bu hikaye anlatılmaz ama anlatıcam

Durum böyle olunca ben ve düşüncelerime daha çok iş düşmeye başlamıştı
Keşke ezgi beni hiç sevmeseydi
Keşke ezgi ece gibi düşünseydi ama ece gibi düşünemezdi çünkü hayatın birlikte oldugu tek kişi vardı ve ondan büyük kazık yemişti hala duygusallıgı üzerindeydi etkisinden arınamamıştı olgunlaşmamıştı…
-hadi ezgi uyuyalım artık yarın güzel bi kahvaltı hazırlarsınız artık
-ben sana sarılarak uyumak istiyorum dedi (sığınıcak birini arıyodu çünkü yalnız bırakılmıştı)
-ben uyuyamıyorum 2 kişi biliyosun dedim
-burda bu şekilde uyuyalım dedi (çiftli koltukta)
-tamam ama 1 saat sonra yatagına gidersin bende burada rahat rahat uyurum
-tamam anlaştık dedi

Mutlu bi şekilde beni öptü ve gözlerini kapattı
Ve bu şarkıyı açtım…

http://fizy.com/#s/124hq9

hay amk olm nasıl zamanın yok ya internet cafeye oturup abi beşyüzlük açtırsana mı diyosun ne diyosun anlamıyorum ki , otur şunu uzun uzun yaz worde sonra kesip buraya hızlı hızlı at dıbını gibeyim

Salıncağı her ittirdiğimde geri gelmesini sabırsızlıkla bekliyodum çünkü liv in beline dokunmak çok güzel bişeydi içimde ki bu duygu Abazaca bi duygu değildi ama
Beli yumuşacıktı ve çok narindi..
Liv in saçları rüzgarda dalgalanıyodu ve kokusu burnuma kadar ulaşıyodu
Her şey çok güzeldi rüya gibiydi…
Hiç bitmesin istiyodum hiç zaman geçmesin istiyodum
Liv birden
-başım dönüyo galiba dedi

Ve liv o güzel gözlerini kapadı. Yavaşça yaklaştım dudaklarımızın arasında 2 santim vardı sadece nefes alış verişini hissediyodum onun nefesinin sıcaklığını hissetmek kalbimin atış hızını daha çok artırıyodu aynı zamanda onun heyecanlandığınında farkındaydım
Denizdeki martı sesleri kulağıma artık buğulu şekilde geliyodu tamamen soyutlanmıştım sahilden geçen insanların sesi kulağımda bir vızıltı gibiydi
Sadece liv e odaklanmıştım
Liv diğer elinin yavaşça omzuma zütürdü ve dudaklarımızın ilk temasını liv sağlamıştı
Dudaklarının nemini ve yumuşaklığını hissetmek beni sarhoş gibi yapıyodu resmen
Ayaklarım sanki vücudumu taşımıcak gibi oluyodu bu yüzden öpüşme uzun bi şekilde değilde seyrek biçimde oluyodu ufak ve narin temaslarla...

evet geldim gececi tayfa bi kaç tane reserve olmuş beklemiyodum açıkçası

bi arkadaş liv niye koydun demiş liv koymamın sebebi liv tyler gibi bakışları yüzündeki hafif çillerin olması burnunun hafiften kalkık olmasıydı bizim kızlarımız gibi deli gibi makyaj yapmadıkları için yüzünün her karesini inceliyodum yüzündeki hafif tatlı çilleri bile sayarak dalıp sürükleniyodum sonra onun dalga geçer gibi sevimli gülümsemesiyle kendime geliyodum. tipik makyaj yapan bi kız olsa sadece gözlerine bakarsınız karşımda naturel bi yüz olduğu için yüzünün her karesini inceliyodum bu yüzden her şey dün gibi aklımda, sürekli ve hiçbir zaman sıkılmadan keyif alarak sex gibi zevkli bişeyden daha çok mutlu ediyodu beni onu seyretmek.

ya gibmişim yazım hatasını hadi amk böyle hikaye mi anlatılır karı kırıklı bin bekleme yapma devam et

bu kadar geçmişe sürüklenmek yeterli şimdilik umarım o dönemli kafanızca canlandırabilmişimdir o dönemleri yaşayanların zaten kafasında kesinlikle canlandırdığına inanıyorum. liseden mezun olmuştum lise hayatım gerçekten çok güzeldi bi çok kişinin üniversitede yaşadığı şeyleri ben lisede yaşamıştım tabi bunda istanbula yaşamanında etkisi var doğal olarak hafta içi dersane yolu gözükmüştü bana. yaz dönemiydi derslerle fazla ilgilenmiodum vakitimin büyük kısmı gitar çalmak internet ve arkaşlarla beyoğlu ve kadıköyde geciriyodum

her zaman ki gibi yine sıradan bi hafta sonuydu bu sefer beyoğluna gitmemiştim gitarım teli kopmuştu bu yüzden bakırköye gitar teli almaya gitmiştim

işte bugün liv i gördüğüm gün

öğlen saatleriydi sıcak ebesini gibiyodu insanın otobüsten indim o gün kü tak kokusu hala burnumda mk bakırköyde ki otobüs garajının orda tren yolu vardır hemen tinercilerin geceden kalma pisliklerinin kokusuydu şuan gerçi kalmadı o dönemler çoktu ordan hızlı adımlarla köşedeki büfeden sigara aldım ve sigaramı yakarak yürümeye devam ettim karşıma çıkan gazete bayiinden gazete aldım bakırköy sahiline dogru giderken sağ tarafta müzik aletleri satan bi yer var hala duruyo mu bilmiyorum ordan gitar telini aldım ve deniz havası eşliğinde gazete okumak için sahile gittim rüzgarda yoktu şanslıydım rahat rahat gazete okurum diye düşünüyodum

seri biraz canım kardeşim sabaha kadar burda tutmaya yemin mi ettin naptın aq

daha yazsanda okuyanın amk

panpa seri ol

geldik panpa hadi basla

liv le ilk temas

Bütün insanlar indikten sonra
-hadi kalkalım liv artık dedim
-tamam dedi(ah o tamam demesi ahh )
Vapur sallanıyodu dalga oldugu için zaten rüzgarlı bi havaydı daha önce söylemiştim
Tam kalkarken dikkatli kalkması için dengesini kaybetmesin diye hafiften belinden tuttum o an içim bi hoş olmuştu sanki bi yandan da çekindim bunu yaparken sonra yanlış analar mı diye ama o kadar narin hareket ediyodu onu o şekilde arkadasından izlemek bile keyif vericiydi (arkadan dedim ama panpalar zütüne falan bakmıyodum saçlarına odaklanmıştım resmen elim belindeyken çok hoş oluyodu o keyifi anlatamam)
insanların iskeleye inmesi için koydukları demirin oraya gelmiştik o demir zemin dalgadan gidip geliyodu.
O sırada liv birden dengesini kaybetti…

-liv akşam hem aklım sende kalıcak dedim
-ben şuan yürümek çok güzel dedi(konuşmak istemiyodu bu konuyu)

Ben artık dersimi almıştım bi daha bu konuyu hayatta açmıcaktım

rıhtıma yaklaştık

Ve boş bank aramaya başladık
-böyle aramıyalım dedi liv
-nasıl dedim
-öğlen oldugu gibi (aynı anda banka oturmamızı canlandırmak istiyodu jeton yeni düşmüştü benim ama türkçesinden dolayıda bazen konuşmalarda çelişkide kalıyodum)
-süper dedim
Liv hemen boş bi bank ın arka tarafına gitti koşarak
Bende yoluma devam ettim boş banka yakınlaşınca manevrayı yaptım birden ve oturdum liv geç kalmıştı aynı anda olmamıştı orjinali gibi olmadı yani.

-tamam geliyorum eve işte dedim eski bi arkadaşla karşılaştık dedim muhabbete daldık telefonumun kapalı oldugnuda unutmuşum dedim

Aslında beni de bi karmaşa bekliyodu herkese açıklama yapmam gerekiyodu panpalar liv in ki kadar da olmasa benzer bi karmaşayı bende yaşıcaktım.

reserveedreserveed

tut burayı ben gelcem

Bir an önce eve gitmek istiyodum kendimi eve atıcınca rahatlıcaktım gibi çünkü dışarıda olmak liv i hatırlatıyodu bana ve karnımım sancısı dinmek bilmiyodu otobüse bindim otobüs deli gibi doluydu boş olmasını o kadar çok isitiyodum ki çünkü kafamın rahatlamaya ihtiyacı vardı sakinleşmem gerekiyodu otobüsün en arkadasına doğru güç bela ilerledim ama bu şekilde olmıcaktı kalabalık beni iyice bunaltıyodu aklıma sarı minibüsler geldi ve hemen otobüsün arkada kapısından indim sarı minibüsler daha çabuk gidiyodu (istanbullu olan panpalar bilir) otobüse binmeden önce niye düşünemedin demeyin panpalar kafam o derece durmuştu çünkü