/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 65.
    0
    bunu okuyacağınıza gerçek olanı izleyin beyler http://www.turkanime.tv/anime/mirai-nikki güzel animedir pgibopatca
    ···
  2. 64.
    0
    Günlerdir karanlık bir hücrenin içindeyim. Bana sundukları böcekler ve solucanlarla beslenip hayatta kalıyorum, tabi buna hayat denirse. Başıma daha ne gelecek? Bilmiyorum. içimde bir şeyler değişiyor. Kendimi öldürmeyi göze alamıyorum. Kahretsin! Ayak sesleri yaklaşıyor. Fosforlu yüzlerini mağaranın girişinde görebiliyorum. Yavaş, çok yavaş bir kahkaha atıyorlar sanki. Ellerinde beyaz bir çamur var. Yaklaşıyorlar. Allah'ım sen beni –
    ···
  3. 63.
    0
    Kemik parmaklıkları kaldırıp iki kolumdan tuttular. Karşı koymaya gücüm yoktu. Kaygan zeminli tünelde ilerledik. Taş basamaklardan indik. Yüksek tavanlı geniş bir odaya geldik. içeride bu yaratıklardan onlarcası yüzünü bana dikmişti. Beni odanın ortasına bıraktılar ve çevremde bir halka oluşturdular. insan sesinden çok acı çeken bir hayvanın sesine benzeyen bir sesle konuşmaya başladılar. Söylediklerinden bir şey anlayamıyordum. Hepsi birdenbire sustu ve diz çöktüler. Hep bir ağızdan: ‘Kutan! Yüce Kutan!’ diye bağırmaya başladılar. Yaratıkların arasından başında parlak taşlar olan dört memeli bir yaratığın bana yaklaştığını fark ettim. Önce uzun uzun yüzümü inceledi sonra soğuk eliyle saçımı okşamaya başladı.
    ···
  4. 62.
    0
    Gözlerimi açtığımda önce hiçbir şey göremedim. Yavaş yavaş etrafımda solgun, fosforlu bir ışık olduğunu algıladım. Güçlükle ayağa kalktım. Her yerim ağrıyordu. Birkaç adım atmaya kalktım, burnum sert bir şeye çarptı. Bir çeşit kafesin içinde olduğumu algıladım. Parmaklıkları yoklarken, bir anda kemikten yapılmış oldukları gerçeğiyle yüz yüze geldim. Çığlığımı zorlukla bastırdım. Tenimi ısıran soğuğa rağmen baştan aşağıya terlediğimi duyumsadım. Yaklaşan iniltiler ve ayak sesleri. Çaresizce kafesin arkasına sindim. iki metre gerideki taş duvarın dibine çaresizce çöktüm. Yaklaşan fosforlu ışıklar. Karşımda iki parlak beyaz kafa belirdi. Yumruklarımı sıktım ve bildiğim bütün duaları saymaya başladım. Beyaz kafalar yüzlerini kafese dayadı. Tüylerim diken diken bir halde bu iki acayip yüzü inceledim. insan gibiydiler ama bir farklılık vardı. Tenleri bembeyazdı ve solgun bir ışık saçıyordu. Allahım! Gözbebekleri ve burunları yoktu.
    ···
  5. 61.
    0
    Soğuktan donuyordum. El yordamıyla yolumu bulmaya çalıştım. Buzlu duvarlar ellerimi acıtmaya başlamıştı. O an bütün umudumu kaybettim ve yere çöktüm. Gözümden yaşlar boşanıyordu. Az sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Sesim buzlu duvarlarda yankılanıyordu, sanki aynı anda onlarca kişi ağlıyordu. Aniden durdum. Yankıların arasında bana ait olmayan bir ses duymuştum. O tüylerimi diken diken eden yavaş kahkahaydı bu ve gittikçe sesi yükseliyordu. Koşmaya başladım, ayağım kaydı, yüzümü yere çarptım. Kahkaha yükseliyordu. Bir şey beni ayağımdan yakaladı ve hızla çekmeye başladı. Çığlıklar atarak, suratım buzlu zemine çarpa çarpa sürüklendim. Yaşadığım şok ve acının etkisiyle kendimden geçmiş olmalıydım...
    ···
  6. 60.
    0
    Buzlu mağaranın içindeydim. Işığın olmadığı bölgeye kadar indim ve cep telefonumun ışığını yaktım. Yol ikiye ayrılıyordu. Geriye dönme şansım yoktu. Polisler mağaranın başında bekliyorlardı. Sola saptım. Kaygan zeminde dikkatli adımlarla ilerledim.Tam tünelin ucuna gelmiştim ki aşağıdan bir rüzgar sesi geldi ve soğuk bir hava akımı yüzüme çarptı. Yerin altından nasıl gelebilirdi ki hava akımı? Mağaranın yakın bir yerde tekrar yeryüzüne çıktığını düşündüm ve diğer çıkıştan çıkmam gerektiği fikre kapıldım. Ancak tünelin sonu dibi gözükmeyen bir uçurumdu. Telefonumu buzlu duvarlarda gezdirdim. Hemen solumda bir insanın anca sığabileceği bir oyuk vardı. Oyuktan geçince tekrar bir yol ayrımına vardım. Bu sefer sağa saptım. Hatırlamalıydım bunları: sol sol sağ. Karanlık ve uzun bir tünelde yürüdüm. O sırada cep telefonum bateri sinyali verdi: pili bitmek üzereydi! Nasıl da unutmuştum bunu, belki de dakikalar içinde ışıksız kalacaktım. O anda içime berbat bir korku saplandı ve buzlu zemine aldırmadan koşmaya başladım. Yol ayrımlarını unutmuştum, çıkışı bir türlü bulamıyordum. Kahretsin! Kaybolmuştum. Cep telefonum üç kere bipledi ve sonra zifiri karanlık...
    ···
  7. 59.
    0
    Kardeş nerede yaşıyorsun merak ettim
    ···
  8. 58.
    0
    Bütün televizyon sistemlerine girip Ben Ogrish. Bana itaat etmeyenler ölecek yazısını yazdım.( her ülkenin dilinde ) Herkes Çok yaşa Ogrish diye bağırmaya başladı. Kahkahalar atıyordum. Artık dünyanın yöneticisiydim. Akşam olmuştu. Yatağa yattım ve uyudum gece saat 4 ' te sesler üzerine uyandım. Uyku sersemiydim ne sesi olduğunu anlayamıyordum. Balkondan bakmamla şok oldum. Gelen seslerin polis sesi olduğunu anladım. 500 polis arabası filan vardı o da saydığım kadarıyla. BENi NASIL BULMUŞLARDI? Ne yapmalıydım ? Aklıma bir fikir geldi. Hemen kılık değiştirdim. Hiçbir yerim gözükmüyordu. O anda kapı çaldı. Tık tık tık! Korkuyordum. Kapıyı açtım ve gelen adamları öldürerek merdivenlerden iniyordum. Yeteneğim olmasa çoktan ölmüştüm. Demir kapıya geldim. Çıktım dışarıya. Polisler vardı bir sürü. Yürüyordum hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi. Ormana giden bir yol vardı , en yakın yoldu. Polisler benim aradıkları kişi olduğumu farketmediler. Sokaktan tam dönüyordum ki rüzgarla birlikte giydiğim şapkam uçtu. Koşmaya başladım. Polisler arkamdan geliyordu. Yol bitti ve buzlu bir mağara gördüm. Hiç düşünmeden içeri daldım...
    ···
  9. 57.
    0
    Amacım ne olmalıydı? Tanrısal yeteneklerim vardı artık. Herkesin benden korkmasını istiyordum. Önümde diz çökmelerini , bana hizmet etmelerini. Amacımı belirlemiştim. Dünyayı yönetecektim. Öncelikle PC' ye girip bir web sitesi açtım. ( http://www.ogrish.com gerçek degil) Lakabım Ogrish olacaktı. Kulağıma hoş gelmişti. Siteye girince direk Herkes önümde diz çökecek yazdım ve birkaç saat geçti. Nerden başlasam diye düşünüyordum. Aklıma ülke başkanları geldi. Onlar yaşarsa asla amacıma ulaşamazdım. Dünyadaki bütün ülke başkanlarını öldürdüm. Dünya karışmıştı. Bütün herkes ne olduğunu düşünüyordu...
    ···
  10. 56.
    0
    Bir iNSANIN ruhunu ele geçirip istediğin gibi yönlendirebilirsin. istediğin bir iNSANI öldürebilirsin. Bu güç oyunun kazananı olarak sana bahşedildi. Yapacaklarını izliyorum... Böyle yazıyordu. Gülüyordum. Böyle bir şey gerçek olmamalıydı. Çok saçmaydı. Alışveriş merkezine gittim. Bir adam kasiyerle konuşuyordu. Deneyecektim. Adamın koşmasını ve elini cama vurmasını hayal ettim. Düşündüğüm gibi hiçbir şey olmamıştı...

    ---

    10 saniye sonra baktım ki düşündüğümün aynısı oldu. Şok içindeydim. Hemen eve doğru koştum. Böyle bir yeteneğim olduysa bir amacımın olması gerekiyordu. Yatağıma uzandım ve düşünmeye başladım...
    ···
  11. 55.
    0
    devam panpa, içime şeytan girdi diyeceksen yazmayı bırak
    ···
  12. 54.
    0
    Kardeş devam
    ···
  13. 53.
    0
    Kağıdı yırttım. Ağlıyordum. Benim için kendini feda etmişti. Artık oyunu da kazanmıştım. Peki ödül neydi? derken önüme dönünce siyah bir cisim gördüm. Öylece duruyordu. Sen kazandın Zeref dedi. Siyah cisim ağzımdan içeri girmeye başladı. Bilincimi kaybediyordum. Direnmeye çalıştım. Faydasızdı , çok güçlüydü. Bayılmıştım.

    ---

    Gözlerimi açtım. Yatağımdaydım. Olan olayları hatırladım. Hemen kapıya doğru koştum. Kapıda hiç bir şey yoktu , gayet normaldi. O anda telefonuma mesaj geldi...
    ···
  14. 52.
    0
    '' Bu kağıdı okuyorsan çoktan ölmüşümdür. Öldüğüme göre 2 kişi kalacaksınız. Beni öldürdükten sonra zaman kaybetmeden sana gelecek. Sadece son bir iyilik yapmak istedim. Umarım başarmışsındır. Sakın öleyim deme...
    -Sinem
    ···
  15. 51.
    0
    Birden arkamdan kırılma sesi geldi. Arkama döndüm. Adamın kafasına lamba düşmüştü ve kanlar içinde yerde yatıyordu. Nasıl düşmüştü? Bakınırken lambanın üstünde bir kağıt gördüm aldım ve okumaya başladım...
    ···
  16. 50.
    0
    dvmm rez
    ···
  17. 49.
    +1
    Camlar açıktı. Hemen koşup baktım. Kimse yoktu. Kapıya doğru yürümeye başladım. Tam kapıyı açacaktım ki arkamda sıcak bir nefes hissettim. Olduğum yerde kaldım. Vücudum hareket etmiyordu. Lambanın ışığı gidip geliyordu. Telefonuma mesaj geldi. Bakamıyordum. Arkamdan garip garip anlamadığım şekilde sesler gelmeye başladı. Kolumda bir acı hissettim. Koluma bıçak saplanmıştı. Çok acıyordu. Öleceğimi düşünmeye başladım. Bitti artık. diye bir ses duydum. Artık umudumun kalmadığını düşündüm. Kendimi ölüme hazırlıyordum...
    ···
  18. 48.
    +1
    dinliyorum panpa
    ···
  19. 47.
    +1
    Kapıyı tıkladım. Cevap yoktu. Yine tıkladım. Dayanamayıp içeri girdim. Hiç kimse yoktu. En son bana ne dediğini hatırlamaya çalıştım. Doğru ya banyoya gitmişti. Banyoya gittim. Işıklar yanıyordu. Seslendim. Yine cevap alamadım. Acaba bir şey mi olmuştu? Banyo kapısını açtım. Kilitli değildi. içeri bakmamla yere düşmem bir oldu. Sinem'in küvette ölü cesedini görüyordum. Duvarda da aynen şu yazıyordu YOU WILL DIE!...
    ···
  20. 46.
    +1
    Şu an bizi izliyor olabilirdi. Koşar adımlarla Sinemin evine gittik. Ne yapacağımızı tartışıyorduk. Acıkmıştık. Alışverişe çıktık. 2-3 saat takıldıktan sonra eve geldik. Akşam olmuştu. Sinem yemek yaptı. Yedik. Sinem Bugün çok terledim. Banyo yapacağım. dedi. Tamam dedim. Bende televizyon izlemeye gittim. Televizyonda sıkıcı programlar vardı. Kanal değiştiriyordum. Şans eseri en çok sevdiğim programı buldum. Dalmıştım. Aradan 1,5 saat geçtiğini farketmemiştim. Saate baktığımda saat geç olmuştu. Yatacağımı haber vermek için Sinemin odasına doğru yola koyuldum...
    ···