bugün arkadaşıma çok kötü şeyler yaptım

dün çağırdım bana gel yarın dedim. sesinde bir mutluluk vardı muhtemelen bir manita bağlamak üzereydi. hemen kabul etti tabi olur yarın akşam görüşürüz dedi. şaşırdım 'hayırdır keyfin yerinde galiba?' dedim çünkü normal bir zamanda değerli vaktini benimle harcamak istemezdi. ' keyfim yerinde valla universal cumartesi günü kızla sinemaya gidicem ayarladım' iyi hayırlı olsun dedim ama unutma yarın gel özledim seni.

akşam 17:00 civarı geldi bu cıvıl cıvıl amk. normalde lütfen konuşurdu benimle. buyur ettim içeriye. babasından harçlık alıp kız arkadaşıyla burger kinge giden bir liseli kadar mutluydu. muhtemelen müstakbel sevgilisi de en az onun kadar mutluydu.

o gün cumaydı. bana sürekli ertesi gün kızı sinemaya zütürüp ona nasıl açılacağından bahsediyordu. yapmacık bir tavırla gülümsüyordum. gerçekten de gözlerinin içi parlıyordu. bir an aklıma çılgınca birşeyler geldi. şu an onun mutlu olup olmaması benim elimde. aslında acizliğimin yanında ne kadar güçlü birisi olduğumu düşündüm. şu an herşeyi mahvedebilirdim.

evet istesem onu çok kolay mutsuz edebilirdim. ben her perşembe abilerle nur risaleleri okuyup doğanay şalgam içerken o tam bir ortam çocuğuydu. ben kızlara yaklaşamazdım bile. evet bu mutluluğu yok edecektim daha fazla tahammül edemezdim.

ben çay koymaya gidiyorum bahanesiyle odadan ayrıldım bana sevimli sevimli baktı birazdan başına geleceklerden habersiz. mutfağa gittim şüphe uyandırmamak için çaydanlığı çıkardım. bir yandan da elimle çekmeceleri karıştırıyordum keskin bir bıçak gibi. ama işime yarayacak birşey bulamadım. aklıma balkonda ki balta geldi.

baltayı elime aldım içimde zerre tereddüt yoktu. arkadaşıma bir garezim yoktu fakat o onun mutluluğu ve gelecekte yaşayacağı güzekl günlerin elimde olması fikri beni zevk havuzuna sürüklüyor adeta çıldırtıyordu.

baltayı sıkıca kavradım ve sessizce arkasına doğru yanaştım. bir an onun ertesi gün ki randevusu aklıma geldi. sabah erken uyanacak temiz bir duş alacaktı. en temiz kıyafetlerini giyecekti, saçlarını tarayıp düşlerini fırçalayacaktı adeta bütün gece uyuyamayıp bayram sabahı için hazırlanan çocuklar gibi. sonra aklıma biraz sonra olacak şeyler geldi. gülümsedim bunlar benim elimdeydi.

ardından bütün gücümle baltayı kafasına indirdim. kırılan bir kafatasının sesini duyuyordum. hala ayıktı. ardıardına darbeleri indirmeye devam ettim. üstüm başım kan içindeydi. nabzını yokladım ölmüştü. az önce etrafına gülücükler saçan çocuk şimdi kanlar içindeydi, yarın kızla buluşamayacaktı ve bunların sebebi bendim.

tuhaf şeyler hissettim ve bunları düşünürken bir sigara yaktım. kızı düşündüm acaba buluşmaya gittiğinde arkadaşımı orada göremeyince ne tepki verecekti. bütün bunları düşünmek bile bana enteresan bir haz veriyordu. son bir kez daha arkadaşımın suratına baktım ve sigaramı onun kanında söndürdüm.