1. 151.
    0
    sevmek zor geliyor. alışmamışım yoruluyorum.her an sevdiğimi düşünemiyorum. bazen atlıyorum. boşluklar oluyor. bunları boş sözlerle doldurmaya çalışıyorum. oysa ben her an sana bakmak,bir sözünü kaçırmamak; bir kıpırdanışını, yüzünün her an değişen bütün gölgelerini izlemek, her an yeni sözler bulup söylemek istiyorum. her mevsimde, her gittiğimiz yerde, insanlarla ve insanlarsız, aşkın değişen yansımalarını görmek istiyorum. bütün bunlar beni yoruyor. sen orada duruyorsun ve beni seyrediyorsun sadece. senin için sevmek, su içmek gibi rahat bir eylem. ben, her an uyanık olmalıyım
    ···
  2. 152.
    0
    ben kısaca beyin yanılması diyorum.
    üzgün olunca çıkıyor çünkü ortaya .
    ne var yani şöyle üç beş günde bir tekrarlasa fena mı olur.
    birinin sadece yaşıyor olmasının -bu düşüncenin- mutlu etmesi bizi.
    oturmak, konuşmak,dertleşmek uzaktaysa sesini duymak.
    bazan yağmur yine yağar üstümüze
    ama öyle böyle değil yani nasıl desem.
    sanki hiç gitmeyecekmiş gibi.
    hiç bitmeyecekmiş gibi.
    bazen böyle biriyle oturursunuz ya,
    sanki sizide çeker aşağı.
    nefes almalarından tiksindiğiniz zamanlarda yani,
    sevdikleriniz koşar imdada.
    beraber yaşamak istedikleriniz.
    günler içinizi ısıtır.
    güneş yine doğmuştur, doğudan.
    artık baştasınız.
    ···
  3. 153.
    0
    @39 pardon beyler
    ···
  4. 154.
    0
    Bu naalet olası kanalın etrafını çerçeve yapmamışlar.
    ···
  5. 155.
    0
    “Ellerime sarılır beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna tedirgin etme beni bu sefer geride bir şey bırakmadım tasımı tarağımı topladım geldim neyim var neyim yoksa ortaya döktüm beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim”
    ···
  6. 156.
    0
    neden, bay anderson neden?

    neden, neden bunu yapıyorsun? neden ayağa kalkıyorsun? neden dövüşmeye devam ediyorsun?

    varlığını devam ettirmekten öte başka bir şey için mi savaştığına inanıyorsun? bana bunun ne olduğunu söyleyebilir misin? bu özgürlük mü, yoksa doğruluk mu, belki de barıştır ha, sevgi olabilir mi?

    illüzyonlar bay anderson, algımızın yanılgıları. insan zekasının, anlamsız ve amaçsız varoluşunu meşrulaştırmak için denediği geçici idealler. ve bunların hepsi en az matrix kadar yapay. zaten sevgi gibi zavalli bir kavrami insan zekasi icad edebilirdi. bunu gorebilirsin, bu durumu kabullenmelisin bay anderson, bunu şimdi bilmelisin. kazanamasın, amaçsızca dövüşmeye devam etmenin hiçbir anlamı yok!

    neden, bay anderson, neden, neden direniyorsun?

    çünkü bu benim seçimim.
    ···
  7. 157.
    0
    çocuklarınızı yetiştirmek için önce kendinizi yetiştirmeniz gerek.
    Aksi halde , hayvani ihtiyaçlarınız ya da yalnızlığınız ya da içinizdeki boşlukları doldurmak için çocuk sahibi oluyorsunuz demektir.Bir baba olarak göreviniz bir başka benlik değil , daha yüce bir şey üretmektir. Bir yaratıcı üretmektir.

    insanın kendisine benzer bir kopya çıkarmayı amaç edinmesi yanlış. Tohumları geleceğe doğru kusarak ölümsüzlüğü araması da yanlış,
    sanki spermler bilinci taşırmış gibi.
    ···
  8. 158.
    0
    Dünyada değer verdiği tek şey: kazandığı servetti.Bu paralar sayesinde kendinden yüksek olan herkese ve her şeye erişebiliyordu.
    Hayranlık beslediği bu düşüncelerine bu yiğitçe davranışlarına, başkalarının nasıl olup ta hayranlık duymadıklarını bir türlü anlayamıyordu.
    ···
  9. 159.
    0
    (potestas ?, 30.06.2013 03:34)

    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    (
    Tümünü Göster
    ···
  10. 160.
    0
    Benim bu insanlara ne lüzumum vardı?
    Beş on kuruş ekmek parası için bana tahammül edebilirler miydi?
    insanlar birbirlerinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtırlar..

    Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi,
    "bir takım yabancılar beslemek" ti.
    ···
  11. 161.
    0
    bu gece çok ağrıtmayacağım başını merak etme ve çok kalmayacağım yanında. üstelik şarap falan da getirmedim gelirken; şu mumları da söndür, romantizm dedikleri şeyi istemiyorum. var mısın, yok musun anlamıyorum ben. söylesene, derdin ne senin? bi insanın hayatına ya girersin ya da def edip gidersin. tarafın olmalı; ya aşktan yanasındır ya da ayrılıktan. oysa kalışların ürkek senin, gitmelerin çekingen. ne yaklaşacak kadar cesur ne uzaklaşacak kadar gözü karasın. yol göster bana: sana ulaştığımı sandığım an aslında hiç bulamamış olduğumu fark ediyorum. yanında olmak güzel ama inan bana yerimde olmak istemezdin. bu yüzden ertelenmiş bir son beklemeyeceğim. ya git benden ya da beni kendime getir artık.
    ···
  12. 162.
    0
    akşamlar bir roman gibi biterdi
    jezabel kan içinde yatardı
    limandan bir gemi giderdi
    sen kalkıp ona giderdin
    benzin,mum gibi giderdin
    sabaha kadar kalırdın
    hayırsızın biriydi fikrimce
    güldü mü cenazeye benzerdi yüzü
    hele seni kollarına aldı mı
    felaketim olurdu ağlardım..
    ···
  13. 163.
    0
    ray ray ray
    ···
  14. 164.
    0
    çocuğunu boğarmış gibi boğup paris'i
    sana kaçmayı tasarlar her akşam
    ···
  15. 165.
    0
    “uyuyamayan, uykusuzluk hastalığı çeken kişiler, karanlığın getirdiği sınırsız özgürlük ve gerçeklikle baş edemeyen kişilerdir aynı zamanda. bu insanlar, gün boyunca, her şeyi izlemekle oyalanırlar. oysa gece artık izlenecek bir şey yoktur. sadece, yaşamın o belirgin sesi duyulur içten içe. gündüzden soyutlanıp, kurtulmuş olan anlamsızlık, artık saklı değildir. hayatta olma bilinci kendini daha güçlü bir şekilde hissettirir geceleri, ölümün varlığı da öyle. “yaşamın anlamı” gece duyumsanır ve sorgulanır. kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. yaşam, gecenin konusudur.”
    ···
  16. 166.
    0
    gecede bir uyku,
    uykunun içinde ben...
    uyuyorum,
    uykudayım,
    yanımda sen
    ···
  17. 167.
    0
    hiç kendi fotoğrafınıza bakıp, arka planda bir yabancı gördüğünüz oldu mu? bu olay, kaç tanımadığımız kişide fotoğrafımızın olduğunu, başka insanların hayatının kaç dakikasında bulunduğumuzu merak etmemizi sağlar. hayallerin gerçeğe dönüştüğü anda mı yanlarındaydık? yoksa hayalleri öldüğü anda mı ordaydık? kaderimizde o fotoğrafın içinde olmak varmış gibi mi duruyoruz, yoksa şans eseri mi yakalanmışız?

    sadece düşünün; bir insanın hayatının büyük bir parçası olabilir ve bunu hiç bilmeyebilirsiniz."
    ···
  18. 168.
    0
    senin gibi birini değil, sadece seni aradım ben.
    ···
  19. 169.
    0
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    s̶̝̹̰̩̟̄̑ͨ̑̊̑ͤͭ̎̍ͧ́́͡ͅw͔̙̯̠̤̅͋̎̂͆̈̓̔̿̓̔͠ǎ̡͍̰̥̜̦̦͉͕̯̥̭̲̗̫͋ͩͫͥ̔͘g̦̠̳̟̗̹̼̎ͫ̊ͣ̈́̔̊͊͒̄̐͋͌͐͝͡y̨̢̫̣̮̟̠͓̘̻̣̤̬̳͈̝̯̭͍͖̆̍͆ͫͤ̑͆ͭͥ͗̀ͤͮ̉͛ͦ̏͝͞ͅo̷̢̙͓̠̩͈̯̪̘͓̹̲̗̳͓̦̞̞͋̊̒͊̇̀͠͞ḽ̸̴͙̘̽̀ͦͧ́͘o̷̥͉̦̟̝͐͊ͫ̓̂ͤ̏ͤ̈́͒ͮ͒ͭ̄̅ͯͭ͘͢͟ ̅ͪ̔̅̈̓ͫ̅ͩ̐̇̍͋̇̿͢҉̧̯̻͉̲͎̙̩̪̜̝̝͚͙̺̰̠s̢̧̛̖̩̤̻̝͑̈́̾ͭ̇̿̉̊̅͜͝w̨͕̼̜͈̩͓͈͎̋̔̄̅̎̔ͭ̿̅̀̇͒̆ͨ́́̾̀ͅa̴̵̶̪̭͇̭̟̯̹̫̱̼̞̲͈̭͇͖ͭ́̈̊͆́ͦ͋̿̑̍̈́͌̇ͨ͜ĝ̵͛ͤ̇҉̮̞̟͙̖̖̖͕͔͎̯̩̣̻̣̬ ̸̬͔̼͓͎̟͍͋̐̐̔̆ͨ̽͊ͩ̓ͦͬͮ̽ͭ̿̽ͦ͊͠yͣ̇͒͗ͬ͒ͤ̋ͧ͏͝͏̝̙͙̣̪̲̙͇͍͖̺͞o̐̈͛ͪ҉͏̻͙̦̪̣͎͝l̸̒̅ͥ̓ͩ͛ͭ̃͘҉҉̭̲̦͍͕̬̻̠̜͉̻̲̩͔̻̥ǫ̷͔̪͎̻̰̱̝͈̼̥̬̪̺͈̓̌͑̄ͥͧͅy̗̘̞̮̘̮̘̯͇̟̫̫̦̻̓ͨ̆͐̔̀̇̕̕͜͢ǫ̶̷̨̱̭͉̘̙̻͙̪̖͔̫͔̺͕̣͎̘̝́ͬ͐̔ͩ̾́ͤͩ͆̔͐̊ͫ́̏͢l͛̆̀ͣ̿̆҉͙̩̤̘̥̰̹͕̭͇̥͙̳̮̲̖ǫ͓̳̣̼͇̦̤͎̗̮̭̝̲̩̦̼̳̫͉̂̿ͥ̀̄̈ͪ̎̋̔̔̀͟ ̫͚̫̳̰̱̞͎̫͇͎̖̜̍̇̿̅͛̆ͩͣͪ̾̃ͣ̅ͬ̔͋̚͝ͅ
    Tümünü Göster
    ···
  20. 170.
    0
    ellerimde çoğul bir gölge kuşu
    adının arkasına basmadan yürüdüm
    alnımda birikti çizikler
    adımdan çıkardım aklımı
    aklımsız kaldım
    neylersin
    insanız
    ne yapsak eksiğiz işte
    ölüme ayarlı saatiz
    ···