+1934
-21
Sınavım güzel geçti. Aileme bu haberi verdiğimde çok sevindiler. Beraber bir öğle yemeği yedik. Ardından arkadaşlarımla dışarı çıkıp çıkamayacağımı sordum. ilk seferde kabul etmeseler de bu güzel günün şerefine iznimi kaptım. Arkadaşlarımla buluşup durağa doğru yol aldık. Bir birimiz hakkında muhabbetler ediyor yıllar boyunca çalıştığımız sınavın karşılığını almanın verdiği mutlulukla ve umutla adeta havalara uçuyorduk. Çok güzel bir gündü. Hava güneşliydi ve herkes sokaktaydı. Beklediğimiz durakta çocuklar teyzeler amcalar vardı.
Bir kaç dakika sonra büyük bir ses kulaklarımızı sağır etmişti. O andan sonra tek gördüğüm renk kırmızıydı. Ve şimdi ise sadece siyahı görüyorum. Hiç bilmediğim bir sebepten. Hiç katılmadığım bir tartışmadan. Hiç gütmediğim bir kin yüzünden ölmüştüm. Hiç tanımadığım bir insan. Beni hiç tanımayan bir insan tarafından. Tüm yaşamım orada yanıp gitmişti. Artık bugünden sonra kimse beni hatırlamayacaktı. Gözü yaşlı anne babam dışında. Sadece ismimle , yaşımla ve bugün yaptığım şeylerle insanlar beni bir kalıba oturtmaya çalışacaktı. Artık bir şey ifade etmeyen yaşamımı düşünüp üzüldükten sonra unutulmaya yüz tutacaktım. Belki yıllar sonra beni ölümsüzleştirecek bir anıt , bir yazı , herkesin aklına kazınacak bir olay olacaktı. Ama ne farkeder. Neden bu dünyaya geldiğimi ve neden bu kadar çabuk gittiğimi kimse bana açıklamadıktan sonra.