-
1.
+1 -2sabah tuvalete girmiştim ve az önce işemek için girdiğimde sabah bıraktığım emanetin yerinde durduğunu gördüm.
ya dıbına koyayım o kadar su dökmeme sifon çekmeme rağmen bir türlü gitmedi resmen ikimizin arasında bi savaş olduğunu düşündüm ve bazı zaman sıçtığımız takların ruhu ya da kişiliği olabileceğini düşündüm. yoksa neden gitmesin ki? 10 dakika uğraştım ulan.."takun yerinde olsam" diye düşündüm sonra..ben olsam, ben de tanrının var olmamı istediği için geldiğim o dünyadan, o delikten öylece gitmek istemezdim, savaşırdım.
bunu düşünürken bir yandan da "olm ne tanrısı lan sen yaptın onu o senin ürünün ne saçmalıyorsun" diye düşündüm ve azimle yolcu ettim takumu, sinirlerimi bozdu dıbına koyayım.
tüm bunlar yaşandıktan sonra bir daha benden ayrılan hiç bir sevdiğimin arkasından su dökmeyecem dedim, su dökenlere de "ben tak muyum da lan" diye sormayı düşünüyorum.
öyle.. şimdilik bu kadar.
- 2.
- 3.
-
4.
0okumadım
-
5.
0taktan muhabbetler okumayın
-
6.
+1bende son günlerde tuvaletten çıkarken hadi görüşürüz diyorum panpa, hep yalnızlık bunlar..
-
7.
0saçım, sakalım aşırı dökülüyor son zamanlarda, dudaklarımda uçuklar çıkıyor sebepsiz anlamıyorum. kanser de değilim, kemoterapi de görmüyorum bunlara sebep olan ne diye düşünüyorum ama bir türlü cevap bulamıyorum. benle uğraşan kim ise canı cidden çok sıkılmış olmalı.
ha grip olmuşum bide az önce bi kağıt havluya sümkürdüm ve gayet koyu kıvamlı bir şey çıkardım.. kağıt havluya bakarken beynimin iltihaplanmış olabileceği ve bu iltihabı bu şekilde dışarı atıyor olabileceğim ihtimali aklımın ucundan geçti gitti.
öyle..
not :
@2 swf de kendi nickin olduğu için şuku
@3 alakasız olmuşsun kardeşim.
@6 tak seni görse ne derdi acaba bunu bi düşün.
@7 yalnızlıktan değil sanırım ya da öyle bilmiyorum ama bence sebebi öyle basit bişi değil. hepimiz yalnızız ne olsa. -
8.
0söylemeyi unuttum
kar da sebep oluyor böyle garip düşüncelere.
az yüksek bi yerde oturuyorsanız park alanından çıkmaya çalışan kar kaplı otomobillerin oyuncak gibi göründüğünü düşünebiliyorsunuz ya da kar az da olsa tipiye döndüğü zaman, çocuklukta izlemiş olduğunuz çizgifilmlerde kullanılan içinde herhangi bi oyuncağın ve simlerin olduğu; aşağı-yukarı hareket ettirince içindeki oyuncağın üzerine kar yağıyormuş gibi hissettiren fanuslar olur ya..onların birinin içindeymişsiniz de kar dışarı yağıyormuş gibi hissedebiliyorsunuz..ben hissettim en azından, hüzünlü ama güzel bişi..
öyle..
http://www.youtube.com/watch?v=scTqpfL9WMA -
9.
0:(
-
10.
0gece, hava çok soğuk ve ben balkonda sigara içiyorum; rüzgar var biraz (bu iyi hissetmemi sağlıyor) ve boş bulutlar.
havanın açık olmasına rağmen çatılarda eriyen kar yüzünden, duvarlardan, ordan burdan akan su yağmur yağıyormuş gibi hissettirebiliyor.
saçlarım uzun değil ama kısa da değil; sırtımda montum var, sadece omuzlarımda asılı duruyor..rüzgar saçlarımı okşuyor -balkondayım- ve montumun içini doldurarak pelerinmiş gibi savrulmasına sebep oluyor..içinde bulunduğum durumun taktanlığına, tüm olumsuzluklara rağmen bi eski zaman savaşçısı, kahramanı gibi hissetmekten alamıyorum kendimi..tam da hasta iken..tam da yemiş olduğum yarım ekmek ve kaşarlı yumurtayı kusmuşken ve aslında yumurtayı da ekmeği de sevmediğimi düşünürken..söverken.
gülümsüyor insan bazen böyle saçma şeyleri yaşayıp güzelliklerinin farkına varmazken.
öyle..
ek1: http://www.youtube.com/watch?v=lug03jpxkA4 bu mix in güzel olduğunu düşünüyorum bide..bu da garip bişi sanırım -
11.
0-bi insanı öldürebilir misin?
+bilmem..
-senden birini öldürmeni istesem.. sevdiğin birini, bunu yapabilir misin?
+hayır.
-çok istesem?
+hayır.. seni öldürmem..
-lütfen.. yalvarırım..
...
sevgilimin beni öldürmesini istiyordum.. böylece ölürken, en yakınımda en sevdiğim olacaktı sadece..
öyle.. -
12.
0sanirim pismanlik kelimesinin ne anlama geldigini cok iyi biliyorum.
-
13.
0bunu kim okucak lan oç
-
14.
0gordugum ruyalardan mi bilmiyorum ama kabuguma terk edilmis olan ruhun bi hayvana ait oldugu (kedigillerden buyuk bisi sanirim) dusuncesi aklimdan cikmaz oldu; her an degisim gecirip dort ayak kosmaya baslayacakmisim gibi hissediyorum ama yapamiyorum.
oyle..
eklemeyi unutmusum amk.
http://www.youtube.com/watch?v=8hDxi4Akck8 -
15.
0özgürlük nedir?
bir yerde okudum, diyordu ki : özgürlük, kendin için dürüst yaşamaktır; yasalar için değil!
düşünüyorum ama cevabı bulamıyorum, bilmiyorum ya da farkında değilim belki..
kendimi iyi hissetmemi sağlayan bazı şeylerin bazı zamanlar canımı ne kadar yaktığını biliyorum çünkü.. dalından kopmuş bi yaprak olarak rüzgarda savrulmanın mesela.. gönlünce, bir başına. oysa herşeyinden ayrı kalmış iken rüzgarsız kalmayı da tecrübe edebiliyorsun böyle durumlarda ya da savrulmaktan yorulmuşken durup dinlenememeyi de..
özgürlük nedir cidden?
rüzgar olmak?
yaprak olmak?
ağaç olmak?
ya gücümüz yetmiyorsa ne olacak?
rüzgar olmayı istemekle rüzgar olamaz ki insan.. sırf başka seçenek kalmadığı için ağaç ya da yaprak olup ya da olduğunu düşünüp özgürlüğünü ilan etmek midir özgürlük?
sen bilirsin belki.. söylesene..
öyle.. -
16.
0canım şarap çekiyor ama alacak param yok
böyle olmasının sebebi de benim sanırım
bu pek garip değil ama öyle..
http://www.youtube.com/watch?v=jTVYY-P0o3I -
17.
0tanışmamızın üstünden bir yıl geçmiş oldu bugün
ne kadar taktan, lağımvari olsa da insanın hayatı bunu çekilir kılan birilerinin olması ne güzel lan.
uzak da olsa önemli değil amk
çay alıp balkona çıkayım, sigara yakayım yüzünü gökyüzüne yayıp.
müziğimiz yine heavy horses hadi.. -
18.
0suku panpa aynı duyguları yasıyorz
-
19.
0bir kazık ve üç ayrı zincirle esir edilmiş biri ve yarım yamalak bi rüyanın hatırda kalan tek kısmı, maddeleşmiş ama hala yarım.
ve şimdilik anca etimizden sıyrılıp astral boyutta bulabiliyoruz birbirimizi.
binlerce yılın ardından ölememiş, kanatları kırık, gözleri bezgin -yarı uykulu- ve çok bilmiş bakan bir ejderha ve onun en değerli hazinesi.
metamorfozdan hep kötü şeyler mi çıkar anne?
"sen güzelsin" dediğini duydum bir tek..
koynunda uyuyakalmışım, alevli gözleri saçlarımı okşarken.
-hadi biraz daha sevişelim, terbiyeye ihtiyacı var ruhumun.-
gerçekliğe uyanmak ne iğrenç..
gerçeklik..
yok öyle bir şey!
kaçmalıyım.
öyle.. -
20.
0dışarıda kocaman bi boşluğa asılı, el işi kağıdından yapılma bi güneş -aydınlatmıyor- , bir kaç ay ve bir sürü yıldız vardı son nefeslerini vermiş olan, ben ise düşüyordum evet, gözlerimle gördüğüm son ışık gözlerinde olandı.. elimi uzatsam da dokunamadım yüzüne biliyor musun? daha şimdiden o şaibeli sonu düşünüp elimi gücüm yettiğince uzatıyordum.. uzanamıyordum..özlüyordum..ö..
sonrası ise :
ben : sığmadı.
o : ne karamsar bi cümle yine! neden öyle şeyler yazıyorsun?
ben : ben çıkıyorum.
o : huwm.. sebep?
ben : çünkü
o : "çünkü dedi ve bastırıp içinde ki tıkabasa gerilmiş kırgınlığı pencereyi kapatıp gitti."
o : kabul etmiyorum! etmeme hakkım var, kullanıyorum.
o : riayet edersin - etmezsin, sana bırakıyorum.
ben : peki.
ben : yatağın altına saklanıyorum o halde, bu da biat etmek.
o : kabul!
ben : ben seni çok özledim
ben : ve eğer olacaksa öyle,
o : buradayım.
ben : pencereyi sil, kapıyı da, yatağı da.
ben : karşıma geçip otur, bağdaş kurarak; başka türlüsünü kabul etmiyorum.
...
öyle..