0
oncelikle basligi acan ve altini "ay bu turkler oyle isler yapar ki altima sicarim, cisimi tutamam" diye dolduranlarin da turk olmasindan kaynaklanan bir salaklik oldugunu sanirim benim disimda birileri de farketmistir. benim gordugum kadariyla esas buyuk hiyarlik halivud filmleri (bakiniz dogru dedim, a ile, alkislar) agirlikli egitimi sonunda duyabildigi tek ingilizcenin california aksani olan kimselerin ingilizcenin telaffuzu hususunda linguist edasiyla atip tutmalarindan kaynaklaniyor; zira yapilan hatanin cogunlukla "o" ve "a" harfi kullanimi konusunda yogunlastigini gordum. simdi egitimini movieplex'te tamamlamis kimseyi hayalkirikliga ugratmak istemem ama ne yazik ki ingilizce'de birden fazla aksan var, bu aksanlarin arasinda en belirgin fark olarak amerikan ve ingiliz aksanini kabul ediyoruz. bunun sebebi tamamen nufus cogunlugu ile alakali, yoksa misal iskoc aksani aslinda daha antikadir ama bir sanayi standardi degildir. ingiliz ile amerikan aksaninin vurucu farkinin altini cizdigim bu girizgahtan sonra soyle apayri bir paragraf olarak soylemek isterim ki:
turkiye'deki muzikseverin yuzyillardir icine dert oldugu gibi bir rak mi rok mu sorunsali ne yazik ki yok. cunku neden? cunku britanyalilar o harfini oldugu gibi okumakta israr edip "rok" derken, amerikali kuzenleri agizlarini yaya yaya "rak" demektedirler. sorunsal amerikali mi ingiliz mi olacaginiza karar verme asamasinda baslar.
bu linguistik mevzu acikliga kavustuguna gore esas insani cileden cikarici noktaya gelmek istiyorum. bir yabanci dili (ozellikle de ingilizce gibi, kimsenin uzmanlik iddia etmedigi ve ortak anlasma medyumu olarak kullandigi bir dili) "ay valliyi amerikali gibi" okumadiginiz zaman ne olur? bir tak olmaz sevgili okuyucu, zira yabanci diller zaten adlari uzerinde yabancidirlar. siz gercekten o dili hakkini vererek, zerre hata yapmadan konusmak istiyorsaniz, meydan sizindir ama norvec'e gidip cat pat norveccenizle cam devirseniz hic bir norvecli size burun kivirmaz, keza amerikalilar da dillerini konusan yabancilara burun kivirmamakta, anlasabildikleri olcude alan ve verenin memnun olmasi temeline dayali iliskiler kurmaktadirlar. buranin, dili donmeyip "intineeaashinil" yerine "intirneysinil" diyen turklerden ziyade 25 senedir burada yasayip iki kelime haricinde (yes ve no) ingilizce konusamayan ispanyollar ve cinlilerle dolu oldugunu; kendilerinin aslanlar gibi amerikan vatandasliga dahi sahip olduklari bir ulkede yasadiklarini soylemek istiyorum.
aksan konusunda yapilmis arastirmalardan biri de sudur ki, aksan bir statu belirleyici semboldur. ornegin hispanik aksaniyla ingilizce konusan bir mekgibali amerikalilardan cok fazla saygi gormezken, ayni derece bozuk ama fransiz aksaniyla ingilizce konusan bir frenk "cok ciksi" bulunmaktadir. bunlarin hepsi toplumsal mitlerdir, esasen fransiz elbette ispanyol aksanli ingilizceden daha "ciksi" falan konusmuyordur ama fransizlar romantik olmalari, sarap icmeleri, jotem demeleri ile taninmis bir ulus olduklarindan bu ayricaligi elde etmislerdir. sunu rahatlikla soyleyebilirim ki, amerikada asyali, hispanik ve hintli aksani haricinde aksanlar asagi yukari esit muameleyi gormekte, sadece kendini marsa kadar soyutlamis gerzek vatandaslariniz "skecil skejul diil salak turk" diye havaya girmektedirler. amerika'ya gelmezden evvel bu "supper ingilizce konusacagim" inadinin ne kadar salakca bir iddia oldugunu farketmis olsam geldigim gunden beri "ay vant ay ken" diye konusur, egzotik bir imaj cizerdim, lakin bir kere agzi yavsatmaya "yeaa i dunno" falan demeye gorelim o agiz toparlanmiyor, dikkat etmeyen tarafindan amerikali muamelesini goruyorsunuz, egzotik avrupali hayallerini elinize aliveriyorsunuz, bastan dikkat edin benden soylemesi; th'leri z okuyum, w falan demeye hic kasmayin, halivud size "orta avrupali villain" rolu bile verebilir.
linguistikle ilgili yapilmis onemli bir arastirmaya da deginmeden gecemeyeceim (kaynak: american linguistic association) dil ogrenimi ve buna bagli "aksan"inda en onemli yaslar 1-2 yasina kadarki sure. bebek dili duydugu sesleri taklit ederek ogrendigi sirada kendi konusulan dilinde cok tekrar eden ve onemli olan sesleri duymayi ve ayirt etmeyi, onemsiz olanlari ve kullanilmayanlari geri plana atmayi ogreniyor. ayirt etmeyi ogrendigi seslerde basari kazanirken, turkiye'den ornek vermek gerekirse hic duymadigi bir ses olan "th" sesini dil hafizasina almiyor. ilerde yabanci bir dil ogrenildiginde yasanabilen "aksan" sorununun temeli kisilerin kendi dil ogrenimleri sirasinda duymaya alismadiklari sesleri esasen ayirt edememeleri. turkce anadili olan birinin ingilizce anadili olan birisi "th" sesini cikarirken bunun "t" degil de "th" oldugunu anlamasi bu dille uzunca bir sure muhatap olmasini gerektiriyor. insanlar elbette dogarken butun sesleri taklit edebilme yetisiyle doguyorlar ama konsantrasyonlari bir dili ogrenirken diger sesleri onemsememelerine bagli. ayni sorun japonlarin l ve r harfleriyle zorluk yasamasini da acikliyor, zira japonca'da l ve r birbirleriyle degisimli ve ayni telaffuzda kullanilan sesler.
ingilizcenin dogru durust konusulamamasindan ve aman tanrim bu ingilizcede surekli hata yapan zavalli salak turklerin donmeyen dillerinden utanc duyan marsli turk ulusunu cerkes dilinin hemen her lehcesinde yer alan 4 (ya da lehceye gore 6, kesmezse 7) farkli "kh" sesini cikarmaya davet ediyorum. essekler sizi be.
Tümünü Göster