksin... varsa bir yerlerde ölüm, sen olmayacaksın, topuklayacaksın amk.

aşık olacaksın ama, aşk başkadır oğlum, aşk yoksa hayatta yok... hayatın düzeni bile aşk üzerine kurulu amk...

şu gibtiğimin hayatında en azından bir sevgilin olacak, aşık olacaksın ona, seveceksin... bazı bazı da gibeceksin, gibmez ya da kıyamayıp gibemezsen bil ki başkası giber...

zaten başkası giberse bil ki o gibtirdiğine aşık olup sana da aşkını ve de erkekliğini vergi iade fişi gibi eline verecek...

iki kere iki dört dıbına koyayım...

ne demiştik, aşk...

hani anne sevgisi başka falan derler ya, o da yalan dıbına koyayım, sevdiğin kadının bir lafıyla "ananı da silersin babanı da"...

aşk bu oğlum, giber atar!

o değil de karıların memeleri, "am"'ından daha ciksi lan. züt de öyle...

bilmem farkında mısınız, yukarıdaki cümlede "am" kelimesini, kesme işaretiyle ayırdım...

severim ben ayırmayı ki "am"ı ayırmayı daha çok severim...

her memesi "yaydan yeni fırtlatılmış ok "gibi duran kadınlara da itibar etmeyin amk... zira bunların birçoğu pohpohçu, kaypak, dalavereci, hortumcu...

çakozlayın işte lan, destekli sütyen icat edildi, memeler bozuldu...

ayrıca destekli sütyen giyen kadınları da "çakma" karılara benzetiyorum...

çok da itici geliyorlar bana...

koyduğumun hortumcuları!

hangi erkek donuna patlıcan koyar lan, en azından ben koymuyorum...

o değil de; bi manitam olsaydı her allahın günü giberdim amk... öyle gezmeye falan da zütürmezdim... hem ne yapacağız ki sinemada, kafelerde falan ergen miyiz oğlum biz... iki göz bir evim var, paso çağırırdım yanıma, giber giber evine yollardım...