1. 1801.
    0
    ···
  2. 1802.
    0
    ···
  3. 1803.
    0
    ···
  4. 1804.
    0
    ya bırakın bu amlıyı ne zaman orgazm olamasa böle şeyler yapıyor
    ···
  5. 1805.
    0
    ···
  6. 1806.
    0
    ···
  7. 1807.
    0
    ···
  8. 1808.
    0
    @1 keşke herks bunların bilincinde olsa
    ···
  9. 1809.
    0
    up up up
    ···
  10. 1810.
    0
    ozet gec pic o ne amk daraldim da daraldim dalgalandim da duruldumm
    Tarihçi Philippe Aries'in çalışmaları, Orta Çağ boyunca, çocukluğun kendine özgü doğasının bilinmediğini ortaya koymuştur. Orta Çağ sanat tarihi, modern anlamıyla "çocuk" teriminin o dönem dünyası içinde hiçbir yeri olmadığını kanıtlamaktadır. Dönem resimlerindeki çocuklar, sıradan çocuk özellikleri göstermekten uzaktır. Yüzleri ve kas yapılarıyla, yalnızca küçük ölçekle çizilmiş yetişkin birer insandırlar. insanları Toplumsal yaşam açısından ise, bu dönem boyunca ve 16. yüzyıla kadar çocuk, ailesinin yanı sıra ilişki kurduğu diğer yetişkinlerin uygun hareket ve davranışlarını gözlemleyerek toplumsallaşan küçük ve zayıf bir varlık, küçük bir insan olarak algılanmaktaydı. Çocuk, yalnızca bedeni ve gücüyle yetişkinlerden ayrılıyordu. Aries'in yüzeyselliğini vurguladığı tek çocukluk duygusu olan nazlanma, çocukluğun ilk yıllarına ilişkindi. Küçük insanı ailenin evcil hayvanlarıyla bir tutan bu duyguydu. Bu dönemde çocuklarla 'edepsiz küçük maymunlar'mış gibi eğleniliyor, içlerinden biri öldüğünde çok fazla üzerinde durulmuyordu. "Ölen çocuğun yerini bir başkası alır" mantığı hakimdi.

    17. yüzyıldan itibaren, bu zihniyeti altüst edecek iki gelişme yaşandı. Çıraklığı bir eğitim yöntemi olarak ele alan özel bir kurumun -okulun oluşturulması, çocuğu yavaş yavaş yetişkinlerden ayırdı. Artık çocuk, hayatı yetişkinlerle doğrudan ilişki yoluyla öğrenmeyecek; çocuğun yetişkinlerin dünyasına girmesi ancak gitgide uzayan göreli tecrit döneminin -okul dönemi- sonunda gerçekleşecekti. Öte yandan aile, bir duygulanım ve kaygı nesnesi halini alan çocuk çevresinde örgütlenmeye başladı. Ebeveynler, çocuğun eğitimi konusunda endişeleniyor; geleceği için planlar yapıyorlardı ve çocuğun evden ayrılışı acıyla yaşanıyordu. Bu gelişmelerle birlikte çocuk yetişkinlerden farklı ve kendine özgü bir varlık olarak kabul edilmeye başladı.

    Bu iki gelişme -okul ve ailenin evrimi- bir üçüncüden ayrı düşünülemez: çocuk içinde tutulduğu isimsiz durumdan çıkarılıp özen gösterilen bir nesne halini alırken, ona daha yoğun ilgi gösterilmesini sağlayacak bir şekilde çocuk sayısında azalma görüldü. Böylece 17. yüzyıldan itibaren toplumsal yaşamda aile, iş, çocuğa tahsil edilen mekan, çocuğa ve sorunlarına ayrılan zaman ve gebeliği önleyici uygulamalar ekseninde bir kutuplaşma görüldü, diyoruz
    Tümünü Göster
    ···
  11. 1811.
    0
    bu sefer dalga geçmek için demiyorum adam haklı beyler
    ···
  12. 1812.
    0
    valla bu tarz olaylarda parmağı olan herkesin anasını gibiyim hepsi orrospu çocuğu aq nasıl öldürüyolar hayvanları anasını gibtiğimin çocukları ya.sol frameden inmesin bütün binler izlesin aq uplayın mını gibtiğim zütleri.
    ···
  13. 1813.
    0
    up up up
    ···
  14. 1814.
    0
    up up up
    ···
  15. 1815.
    0
    up up up
    ···
  16. 1816.
    0
    ···
  17. 1817.
    0
    ···
  18. 1818.
    0
    ···
  19. 1819.
    0
    okumadım
    ···
  20. 1820.
    0
    1945 te kata dolsama adındaki bir çocuk öldürüldü ve sakın okuma!bu yazıyı okuyan herkesin dolunayda arkasında belirip öldüreceği söyleniyor bunun olmaması için 5 ayrı başlığa bu yazıyı at... yalan değil!
    ···