bu yaşadığımı anlatmcaktım ama dayanamadım

dikkate değer hiç bişey yoktu. sinirimden ağlıyacaktım artık. bi sigara yaktım son birayı açtım. arabanın içinde kapılar açık şekilde oturuyordum. uzaklara bakıyordum. en ufak dikkat çeken bişey olsa hareketlenicektim. ama yoktu gençler saat 13:00 falan oldu. en ufak bişey yoktu. ormanın içine girdim tekrar yağmur dinmişti aradım her yeri ama yok işte. döndüm arabaya basıp eve geldim tekrar belki buraya gelir umuduyla. zaten başka bi yere gidemezdim. jandarmaya haber versem bu yaşadıklarımı anlatsam kesin beni tutuklarlardı çünkü kimse inanamaz. kızla dağ evinde başbaşayız ve kız ortadan kayboluyor. kesin beni alırlardı içeri. bu riski alamazdım. eve döndüm. başka yapıcak hiç bişeyim yoktu. bi umut geri döner diye beklemeye başladım. (telefon konusunu açan bi arkadaş vardı dipnot düşüyorum. bulunduğumuz yerde cep telefonu kesinlikle çekmiyordu. hatlarımız avea çünkü. zaten şöyle bi durum var aysuya hiç bi şekilde ulaşamazdım çünkü telefonu arabadaydı) kapının önüne çıktım oturuyordum. inanın o kadar yorgun ve o kadar uykusuzdum ki. aysuya dair hiç bişey yoktu ortada. ağlamaya başladım sinirden. içeri geçtim hava serinlemişti saat 17:00 civarıydı. bulutlar o kadar doluydu ki ama yağmur yağmıyordu. çok şiddetli bi yağmurun geleceği belliydi. kanepeye uzandım biraz düşünmeye başladım.

aysunun sesi geliyordu. çığlık çığlığa. koşup dışarı çıktım sesin geldiği yere doğru amansız bi şekilde koşturuyordum bi yandan da aysu aysu diye bağırıyordum. sese doğru koştukça ses uzaklaşıyordu. çığlık sesi kötü bir gülüşe dönmüştü. durdum sese odaklanmaya çalışırken o kıvırcık saçlı kızın ağzını sonuna kadar açıp üstüme siyah bi sıvı akıtmasıyla sıçradım yerimden. inanılmaz bir kabustu. saat 23:30 olmuştu. hemen dışarı çıkıp evin civarlarına baktım aysu yoktu. kafayı yiyecektim. ve öncede sezinlediğim gibi dışarda inanılmaz bi yağmur ve inanılmaz bi fırtına vardı. çok çaresizdim. ben hiç bu kadar çaresiz kaldığımı hatırlamıyorum. oturup ağlamaya başladım. dişlerimi yumruklarımı sıkıyordum. ne yapacaktım ne diyecektim ben kızın ailesine ve kendi aileme. bi duş almak için banyoya girdim cenabettim hala güzelce temizlendim. üstümü değiştirmek üzere odaya çıkarken fırtınadan olsa gerek elektrikler gitti. göz gözü görmüyordu. yavaşça ayağımla ve llerimle duvarlarla basamakları kontrol ederek odaya çıktım. küçük sadece çakan şimşekler evi aydınlatıyordu onun dışında heryer kapkaranlıktı. bi şekilde üstümü giyindim. aşağı inecekken mutfağın camından tıkırtılar geliyordu yine hızlı adımlarla merdivenlerden indim. durdum mutfağa girmedim. sese odaklandım 2 kere tıklandı yine cama ağır adımlarla ve müthiş bi korkuyla mutfağa girdim

pencereye doğru baktığımda bi karanlık vardı. iyice odaklandım ve bişeyin geçtiğini gördüm yine. müthiş bi korku anlatamam o anı. ama dayanamadım artık ne olursa olsun dedim. kapıyı açtım ormanın içine kıvırcık saçlı kız olduğunu düşündüğüm bi canlı girdi. ama seçemedim çok net. arkasından koşturmaya başladım ve durdum. bunu yapamazdım. korkuyordum çünkü. eve geri dönüp üstüme kalın bişeyler aldım arabaya atladım ve o çevrelerde dolanmaya başladım. turluyordum. dikkat çeken bişey yada aysuya ulaşmak ümidiyle. ağacın ordanda geçtim. başta dikkate değer bişey yoktu ama ağacın dibinde bişey farkettim. sanki eşelenmiş ve üstü tekrar örtülmüş gibiydi. başta önemsemedim ama zaten bu ağaçta bişeyler olduğu kesin diye düşünüp indim araçtan. ağacın dibine doğru gittim. önce çekinerek ve korkuyla ayağımla eşelemeye başladım. biraz cesaret alıp elimle eşelemeye devam ettim. avuç içi kadar bi bez parçası vardı elimi attım çekmeye başladım bişeye takılmıştı zor geliyordu zorlada olsa çıkardım bezi ordan. bezin içinde bişey olduğu çok aşikardı. bişey vardı ve onu bezle dolamışlardı.

bilgilendirme mesajı : beyler ben gece vardiyasında çalışıyorum. yani gece işte müsait olduğum zamanlar entry giriyorum. gündüz girme şansım yok çünkü yatıyorum akşama kadar. işler yoğun olduğundan bazı geceler pek entry giremiyorum. anlayışınız için teşekkürler panpalar.

bezi orda açmak istemedim. arabaya binip eve geldim tekrar. saat 00:30 falandı. ışıkları açtım. bide müzik açtım. daha fazla korkmak istemiyodum. geçtim salona. bezi yavaşça açmaya başladım. bi kağıt parçası vardı 4e katlanmıştı. arapça bişeler yazıyordu. ama böyle farklı şekiller vardı üstünde. şekillerin içinde arapça yazılar vardı. haliyle anlamıyordum ne olduğunu sabah olmasını bekledim. merkeze bi yere inip bi camideki imama okutcaktım ne olduğunu. saat 02:00ye geliyordu. uykum vardı ama uyuyamıyordum. ne yalan söyliym korkuyordum. bu düşüncelerle kanepede uyuyakaldım.

saat 11:00di uyandığımdan uzun bi süre sonra ilk kez böyle derin bi uyku çekmiştim. hava açıktı. güneşi görmeyi bile özlemişim. ama aysu hala yoktu ortalarda bugün hava güzel olmaya devam ederse ormanın her yerini dolaşıp aramaya çalışacaktım. ama önce şu kağıdı okutmalıydım. kalkıp bi üstümü giyindim. arabaya binip merkeze doğru ilerledim. tekerlek patlamasın diye etmediğim dua kalmadı. çok şükür bişey olmadı. yarım saate merkezdeydim. cami arıyordum heryerde sonunda bi tane buldum girdim içeri hoca abdest alınan yeri temizliyordu. yanına yaklaşıp selam verdim. bişey sormak istediğimi söyledim. bekle şurda dedi. ilerideki bankı işaret etti geçtim oturdum 5 dk sonra geldi yanıma buyur dedi. elimdeki kağıdı verdim. baktı baktı ama suratı değişmişti. ne bu hocam dedim. nerde buldun bunu dedi. bende bizim dağ evinin yakınlarında dedim. detay vermedim. tekrardan ne olduğunu sordum. bunun fevk olduğunu söyledi. çeşit çeşit fevkler varmış muskadan daha kuvvetliymiş. bunun birinin ölmesi yada başına bir felaket gelmesi için yazılmış bir fevk olduğunu söyledi. büyü gibi mi dedim. sayılır ama farklı dedi. bu bende kalsın dedi. sende bi abdest alıp namaz kıl dedi. hazır gelmişken bi abdest aldım. 2 rekatlık bi namaz kılıp bol bol dua ettim. hocaya selam verdim çıkarken. arabaya binip tekrar eve doğru yola koyuldum. tekrar patikanın oraya gelip eve doğru çıkarken gözlerim yerinden fırladı. evet o kız ordaydı yine ordaydı onu görüyordum. gerçekti ve ağacın kenarında ağlıyordu. ani bi fren yaptım göz göze geldik.

arabadan inip inmeme arasında tereddütteyim. hala bana bakıyor. beyler bakın gözünüzde canlandırmanızı rica ediyorum. karşımdaki kız. yaklaşık 1.70 boyunda zayıf cılız bi kız. teni beyaz ama çok fazla beyaz. uzun kıvırcık saçları var. gözleri koyu kahverengi göz altları çukurumsu böyle hafif mor. tam keş gibi. yüzü pürüssüz ama ağzı büyük. aysuya beni bi tek bu zütürürdü. arabadan indim benim inmemle beraber kaçmaya başladı kahpe. yardırıyorum peşinden. usain bolt gibi huur. çok hızlı koşuyor. takip mesafesini korumak için ayaklarım zütüme değe değe koşuyorum hesap edin. koşmaya devam ediyoruz ama inanın nerde olduğumu bilmiyorum öyle karışık yerden girdik ki. benim tekrar arabanın oraya çıkmama 1 saatimi alır. koşarken taşa takıldım bildiğin havada şıpagat atarak düştüm. canım feci yanıyordu. ayağa kalktığımda kız yoktu. kaybolmuştu. allahım nerdeydim hiç bilmiyordum. ormanın tam ortası gibi. sadece kuş sesleri var başka hiç bişey yok havada kapanmaya başlamıştı

yanlış hatırlamıyorsam saat 14:00 civarıydı. bulutlar güneşin önüne geçmeye başlamış ve havanın sıcaklığı düşmeye başlamıştı. kıvırcık saçlı kızı kaybetmiştim. ama peki nereye gidebilirdi ki. ya geri dönüp bi şekilde arabanın yanına gidecektim yada battı balık yan gider misali kızın gittiği yöne doğru gidecektim. yağmura ormanın içinde yakalanmam kötü olurdu. ama ilk kez kıza bu denli yaklaşmıştım. bu düşüncelere dalarken inceden serkan diye bir ses duydum. çok uzaktan geliyordu irkildim. ses kesildi. 2 dk sonra bi daha aynı ses. yine serkan dedi biri. ses kıvırcık saçlı kızın gittiği yönden geliyordu. sesin geldiği yöne doğru hızlı adımlarla yürüdüm. bi daha aynı ses. aysunun sesiydi bu. sesin geldiği yöne doğru koşturmaya başladım. ama yok dipsiz bi ormanın içindeydim. yağmur çiselemeye başlamıştı. yaklaşık 10 metre önümdeki ağacın arkasında birini görür gibi oldum hızlıca ağacın oraya gittim kimse yoktu aynı şeyi bir başka ağacın arkasında gördüm. oraya gittiğimde orda da kimse yoktu. dizlerimin üstüne çöktüm. nas ve felak suresini okumaya başlamıştım ki bi şekilde duaları tamamlıyamıyordum. sürekli bir serkan sesi yada bi silüet tarzı şey dikkatimi dağıtıyordu. gözlerimi kapattım. tekrar başladım 'Kul, euzü birabbil felâk, min şerri ma halak, ve min şerri gagibin iza vakab, ve min şerri neffassâti fil ukad... ' diyordum ama devdıbını getiremiyordum. kapattım tekrardan gözlerimi kafamdaki herşeyi silip duaya odaklandım tam bitirmek üzereyken omzuma arkadan biri dokundu.

bu arada nas ve felak surelerini ezberleyin arkadaşlar. cenabet dolaşmayın. bakın buda size kıyağım olsun

nas suresi : Kul, euzü birabbin nâs, melikin nâs, ilâhin nâs, min şerril vasvasil hannas, elleziy yuvesvisu fiy sudûrin nâs, minel cinneti ven nâs.

anlamı : De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların ilah’ına sığınırım.”

felak suresi : Kul, euzü birabbil felâk, min şerri ma halak, ve min şerri gagibin iza vakab, ve min şerri neffassâti fil ukad, ve min şerri hâsidin iza hased.

anlamı : De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”

kimse yok heralde bende eve gidip yatayım biraz

gecenin ilerleyen saatlerinde gerekli katılım olursa devam edeceğim. sadece gececi tayfa rez alırsa sevinirim

bi anda irkildim korkuyordum gözlerimi yavaşça açıp arkamı döndüm. 2 tane jandarma vardı. kalktım hemen ayağa. napıyorsun burda dedi uzun boylu olanı. ne diceğimi bulamadım. sadece şeyyyy ya neyse arabama zütürün beni dedim. bu sefer daha kısa olanı bizimle gel önce dediler. peşlerine takılıp karakola doğru gittik. (şimdi aranızdan bazıları jandarmanın ne işi var diyebilir orda. bunu sorgulamadan dinlerseniz anlıyacaksınız)
karakola geldik saat 16:00 civarıydı. bi odaya geçtik askerin biri bekle burda dedi 10 dk sonra astsubay geldi bi tane büyük ihtimalle astsubay kd.çvş.tu 3 pırpırı vardı. yaklaşık 25-28 yaşlarında. ismimi soyismimi sordu. sonra ne işin var burada ormanda ne arıyordun gibi bi ton soru sordu. bende dağ evimizin olduğunu ve arkadaşla tatile geldiğimi ama arkadaşımın kaybolduğunu ve onu aradığımı söyledim. o da neden bize haber vermedin deyince kendim bulabilirim diye düşündüm buraları biliyorum dedim. komutan bu aralar buraların pek tekin olmadığını anlattı. 2 ay önce burada 2 kişi sebebi bilinmeyen bi sebeple ölmüş. 2 sevgiliymiş bunlar. ormanda gezintiye çıkmışlar ve bi daha geri dönememişler. cesetlerden birini yani sadece erkek olanınkini bulmuşlar. kıza dair en ufak bir ipucu yokmuş ve askerler belli aralıklarla ormanın içinde devriye atıyorlarmış. ben iyice ürkmüştüm. bu kız o kız olabilirmiydi diye düşüncelere daldım.

komutan yarın sabah tekrar gelmemi ve beraber devriye atmamızı istedi. kabul ettim arabam patikanın orda olduğu için sağolsun askerler arabamın oraya kadar bıraktı beni. arabaya binip evime döndüm yağmur yoktu ama bulutlar doluydu. satt 18:30 civarı eve geldim dolapta son kalan peksimetleri atıştırdım. telefonun hala çekmemesi beni iyice delirtiyordu. avea kullanmayın arkadaşlar. sonra böyle züte gelebiliyorsunuz. bi duş aldım. üstümü giyinip kapının önüne çıktım aklım aysudaydı kendimi o kadar kötü o kadar halsiz hissediyordum ki. ormanda tuhaf bişeyler vardı çok uzaktan bişey parlıyordu. yine ürkmeye başladım. mutfaktan satırı aldım belime koydum. arabaya binip arabanın gidebilceği yere kadar gittim ormanın içinde. bu ateşti biyer yanıyordu ormanda rüzgar iyice alevi harlıyordu. evet ormanda yangın çıkmıştı. hemen arabama geri dönüp jandarmaya doğru giderken jandarma ekiplerinin geldiğini gördüm. önlerinde durup yangını söyledim onlarda yangın olan yere doğru gittiklerini söyledi. civar çevrelerde ki evlerde tahliye bile başlamıştı. yangın büyüyordu ve rüzgar iyice büyütüyordu yangını. askerler eve geri dönmemi söyledi. eve geri dönüp bekleyişe başladım

yangın günlerce sürdü ve hala neden çıktığı bilinmiyor. http://www.imgim.com/image/eijqhon.jpg/

geceye kadar uplayın zaten sonuna doğru geliyoruz

saat 20:00 civarıydı. kapı çalındı. ilk başka ürküp yerimden kalkmamayı düşündüm. bu kez daha sert çaldı. sessizce mutfağa gidip tekrar satırı aldım. kapının önüne geldim satırım vurmaya hazır bi şekilde kapıyı yavaşça açtım. karşımda 3 jandarma vardı. birinin kucağında suratı dumandan is olmuş bir kız. kıza baktım. gözlerim yerimden çıkacakmış gibi oldum. evet oydu aysuydu bu.hemen kucağıma alıp kanepeye yatırdım. jandarmalarda ifade almak için gelmişlerdi. ama aysu çok yorgun ve çok kötü gözüküyorlardı. hastaneye zütürmem gerektiğini söyledim. ifadeyi yarın alsanız biz geliriz karakola olur mu diye soru yönelttim. kırmadılar. aysuyu alıp arabaya koydum merkeze doğru hızla sürmeye başladım. dumanlar görüş mesafemi kapatıyordu o yüzden yavaşlamaya başladım. tahminen 22:00 gibi hastanedeydik. hemen müdahale için ilgilendiler. aysunun gözlerini açıp kendine gelmesi allahım mutluluk böyle bişeydi heralde. direk yanına gidip sarıldım. herşeyin geçtiğini biradan evimize gideceğimizi söyledim. konuşamıyordu sadece sarılıyordu ve ağlıyordu. hastaneden çıkıp evimizin yolunu tuttuk.

konumuzla ilgili caps paylaşayım biraz ;

aysu ; http://www.imgim.com/image/ttgxgtt.jpg/ (dağ evine gitmeden önce çekilmiş bir fotosu)

ilk gece dağ evinden bir foto ; http://i.imgur.com/F3pH6EB.jpg

buda arabamız ve buğra ; http://i.imgur.com/HdbBhYO.jpg

bu gece bitirmeyi düşünüyorum ve yine hikayemi capslerle süslemeye devam edeceğim. rez almanız yeterli

marketten yiyecek bi kaç bişey aldık. aynı zamanda merkeze inmişken evdekileri falan aradık. yangın haberini görmüşler korkmuşlar. iyi olduğumuzu bi kaç gün içinde dönceğimizi söyledik. eve geldik. saat 24:00 civarı. aysu kanepeye uzandı. bende yiyecek bişeyler hazırlamaya başladım. içeri geçtim ama aysuya hala bişey sormuyordum. nerdeydin ne oldu sana gibisinden çünkü kız hala şoktaydı. yemek yedikten sonra konuşuruz diye düşündüm. aysu o sırada duş almaya girdi ben sofrayı falan hazırladım bu geldi. oturduk hiç konuşmadık yemeğimizi yedik. çok yorgun olduğunu uyumak istediğini söyledi. bende çok yorgunum uyucam bende gel beraber uyuyalım hem konuşuruz biraz dedim. tamam anlamında kafasını salladı. geçtik odaya yanımda soyundu pijamalarını giydi. sokuldu bana bende ona. anlat neler oldu dedim. ve anlatmaya başladı