-
126.
0''ona hakikaten dargın değildim; asla kızmıyordum. sadece müteessirdim. 'bunun böyle olması lazımdı' diyordum. demek ki beni bir türlü sevemiyordu. hakkı vardı. beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti.''
-
127.
0manzaradan değildi cam kenarını sevmesi. yanında bir insan az olması demekti. öğreniyordu. ne kadar az ,o kadar iyi.
-
128.
0ellerimi, ellerinle buluşturduğum günü hatırlıyorsun değil mi? onca kalabalığa rağmen, sana kavuşmuştuk. herşey o kadar bütün ki seninle, anlamlar, hikayeler, hayaller.. ellerim ellerine değince hepsi unutuldu dertlerin, tasaların, kaygıların. sonra gülüşün gülüşümle bütünleşti. yorgun bedenimin aklı da fikri de sen oldun. haykırışlarım sustu, sana sevgi yakarışlarım başladı.
boğazın serin esintisi içimize işledikçe bana sarılışların tutundurdu hayata beni. kokunu hele ey güzel kadın o kokunu içime her çekişim, yeniden doğmaya eşdeğer oldu bana. dünya o için sahnemden silinip sadece sen oldu. -
129.
0"hep kalıplara uymayı reddettim. geldiğim nokta şu; diğerlerinden daha mutsuz, bi o kadar umutsuz ama kafam hepsinden daha güzel."
-
130.
0yemeye bir dilim ekmek bulamayanlar savaş için süslenip de gelmişlerdi "
-
131.
0şimdi bana taktan hikayeni defalarca anlat. onun sadece kelimelerden ibaret olduğunu anlayana kadar, geçmişini bir kağıt gibi buruşturup atıncaya kadar anlat. ondan sonra senin kim olduğuna karar vereceğiz.
-
132.
0bugün kimse sana dokunmasa mesela. öyle dursan. kimse "neyin var?" diye sormasa. çünkü insanın hiçbir şeyinin olmadığı günler de olur...
-
133.
0bazen sevdiğin, kalabalık bir masada elini senin kolunun herhangi bir yerine koyar ya da belli belirsiz değer omzuna. o farkında bile değildir belki yaptığı şeyin. ama o dokunma noktasından ılık bir şey akar gövdene. o, konuşmayı sürdürür masadakilerle; sen kendi içinde daha narin, daha nadide bir aleme gidersin. o elin, o dokunuşun gitmemesini, bitmemesini istersin. bunu da söyleyemezsin; çünkü söylesen bütün o ılık akıntı dağılır, bozulur; bilirsin. ama elini çekecek diye canın çok sıkılır. içinden bunu geçirdiğini kendiliğinden bilsin istersin. sonra o tabii ki elini çeker, farkında bile değildir olan bitenin.
bir şeker kırığı gibi batar bu içine... eriyince acısı geçer. işte o an da sıkışıp gider zamanın, hareketin içine. öyle anlar vardır işte, şeker kırığı anlar.
söylemedikçe sen de mi unutursun acaba? bir hatırlamaya başlasak kaç şeker kırığı var aslında. -
134.
0bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, bu dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.
-
135.
0“yaşadığın yeri görmek istiyorum” dedi kadın.
cılız bir yağmur yağıyordu. geceydi. rüzgârla savrulan yağmur damlaları, kadına ve adama çarpıyordu.
“neden” diye sordu, adam. sorusunun gereksiz olduğunun farkındaydı.
“görmek istiyorum” diye yineledi kadın.
“yemek yediğim, televizyon izlediğim, bağırsaklarımı boşalttığım, seviştiğim, uzandığım, uyuduğum yerleri mi görmek istiyorsun?”
“hayır” dedi. “yaşadığın yeri görmek istiyorum.”
haklıydı!* -
136.
0bir kırıldık, daha da kırılırız.
kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.' -
137.
0"leyla değilim... lakin çağırırsan çöllere gelirim...
sana yalan halde gelmem, toplarım özümü yalın halde gelirim...
kapıyı çaldığımda kim o dersen, ben olmam kapında sen olur gelirim...
sen gel de yeter ki, yola yük olmam yol olur gelirim" -
138.
0neden aklıma geliyor istasyon büfesindeki duruşun
hava soğudu kasımın son günleri
kar yağacak, bembeyaz olacak unutulmuşluğum'' -
139.
0... bir felsefe öğretmenimiz vardı geçen sene. genç bir adam. çok zaman hele ders dışında bizimle tıpkı bir arkadaş gibi konuşurdu. bir gün aşktan bahsediyorduk, bize dedi ki: bir kızı gerçekten sevip sevmediğinizi anlamak istiyorsanız dikkat edin, onunla beraberken bir ara lafınız tükenir de susarsanız, bu sessizlik canınız sıkıyor mu? eğer canınız sıkılırsa aşkınız gerçek değil, demektir, derdi. can sıkıntısı duymadan sessiz kalabilmek gerçek aşkın mihenk taşıdır, derdi.
-
140.
0aşk çiftleşme arzusunda duyurmaz kendini, uykuyu paylaşma arzusunda duyurur.
-
141.
0öyle yıkma kendini
öyle mahsun, öyle garip...
nerede olursan ol
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne
tükür yüzüne celladın
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile
tırnak ile, diş ile
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme ben -
142.
0bir zamanlar kendimi
bulunmaz hint kumaşı sanmıştım.
kaç metredir benim yokluğum? -
143.
0bir gece habersiz gel
merdivenler gıcırdamasın
öyle yorgunum ki hiç sorma
sen halimden anlarsın
sabahlara kadar oturup
konuşalım
kimse duymasın
mavi bir gökyüzümüz olsun
kanatlarımız
dokunarak uçalım
insanlardan buz gibi soğudum,
yalnız sen varsın
öyle halsizim ki hiç sorma
anlarsın... -
144.
0O, şimdi uyumuyor mu? Uyumuyorsa, beni düşünüyor olsa - Ben de gidip uyumasam..
-
145.
0gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde
kimsenin kimseye gözü değmiyorsa şiir niye?"
-
17 bin tl aliyorum
-
bikerisinde yokluktan breaking bad
-
pipisi olsada fark etmez ki olm
-
peşimde istihbarat servisleri olsa
-
kayra kac dkya yeni hesap acip gelir
-
niye lan kimse demiyor
-
islamda sünnet olmak mecbur mu
-
dün öğrenciler geldi
-
5 haziran 2026
-
çok ciddiyim soru sorcam
-
mesaj gönderirken dm falan rahat olun
-
komiklikler şakalar ehehe
-
çakra patlatmak
-
monkas ananın adı boxerıma başlık
-
endonezya bali ucuz diolar la
-
beeyler gelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
karıya bak karıyaa
-
dennis buroyla bir ani
-
endonezyalı sevgilime aldıgım hediye capsli
-
moderatorler kendine
-
bu ehliyet kurs hocalari
- / 1