ED HUSAIN ’iN GERÇEK KiMLiĞi

Kendini Müslüman olarak tanıtan ama Allah’a olan inancını kaybettiğini kendi yazdığı kitapta anlatan, sözde islamofobi ile mücadele adı altında masum Müslümanları fişleyen, ingiliz hükümetinin açık desteğiyle hareket eden Ed Husain’in gerçek kimliği ne?

klagib bi müslüman işte bırak şimdi ajan majan yalanlarını

Ed Husain’i Tanıyalım

Peki kimdir bu Ed Husain? Türkiye aleyhtarı faaliyetlerine rağmen Türkiye’de nasıl bu kadar rahat hareket edebiliyor? Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na milletvekilleri dahi kontrollü girebilirken, orada yaka kartı dahi olmadan nasıl elini kolunu sallayarak dolaşabiliyor? Türkiye’ye yönelik bu yoğun ilgisinin altında yatan sebep nedir? ingiliz istihbarat servisleriyle olan yakın ilişkileri ne anlama geliyor?

Ed Husain, Bangladeş asıllı bir aileden geliyor. Gerçek adı muhafazid Mahbub Husain. islam Peygamberi Hz. muhafazid’in ismini kullanmak istemediği için kendisini muhafazid yerine Ed ismiyle tanıtıyor. Geçmişinde Hizbul Tahrir isimli örgütün içinde yer aldı.

Ed Husain ingiliz ajanı mı?

ingiliz istihbarat servisleriyle bağlantılı şekilde hazırladığı “The Islamist” (islamcı) isimli kitabıyla gündeme gelen Ed Husain’in, henüz Hizbul Tahrir’in içindeyken bile ingiliz istihbaratıyla ilişkili olduğunu ortaya koyan önemli deliller mevcut.

27 Şubat 2015’te Middle East Eye isimli gazetede Nafiz Ahmet’in kaleme aldığı bir makalede, Ed Husain’in ingiliz istihbarat birimleri adına ajanlık faaliyetlerinde bulunduğu detaylı şekilde anlatılmış.[1] Nafiz Ahmet’in makalesinde Ed Husain hakkında verdiği bazı bilgiler şunlar:

Ed Husain, Hizbul Tahrir içinde Ömer Bekri muhafazid’in emirleri doğrultusunda görev yapmıştır. Ömer Bekri ise ingiliz ajanıdır. Ömer Bekri’nin ingiliz istihbaratıyla ilişkisi onun ingiltere’de altı yıllık Hizbul Tahrir liderliği döneminde başlamıştır ve gruba derinlemesine nüfuz etmesi için ingiliz istihbaratına muazzam fırsat sağlamıştır. Nitekim Wall Street Journal gazetesinin Pulitzer ödüllü gazetecisi Ron Suskind’a, 2005’te Londra’daki bombalı saldırılardan kısa bir süre önce, üst düzey bir ingiliz iç istihbarat yetkilisi tarafından, Ömer Bekri’nin uzun süredir gizli servisin muhbiri olduğu ifade edilmiştir.

ingiliz hükümet yetkilisi ve gruptaki günlerinden Ed Husain’i tanıyan eski Hizbul Tahrir üyesi Faisal Haque, Ed Husain’in Ömer Bekri’yle kuvvetli bir “şahsi bağa” sahip olduğunu söylemektedir. Ed Husain, Ömer Bekri’nin ardından Ağustos 2007’de Hizbul Tahrir’den ayrılmıştır.

http://1http://http://www...sides-terror-war-55293733

2008 yılında ingiliz hükümetinin büyük maddi desteğiyle Quilliam Vakfı isimli vakfı kuran Ed Husain, farklı ülkelerden çoğu Müslüman olarak bilinen şahıslarla birlikte bu kuruluş içinde yoğun bir faaliyet gösteriyor. Ed Husain’in kim olduğunu ve kime hizmet ettiğini anlamak için ise Quilliam Vakfı’nın faaliyetlerine bakmak gerekli. Quilliam Vakfı, homociksüelliği savunan ve evrim teorisini geniş çapta destekleyen bir organizasyon. Bu vakıf, ingiliz hükümetinden aldığı para yardımlarıyla, masum Müslümanlar hakkında bizzat fişleme faaliyetinde bulunarak bunları ingiliz Devleti’ne sunuyor. The Times ve The Guardian gibi ingiliz basınının önde gelen kuruluşları ise vakfın bu fişleme faaliyetini haberleştiriyorlar.[1]

http://2http://https://ww...ally-right-says-thinktank http://www.thetimes.co.uk...am-foundation-h2fzrg8lxcc

Ed Husain’in Fethullah Gülen hayranlığı

Ed Husain, 15 Temmuz’daki darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ mensuplarının lideri olan Fethullah Gülen’e de büyük bir hayranlık duyuyor. Ed Husain bu hayranlığını The New York Times gazetesinde yayınlanan 8 Ekim 2013 tarihli makalesinde şöyle dile getirmiş:
“Pakistan’da muhafazid Tahir-ul Kadri, Türkiye’de FETHULLAH GÜLEN ve başka ülkelerde teröristlerin gerçek Müslümanlar olmadığını öne süren tanınmış Müslüman alimlerin çalışmaları yaygın olarak Arap dünyasında, Somali, Mali ve hatta Kenya’da tercüme edilmeli, dağıtılmalı ve tanıtılmalı... Bu seslerin mesajlarını güçlendirmeleri için daha fazla desteklenmeleri ve kamuoyunda bilinmeleri gerekir.” ​

Ed Husain’in bu makalede övdüğü muhafazid Tahir-ul Kadri, 28 Temmuz 2017 tarihli Pakistan’da yapılan yargı darbesinin arkasındaki isim. Tahir-ul Kadri’ye bağlı Anayasa Mahkemesi üyeleri, Türkiye dostu Başbakan Navaz Şerif’i apar topar görevinden almışlardı. Pakistan’daki bu darbe basınımızda “Pakistan’da FETÖ Usulü Darbe”, “Pakistan’ın FETÖ’sü Başarıya Ulaştı” gibi başlıklarla yer almıştı.

Fethullah Gülen ve Tahir-ul Kadri’nin büyümek ve güçlenmek için kullandıkları yöntemler birebir aynı. Eğitimi ele geçirmek, elemanlarını devlet kurumlarına yerleştirmek, “tolerans”, “uzlaşı”, “dinler arası diyalog” gibi kavramları suiistimal etmek ve çok sayıda ülkede yapılanmak bunlardan sadece birkaçı.

Ed Hüseyin, 26 Eylül 2013 tarihinde ise sosyal medya hesabında FETÖ elebaşı Fethullah Gülen için “Türkiye’nin önde gelen tanınmış Müslüman alimi” diyor ve onun yazısını paylaşıyor:

“Türkiye’nin önde gelen tanınmış Müslüman alimi Fethullah Gülen: ‘Bir teröriste gerçek Müslüman denilemez’

Fetöcü vakıfların Ed Husain’e desteği

Ed Husain öteden beri FETÖ mensuplarıyla sıkı bir iletişim halinde ve bu örgütten destek almakta. Bu desteğin somut bir örneği, FETÖ’nün Amerika’daki derneklerinden Raindrop Women’s Association’da, Ed Husain’in ‘The Islamist’ kitabı için 16 Eylül 2015’te okuma günleri düzenlenmesi. (Derneğe ait “RAWA” isimli resmi facebook hesabında yer alan 02.09.2015 tarihli duyuru)

Ed Husain’in Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı

Ed Husain’in 2014 yılında yerel seçimler öncesinde hazırladığı bir rapor ise son derece önemli. “Turkey’s Local Elections” başlıklı bu raporda tam anlamıyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı hakkında düşmanca ifadeler yer alıyor. Daha da önemlisi rapor, 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan Fetöcü hainleri cesaretlendirmeye yönelik bir üslupla yazılmış ve onlara darbe için bir yol haritası sunulmuş. Rapordan çarpıcı bazı bölümler şu şekilde:

“Geniş perspektiften bakıldığında Türk devleti içindeki anlaşmazlıklar, istihbarat Kurumu’nun Erdoğan’ın kontrolünde olması ve Gülencilerin yargıda ve poliste etkisi, ORDUNUN TÜRKiYE’NiN iÇiŞLERiNDE TEKRAR BiR TÜR ETKi OLUŞTURMASI iÇiN ŞARTLARI SAĞLAMIŞ DURUMDA. Türkiye’deki gözlemciler halihazırda ordudaki subayların davranışlarında önemli bir değişim olduğunu gözlemliyorlar…”

“Erdoğan’ın gerçekte seçilmiş bir sultan veya bir islam lideri olmaya karar verdiğinden bu yana DEVLETiN BAŞINDAKi GÜNLERi SAYILIDIR. ”

“ … ERDOĞAN SONUÇTA DIŞARIYA ZORLA ATILACAKTIR, fakat asıl soru bu süre zarfında Türkiye’ye ne tür bir zarar vereceğidir. ”.

“Aslında Erdoğan’ın çöküşünü tetikleyecek en güçlü etken ekonomik kriz olacaktır çünkü bu aynı zamanda AKP politikacılarının onu kitleler halinde yalnız bırakmasına yol açabilir.”

"1960 darbesini gerçekleştirenlerin albaylar ve yüksek rütbeliler olduğu hatırlanırsa, ordudaki Gülencilerin eğer Gülen hareketine karşı büyük bir operasyon yapılırsa bağımsız hareket etme riski var mıdır?"

“Gülen hareketinin stratejisi yerel seçimlerle ayakta duracak veya yıkılacağa benzemiyor – hatta bu uzun vadeli strateji yoluyla ERDOĞAN’IN ULUSLARARASI VE ULUSAL ÇAPTA MEŞRULUĞU YOK EDiLECEK.”

Tüm bunların yanında Ed Husain hem uluslararası basında hem de sosyal medya hesabında özellikle Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan ve her fırsatta kötüleyen yazılar kaleme aldı, çok sayıda tweet yazdı. Bunlardan birkaç çarpıcı örnek:

Ed Husain: “Ermeniler, Kürtler, Suriyeliler, Mısırlılar ve diğerlerinin geçmişteki Türk adaletsizliğine dair uzun listeli şikayetleri var.”

Ed Husain: “işte bu! Türk emperyalizmini kabul etmek durumunda kaldığın için memnunum. Çok az Arap Osmanlıların özlemini duyar, daha da azı hala onlara çok az teşekkür eder.”

Ed Husain: “Suriye’yi yerden yere vuruyor fakat Türkiye hala inkar ediyor: Erdoğan, Ermeni soykırımı yasası nedeniyle Fransa’ya saldırıyor.”

Ed Husain: “Türkiye’yi ‘model” olarak yüceltmeden önce iki kez düşünün. Ankara kendisiyle aynı görüşte olmayan Kürtlere, gazetecilere ve diğerlerine karşı tahammülsüz”. (Bu twitin devamında Türkiye aleyhine bir insan hakları raporu paylaşıyor)

Ed Husain Türkiye’de ne yapmak istiyor?

Görüldüğü gibi Ed Husain’in, ülkemiz menfaatlerine aykırı olan hedefler doğrultusunda hareket ettiği çok açık bir gerçek. ingiliz istihbaratı kontrolünde hareket ettiği de aşikar. Ed Husain’in 2013 yılında yaşanan 17-25 Aralık olaylarından bir hafta önce Türkiye’ye gelip olayların merkezinde yer alan Halkbank’ın genel müdürü ile görüşmesi ise oldukça dikkat çekici.

Böyle bir kişinin TRT World’e çıkarılarak ünlendirilmesi, itibar kazanmasına çanak tutulması ve fikirlerinin yayılmasına izin verilmesi nasıl açıklanabilir? 15 Temmuz darbe girişimine giden süreci 2014 yılında haber veren, Fetöcüleri darbe için cesaretlendirip destekleyen birinin TBMM’nde ne işi olabilir? Genel Kurul salonuna milletvekilleri hariç kimse giremezken Ed Husain -üstelik de genel kurulun kapalı olduğu bir saatte- ışıkları açtırıp içeri girerek nasıl fotoğraf çektirebilmiştir? Ed Husain’in Gazi Meclisimizin 15 Temmuz’da Fetöcü hainler tarafından bombalandığı yerde fotoğraf çektirmesi birilerine verilmek istenen bir mesaj mıdır? Tüm bu sorular cevap beklemektedir. Suudi Arabistan yönetimi, Ed Husain’in ingiliz ajanı olduğunu belirleyerek Suudi Arabistan’a girişini yasaklamıştır. Hal böyleyken böyle bir insanın ülkemiz sınırlarında pervasızca cirit atması makul müdür?