sözlüğü uzun zamandır takip ediyorum ve gerçekten geliş sebebim olan hayat hikayemi anlatmaya başlamanın zamanı geldi. evet beyler. ben 191 boyunda 88 kilo kumral ela gözlü sporcu bir kardeşinizim. yaşım şuan 32. anlatacağım olaylar gençlik yıllarımda başımdan geçen marjinal ve orjinal olaylardır. tamamen gerçek ve biraz uzun. bir çoğunuzun bu tarz şeyler yaşamadığınıza eminim. benim yaşama sebebimse sizden farklı olduğum için değil farklı bir hayatta yaşamak zorunda olduğum içindir. 15-16-17-18-19-20 li yaşlarımı özet olarak geçeyim.

ben akdeniz bölgesinde bi ilde yaşıyordum. annem ev hanımı babam özel sektörde fabrikada satın alma bölümünde müdürdü. boyum yaşıtlarıma göre fazla uzundu. zaten sporun her dalıyla basketbol futbol yuzme taks gibi ilgileniyordum. tabi gençliğinde verdiği enerjiyle hepsini yapmaya çalışıyordum ama en çok sevdiğim ve izlediğim spor basketboldu. basketbolu da yaşıtlarıma göre boy avantajımda olmasından dolayı baya üstün oynardım (191 boyum olmasına rağmen hızlı ve çeviktim) okul takımında kaptan felandım ama okul gibindirik bi ilçe okuluydu. sonraki sene liseye geçtim. o yaz beni basketbol maçlarından tanıyan bi özel okul coach u beni okuluna sporcu olarak alabileceğini ve burslu bir şekilde okulda hem okuyup hem yurtlarında kalabileceğimi söyledi. ben sevinçten havala uçtum tabi.

aksam oldu ailecek yemek masasında klagib aksam yemeğinde konuyu açtım. babam önce sanırım işin maddi boyutunu dusunerek olmaz falan yaptı. sonra ben anlattım okulda bedava okucam bedava yurtlarında kalcam aylıkda az bucuk para vercekler bana felan diye. babama kalsa ohooo bu kuytu köşe kasabada liseye gidip hayatımı çürütcem amk. babam olumlu bakmaya başladı yarın olsun bi konuşalım bu hocayla dedi.

ertesi gün oldu babamın paslanmaz şahiniyle il e doğru gitmeye başladık. yolda diyo bana işte sen hiç konuşma lafa dalma ben pazarlık yapcam felan. ben içimden yarra yedik bu adam bizi ticari mal olarak görüp konuşursa işler taka saracak. baba dedim anlaşılcak pazarlık yapılcak birşey yok. herşey sana anlattığım gibi. sen sus gibib karışma babanın işine dedi. velhasıl kelam geldik okula. coach orda çocuklara yazın antreman yaptırıyor. dedim bunlar baya işi ciddiye alıyor neyse babam ordan coacha el kol yapıyor gel felan tarzında. coach beni görünce durumu anladı geldi. hoşgeldiniz felan dedi. işte çocuklara siz aynı şekilde devam edin dedi bizi okulun kantinine zütürdü. okul super zaten anlatmaya gerek yok 2 tane kapalı spor salonu koskocaman kantin felan. biz oturduk çay felan söylediler içiyoruz. babam 2 hoş beşten sonra bizim çocuğu istiyormuşsunuz dedi. ben dün gibi hatırlarım böyle bi utancı daha önce yaşamamıştım. lafa da giremiyom amk yoksa dönüşte vurur küsküyü bana. coach babama sizin oğlunuz çok yetenekli bizim okulumuzda türkiyede tanınan ve basketbol açısından da çok yatırımları olan bir okul. bir sürü türkiye basketbol klüplerine oyuncular yetiştirip verdik, sizin oğlunuzun çşı önceki okuduğu okulunun maçına denk geldim ve oğlunuza hayran kaldım felan diye övüyor beni. benim züt yalan yok kalktı biraz kendimden geçmiş mutlu bir şekilde konuşmaları dinleyişim babamın peki bizim bu işten ne karımız olacak demesiyle son buldu. ehem öhöm çeşitli garip hareketlerle babamın konuyu toparlamasını istiyorum ama yok babamın gibinde değil. coach nezaketi elden bırakmadan oğlunuz çok üst düzey özel bi okulda parasız okuyacak, spor eğitiminin yanında derslerine giren seçilmiş öğretmenlerden ders alacak felan diyor. ben hemen birşeyler yapıp babamın kafasındaki o fırsatçı beklentili düsünceleri sonlandırmam gerekiyordu yoksa hayallerim suya düşecekti. ooo dedim baba valla ben burda kendimi çok geliştirir okurum felan dedim. babamda durumu anlamış olcak ki fazla uzatma . madem öyle dedi ne gerekiyorsa yapın yalnız benim cebimden 5 kuruş para çıkmaz. coach yok efendim siz merak etmeyin herşeyi okul halledicek. hatta biz işlemlere başlamadan çocuğunuz yarın gelsin okulun yurdunda kalmaya arkadaşlarıyla tanışsın kaynaşsın bizde antremanlara başladık zaten okulun açılmasınada 20 gün var dedi. babamın yine bir kurnazlık peşinde olduğunu gönderelimde işte bizde çocuğumuzdan ayrı kalıcaz şuanda onu buraya göndermeye uzakta okurken aklımın kalmaması için verecek param yok dedi. beyler beni düşündüğü felan da yok işte bişeyler koparmaya çalışıyor. coach da babamın açık açık para istetemediğini ama bişeyler istediğini anladım sanırım tamam dedi ben bugun okul yönetimiyle konuşup sizin durumunuzu anlatırım yarında sizin hesabınıza bi miktar para göndermeleri için rica da bulunurum dedi. babam direk tamam o zaman hadi anlaştığımıza göre biz gidelim diyip el sıkıştılar. şaka maka ilerleyen yıllarda ki kariyerim açısından aslında bu görüşmenin benim ilk mukavelem olduğunu sonradan öğrendim.

babam yolda nası gibtim ama okulu felan diye benle daşak geçmeye başladı. ne o yoksa korktun mu ben seni bu yaşına getirmek için (15) zütümden terler akıttım (yalan) merak etme bu adamlar birini istiyorsa herşeyi yapar felan diyor. halbuki adamlar çocuğunu da al gibtir git amk oğlu deseler bir hayat hikayesi çoktan farklı bi yön almış olcaktı o zamanlar. neyse evet baba haklısın felan dedim aklımdan tek geçen şey hayallerime doğru koşacağım gün olan yarının bir an önce bir terslik olmadan gelmesiydi.

sonraki gün baktım babam evde. baba dün işe gitmedin bugun de gitmiyosn hayırdır istifa mı ettin bana güvenip dedip sırıtarak. babam çoktan sabahın 10unda stresli sinirli olmuş sus amk evladı hesabımı kontrol edip edip geliyorum seninkiler parayı yatırmamış hala o para yatmadan seni burdan tak alırlar diyor. baba daha erken yatar acele etme neyse benim karnım acıktı ekmek kola felan almaya gidiyorm birşey istiyormusun dedim. hiç unutmam ziraat bankası kartını verdi bana git al ekmeğini kolanı şu kartlada kontrol et para yatmış mı dedi. çıktım evden kart bende ya bende ekmeği felan unuttum önce paraya bakmaya gittim(ee kimin oğluyuz aq) hiç unutmam kartı sokup şifreyi gördütken sonra karşımda 2bin ytl gördüm. hemen bin tl sini çektim ekmeği kolayı da alıp eve gittim. sakin görünmeye çalışarak yatırmışlar baba dedim . ne kadar yatırmışlar dedi. 2bin dermiyim amk hayalimde ilde yapacağım şeyler var okul başlamadan. Bin ytl baba dedim. vay oç lar dedi içinden neyse bunada şükür iyi hadi gel kahvaltı yapıp otogara bırakayım vedalaşalım dedi. biz kahvaltıyı yaptık babamın paslanmaz şahinine annem kardeşim ben bindik. ilk defa ailemden ayrı kalacaktım bir tuhaf oldum otobuse binerken baktım annem ağlıyordu kardeşim de bin gibi gülüyordu. herkesle vedalaştık annemin babamdan gizli biriktirdiği yastık altı birikimden çıkarttı bi 20 lik sıkıştırdı elime. en son babamla vedalaşırken çıkarttı cebinden 50 lik verdi. yuh dedim aq bin lira aldın adamlardan verdiğine bak tabi içinden dedim bunları. hakettin kerata dedi bi de. sağol babam iyiki varsın allahısmarladık diyip bindim otobüse.

yaklaşık bir bir bucuk saate okuldaydım.

15-16-17-18 li yaslarımı çok hızlı bir şekilde anlatayım dedım ama aklıma geldikçe atlayamıyorum bazı yerlerı kusura bakmayın.

beyler yoruldum biraz devdıbını isteyen varsa şukulayıp rez alsın anlatıcam.
.

bavulu cıkarttım güvenliği geçtim okulun yurt kısmına dogru gıdıyorum. o sırada bi kaç tane sonradan yuzme takımında oldugunu ogrendıgım cocukla karsılastım. garip garip baktılar. tabi uzerımde fazla güzel kıyafetler yoktu. hayırdır kardeşim bavul felan dediler. ben böyle böyle diye durumu anlattım. çocuklar ha sen şu basketbol bursuyla gelen çocuksun dediler evet dedim nerede bulabilirim coach u . kapalı dadır dediler tarif ettiler bende eyw diyip gittim.

okulun kapalı spor salonuna gittim coach antrman yaptırıyodu yıne. beni görünce düdük çaldı takımı topladı beni tanıştırdı arkadaslarla. genel anlamda iyi karşılandım ama durumdan memnun olmayan bin ler de varmış sonradan öğrendim. derken 2-3 tane çocuk baya ilgilendiler benımle onlarda yurtta kalıyomuş okulun eski öğrencileriymiş liseye geçmişler. orta okul basından beri burslu okuyolarmış okulda. sagolsunlar yerleşmemde yardımcı oldular baya.

hoca dedi git eşyalarını bırak biraz okulu gez şehiri gez felan dedi. hocam ben gezmeye gelmedim dedim antremana katılayım dedim. bunlar senle aynı yaş ama seni bi üst grupla çalıştırcam felan dedi. bende ne oldugunu anlamamıstım ama tamm hocam dedim. gittim yurda yurt dediklerinide görmenız lazım hayalımdekının tam tersi aq . apart şeklinde okulun binalarının içinde. herkesin kendi odası felan var .

evet beyler okulda ilk senem basketbol taktıklerıne arkadaslarla bırbırımızı tanımakla geçti. genç takımda oynuyorum her mac sayı kralı oluyorm kendi yaşıtlarımın arasında. bide okulun basketbol klubu var orda buyukler var . coach benı ordada kullanıyor. her maca zütürüyor bazen oyuna sokuyor tecrübeleneyim diye. ilk senem böyle ikinci senem dhada iyi geçti.

tam 18 yasıma girdiğim senenin şubat ayında nba scoutlugu yapan bir gözlemci bir maçtan sonra yanıma geldi hello mello bişeyler anlatıyor. ingilizcemi 2 senede baya geliştirdim ama adamı anlayamıyodum pek. neyse sonra okulda bir arkadsım var zengin bin yazları felan en az 1 ay tatilde yurt dısında dil için çağırdım bunu. kanka bi anlat bakalım bu adam ne diyor felan. çocuk cevirdikce yoğdıbına felan oluyorum ben. beyler ögrendim kı bu adam nba takımları için gözlemcilik yapıyormuş. bana söylediği şey de eğer ilgilenirsen seni amerıkada (adını vermyeceğim) bi koleje zütürebilirmiş. arkadaşa diyorum olum yalansa seni giberim bak felan çocuk yeminler felan edince anladım. adama da dedim ben coach uma bi danısayım sonra cevap veririm bu teklifinze tesekkurler dedim. gözlemci olan herif yarın gidiyorum yazın secmeler olacak seni begeneceklerıne emınım ıyı karar ver demiş gitmiş.

hemen coachı aradım böyle böyle bi durum var dedim. konusmamız lazım dedim. neyse coach evine cagırdı. gitmek de pek istemiyodum evine cünkü coach un kızı selin ile yeni ayrılmıştık. neyse dedim söyleyeceklerimi söyleyeyim de o da duysun hem gidecegimi duysun biraz sevgisi kaldıysa üzülsün hemde ne denli basarılı bırınden ayrıldıgını görsün dedim içimden.

beyler selinle okula ilk geldiğimden 2 ay sonra babasının maçını izlemeye geldiğinde tanıştım. babası beni oglu gibi severdi basarılı oldugum için. o seneler yaşıtlarımla oynarken her maç 35-40 atıyorum kız da tebrik etti. sonradan kendisinin itirafıyla öğreniyorum; okulda beni cok duymaya baslamıs merak edip gelmiş kız benden bi yaş büyük. ben de tabi taşradan gelmişim amk kız konularında biraz yavasım. kız yavsamıstı bana. hatta bi keresinde evde coach yakalamıstı bizi allahtan o an sadece tv izliyoduk.

beyler ellerim agrıdı bi şukunuzu cok görmeyin devam edicem rez varsa hikaye asıl amerikada baslıyor.

beyler ben devam ediyorum okumak isteyen okur

coach un evine gittiğimde sevdiceğim selin'de oradaydı. tabi evde bi tane tanımadığım lavukta vardı. selin bu lavuktan ingilizce dersi alıyormuş. çok sinirlendim ama tabi belli etmiyorum. neyse coach hosgeldin yavrum ne oldu bu kadar acil felan dedi. durumu anlattım böyleyken böyle baba kaçar yarın gözlemciye kararımı vermem gerekiyor felan dedim . coach bunun gelişimim için çok önemli olacağını kaçırmamam gerektiğini felan söyledi. benimde kafamda bu vardı zaten. biraz muhabbet edip selinle lavuğa hayırlı işler dedikten sonra evden çıktım yurda geçtim.

kararımı gözlemciye söyledim. şubat ayından temmuza kadar antremanlarıma ağırlık verdim. ve gitme günüm gelmişti. herkesle vedalaştıktan sonra amerika uçağına bindim.

fazla detaya girmedim beyler zaten amerika kararım şubat ayından belli olduğu için ailemle hocalarımla takım arkadaslarımla kaşar selinle felan herkesle çoktan vedalaşmıştım.

ve sonunda uzun bi uçuştan sonra amerikanın en büyük 4 yada 5. eyaletine inmiştim. çok mutluydum ama heyecanlı ve tedirgindim. bakalım ne olacak bu koca ülkede nası bir hayat geçirecektim benim için bilinmezliklerle doluydu.

daha sonra gözlemci beni havaalanından aldı. tabi şubat ayından sonra baya bi dil eğitimime ağırlık verdiğim için çoğu şeyi anlayıp konuşabiliyordum. gözlemci nin adı kevin bu arada beyler. kevin beni college e zütürdü. seçmeye 1 hafta vardı. avrupadan katılan tek basketbolcu bendim. 1 hafta göz açıp kapatıncaya kadar geçti. seçme günü gelip çatmıştı.

bir hafta içinde fazla samimi oldugum bi arkadaşım olmamıstı ama chris diye zenci fırlaması vardı bana şehiri gezdirmişi baya felan bin 1.95 boyunda kas yıgın ı bi fırlamaydı. seçmelerde onunla aynı takımdaydık. seçme maçı basladı ve alnımın akıyla çıktım .

bu chrisle zaman icinde arkadslıgımız ilerliyordu. şehirde ki tüm lolita karılarını elinden geçirmiş yakısıklı bi zenciydi. bana bi akşam kanka sen hiç sex yapmadan nası yaşıyosun gel seni karıya zütüreyim dedi. ben dur olm yok ben basketbol oynamaya feln diyorum ama bin beni zorla dısarı cıkarttı. sonra bitane bar gibi old school bi mekana gittik. herkes buna kanka panpa zamqi qanqi çekiyo. karılar hep yanına geliyo felan. istediğin kim varsa söyle ayarlayalım dedi. dedi demesine de ortamda ki karılarn hepsi zenci aq . anadolunun bağrından çıkıp gelmiş benim için çok sıkıntılı bi durum. neyse ama bi tane yani siyahi bi kadını gözüme kestirdim . diğer zenci karılar gibi kaslı koca zütlü değil . zenci 1.70-1.75 boylarında yeşil gözlü suratı felan inci bi hatun. ben bunu göstermeden bu kız la arkadsı bızım masaya geldi. dedim herhalde chris i tanıyolar ondan geldiler . chrisle göz göze geldim bana niye geldi la bunlar der gibi baktı. bende ona senin tanıdıkların degil mi lan der gibi bakıs attım. o da yok amk nerden tanıcam dude der gibi baktı. o 2-3 saniyelik bakısmada birbirimizi anlamıstık. kızlar geldi bize bu aksam takılalım mı diye sordu. ben direk olur dedim. chris de olur anlamında zenci style kafa salladı.

gece ilerlerken baya alkol tüketmiştik. ben çoktan çevremi çift görmeye hatta 3lü 4 lü görmeye basladım. ama karılarda tık yok. su gibi içiyolar. sonra mekandan çıktık kızların evine gittik. ben salona geçip direk kendimi bi kanepeye doğru attım. zaman sanki slowmotion akıyomuş gibi geldi. ama bi saat geçmiş muhtemelen. yanımda bi tane zenci hatun duruyor. ben kafamı zor kaldırıyorum bi bakıyorum chris benim begendiğim hatunu masanın üzerinde düdüklüyor. amk yuh be kardeşim gidin içerde gibişin derken yine başım yere düştü. benm yanımdaki zenci hatun sabaha kadar benim kusmuklarımı felan temizlemiş beyler. karı iyi bi karı çıktı yani anlıcağınız gibmedim diye küsüp darılmadı.

ertesi gün ayıldığımda başım nası zonkluyor beyler kafamda filler gibişiyor resmen. neyse chris acele bi sekilde yanıma geldi cabuk tüyüyoruz üstünü basını toplan dedi. ben ne oluyoruz yahu demeden kendimi sokakta buldum. chrise zaten hafiften ayar olmuşum gece benim karıyı düdükledi diye. durdum sokakta ittim bunu hayırdır amk ne oluyo ne bu acele muallak dedim

beyler devam edicem 2 bira kapıp geliyorum