-
201.
0Ne diyorsun huur cocugu
-
202.
0... ancak çocuklar dürtebilir dünyanın rahmini. çocukluğun ezberidir cesaret.
-
203.
0neden aklıma geliyor istasyon büfesindeki duruşun
hava soğudu kasımın son günleri
kar yağacak, bembeyaz olacak unutulmuşluğum'' -
204.
0hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.
-
205.
0ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin. cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır.Q
-
206.
0bir yere ulaşmadan, ulaşmayı dahi amaçlamadan, sırf gidebilmenin güzelliği için yollara düşebilir misiniz?
illaki bir paye, bir derece, bir rütbe ya da zaferler için değil, hatta bir "şey" olmak için bile değil...
yaşamı sırf yaşanılası olduğu için, baldan âlâ, sudan aziz bir iksir gibi yudum yudum içebilir misiniz?
sevebilir misiniz?
karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarsız, özgür bırakarak... sırf bir başkasının mutluluğunu isteyerek. -
207.
0anası onu gezmeye zütürürken bir saat saçlarını düzeltmeye uğraştığı halde, ne anasının, ne babasının aklına bu kafanın içi ile de meşgul olmak düşüncesi gelmemişti. onlar işportaya konan bir elma gibi onu süsleyip temizlemişler, parlatmışlar, sonra yağlı bir müşteriye okutmuşlardı. kız yetiştirmekten de gaye bu değil miydi?
-
208.
0sonra öyle güzel utandı ki her şeyi unuttum.
-
209.
0- neden öldürdün hidayet?
+ seviyordum be abi!
- nasıl seviyordun hidayet?
+ deli gibi be abi. gün onunla ağarır, onunla kararırdı. bir dakikam yoktu onu düşünmediğim. abi, rüyada gibi yaşardım. her laf gelir gider ona dayanırdı. insanlar bana bir laf söylerdi, o ne cevap verebilir diye düşünürdüm. bir şey alacak olsam o alır mıydı acaba? derdim. bir şey yesem içime sinmezdi. biri yol sorsa o gösterir miydi diye kafama sormayınca ve içimde o yol göstermeyince aptal aptal bakardım. bir güzel şey görsem ona göstermezsem, göstermediğim için zevk alamazdım güzel şeyden. -
210.
0"erkeğin kalbi fesat, habis bir şeydir, meryem. bir ananın rahmine hiç benzemez. kanamaz, sana yer açmak için genişlemez. "
-
211.
0" aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum dedi. bu ekgiblik sana değil, bana ait. bende inanmak noksanmış. beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. ama şimdi inanıyorum. sen beni inandırdın. seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum."
-
212.
0"kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde geçip beraber bir köşeye kaçmak,
işte asıl zevk budur. insan kalpleri, birbirine bağlılığın ne demek olduğunu o zaman anlar. ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum." -
213.
0daha ne kadar ıskalayacağız hayatı olric?
+oklarımız bitene kadar efendimiz. -
214.
0''ona hakikaten dargın değildim; asla kızmıyordum. sadece müteessirdim. 'bunun böyle olması lazımdı' diyordum. demek ki beni bir türlü sevemiyordu. hakkı vardı. beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti.''
-
215.
0manzaradan değildi cam kenarını sevmesi. yanında bir insan az olması demekti. öğreniyordu. ne kadar az ,o kadar iyi.
-
216.
0"leyla değilim... lakin çağırırsan çöllere gelirim...
sana yalan halde gelmem, toplarım özümü yalın halde gelirim...
kapıyı çaldığımda kim o dersen, ben olmam kapında sen olur gelirim...
sen gel de yeter ki, yola yük olmam yol olur gelirim" -
217.
0bir kırıldık, daha da kırılırız.
kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.' -
218.
0“yaşadığın yeri görmek istiyorum” dedi kadın.
cılız bir yağmur yağıyordu. geceydi. rüzgârla savrulan yağmur damlaları, kadına ve adama çarpıyordu.
“neden” diye sordu, adam. sorusunun gereksiz olduğunun farkındaydı.
“görmek istiyorum” diye yineledi kadın.
“yemek yediğim, televizyon izlediğim, bağırsaklarımı boşalttığım, seviştiğim, uzandığım, uyuduğum yerleri mi görmek istiyorsun?”
“hayır” dedi. “yaşadığın yeri görmek istiyorum.”
haklıydı!* -
219.
0bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, bu dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.
-
220.
0bazen sevdiğin, kalabalık bir masada elini senin kolunun herhangi bir yerine koyar ya da belli belirsiz değer omzuna. o farkında bile değildir belki yaptığı şeyin. ama o dokunma noktasından ılık bir şey akar gövdene. o, konuşmayı sürdürür masadakilerle; sen kendi içinde daha narin, daha nadide bir aleme gidersin. o elin, o dokunuşun gitmemesini, bitmemesini istersin. bunu da söyleyemezsin; çünkü söylesen bütün o ılık akıntı dağılır, bozulur; bilirsin. ama elini çekecek diye canın çok sıkılır. içinden bunu geçirdiğini kendiliğinden bilsin istersin. sonra o tabii ki elini çeker, farkında bile değildir olan bitenin.
bir şeker kırığı gibi batar bu içine... eriyince acısı geçer. işte o an da sıkışıp gider zamanın, hareketin içine. öyle anlar vardır işte, şeker kırığı anlar.
söylemedikçe sen de mi unutursun acaba? bir hatırlamaya başlasak kaç şeker kırığı var aslında.
-
banane olm
-
bazi insanlar sadece dunyanin
-
cccrammsteinccc ve jordi el nino adlı yazarlar
-
turkiyede dogmak
-
buraya uğrayınca
-
bozdun mu ulan kızı
-
niye yaşıyoruz harbi
-
bu evrende ölürsek diğer evrenlerde de
-
dua lipa travlara benziyor
-
abi karı milleti sevilmez zaten
-
çoook sıkıcı
-
sozluge gelen tum trafik ferredan geliyo aq
-
sabahtan beri kakılmışa kakıyom
-
sozlugun yavaslik
-
vajinanın sidikli tadı ve kekremsi kokusu
-
sözlüğe 1 gigolayt ram vermişler amg
-
benim bi akrabam var kıçında don yok
-
allah dünya hayatına müdahele etmiyor
-
travesti ile el ele gezen incici
-
karının makata aparat taktırnak istiyorum
-
çaylak olan adam niye sinyal atar
-
ateistlere de bise demiyorum
-
simetrik olmayan yüz ve göz
-
keşke manifest grubundan bir kızla sevgili
-
muallak taşı gerçekten havada duruyor mu
-
beyler geelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
sıradan bir incici cuck aile fotosu
-
a101 den hadi kart alırken kimlik gerekiyor mu
-
izmirde yine grev mi var
-
incelller benim kardeşimdir
- / 2