-
1.
+1 -41:ananın dıbına kadar yolun varTümünü Göster
(unsocial ?, 23.07.2013 02:26)
2:mahkemeye ananıda al gel lazım olcak
huur çocuğu
(gibe sarilan yeni gelin ?, 23.07.2013 02:27)
3:onu okuyacagıma ananı giber 6 ay yatar cıkarım
(dotuncuydum lan ben ?, 23.07.2013 02:28)
SS ALDIM KARDESIM MAHKEME KAGIDNI BU BASLIGA KOYICAM IZLE SADECE 3 GUN ICINDE KOYCAM RESERVED ALIN
son edit:BEYLER BEN BISI DEMIYORUM DIYECEGIM TEK SEY 3 GUN ICERISINDE MAHKEME ILE ILGILI SUC DUYURUNSDA BULUNDUGUM CAPSLERi BU BASLGIA EDITLIYCEM OLE LAFLARLA URASAMAM CAPSi KOYAR GECERIM
SU 3 ADAMI HALLEDEYIM GERISINE SONRA BAKICAZ
---
Herkes, onur, şeref ve haysiyet sahibidir. Ceza hukuku, kişiyi, onuruna, şeref ve haysiyetine dokunan fiillere karşı korumaktadır. Ne adla olursa olsun, kimsenin kimseyi aşağılamak hakkı yoktur. Hakaret suçu tarih un şerefli bir üyesidir ( An. m. 5,10, 17 ).
Medeni Kanun, 24. maddesi hükmünde, kişiyi, onuruna, şeref ve haysiyetine karşı saldırılar karşısında korumaktadır. Kişi, başkalarından, onuruna, şeref ve haysiyetine saygı gösterilmesini isteme temel hakkına sahiptir.
Ceza hukuku, kişinin onurunu, şeref ve haysiyetini, cezaî himayenin konusu yapmıştır. Haksız olarak, bir kimsenin onuruna, şeref ve haysiyetine saldırıda bulunmak, hakaret suçuna vücut vermektedir.
Ceza Kanunu, hakaret suçunu, Kişilere Karşı Suçlar, ismini taşıyan ikinci Kısmının, Sekizinci Bölümünde Şerefe Karşı suçlar ismi altında düzenlemiştir. Kanun, 125. maddede hakaret ve sövme suçuna, 126. maddesinde “matufiyet” ilkesine, 127. maddesinde ispat hakkına, 128. maddesinde savunma dokunulmazlığına, 131. maddesinde “ Soruşturma ve kovuşturma koşulu “ madde başlığı altında şikayete yer vermiştir.
Kanun, 765. s. Kanunda yer alan, “Memura hakaret” suçunu kaldırmış, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakareti cezayı ağırlaştıran bir neden saymış, kuralın istisna olarak suçun resen takibini öngörmüştür.
765 s. Kanunun Din hürriyetine saldırı olarak düzenlediği bazı fiilleri, Kanun, ağırlatılmış hakaret ve sövme suçu olarak düzenlemiş, ayrıca 130. maddesinde, “Kişinin hatırasına hakaret” madde başlığı altında “Ölüye hakaret” suçuna yer vermiş, 131/2. maddesinde ölüye hakaret suçunun takibini şikayete bağlamıştır. Gerçekten, Anayasanın 24. maddesi hükmünün teminatı olan “Din hürriyetine karşı suçları” büyük bir başarıyla “buharlaştıran” tarihi kanun koyucu, Anayasanın, 2, 10, 24, AiHS’ in 9, 10, 14 ve MK’ un 24. maddesine aykırı olarak Din hürriyetini ihlal eden davranışları, kendi kabul ettiği sisteme uyarak ör.,“ Topluma Karşı Suçlar “ arasında düzenlemesi gerekirken, “Kişilere Karşı Suçlar” arasında düzenleyerek, hukuk düzeninde ferdî- toplumsal bir kurum olan ve “Kişi” ile hiçbir ilişkisi bulunmayan kutsal Dini , kışının bir niteliği saymış; böylece, bildiğimiz kadar, demokratik laik bir toplum/ hukuk düzeninde emsali olmayan, ancak teokratik bir toplum/hukuk düzeninde görülebilen ilginç bir düzenlemeye yer vermiştir..
Böylece, Kanun, çoğu kez, tabiri caizse, kazı koza karıştırarak hakaret ve sövme suçunun klagib yapısını bozmuş, iki suçu aynı maddede toplayarak “hakaret ve sövme suçu ayırımını kaldırdığını” iddia etmiş, sonunda başka bir yerde emsali olmayan bir düzenleme gerçekleştirmiştir.
1. Hukuki konu, fail, mağdur
Suçun ihlal ettiği, cezanın koruduğu hukuki değer veya menfaat, kişinin onuruna, şeref ve haysiyetine başkalarının saygı göstermesini istemesidir. Kişinin ait olduğu toplumda saygın olmaya; onurun, şeref ve haysiyetiniri olmakla birlikte, esasta farklı suçlardırlar. O nedenle Kanunun gerekçesinde yer alan hakaret ve sövme suçu ayırımını kaldırdık iddiası tutarlılıktan yoksundur.
istisnasız herkes suçun faili olur. Fail olmak için mutlaka isnat yeteneğine sahip olmaya gerek yoktur. Bir akıl hastasının, bir çocuğun suçun faili olması mümkündür.
Suçun mağduru, suçla ihlal edilen, ceza ile korunan değer veya menfaatin hamili kişidir. Kanun “ölüyü” suçun mağduru saymakta, suçun takibini yakınlarının şikayetine bağlamış bulunmaktadır ( m. 130, 131/2 ). Çocuğa, bir akıl hastasına hakaret edildiğinde, şikayet hakkını kimin kullanacağı konusu tartışmalıdır. Kanunun 76. maddesinde, CMK’ un 158. maddesinde bu konuda bir açıklık yoktur. Bu durumda, bunlar adına şikayette bulunacak kimse, herhalde veli veya vasidir.
1.1. Mağdurun belirlenmesi
Hakaret ve sövme suçlarında, failler, çoğu kez, fiillerinin muhatabı kişilerin belli olmamasına özen göstermekte, böylece cezasız kalmalarını sağlamaya çalışmaktadırlar. Toplumun, suçla mücadelede suçlunun cezasız kalmamasını sağlamak konusundaki çıkarı ile ifade hürriyetinin korunmasındaki ği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılır.
126.madde hükmü herkesin anlayacağı bir biçimde kaleme alınmamıştır. 765. s. Kanunun 484. maddesi hükmünün uyarlanması başarılı olmamıştır. Üstelik “… tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa…” hükmünün yerine “… duraksanmayacak bir durum varsa… “ hükmünün konulması, ifade hürriyetinin alanını keyfi daraltmıştır. O nedenle, anamı da pek belirgin olmayan bu hükmün, tereddüde yer vermeyecek derecede karineler varsa biçiminde anlaşılması gerekmektedir. Gerçekten, karinenin anlamı hukukta bellidir. “ Durum “ un “ Karine “ ile aynı şey olduğu söylenemez, çünkü durum kelimesi, karine kelimesinin karşılığı yani eş anlamlısı, sinonimi değildir.
2. Fiil
Hakaret suçunda fiil, bir düşünce açıklamasıdır. Düşünce, söz, ses, işaret, yazı, görüntü, resim, yontu, vs. ile ifade edilebilir. Ancak, hakaret ve sövmede, Kanunun suç olarak tanımladığı fiil, ortak yanları olmakla birlikte, özünde birbirinden farklıdır. O nedenle, hakareti ve sövmede fiili ayrı incelemek gerekmektedir.
2.1. Hakaret suçunda fiil
Suç sayılan fiil, kişiye “somut bir fiil veya olgu isnat etmek” fiilidir.
Burada, somu fenomendir. Bir kimseye bir fenomen isnadı anlaşılır bir ifade değildir. Kanunun gerekçesinde de “fiil veya olgu isnadı “ denilmektedir. Ancak, sayılan örneklerden hiçbiri, olgu değil, olay, vak’a veya hadisedir. “… kamu görevlisinin bir kişiden bir iş karşılığında belli bir miktar rüşvet aldığı yönünde isnatta bulunulması” bir olgunun isnadı değil, bir fiilin, bir vak’a veya hadisenin isnatta bulunulmasıdır.
isnat edilen fiil veya olgu kişinin onurunu, şeref ve saygınlığını “rencide edebilecek nitelikte” olmalıdır. Rencide etmek, incitmek, kalbini kırmak anlamındadır.
isnat edilen fiil, nesnel olarak, incitici, kalp kırıcı bir nitelikte olmalıdır. 765 s. Kanun, bu durumu, “ halkın hakaret ve husumetine maruz kılacak yahut namus ve haysiyetine dokunacak “ biçiminde ifade etmiştir. Doğru olan budur, çünkü Kanun, fiilin muhatabı kişinin gerçekten fiilden incinip incinmemesine bakmamaktadır.
Öyleyse, Kanunun kullandığı “ rencide edebilecek nitelikte” ifadesinde isabet yoktur. Tarihi kanun koyucunun 765 s. Kanunu kazıma çabası, maalesef doğru olan ifadeyi görmesini engellemiştir. Kuşkusuz, tartışma olmayan bir konuda tartışma çıkarmak, kimsenin bir işine yaramaz.
2.2. Sövme suçunda fiil
Sövme suçu sayılan fiil, Kanunun ifadesiyle, sövme suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırıda bulunmak fiilidir. Açıkçası, fiil, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını ona söverek ihlal etmektir.
Kanun, “sövme” fiiilgili olarak birçok örneğe yer vermiş, sövmeyi hakaretten ayırt etmiş, ancak hakaret ve sövmeyi bir tek maddede toplayarak (m. 125/1 ) “hakaret ve sövme suçu ayırımını kaldırdığını” iddia etmiştir.
Gerçekten, ortada bir yanlış yoksa, bir yanlış anlama var. Kanun koyucu, bir kimseye “serseri”, ”alçak”,”hayvan”, “hırsız”,”rüşvetçi”, “sahtekar”, fahişe”, “kör”, “şaşı”,”topal”,”kambur”, “kel”,”pgibopat”,”frengili” ,”aidsli” denmesini sövme saymıştır. Öyleyse, sövme, bir sıfat izafe ederek, bir kişiyi, başkalarının gözünde aşağılamaktır.
Bir sözün, sesin, işaretin sövme olup olmadığı, genellikle suçun işlendiği yerin değerlerine göre belirlenir. Gerçekten, bir yerde veya bir çevrede, ör., ulan, kerata, serseri, vs., gibi küfür sayılan bir şey, başka bir yerde veya çevrede övgü, iltifat sayılabilir. -
2.
-14.1.1. Karşılıklı hakaret
Kanun, karşılıklı hakareti 129/3. maddesinde düzenlemiştir.
Kanun “Hakaret suçunun karşılıklı işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçtebirine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir” demektedir. Kanun indirimde veya ceza vermekten vazgeçmede bir ölçü koymuş değildir.
Gerçekten, Kanun “ olayın mahiyetine göre “ demekle takdirde göz önüne alınabilecek bir ölçü getirmiş olmamaktadır. işin esasına bakılırsa, 657 s. Kanunun “Eğer iki taraf karşılıklı olarak birbirini tahkir etmiş bulunursa mahkeme icabına göre iki taraf veya hangi tarafın sebebiyet verdiğini nazara alarak yalnız biri hakkında cezayı ıskat edebilir “ hükmü, ötekine nazaran çok daha mükemmeldir. Hakimin, takdirini kullanırken, bu hükmü göz önüne alması, olası keyfi uygulamaları önleyecektir. -
3.
-24.1.2. Haksız tahrikTümünü Göster
Kanun, 129/1. maddesi hükmünde, hakaret suçunun, haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halini düzenlemiştir. Madde metni doğru, madde başlığı yanlıştır, çünkü, “haksız fiil” başka şey, “haksız bir fiil” başka şeydir. Haksız fiilin ne olduğu, Borçlar Kanununda ( m. 41 ) bellidir. Burada, haksız fiil değil, haksız bir fiil söz konusu olmaktadır.
Madem haksız tahrikin özel bir hali ile karşı karşıya bulunulmaktadır, bu indirimden veya cezasızlık nedeninden yararlanılabilmesi için, haksız tahrikte olduğu gibi, fiilin haksız olması gerekmektedir. Gerçekten, ör., ev sahibinin herkesin önünde kiracıdan kirayı istemesi, haksız bir fiil değildir, dolayısıyla burada haksız bir fiilden söz edilemez.
Haksızlığın etkileri kişi üzerinde devam etmekte olmalıdır. Failin hakaret suçunu işlediği ensede fiilin etkileri üzerinden kalkmışsa, artık bu nedene dayalı, olara ceza indirimi yapılamaz.
Failin, fiilini, “haksız bir fiile tepki olarak” işlediği saptandığında; faile verilecek ceza üçtebirine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Ancak, Kanun, kasten yaralama suçuna bir ayrıcalık tanımıştır. Gerçekten, Kanun, hakaret suçunun, “kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez “ demektedir. (m. 129/2 ). Bizce, 657 s. Kanun 485/3. maddesi hükmü daha doğrudur, çünkü Kanun, özenle “kasıtlı müessir fiil” demekten kaçınmış; “Şahsı hakkında şiddet kullanılmasından dolayı… “ diyerek, cezasızlığı, sadece kasten yaralama suçuna inhisar ettirmek istememiştir. Esasen doğrusu da budur.
Gerçekten, sadece yaralama suçlarında değil, birçok suçta, ör., öldürmeye teşebbüs, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, vs., suçlarında da kişinin "şahsı hakkında şiddet kullanılması" mümkündür. Bu hallerde fiil zaten suç da teşkil etmemektedir, çünkü "hakkında şiddet kullanılan" kişinin, şiddet kullanana karşı maddi olarak hakaret suçunu oluşturan fiilleri olmakla birlikte, hakaret kastı bulunmamaktadır, dolayısıyla fiil hakaret suçunu oluşturmamaktadır. Yargıtay, birçok kararında " tehevvüren söylenen sözlerin" hakaret suçunu oluşturmadığını kabul etmiştir. Ancak, ortada bir hukuka uygunluk nedeni bulunmadığından, Kanun hükmünü, genişletici yorumla genişletmek mümkün değildir. Öyleyse, sadece kasten yaralama suçuna tepki olarak işlendiğinde, failine, hakaret suçundan ceza verilmeyecektir.
5. Hakaret ve sövme suçunun tezahür biçimleri ve suçun halleri
Ceza Kanununun suçların tezahürüne ilişkin genel hükümleri özelliklerini yansıtmak kaydıyla hakaret ve sövme suçlarında da geçerlidir. Gerçekten, hakaret ve sövme suçlarının teşebbüs derecesinde kalması, birden çok kişi ile birlikte işlenmesi, suçların içtimaı imkansız değildir. Ayrıca, Kanun, 125/3. maddesinde, üç bent halinde, 125/4. maddesinde suçun hallerinden suçu ağırlaştıran nedenlere de yer vermiştir.
5.1. Teşebbüs, iştirak, içtima
Hakaret ve sövme suçları neticesiz suçlardırlar. Neticesiz suçlarda, hareket parçalara bölünebildiği taktirde, teşebbüsün mümkün olduğu kabul edilmektedir. Hakaret ve sövme suçlarında sadece "mektupla hakaret" edildiğinde hareket parçalara bölünebilmekte ve genel olarak teşebbüsün varlığı kabul edilmektedir. Bunun dışındaki hallerde hakaret ve sövme suçuna teşebbüs mümkün değildir. Kanun hakaret ve sövmenin alenen ve basın yoluyla işlenmesini cezayı ağırlatıcı neden saymıştır. Aleniyet bir suçun unsuru olarak bile alındığında, zaten aleniyetle birlikte suç oluşturan fiil işlenmeye başlandığından ve suç tamamlandığından, bu halde teşebbüs mümkün değildir. Basın yoluyla suçun işlenmesine gelince, zaten yayın şartı yoksa suç da yoktur, dolayısıyla olmayan bir suçun teşebbüsü de olmaz.
Suçun iştirak halinde işlenmesi mümkündür. Birden çok kimse birlikte hakaret suçunu oluşturan bir karikatür, resim, heykel, müzik, vs. yaptıklarında iştirak halinde suç işlemiş olurlar. Hakaret ve sövme içeren bir mektup bir tek kişi tarafından yazılabileceği gibi, birden çok kişi tarafından da birlikte yazılabilir. Sözlü hakarette, failin azmettirilme, faile telkin ve tavsiyelerde bulunulması imkansız değildir. Ancak, yazılı veya sözlü fiile katılmaksızın sadece taşıyıcı olmakla, suça iştirak edilmiş olunmaz. Gerçekten, bir mektubu bir haberi, içeriğine katılmaksızın, sadece muhatabına zütüren, yani salt taşıyıcı, postacı olan kişi hakaret suçunun failinin fiiline iştirak etmiş olmaz.
Hakaret ve sövme suçunun, başka bir suçla içtimai da mümkündür. Kanun 125/5. maddesi hükmünde kanundan doğan bir zincirleme suç biçimine yer vermiştir. Kanun, " Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde" suçu kurulu oluşturan kişilere karşı işlenmiş saymakta, ancak suçun, zincirleme suç " olduğunu kabul etmektedir. Öte yandan, bir ifadenin hem hakaret, hem de müstehcen olması mümkündür. Bu halde bir fiille kanunun iki ayrı hükmü ihlal edildiğinden, tabii, fikri içtimaın uygulanması gerekmektedir.
5.2. Suçu ağırlatan nedenler
Kanun suçu çevreleyen nedenlerden sadece suçu ağırlatan nedenlere yer vermiştir. Kanun bu konuda ilginç bir yöntem izlemektedir. Kanun, ya temel cezayı asgari haddinin üstünde yüksek tutarak suçu ağırlaştırmakta, ya da çıplak suçun cezasını belirledikten sonra bu ceza üzerinden belli bir oranda cezayı artırmaktadır. Gerçekten, Kanun 125/3. maddesinin a, b, c bentlerinde temel ceza üzerinden giderek cezayı artırmakta, buna karşılık, 125/4. fıkra hükmünde cezanın belirlenmesinden sonra cezayı artırmaktadır -
4.
-2HUKUK OGRENCISIYIM ZATEN STAJ YAPARIM OZETIN OZETININ OZETI BEYLER:DAVAYI ACARIM SAVCI SILEMEZ 1 HAFTA ICINDE DONUS OLUR ITIRAZ EDERIM DAVA %90 ACILIR SONRASINI KONUSRUZ MAHKEMEDE KUFREDENLERi BEKLIYORUM
-
5.
-21:ananın dıbına kadar yolun var
(unsocial ?, 23.07.2013 02:26)
2:mahkemeye ananıda al gel lazım olcak
huur çocuğu
(gibe sarilan yeni gelin ?, 23.07.2013 02:27)
3:onu okuyacagıma ananı giber 6 ay yatar cıkarım
(dotuncuydum lan ben ?, 23.07.2013 02:28)
SS ALDIM KARDESIM MAHKEME KAGIDNI BU BASLIGA KOYICAM IZLE SADECE 3 GUN ICINDE KOYCAM RESERVED ALIN
son edit:BEYLER BEN BISI DEMIYORUM DIYECEGIM TEK SEY 3 GUN ICERISINDE MAHKEME ILE ILGILI SUC DUYURUNSDA BULUNDUGUM CAPSLERi BU BASLGIA EDITLIYCEM OLE LAFLARLA URASAMAM CAPSi KOYAR GECERIM
SU 3 ADAMI HALLEDEYIM GERISINE SONRA BAKICAZ -
6.
-1@19 SAVUNMA DERKEN BEN BURDA HUKUKi HAKKIMI GÖSTERiYORUM HERHANGi TAHRiK YOK YALAN BEYANDA BULUNMADAN SENIDE YAZABILIRIM ?
-
7.
-2@30 ben burda laf kalabalıgı yapmıcam 3 gun sonra patlıcak bu baslık capslerı koyunca ben
-
gençliğe hitabede bugüne işaret eden cümleler
-
bu bakış ne anlama geliyor
-
cumhur başkanı olupta bu güne kadar
-
1 buçuk milyona hangi araba iyi kız
-
icardinin ifşasını isteyecek kadar düşmedim
-
onur ve gurur arasındaki fark
-
aniden gelen ucan kedi adlı yazarıı
-
haluk gercek hayatta şükrüden öyle dayak yerki
-
salak ak 1 aydır 200 lirayi 400 lira
-
bak kardeşimle başlayan floodları atabilecek
-
canım izmirim yanıyor
-
biri dürüstçe şu icardinin
-
chatgpt sayesinde kızla flörtleşmek
-
elimi komodo ejderi ısırdı
-
chp yüzünden ülke batıyor
-
ülkedeki yangınların tek sebebi
- / 1