-
51.
0bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı ki kızım
-
52.
0“Ellerime sarılır beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna tedirgin etme beni bu sefer geride bir şey bırakmadım tasımı tarağımı topladım geldim neyim var neyim yoksa ortaya döktüm beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim”
-
53.
0neden, bay anderson neden?
neden, neden bunu yapıyorsun? neden ayağa kalkıyorsun? neden dövüşmeye devam ediyorsun?
varlığını devam ettirmekten öte başka bir şey için mi savaştığına inanıyorsun? bana bunun ne olduğunu söyleyebilir misin? bu özgürlük mü, yoksa doğruluk mu, belki de barıştır ha, sevgi olabilir mi?
illüzyonlar bay anderson, algımızın yanılgıları. insan zekasının, anlamsız ve amaçsız varoluşunu meşrulaştırmak için denediği geçici idealler. ve bunların hepsi en az matrix kadar yapay. zaten sevgi gibi zavalli bir kavrami insan zekasi icad edebilirdi. bunu gorebilirsin, bu durumu kabullenmelisin bay anderson, bunu şimdi bilmelisin. kazanamasın, amaçsızca dövüşmeye devam etmenin hiçbir anlamı yok!
neden, bay anderson, neden, neden direniyorsun?
çünkü bu benim seçimim. -
54.
0gecede bir uyku,
uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen -
55.
0“uyuyamayan, uykusuzluk hastalığı çeken kişiler, karanlığın getirdiği sınırsız özgürlük ve gerçeklikle baş edemeyen kişilerdir aynı zamanda. bu insanlar, gün boyunca, her şeyi izlemekle oyalanırlar. oysa gece artık izlenecek bir şey yoktur. sadece, yaşamın o belirgin sesi duyulur içten içe. gündüzden soyutlanıp, kurtulmuş olan anlamsızlık, artık saklı değildir. hayatta olma bilinci kendini daha güçlü bir şekilde hissettirir geceleri, ölümün varlığı da öyle. “yaşamın anlamı” gece duyumsanır ve sorgulanır. kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. yaşam, gecenin konusudur.”
-
56.
0çocuğunu boğarmış gibi boğup paris'i
sana kaçmayı tasarlar her akşam -
57.
0akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin,mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi yüzü
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu ağlardım.. -
58.
0bu gece çok ağrıtmayacağım başını merak etme ve çok kalmayacağım yanında. üstelik şarap falan da getirmedim gelirken; şu mumları da söndür, romantizm dedikleri şeyi istemiyorum. var mısın, yok musun anlamıyorum ben. söylesene, derdin ne senin? bi insanın hayatına ya girersin ya da def edip gidersin. tarafın olmalı; ya aşktan yanasındır ya da ayrılıktan. oysa kalışların ürkek senin, gitmelerin çekingen. ne yaklaşacak kadar cesur ne uzaklaşacak kadar gözü karasın. yol göster bana: sana ulaştığımı sandığım an aslında hiç bulamamış olduğumu fark ediyorum. yanında olmak güzel ama inan bana yerimde olmak istemezdin. bu yüzden ertelenmiş bir son beklemeyeceğim. ya git benden ya da beni kendime getir artık.
-
59.
0Benim bu insanlara ne lüzumum vardı?
Beş on kuruş ekmek parası için bana tahammül edebilirler miydi?
insanlar birbirlerinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtırlar..
Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi,
"bir takım yabancılar beslemek" ti. -
60.
0Dünyada değer verdiği tek şey: kazandığı servetti.Bu paralar sayesinde kendinden yüksek olan herkese ve her şeye erişebiliyordu.
Hayranlık beslediği bu düşüncelerine bu yiğitçe davranışlarına, başkalarının nasıl olup ta hayranlık duymadıklarını bir türlü anlayamıyordu. -
61.
0çocuklarınızı yetiştirmek için önce kendinizi yetiştirmeniz gerek.
Aksi halde , hayvani ihtiyaçlarınız ya da yalnızlığınız ya da içinizdeki boşlukları doldurmak için çocuk sahibi oluyorsunuz demektir.Bir baba olarak göreviniz bir başka benlik değil , daha yüce bir şey üretmektir. Bir yaratıcı üretmektir.
insanın kendisine benzer bir kopya çıkarmayı amaç edinmesi yanlış. Tohumları geleceğe doğru kusarak ölümsüzlüğü araması da yanlış,
sanki spermler bilinci taşırmış gibi. -
62.
0durdum.
bir öğle sonrasıydı, bulanıklık
istediğinde geçerli olan bir şey sandım
sık kullanılan sözcükler defalarca tekrarlanınca
anldıbını yitirir gibi bir şey;
hep gibi
tam değil,
hep gibideyiz
tam da değil,
hep gibinin
tam olması için
tekrarlanan bu plak çizikleri
sırtıma dokunup gözlerime bakışın gibi bir şey
kırk sayfalık piyesi okuyan çocuk
yaklaşmamalıydım oyuncakların tatlılığına.
... ' -
63.
0... ancak çocuklar dürtebilir dünyanın rahmini. çocukluğun ezberidir cesaret.
-
64.
0derdimin yangını sardı gölgeni
bir mahkûm kanıyla aktı izlerin
deniz ölesiye severken seni
neden gemileri yaktı gözlerin
yıkıldı yolunu bekleyen şehir
şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir -
65.
0Kim olduğunu asla unutma, zira dünya unutmayacaktır. Onu gücün haline getir. Onu gücün haline getir ve zırh gibi giy. Böylece kimse onu sana zarar vermek için kullanamaz.
-
66.
0Ya yanımda kal; kek yapalım, kitap okuyalım, şarap içip sevişelim... Ya da git, şiir ol.
-
67.
0vaktiyle onların arasına karışmıştım. başkalarını taklit edeyim dedim. baktım soytarıya dönmüşüm. adına zevk dedikleri her şeyi denedim. gördüm ki başkalarının zevki bana yaramıyor. her herde her zaman yabancı olduğumu hissettim. diğer insanlarla aramda en ufak bir ilgi dahi yoktu
-
68.
0"Kütlesi çok büyük bir yıldız, yakıtı bittiğinde, ya da evrimini tamamladığında kendi çekim kuvvetine karşı koyamaz ve çevresindeki her şeyle beraber içine, kendi kalbine doğru çökmeye başlar. işte, yani öyle ki, tonlarca milyonlarca ton madde küçücük minnacık bir toplu iğne başından küçük bir alana, bir hacme hapsolur. Adeta yok olur. O karanlıkta zaman akmaz. Durur. Zamanın akmadığı o gizemli karanlığa "karadelik" denir. Gözlerin gibi…"
-
69.
0kadınlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde 'yetim-öksüz' kalan çok olur.
mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
çekmecenin dibinde artık kimsesizdir eski tarak.
sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.. sık sık boynunu büker 'sarıkız'..
teki kalmış o eski bardağın anldıbını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
balkon artık sessizdir.
koridor kimsesiz.
(... )
bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
bir anne gider...
bir dost...
bir arkadaş...
bir sevgili...
ne çok kişi yok olur aslında, bir kadın gittiğinde... hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır..
kapı eşiğindeki 'dikkat et... 'ler duyulmaz, annesi gitmiştir 'geç kalma... 'nın.
kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. ve bir kadın gittiğinde pek çok 'yetim' bırakmıştır arkasında... * -
70.
0al yalnızlığını gel, sıkılmayız.
senin yalnızlığın,
benim yalnızlığımla konuşur...
biz ikimiz susarız.
-
kayra 40 yaslarda ısıtme kaybı yasıcaksın
-
bikerisinde yokluktan breaking bad
-
pipisi olsada fark etmez ki olm
-
17 bin tl aliyorum
-
peşimde istihbarat servisleri olsa
-
kayra kac dkya yeni hesap acip gelir
-
niye lan kimse demiyor
-
islamda sünnet olmak mecbur mu
-
çok ciddiyim soru sorcam
-
mesaj gönderirken dm falan rahat olun
-
komiklikler şakalar ehehe
-
çakra patlatmak
-
bu kayranın vücudu muydu la
-
dün öğrenciler geldi
-
3 trilyona araba önerisi
-
5 haziran 2026
-
monkas ananın adı boxerıma başlık
-
endonezya bali ucuz diolar la
-
beeyler gelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
karıya bak karıyaa
-
dennis buroyla bir ani
-
endonezyalı sevgilime aldıgım hediye capsli
-
moderatorler kendine
-
bu ehliyet kurs hocalari
- / 1