1. 26.
    0
    fuckhead annesi çingen yani huur ceren
    ···
  2. 27.
    0
    2. selim o.ç dir beyler hamamda karı kovalarken ordusunu savasa kendi basında olmadan göndermis
    hamamda ölmüs aq beyin kanaması geçirmis
    ···
  3. 28.
    0
    bunların arasından sadece adam diyebilcegim fatih amk
    ···
  4. 29.
    0
    önemli olan döldür muallaknin oğlu. yani karının bi etkisi yoktur zürriyette. bunu anlamayacak kadar malmısın. bu olay çok farklı bişey. senin kapasiten yetmez.
    asıl olay şudur;
    Osmanlı padişahlarının, Türk kızları dururken, yabancı kızlarla evlenmelerinin spekülatif amaçlı tartışmalara vesile olduğunu herkes biliyor.
    Osmanlı tarihine, özellikle de hanedana ve padişahlara hakaret kastıyla olayı saptıran çevreler de var… Mesela şöyle diyorlar:

    “Padişahlar yabancı kadınlarla evlenmek suretiyle, Türk Devletinin yapısını bozdular.”
    iddia yersizdir, çünkü o dönemde ortada bir “Türk Devleti” yok, Türklerin kurduğu çok uluslu bir “Osmanlı imparatorluğu” vardır… (Haşmetini vurgulamak için “imparatorluk” diyorum, yoksa Osmanlı, hiçbir zaman, “imparatorluk” kelimesinin içerdiği “emperyalist” amaçlar taşımamıştır.)

    Devletin yapısı etnik (ırk) esasa göre oluşturulmamış, din esasına göre oluşturulmuştur. (Türkiye Cumhuriyeti de bu bakış açısını benimsediği içindir ki, Lozan görüşmelerinde “azınlık” tarifinin etnik esasa göre değil, dinî esasa göre şekillenmesini istemiş ve tarife göre Hristiyan, Yahudi ve sair gayr-i müslim unsurlar “azınlık” sayılırken, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Arnavut vs. gibi unsurlar “devletin asıl sahipleri” sayılmıştır.)

    Ancak başka dinlere ve mensuplarına son derece tolerans gösteren bir dinî anlayış benimsenmiştir.
    Başka dinlerin mensupları ne horlanmıştır, ne dışlanmıştır, ne de kınanmıştır; hatta inançlarını daha dinamik yaşayabilecekleri imkanlar verilmek suretiyle daha mutlu olmaları sağlanmıştır.

    Zaten Osmanlı Devleti’ni, yaşadığı çağın ötesine taşıyıp tarih içinde yıldızlaştıran şey, “öteki”ne (öteki dinlere, öteki dillere, öteki ırklara, öteki kıyafetlere ve tüm farklılıklara) karşı gösterdiği bu anlayışıdır.
    Bu anlayış sayesinde, Osmanlı Devleti, oldukça uzun sayılabilecek bir süre zirvede kalabilmiş, dünyanın cazibe merkezi haline gelebilmiştir.
    Bu kimliğinden uzaklaşmaya başladığında ise, çöküş süreci başlamıştır. Buna tarih şahittir.

    Böyle bir yapı içinde, dinin belirleyici olması kaçınılmazdır. Nitekim de öyle olmuş, ister atadan kalma, isterse sonradan olsun, her “Müslüman” devletin aslî sahibi sayılmış ve yüreklerle birlikte tüm makamlar ona açılmıştır.

    Şöyle de denilebilir: Osmanlı’nın yapısı etnisiteye (ırk kalıplarına) değil, dine dayandığı için, her alanda din belirleyici temel öğe olmuştur. Tabiatıyla, insanlar, milliyetlerine göre değil, dinlerine ve tabii ki liyakatlerine göre değerlendirilmiş, önceden hangi dinden olduğuna bakılDevletin yapısı etnik (ırk) esasa göre oluşturulmamış, din esasına göre oluşturulmuştur. (Türkiye Cumhuriyeti de bu bakış açısını benimsediği içindir ki, Lozan görüşmelerinde “azınlık” tarifinin etnik esasa göre değil, dinî esasa göre şekillenmesini istemiş ve tarife göre Hıristiyan, Yahudi ve sair gayr-i müslim unsurlar “azınlık” sayılırken, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Arnavut vs. gibi unsurlar “devletin asıl sahipleri” sayılmıştır.)
    Ancak başka dinlere ve mensuplarına son derece tolerans gösteren bir dinî anlayış benimsenmiştir.
    Başka dinlerin mensupları ne horlanmıştır, ne dışlanmıştır, ne de kınanmıştır; hatta inançlarını daha dinamik yaşayabilecekleri imkanlar verilmek suretiyle daha mutlu olmaları sağlanmıştır.

    Zaten Osmanlı Devleti’ni, yaşadığı çağın ötesine taşıyıp tarih içinde yıldızlaştıran şey, “öteki”ne (öteki dinlere, öteki dillere, öteki ırklara, öteki kıyafetlere ve tüm farklılıklara) karşı gösterdiği bu anlayışıdır.

    Bu anlayış sayesinde, Osmanlı Devleti, oldukça uzun sayılabilecek bir süre zirvede kalabilmiş, dünyanın cazibe merkezi haline gelebilmiştir.
    Bu kimliğinden uzaklaşmaya başladığında ise, çöküş süreci başlamıştır. Buna tarih şahittir.

    Böyle bir yapı içinde, dinin belirleyici olması kaçınılmazdır. Nitekim de öyle olmuş, ister atadan kalma, isterse sonradan olsun, her “Müslüman” devletin aslî sahibi sayılmış ve yüreklerle birlikte tüm makamlar ona açılmıştır.

    Şöyle de denilebilir: Osmanlı’nın yapısı etnisiteye (ırk kalıplarına) değil, dine dayandığı için, her alanda din belirleyici temel öğe olmuştur. Tabiatıyla, insanlar, milliyetlerine göre değil, dinlerine ve tabii ki liyakatlerine göre değerlendirilmiş, önceden hangi dinden olduğuna bakılmaksızm, Müslüman olan herkes, daha önceki tüm Müslümanlarla eşit haklar kazanmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 30.
    0
    @6 yı okumadım ama adam haklı

    annelerinin ne önemi var bin soy erkekten yürür bunu da bilemeyecek kadar cahil misin amk şimdi seni bi gavur kızıyla evlensen çocuğun da gavur mu olacak yoo
    ···
  6. 31.
    0
    @6 genetik asimilasyon kadınlar sayesinde gerçekleşir amk. cahili.
    ···
  7. 32.
    0
    herkesin anasını tanıyon amk babandan haber alabildin mi?
    ···
  8. 33.
    0
    @6 ilber ortaylı
    ···
  9. 34.
    0
    @9 bir iki tane hücresi değişti diye adamları utanmasan hain ilan edecen amk beyinsizi
    ···
  10. 35.
    0
    kanuniden sonrası bu hale getirmiştir amk ii.abdülhamiti genç osmanı falan çıkar gerisi ayıb etmiş. hele kafes sistemini getiren ii ya da iii. ahmet tam hatırlamıyorum tam yavşak.
    ···
  11. 36.
    0
    @1 haklı beyler tıp diye bir şey var amk. hem anadan hem babadan gen alınır.ama haksız aynı zamanda ne zütü adamın kralıdır padişahlar akıllı adamdır. ben olsam ben de rus alırdım amk.
    ···
  12. 37.
    0
    @6 okumadan haklı olduğunu anladım
    ···
  13. 38.
    0
    @1 bak güzel kardeşim yanlışın var listede yavuzun annesi tatar türkü kırım hanının kızıdır. kanunin gözleri hafif çekiktir tatarlık var çünkü

    edit: @10 affetmemiş
    ···
  14. 39.
    0
    @6 okuma yazma bilmiyorum ama bilsemde okumam ..
    ···
  15. 40.
    0
    @6 okumadım ama adam harbiden haklı
    ···
  16. 41.
    0
    @6 nişancı
    ···