/i/Devlet

  1. 4.
    0
    Memleketi alaşehire 1 gram hizmet yapmadi ve kimse de sevmiyor
    ···
    1. 1.
      0
      o zamanlar gardaş gardaşı vuruyodu en azından anarşiyi engelledi yetmezmi ?
      ···
  2. 3.
    -1
    beyler bu liseli sığır araştır öğren yazmıştı sonra verdiğim cevaptan sonra yorumu sildi :D şuraya bırakayım yorumu
    edit:bir yorum daha yazmıştı onu da sildi (: abi anlamıyorum eli kesilse anne diye ağlayacak adamlar burada cani vahşi adamları savunuyor

    (: araştır derken sen çok araştırdın galiba kardeş ölen onbinlerce insanı işkenceye maruz kalanları hapishanede kaldıktan sonra intihar edenleri de araştırdın mı insanlara kendi takunun yedirilmesini de araştırdın mı her taraftan patlayan olayların ne hikmetse bir gecede kesilmesini sivil yönetimle mücadele edenlerin gelen diktatör bozuntusu askerlere sesini çıkarmamasını da araştırdın mı devlet merkez bankasından kaybolan altınları da araştırdın mı anayasa değişikliğinde açık oy kapalı sayımı da araştırdın mı anayasanın kabul edlmemesi gibi bir ihtimali düzenlemeyen anayasa taslağını araştırdın mı17 yaşında yaşı büyütülüp asılan adamı araştırdın mı darbe yaptıktan sonra yediği takun farkında olduğu için anayasanın geçici maddeleri arasına kendisinin ve mgk (diğer huur çocukları) nın yargılanamayacağına dair madde koydurduğunu da araştırdın mı

    kardeş lütfen evrimini tamamlamadan siyasi şeyler üzerinde hem de böylesine hassas bir nokta üzerinde yorum yapma yazdığın kelimelerden liselilik akıyor benden sana bir abi tavsiyesi bazı şeyleri öğren hisset sonra konuş
    ···
    1. 1.
      0
      Eylül darbesinin asıl haklı sebebi ülkede anarşinin önüne geçilememesidir. 1980 yılına gelindiğinde milletin kendi içinde farklı sınıf tercihlerini oluşturmaya başladığı görüldü ve ülkedeki insanlar arasında birçok gruplar oluştu, bloklaşmalar yaşandı. Türkiye’nin nerdeyse tüm bölgelerinde büyük bir anarşi baş gösterdi. insanlar rahatça sokağa çıkamaz oldu. Bunun en büyük örneği Ordu’nun Fatsa ilçesinde yaşandı. Daha önce seçimle gelen belediye başkanı ülkedeki kargaşa ortdıbını fırsat bilerek Fatsa’da kendi bağımsızlığını ilan etti. Hatta bir adım daha ileri gitti kendi yargısını kurdu ve insanları ülkenin başı Ankara’dan tamamen bağımsız olarak infaz etmeye başladı(Kenan Evren, 1982). Anarşinin olduğunu gösteren en büyük deliller ise o dönemde yaşanan fail-i meçhul cinayetler ve suikastlardır. 11 Temmuz 1978′de Bedrettin Cömert Ankara’da,1 Şubat 1979′da Abdi ipekçi istanbul Teşvikiye’de, 10 Eylül’de Türkiye işçi Partisi Adana eski il başkanı Ceyhun Can yazıhanesinde öldürüldü ve bunlar sadece yapılan suikastların çok küçük bir kısmını oluşturuyordu (tr.wikipedia.org). Ülkede yaşanan anarşinin diğer bir başka yüzünde ise hükümete karşı yapılan grevler yer alıyordu. 1970’lerde güçlenmeye başlayan sendikalar artık hükümete iyice baskı yapmaya başlamıştı. Sanayinin çarkları durma noktasına geldi. Eylül 1979’da başlayan bir grevde sadece 40.000 işçi iş bıraktı(Selim Fuat,2011).Ayrıca toplumda yaşanan bu anarşi, yanında ayrışmayı da getirdi. Toplumun büyük çoğunluğu kendi arasında sağ ve sol diye ayrılmıştı. O zaman kurulan Pol-bir ve Pol-der dernekleri polisler arasında bile yaşanan ayrışmanın en açık göstergesiydi.(Cemil Ceylan,1978).Öte taraftan bu darbenin bazı haksız yönleri de vardı.1980 darbesi insanların demokratik haklarını ellerinden aldı ve hatta darbe sonrası birçok masum kişinin ölümüne yol açtı. 1980 darbesi sonrasında Kenan Evren’in “bir sağdan astık bir solda denge olsun diye” sözü bu darbeden sonra yaşanan infazların en açık göstergesidir.(Youtube.com) Fakat zaten ülkede yaşanan anarşi bir bu kadar kişinin ölümüne sebep olmuştu ve belki kat ve kat fazlasına da sebep olabilirdi. Kısacası anarşi sorunu hükümet için artık çözülemeyecek bir sorun haline gelmişti ve anarşinin sona erdirilmesi için bu darbe gerekliydi.

      12 Eylül 1980 darbesinin haklı sebeplerinden biri ülkenin o an içinde bulunduğu ekonomik darboğazdır. Bu dönemdeki ekonomik sıkıntının bir nedeni ise dış ülkelerden kaynaklanan ve tüm dünyada 1970 yılından sonra etkisini göstermeye başlayan ekonomik durgunluktur. Bu yıllarda G-7 ülkelerinde büyüme hızları 1971–1973 yılında ortalama % 5 civarında seyrederken, 1980’de % 1,3; 1982’de % 0,4 oranına kadar düşmüştür(Doç. Dr. Mustafa Durmuş,2010, syf1). Fakat asıl olarak bu ekonomik darboğazın başta gelen nedeni ise o dönemdeki hükümetin uyguladığı yanlış politikalardır. Ekonomik politika olarak ithalat şartları daha da sıkılaştırıldı ve iç talebin artırılması istendi ve bunların sonucu olarak yüksek enflasyon oranları oluşmaya başladı. Örneğin 1972-1977 döneminde ortalama yıllık % 20 olan enflasyon oranı, 1978–1980 döneminde % 75’e fırladı. Bu yanlış politikaların devamında cari açık hızla arttı ve 1973’te % 2,4, olan cari açık 1977’de % 7,1 ‘e ulaştı (Doç. Dr. Mustafa Durmuş,2010, syf1). Hükümet son çare olarak IMF ve Dünya Bankasının kapısını çaldı ve dışarıdan alınan para ile ülkenin dış borçları da arttı. Özellikle bu dönemde dışarıdan gelecek olan sıcak paraya ülkenin ne kadar muhtaç olduğunu dönemin başkan Süleyman Demirel’in “70 Sent’e muhtacız” sözüyle çok rahat bir şekilde anlayabiliriz(S. Rıdvan Karluk, 2010, syf11) . Sonuç olarak bu yanlış politikalar hızla yükselen işsizlik oranlarını getirdi. 1978 yılında %12,7 olan işsizlik 1980 yılında %16,1 oldu ve zirve yaptı (Yakup Kepenek, 1987, syf75). Bu yanlış politikalardan dolayı ülkenin ekonomisi ciddi biçimde etkilendi. Sadece bu dönemde ülkenin %20′lik üst gelir grubu ile %20′lik alt gelir grubu arsındaki gelir farkı 1’e 300 oranına çıktı.(Seyfi Öngider,2005, syf80) Halk artık evine temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi ve yıllardır duyduğumuz o ünlü tabirler ile “tüp kuyruğu, yağ kuyrukları” oluştu. işte bu sebeplerden dolayı, bu ekonomik çöküntünün aşılması için bir şeyler yapılması gerekiyordu. 12 Eylül’ün haklı taraflarından biri de hükümetin yanlış politikalarından dolayı ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhrana çözüm getirememesidir.

      12 Eylül 1980 darbesi Türkiye’nin yaşadığı darbeler arasında belki de insanlar tarafından en çok olumlu karşılanan darbesiydi. 1980 yılında bu anarşiye katlanamayan halkın büyük çoğunluğu zaten bu darbeyi bekliyordu. Çünkü halk artık bu kadar anarşiyi kaldıramıyordu. Her gün farklı yerlerden birçok ölüm haberi geliyordu. Ülkede insanların can güvenliği sağlanamıyordu. Ekonomik sıkıntılar ise bunun farklı bir boyutuydu. Artık ekonominin savunulacak bir tarafı ve insanlar tarafından kabul edilebilecek bir yanı yoktu. Grev yapan işçiler, yüksek enflasyon oranları ekonominin karşılaştığı zorluklardı. Halkın alım gücündeki düşüş çok fazlaydı. Bu iki faktör birleşince darbenin yapılması kaçınılmaz oldu.
      Tümünü Göster
      ···
    2. 2.
      0
      Al araştırmam
      ···
      1. 1.
        0
        kopyala yapıştır mı yaptın lan aahshahsah internetten araştırma yapan kopyala yapıştırla bir şeyler elde etmeye çalışan fikir üretmeyen kendisini ifade edemeyen bir gerizekalıyla karşı karşıyayım bi de mal gibi çügülüyor mk sığırı :D
        kopyala yapıştır adresi 3. paragraftan sonra almışın
        http://www.sosyaldusunce....80-darbesi-neden-yapildi/

        hala diyor ki anarşi ben de soruyorum sivil yönetime artistlik yapan "anarşistler" neden askeri cunta gelince (anarşizm düzene karşıdır cunta sivil yönetimden daha ağır düzen içerir.) bir gecede tüm eylemelerini sonlandırıp hiçbir şey yapmadılar ? çünkü darbeyi yapanlarla anarşisleri kışkırtanlar aynı kişi sorunun cevabı bu kadar basit

        önce yazdıklarını silmeyecek kadar delikanlı ol sonra kopyala yapıştır fikirden vazgeç düşünmeyi öğren sora konuşalım güzel liseli kardeşim
        ···
      2. 2.
        0
        Bu konu yu sabaha kadar tartisiriz
        http://www.hayatpedi.com/...i-darbe-ve-dataylari.html
        Al darbe yi o zamanın gözünden bak
        Darbe yapılması ülkeye olumlu gelmiştir bu arada liseli değilim ikide bir liseli deme (tarihe bugünün gözünden bakarsan anlamazsin
        Gelelim asma kesme işine kendini saydırmak için bunları yapmıştır bunu desteklemiyorum başlığa bakarsan adamın hayatını yazdım sadece sen bir anda konuyu anarşistlere çektin çok istiyorsan yarın bu konu hakında başlık açarım
        ···
      3. 3.
        0
        LAN NASIL BiR huur ÇOCUĞU KENDiNi SAYDIRMAK iÇiN ONBiNLERCE iNSANIN HAYATINI gibER MANYAK MISIN SEN
        ···
      4. diğerleri 1
  3. 2.
    -1
    "Kenan evren turkiyeyi bölünmeden kurtardı hükümete el koydu"

    mal mısın numara mı yapıyorsun
    ···
    1. 1.
      -1
      ahahahhaahahah niye sildin lan yorumu abi liseli ya kemiksiz liseli
      ···
    2. 2.
      0
      Eylül 1980 darbesi Türkiye’nin yaşadığı darbeler arasında belki de insanlar tarafından en çok olumlu karşılanan darbesiydi. 1980 yılında bu anarşiye katlanamayan halkın büyük çoğunluğu zaten bu darbeyi bekliyordu. Çünkü halk artık bu kadar anarşiyi kaldıramıyordu. Her gün farklı yerlerden birçok ölüm haberi geliyordu. Ülkede insanların can güvenliği sağlanamıyordu. Ekonomik sıkıntılar ise bunun farklı bir boyutuydu. Artık ekonominin savunulacak bir tarafı ve insanlar tarafından kabul edilebilecek bir yanı yoktu. Grev yapan işçiler, yüksek enflasyon oranları ekonominin karşılaştığı zorluklardı. Halkın alım gücündeki düşüş çok fazlaydı. Bu iki faktör birleşince darbenin yapılması kaçınılmaz oldu
      ···
  4. 1.
    +3
    Kenan evren turkiyeyi bölünmeden kurtardı hükümete el koydu
    Kenan Evren (17 Temmuz 1917; Alaşehir, Manisa - 9 Mayıs 2015; Ankara), Türk asker ve devlet adamı; Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 17. Genelkurmay Başkanı. Kenan Evren, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra devlet başkanı unvanını almış, 1982 Anayasasının halkoyuna sunulup yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye'nin yedinci başkan olmuştur (1982-89).

    18 Haziran 2014 tarihinde, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 Eylül 1980'de dönemin başbakanı Süleyman Demirel'e muhtıra vermek, T.C. Anayasasını ve Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan müebbet hapis cezası verilmesine ve orgenerallik rütbesinin erliğe düşürülmesine karar verildi.[2][3] Yargıtay'da onanmalarıyla kesinlik kazanacak kararların, 24 Kasım 2014 itibarı ile Yargıtay sürecine henüz başlanmamıştı.[4] Evren'in ölümünün ardından Yargıtay süreci devam eden kamu davası düşmüş oldu.[5]

    9 Mayıs 2015'te, tedavi gördüğü Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde 97 yaşında hayatını kaybetti.[1]
    ···