bu sözlükte kızlar sadece caps koyarak ilgi

@30 önyargı.. senden varolan insan biçiminden sıyrılıp, antropomorfizmi aşıp insanlığı öyle değerlendirmeni beklemiyorum ki. sadece ön yargılarından kurtul diyorum. ön yargılarını aş, bize yüklenen tabulardan.. bu çok zor biliyorum ama dene..

yazın sahillerde yüzlerce bikinili kız dolaşır. mini etekli kızlara öküz gibi bakan erkeklerin bu bağlamda bu kızların içine düşmesi gerekmez miydi? düz mantıkla gerekirdi. ama insan aslen bulunduğu ortama öylesine uyum sağlayabilen bir canlı ki, ya da başka bir deyişle herkes bikinili olduğu için algıda seçicilik yaratacak başka bir alternatif olmadığından -üstsüzler hariç tabi o da iri memeliyse- bikinili kızlara mini etek giymiş kıza baktığı gibi bakmaz erkek. neden mi?

1- çünkü bütün kızlar mini etek giymez. çoğunluğun pantalonlu ya da normal etek giydiği bir ortamda nadir olan mini etekli kız dikkat çeker.

2- mini etek ferregrafik bir ögedir, çünkü ferre kültürünün birick ögesi "merak uyandırmak"tır. bugün bunun en çağdaş ileri uç örneklerini milliyet, hürriyet gibi güzide gazetelerimizin web sayfalarında görebilirsin. şu şununla napmış... , soyundu ve kocası... , v.s. önce merak uyandırır ardından linkine tıklattırır. örnekler çok aslında bunun gibi.

mini etek'in olayı da meraktır. kız bacak bacak üstüne attıkça, erkek hayvansal kökleri gereğince kadının cinsel organını merak eder. görmek ister. yani mini etek giymiş bacakları düzgün bir kıza bakmam bakmıyorum diyen erkek muallakdir. bakmamaya çalışıyorum diyene saygım vardır, ben de bakmamaya çalışırım ama elbet gözüm kayar. gözü kaymayan erkek yoktur olamaz da.

aslında kadın da bunu bilir. bakıldığını bilir. ilgi görmek, ilgi çekmek istemek de kadının doğasında vardır. ama mini etek, dekolte bunlar en ucuz yollarıdır. ve dediğim gibi, ferregrafiktir. ferregrafiktir çünkü ortada direk bir et sunumu vardır. ferregrafiktir çünkü samimi değildir. yakıştığı için giyiyor, estetik duruyor yalanı daha da beter bir samimiyetsizliktir. estetik yargılara girersek bu muhabbet burayı aşar.

özüyle demek istediğim kapitalizm'de insanlar ihtiyaçlarını kendileri belirlemez. ihtiyaçları belirleyen sistem'dir. sistem insanlara "ihtiyaç" diye dayattığı mamülleri zorla aldırtarak ayakta durur. aksi halde sistem çöker. misal yeni bir cep telefonu olmadan yaşayabilir misin? elbette. ama ihtiyaç mıdır? evet. o zaman sistemin çarkları işliyor demektir.

peki insanlar bu sistem çarklarını neden kabul ediyorlar? çünkü uyuşturuluyorlar. uyuşturuluyorlar ve sorgulayamayacak hale getiriliyorlar. sistemin yegane aracı da uyuşturucudur. bu uyuşturucular arasında başı çeken teknoloji ve ferredur, drug'lar alkol v.s. bile sonra gelir. dikkat et nerdeyse 24 saatimiz ferreyla geçiyor, farkında, ya da farkında olmayarak. ana haberler, diziler; bunların kullandığı ögeler v.s bunları bir daha sorgula. ama sorgulayamazsın. çünkü uyuşturucuyu alan insan sorgulayamaz. ve sistem de böyle işler.

özet geç diyen okumasın, çünkü özet geç diyeni bozar yazdıklarım. hadi bakim..