bir sigara yaktım. gölün içinde projektör gibi ışıklar yanıyordu. rüzgar suyu dalgalandırdıkça sihir gibi bir görüntü çıkıyordu ortaya. gökyzünde hilal vardı. çok soğuk ama bir o kadar da açık bir hava vardı. yıldızların göründüğü bir geceydi. çok güzeldi. adam başak'ın kulağına ne söylüyordu? göğsüm acıyordu. ağlamayacaktım.çocukken babam dövdükten sonra benden arta kalanları zorla yatırıp bir de gömer gibi yorganı üstüme örtüp gibtir olup gittikten sonra da aynen böyle pencereden görünen aya ve yıldızlara bakar ve yine aynen böyle ağlamamaya çalışırdım. bazen de aynen böyle midem bulanır ve aynen böyle kendimi tutamaz ve..gibeyim böyle işi.. aynen böyle kusardım.

rezerve

oldum olası kusmaktan çok korkmuş ve korktukça da kusmuşumdur.ne zamandır meydanda görünmüyordu paniğin midemi sıkıp sıkıp bırakan eli.bu gece tekrar ortaya çıkmıştı işte. alkolle alakası olmadığını biliyordum. pgibologla pgibiyatr arasında mekik dokudğum günler geri geliyordu demek.

devam panpa sardı

@247 tamam senin için o zaman

pek şık orjinal kaşmir pardesüme kusmuk bulaşmıştı, tüh! pardesüyü çimlere sürterek temizlediğm için bir de üstüne çimen lekesi oldu. böyle daha şıktı bence.en azından artık bir kişiliği vardı. pardesüyü üstüme örtüp betona kıvrıldım. ayla göz göze gelince şarkı söylemeye başladım usul usul:
-I would fly to the moon and back, if you'll be my baby..

kaşmir dedik de aklıma geldi binler.sever misiniz?:
https://www.youtube.com/watch?v=sfR_HWMzgyc

orda öyle şarkı söylerken sızmışım. sırtımda hissettğim sıcaklıkla uyandım. biri bana sarılmıştı. ellerinden tanıdım. başaktı.cesaretine lanet ettim. elini alıp attım önce, ateşe değmiş gibi sıçradım yerimden.
-git burdan!

doğrulup oturdu. uykulu gözlerle bana baktı.bir şey demedi. dağılmış saçları, akmış makyajıyla ay ışığında o kadar güzel görünüyordu ki, öfkeyle rektörlük binasını işaret eden tabelayı tekmeledim.az daha ayağımı kırıyordum. panik yeniden yavaş yavaş yükselmeye başladı.bir daha kustum, kızın gözleri önünde dizlerimin üstüne çöktüm ve emekler pozisyonda kustum. sonra yeniden göz göze geldik. o da beni taklit edip emekleyerek bana doğru geldi ve beni öptü. evet,kustuktan bir saniye sonra öptü beni.

https://www.youtube.com/watch?v=hdJYljPX7SU

siz hiç kusmuklu ağzınızla öpülecek kadar sevildiniz mi? dünyaya neden geldim sorusunun yarattığı sisin dağıldığı anlardan biriydi işte o an.aşk için gelmiştim dıbına koyayım, aşk için sevilmek için gelmiştim bu dünyaya. sevmek için gelmiştim ne yazık ki.beynimin içinde havai fişekler patlıyordu. doğal felaketler, ekonomik krizler, insanlık tarihi, borsa, ozon tabakasındaki delik hepsi önemini yitirmişti.

sevilmek çocukluğumdan beri zayıf noktam olmuştur takdir edersiniz ki.ilkokulda hiç arkadaşı olmadığı için teneffüslerde kitap okuyan çocuk bendim, tanıştığımıza memnun oldum. yıllar boyu kafamda yarattığım arkadaşlarım oldu, içimden onlarla konuştum. hepsi gerçekti hepsi gerçekten vardı belki de o kafamda yarattığım küçük insancıkların.en azından daha samimiydiler gerçek insanlardan.en azından hepsi hala yanımda.

neyse uyurum ben belki

@258 edeceğim kardeşim.bu gün yazamadım.ama bu bitmeden kıpırdamam

4 sayfa okudum sonra sıkıldım amcık ağazlı ya ne şair tipli adamlarsınız amk

@261 sağlık olsun kardeşim

@260 evet burdayım bu gece devam etmeyi planlıyorum panpa.

bazen müzik dinlemek, sadece dinlemek insanı tahmin ettiğinden uzak bir yerlere alıp savurabiliyor.kar yağmasından hiç hoşlanmam, hayatın sesini emer kar bana göre. öte yandan bu kar sessizliğinin gereksiz sesleri ortadan kaldırıp müziğe yer açabileceği, karın müziği bu kadar güzel hale getirebileceği aklıma gelmezdi. evet,geçenlerde bir arkadaşımdan bulduğum pink floyd plağı şair yaptı beni bu gece

hayatımda ilk defa pink floyd dinlediğimde yanılmıyorsam sekiz ya da dokuz yaşımdaydım. albüm, şu an dinlediğim aynı albümdü: the wall elbette, eşsiz bir klagib. albümün kapağı hoşuma gitmişti.o zamanlar cd çalan müzik setleri yeni yeni piyasaya çıkıyordu yanlış hatırlamıyorsam. adına müzik seti dediğimiz devasa aygıt hayvan gibi yer kaplıyordu

kapağında beyaz bir duvar resmi olan albümü müzik setine taktığım anı hala hatırlıyorum. elbette zihnim bana oyu oynuyor ve ben bu anı hayal ediyor da olabilirim. neyse,es geçelim bunu.ilk başta çok da hoşlanmamıştım another brick in the wall'dan. bir kere benim yaşımda biri için fazla uzun bir şarkıydı.
daddy's flown, across the ocean..
benim babam da hayallerimde ölü bir babadır çoğu zaman. neden olmasın? benim babam da savaşa gitmiş olsun hayalimde.
leavin' just a memory...
belli belirsiz bir hatıra bıraktın baba. seni hatırlamıyorum bile.bak kulaklarımı kapıyorum hala daha beynimi giben hakaretlerini işitmemek için. şarkı söylüyorum baba:
a snapshot in the family album..
aile albümüz bir yangında kül oldu sevgili babacığım. üzgünüm.
daddy what d'ya leave behind for me?
bana acıdan başke ne verdin dıbına koduğum? bana kendi ruhumun ölüsünden başka ne bıraktın baba?