+34
-14
kafe tıklım tıklım, iki tane karı gelip yer yok yanınıza oturabilir miyiz? dediler. ben de buyrun dedim, demez olaydım. 3 kisi anlat derse devam ederim. cok acıklı.
tamam anlatıyorum beyler. aradan yaklasık 15 dakika gecti 2 tane zebellak gibi adam geldi. kızlara bu kim amk? gibisinden kaş göz hareketleriyle beni sordular. kızlar da bu lavugun yanı boştu oturduk der gibisinden kaş göz hareketleriyle cevap verdiler. kaş göz hareketleri konusunda bu kadar başarılı olmaları cok sasırtıcıydı ve ilgimi cekmisti. dayanamayıp sordum, sormaz olaydım..
gozlerinizle soru sormayı nasıl bu kadar iyi başarabiliyorsun? dedim siyah ceketli elemana. güldü, benim babam cok otoriter bir adamdır, kücüklügümüzden beri bize herseyi gözleriyle anlatır, bu nedenle çok aşina oldugum bir durum. diye karşılık verdi. vay amk dedim icimden. akabinde cebimdeki iddaa kuponunu gördü ve hangi maclara oynadıgımı sordu. bu sayede koyu bir sohbete başladık. 2 kız bira icmek istiyordu. ortaya 2 biraver soylediler. icer misin? diye sordu kravatlı eleman. hayır desem de ısrar ettiler, biraları icmeye basladık. icmez olaydım...
aradan yaklaşık 2 saat gecmisti, kafalar ve muhabbet oldukça güzeldi. kızlarla da baya samimi olmustum. gün benim icin güzel geciyordu. 3. biraveri de bitirdik. kızlardan biri lavaboya gitmek icin kalktı biri benimle gelsin yaa dedi. diger iki elemandan ses cıkmayınca görev bana kaldı, kıza eslik edecektim. bu sırada yandaki tuvalette ben de iserim iyi olur diye düsünerek ben gelirim dedim. kalkıp birlikte mekanın arkasındaki tuvaletlere dogru yoneldik. yonelmez olaydım...
ben yandaki erkekler tuvaletine girdim, kız da dogal olarak kadınlar tuvaletine... isimi halledip cıktım, geri dönmekle kızı beklemek arasında tereddüt ettim. ancak sonra kızı beklemeye karar verdim. 2 dakika kızı bekledim, gelmiyordu. sıcıyor heralde diye düsünüp zaman cabuk gecsin diye bir sigara yaktım. bir yandan da acaba izbandut gibi eleman kızla sevistigimizi falan düsünür mü amk diye kederleniyordum. sigaramı bitirdim, aradan yaklaşık 10 dakika geçmişti. kızın sızıp kalmıs olabilecegini düsündüm. ne de olsa tipik bir türk kezosuydu. gidip arkadaslarına bu cıkmıyor bi girin bakın diyeyim diye düsünüp oturdugumuz yere yoneldim. yonelmez olaydım...
mekanda oturdugumuz yere varınca masanın boş oldugunu farkettim. heralde bahceye gecti bunlar diye düsünüp bahceye dogru hareketleniyordum ki masanın uzerinde duran adisyon fişi gözüme carptı. o anda beynimde şimşekler caktı. fişi alıp bir umutla bahceye gittim fakat bahçe tabi ki boştu...
usul usul kasaya dogru yoneldim, bu sırada ne yemis icmisiz diye incelerken fişin arkasındaki notu gördüm. ahahahahahahah yazıyordu. vay dıbına koyayımdı. masaya geri döndüm, bir kahve soyledim. ahahahahah yazısına bakarak kahvemi ictikten sonra 321 liralık hesabı kredi kartımla odeyip basım egik sekilde mekanı terkettim.
kaybeden ben degildim, kaybeden insanlıktı...
not: olaya üzülen ve gecmis olsun dileklerini ileten arakdaslar olmus. kendilerine cok teşekkür ederim ama bu hikaye tamamen can sıkıntısından bizzat zütümden uydurdugum bir hikayedir. tabi ki de bugun butun gun evdeydim.