1. 1.
    0
    öyle olsaydı eğer, dönemine damgasını vurmuş dram filmleri bu kadar izlenmezdi. hayatımın film gibi geçen 4 ayını anlatıyorum beyler. 32 yaşında amerikan rock n roll bir yaşam sürerken ortaya çıkan gayrımeşru oğlumun hayatıma girişi, annesinin ortadan kaybolması, keretanın bana babalık aşılaması ve daha bir çok şey.

    sazan.avi değildir, ben okusam sazan.avi yazanlardan biri de ben olurdum; ancak, filmler de günlük yaşantılardan esinlenmiyor mu zaten tesadüfleri abartsa da? okursanız çok mutlu olurum, çünkü düşündükçe tutamıyorum dudaklarımı sürekli gülesim geliyor. birazdan başlayacağım.

    edit: sadece hikayeyi okumak isteyen panpalarım
    http://inci.sozlukspot.co...yler/@asortmandan-kil-cik
    ···
  2. 2.
    0
    beyler okumaya niyetli olan üç beş kişi rezervlerse sevinirim ona göre başlayacağım.
    ···
  3. 3.
    0
    başlıyorum beyler beş altı dakkaya ilk entryi girmiş olurum.
    ···
  4. 4.
    -1
    ankarada doğdum beyler.
    babam serbest meslek denilen güruhtan. bir mobilya dükkanı bir de cafe restaurant
    tarzı bir mekanı vardı ünlü bir börekçinin şubesiydi. annem öğretmen sınıf öğretmeni.
    ailenin tek çocuğuyum, şımarık biri olarak yetiştirildim.
    babam benim her yaptığıma 'aslan oğlum benim, erkek erkekkk' tepkisini verirdi.
    hatta annem anlatır, 4 yaşında, sünnet olduktan bir iki ay sonra,
    sokakta yaşıma yakın kızlara donumu indirip gibimi gösteriyomuşum.
    komşulardan biri gelmiş kapıya ben dışardayken,
    demiş böyle böyle.
    babam o zaman bile,
    'oğlum indirdin de devdıbını niye getirmedin fırlama' diye takılmış bana.
    anlayın siz durumu.
    okul yaşantım boyunca hiç parlak bir öğrenci olmadım.
    zeki ama çalışmıyor'dum her zaman.
    her gün kavga ederdim, kavga etmediğim zaman da bir binlik bulur
    yine kendimi belli ederdim.
    lisedeyse ortalama bi anadolu lisesinin parlak olmayan, bin çocuğuydum yine.
    dişilere aşırı düşkündüm, sürekli sevgili değiştirirdim. o yaşlarda gibiş yok tabi *
    lise 1de müzikle ilgilenmeye başladım.
    jimi hendrix ve jimmy page'in sololarını dinlerken kendimden geçiyordum,
    orgazm oluyordum resmen.
    aşırı derecede elektro gitar çalma isteği doğmuştu içimde.
    ama çevremde gitar çalan bin arkadaşlarım vardı,
    adamlar ilkokuldan itibaren gitar kurslarına gitmişler çok üst düzeyler,
    ben de bas gitara başlamaya karar verdim.
    ilk başlar da bir önyargıyla yaklaşsam da,
    zamanla çok bağlandım bas gitarıma.
    okuldan arta kalan zamanımın hepsini ona veriyordum.
    okulda da zaten karı kız.
    velhasılkelam, hayatımın büyük bir kısmı olmuştu
    müzik. ve bas gitar...
    ···
  5. 5.
    0
    @3 ilk üç dört part giriş gibi hacı, o yüzden pek tad alacağını sanmıyorum. olay sen bıraktıktan sonra başlayacak.
    ···
  6. 6.
    0
    okuyan varsa devam ediyorum. var mı okuyan?
    ···
  7. 7.
    0
    kendimi çabuk geliştirdim,
    daha ilk dönemden müzik gruplarına girdim
    arkadaşlarım sayesinde.
    okulda da çalıyorduk az çok.
    olayın pratik kısmıyla beraber mental kısmını da kapıyordum.
    ne nedir, neye yarar, hangi sorunda ne yapmak gerekir.
    grup elemanları arası ilişkiler vesaire.
    zaman böyle böyle geçiyordu.
    dersler mersler gibimde degil, konservatuar düşünüyorum.
    annem 'çalış derslerine aç kalacaksın, o gitarı çalmaya vakit bulamayacaksın'
    diyor. babam desen
    'vay aslanım çalacak tabi eurovision'a katılacak mına koyacak ortalığın' kafasında.
    gülüyorum geçiyorum tabi.
    ···
  8. 8.
    0
    lisede kızlarla falan çok takıldım eve attım falan ama
    lise sonda milli olabildim.
    ayça diye bi kaşar vardı o sağolsun, güzel anılar oldu.
    her neyse lise bitti
    konservatuarı kafaya koymuştum ve başardım beyler
    hacettepe üniversitesine girdim.
    keyfim acayip yerindeydi amk, hayat bana güzeldi.
    lise sonda vokal yapmaya ilgi duymaya başlamıştım.
    her gün o konuda da kendimi geliştiriyordum.
    hayatım müzik ve sex olmuştu amk.
    gün boyu okulda evde müzikle ilgiliydim
    geceleri de tunalıdan çıkmıyordum.
    mekanların hızlısı olmuştum.
    ···
  9. 9.
    0
    baştan söyleyeyim caps olmaz, çünkü neyin capsini isteyeceğinizi tahmin ediyorum ve o konuda çok hassasım. caps beklemeyin.
    ···
  10. 10.
    0
    20 yaşında ilk defa
    bir mekanda müzik yapmaya başladım,
    21 yaşımdaysa mekanlarda şarkı söylemeye başladım beyler.
    hala devam ediyorum mekanlarda söylemeye,
    ayrıca küçük bir dükkanım var,
    ıvır zıvır bi sürü gereksiz şey
    hediyelik eşya falan. gelirim iyi.
    neyse, mekanlarda vokal yapmaya başlayınca
    kadınlar daha çok dahil oldu hayatıma.
    hem de bu seferki dişiler öncekileri giber atardı.
    at gibi hatunları gibiyordum amk,
    özellikle de onların evinde giberim, tercih meselesi
    daha çok hoşuma gidiyor.
    böyle böyle yaşıyordum amk bas gitarı atmıştım kenara
    vokal karizmasından gelen karının kızın büyüsüne kapılmıştım.
    her gece olmasa da hafta da 3-4 gece gibişim oluyordu.
    üç ayrı mekanda haftanın beş gecesi şarkı söylüyordum.
    keyfim keyifti, az da olsa şan şöhret,
    kadınlar, sex
    ve en önemlisi müzik.
    ama bir süre sonra yetmemeye başladı
    ve bir taka bulaştım...
    ···
  11. 11.
    0
    bir lucky klikleyeyim *
    ···
  12. 12.
    0
    burada olanlar hayrına bir şeyler yazsın da başlık üste çıksın beyler.
    devam ediyorum.
    ···
  13. 13.
    0
    uyuşturucu beyler.
    sigaraya zaten lisede başlamıştım.
    dermanın* dıbına koymuştum o da yetmedi
    kristal, pampiş dalgasına bulaştım.
    onu attıktan sonra karı giberken
    kendimi dev bir yannan gibi hissediyordum.
    zaten ilk defa bir hatunu da
    haplıyken boşalttım.
    mükemmel bir zevkti, belki hala da öyledir.
    bilemem.
    yapıyosanız yanınızda hatun olsun.
    o da yetmedi sahneden önce atmaya başladım.
    amerikan rock n roll un dıbına koymuşum
    yaş dayandı 30a. bir dükkan açtım
    bahsettiğim dükkan.
    aynı taka, karıya kıza devam.
    yaş 30a gelince daha bi bollaştı karı kız amk
    günümü gün ediyordum.
    ama kafamın bi kenarında 'ulan' diyordum,'nereye kadar'
    32 yaş civarı, sıkılmaya başladım.
    gerçekten sıkıldım.
    haftada bir ya da iki gibiş
    kalanını geri çeviriyorum.
    bir gün, cuma günü, o cuma günü.
    sahnem var akşam, saat 4 suları evdeyim
    kapı çaldı.
    açtım kapıyı, filmdeyim sandım...
    ···
  14. 14.
    0
    ve artık başlıyoruz.

    son bir kez daha up rica edeceğim.
    amacım egomu yükseltmek, sözlükte popüler olmak değil.
    sadece bunu anlatmak beni gerçekten mutlu ediyor ve daha çok insana anlatmak istiyorum.
    daha çok ve daha çok...
    ···
  15. 15.
    0
    kapıda bir çocuk beyler.
    tekerlekli sandalyede oturuyor.
    yanakları hafif tombul, kolları elleri parmakları hafif etli
    saçları öğrenci tıraşı, gözünde de elips şeklinde çerçeveli bir gözlük var
    köfte burunlu, uzaktan baktığında enbesil diyeceğin bir çocuk.
    6-7 yaşlarında tahminen
    üzerinde siyah ucuz bir eşofman, üzerindeyse onun aksine o günlerin modası bir tişört var.
    kucağında da sarı bir zarf var. cami avlusu misali...
    ···
  16. 16.
    0
    @23 uyuşturucu kısmı doğru, aşık olmadım. çocuğum oldu mu olmadı mı bilmiyorum *
    ···
  17. 17.
    0
    hemen bir fotoğrafını çektim, inciye girdim
    kapının önünde bulduğum gayrımeşru oğlum capsliii diye başlık açtım.
    yok yok yapmadım.
    hiç istifimi bozmadım, çocuğa hiç dokunmadım
    kapıyı kapadım içeri geçtim.
    pes oynuyordum oynamaya devam ettim amk.
    oynuyorum oynamasına ama içimi bişey dürtüyor
    kapının önündeki çocuk değil,
    kucağındaki mektup geliyor aklıma.
    meraktan deli oldum.
    gittim kapıyı açtım, çocuk boş boş etrafı inceliyordu.
    tekerlekli sandalyesini evin içine sürdüm, kapıyı kapadım.
    çocuğu, tekerlekli sandalyesiyle beraber, salonun bir köşesine
    vitrin gibi koydum. mektubu aldım elime, oturdum.
    çocuk aynı boş ifadeyle salonumu inceliyordu şimdi de.
    ···
  18. 18.
    0
    beyler adımı 'doruk' farzedin. o şekilde devam etmeliyim.
    ···
  19. 19.
    0
    mektubu açtım.
    zarfın aksine kağıt bir a4 kağıdının dörtte biriydi.
    önlü arkalı kullanılmıştı.
    mektup şöyle.
    'doruk... bu yeni arkadaşın, adı 'doruk'.
    14 mayıs 2006'da muğla'da doğdu. otistik engelli.
    ancak sadece otistik engelli değil, yürüyemiyor da.
    konuşmayı da pek beceriyor sayılmaz. iyice anlamak için
    ona 'evet' kelimesini kullandırabilirsin.
    neden böyle bilmiyorum, bir de onu öğrenecek gücüm kalmadı.
    yaramaz değildir, ama yaramaz bir çocuğu kakasını tutamayan bir çocuğa tercih ederdim.
    fazla yemek yemez, ama çabuk susar ve müzik dinlemeyi sever.
    neden mi bunları söylüyorum? çünkü pişmanım, özür dilerim.
    çocuğumuz olduğunu öğrendiğimde bana inanmamıştın,
    doğurunca sana ispat etmek için gelmeme de ailem izin vermedi.
    seni bu kadar 'güzel'yıllardan mahrum ettiğim için çok özür dilerim.
    ama kendimi affettireceğim, o yüzden çocuğunun geri kalan yaşamında sorumlusu sensin.
    size mutlu bir gelecek dilerim... '
    ···
  20. 20.
    0
    izlediğiniz türk filmlerinden bir cami avlusu kısmı ekgib sanırım.
    ···