/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +64 -6
    Aslında hayatım boyunca hep yan yana olduğum, ama öyle ya da böyle ailem ve ya benim tarafımdan ciddiye alınmamasından son bir buçuk senedir acısını çektiğim bu rahatsızlık.

    Çocukluğuma kadar her şey çok güzeldi, harika neşeli bir çocukluğum, harika bir ailem ve elimin altında her türlü imkan vardı. Çocukluğumda beni tanımış, uzun süre görmemiş insanlar hala "aşırı çocuk olarak" nitelendirir. Yerimde durmazdım, olaylara ilginç bakış açımla ve açık sözlülüğümle herkesin sevdiği biriydim.
    Ama ne olduysa büyümeye başladıktan sonra içime kapanmamla, susmayı konuşmaya tercih etmeye başlamakla, duygularımı ifade edememekten kendimi içime kapatmamla başlattım. Herkes bu duruma ergenliğin bir sonucu ya da geçiş döneminde olan durumlar olarak nitelendiriyordu ve ben uzun yıllar kendimi böyle kandırdım.
    ···
  2. 2.
    +3 -31
    Tutarsa zütüme cam bardak sokarim aq.
    ···
    1. 1.
      +2
      Caps istiyoz muallak
      ···
    2. 2.
      +4
      Plastikte kabul
      ···
    3. 3.
      0
      Demir bence
      ···
    4. 4.
      0
      Hadi foto at
      ···
    5. diğerleri 2
  3. 3.
    +18
    dinleyen var mı beyler yoksa hemen tamamlayıp bırakacağım.
    ···
  4. 4.
    +14 -2
    15 yaşımda, hayatımı değiştirip beni bambaşka bir yola sokan kızla tanıştım ve o zaman 10 aylık bir beraberliğimiz oldu. Bu 10 ay içinde değil bir çocuğun, bir yetişkinin dahi kaldıramayacağı çok ağır olaylar yaşadım. Ayrılıklar yaşadım, en yakın arkadaşım aşık olduğum kıza tutuldu, bu en yakın arkadaşım dediğim kişi bütün arkadaşımı ve hayatımı elimden alıp beni ortada bıraktı. Yani anlat desen de anlatılabilecek şeyler değil beyler, 3 ayda 10 kilo verdim derdimden ve sürekli kız hayatıma girip çıkıyordu bir türlü başımdan atamıyordum. Artık komple gitsin en azından böyle acı çekmem diye düşünüyordum ama olmuyordu beyler bi şekilde yine yanyana geliyorduk, hal böyle olunca benim durumum daha da vahimleşiyordu. Kendimi tamamen eve kapatmıştım, konuşmuyordum, yemek bile zar zor yiyordum, içki içecek bir dostum bile kalmamıştı tek başıma ağlaya ağlaya içiyordum. ilk kez dertli olarak içkimi tek başıma odamda oturup içtim hiç unutmam bunu da.
    ···
    1. 1.
      0
      Kaderlerimiz aynıymış panpa benim hayatımı değiştiren oldu o kızdan 1 sene sonra yeni birisi geldi değiştirdi hayatımı hala değiştirmeye devam ediyor
      ···
    2. 2.
      0
      eğer seviyorsan bırakma panpa, çünkü sevgi bu dönemde altından daha değerli.
      ···
  5. 5.
    +14
    Neyse, asıl konu bu değildi ancak rahatsızlığımın tetikleyicisinin bu olduğunu düşündüğümden yazmak, paylaşmak istedim.

    Daha sonra kapıma da geldiler, telefonla tacizde ettiler ama gibtiri çekmeyi becerdim. Zaten ben gittiğimde aralarındaki şeyin sevgi, gerçek bir arkadaşlık değil de benim hayatımı gibmek için ortaklık olduğunu çok fazla sürmedi muhabbeti kesmişlerdi. Eskisine göre daha iyiydim, bir gece kaybettiğim iki değerli dostumla da sözleşip buluştuk ve dönen oyunların hepsini konuştuk. Halimi gördüklerinde beni tanımamışlardı, 55 kilo bi adam vardı karşılarında, durumu görünce acıma duygusuyla karışık ruh halime vererek benimle barıştılar. Güvenlerini hala tam kazanamamıştım ama yine de yanımdaydılar, buna da şükür diyordum. Ve hayatımın en zorlu dönemini burada bırakmıştım.

    Küçük yaşımda kimseye kalbi emanet etmemeyi, sonsuz güvenmemeyi öğrenmiş, sır küpü bir adam olmuştum. Artık sadece insanlarla eğlence için beraber oluyordum, ailem dışında kimse gibimde değildi günlük yaşıyordum yani.
    ···
  6. 6.
    +11 -1
    tek yaptığım okula gidip gelmek olmuştu, olaylardan dolayı sinir sistemim çökmüştü ve ailemin gözünün önünde eriyordum ama hiç bir şey gelmiyordu ellerinden. Hayat böyle dipte geçerken o yakın arkadaşım bir gün mesaj attı ve bir parka çağırdı.

    Yalnız kalmış, acı çekmiş arkadaşlarımız bilir nasıl bir şey olduğunu. Birine güvenmek ve inanmak istersin, biraz konuşmak ne yaşadığını anlatmak ister. Olaylar bu kadar belliyken, ve bu huur evladı benim hayatıma sıçmışken bile gittim. Gittim oturdum masaya, ortada bir paket sigara var ikide bira. Anlat dedim, geveledi konuştu konuştu ama ben zaten bir arkadaşlığa açtım. Aslında bu olanların hepsinin sevgilimin beni kıskandırması için bir oyun olduğunu, sevmek gibi bir şeyin olmadığını, sadece arkadaş olduklarını söyledi. Çıktık parktan biraları bitirdik, sigarayı bitirdik.

    Dolanıyoruz sigara içe içe, bir yandan ben konduramıyorum dost ve sevgilim dediğim insanlara bu ithafları. Muhabbete ihtiyacım vardı ve muhabbetin dibine vuruyorduk. Hava çoktan kararmıştı, eve dönüp mutlu mutlu uyumuştum.
    ···
  7. 7.
    +12
    Artık hayatım huzurluydu, çevrem eskisi gibi genişlemişti, hatta o kadar vurdumduymaz bir herif olmuştum ki o hayatımı giben kızı çağırıp ağzına zütüne verip yollamıştım. O ise bana şunu demişti.

    "her ne kadar benimle oynasan da sözünü bozdun ve beni hayatına soktun."
    ama yanılıyordu beyler, harikulade bir gülümsemeyle cevabımı verdim.
    "seni hayatıma almadım, hala söz verdiğim gibi kalbimde yerinde yok. Kullandım ve bugünden sonra olmayacaksın."

    bu cevabı aldıktan sonra zaten anlamıştı beni daha fazla yıpratamayacağını gibtir oldu gitti, bir süre sonra kendisinin hayatı mahvoldu ve bana hala aşık olduğunu söylüyordu. Hoşuma gidiyordu beyler, zamanında beni bitirmeye çalışan kişi köpeğimdi ve bu bana hayatta sevene yer olmadığını gösterdi, ben ona köpek muamelesi yaptıkça çekici geldim. Ama bir süre sonra sıkıldığımdan gibtir ettim.

    ikisi de görmüştü çok güçlüydüm, yani dışarıdan böyle görünüyordum ancak kalbim hala çok açıktı ve kendini birisine kaptırmaya hazır bekliyordu...
    ···
  8. 8.
    +11
    Tam bir gün içinde çöktüm, depresyona girdim ve içime kapandım. Ne kimseyle konuştum, ne kimseyi gördü gözüm. Tek istediğim içkiye sarılmak ve tek başıma öylece düşünmekti. Kız ne olduğunu bile anlamadan o hafta ilişkinin içine ettim ve ayrıldık. Ayrılınca depresyonun kaynağının bu olduğuna kendimi ikna ederek bir müddet iyi hissettim kendimi. Ama bu yalandan mutluluktan sonra daha kötü bir şekilde depresyon gümbür gümbür geldi.

    Tamamen çökmüştüm beyler, okulda tatil olduğu için her gün arkadaşlarımla kafayı çekiyordum, günde iki paket sigara yutuyordum. içiyordum, dertlenip müzik açıyordum sabah kadar uyuyamıyordum ve sabah olunca sigaramı yakıp uykunun kapıma gelmesini bekliyordum. Arkadaşlarıma da bulaştırmıştım bu depresyonu, onlarda derbeder olmuştu. Müzikle uğraşıyordum, size sözleri yollasam bu adam yaşıyor demezsiniz zaten. Çok acı çekiyordum ama sebebi yoktu beyler, sebebini sürekli aşka meşke paraya pula yoruyordum ama mutluluk haramdı resmen. Kıvranıyordum adeta ve vücudumu harap ediyordum. Üç tane tişörtüm vardı aynı tip aynı renk onlardan başka bir şey giymiyordum. Artık tanıdıklar giydiğim o tişörtlerden tanıyordu öyle diyeyim. Görenler halimden durumumu anlıyordu ama anlat dediklerinde anlatacak bir şey yoktu.

    Hiç bir şeye karar veremiyorum, işin içinden çıkamıyorum, dikkat desen zaten yok, ilişkilerim yürümüyor insanlar uzaklaşıyor. Bende iyice çekiliyorum bütün hesaplarımı telefonumu her şeyi kapatıyorum ama neden yaptığımı bilmiyorum kaçıyorum ama kaçmak yaramıyor yine de insanlardan kaçıyorum.
    ···
  9. 9.
    +11
    Mart ayı civarında sevgilisizlikten sızlanırken sevgilim olacak, ve sevgililerim arasında en güzel kız olan pelinle tanıştım. Beklemediğim bir biçimde çok kısa sürede samimi olduk, kaynaştık ve sevgili olduk. Ve sen seviyordum, uzun süre sonra birini seviyordum, popüler bir kız olmasına rağmen benim için bütün erkekleri engelliyordu, kıyafetlerine dikkat ediyordu. Çok kafa bir kızdı her günüm onunlaydı artık, dersten kaçıp okul köşelerinde sarılıyorduk, yanağından öpüyordum. Yeni arkadaşlar edinmiştim onlar ile takılıyordum bir yandan hayat yine yolunda yürüyordu.

    Zaten ben o zaman anladım hayatta sabit bir şey yoktur, zaman geldiğinde ya daha çok düşüyorsun ya da daha çok yükseliyorsun. Bazılarının şansı yaver gider, ya da hırsından yükselir, bazıları ise elinde olmadan boyuna düşer dıbına koyduğumun hayatında.

    Artık okuldan kaçıp bana bırakılmış boş eve gidiyorduk, kahvaltı yapıp uyuyorduk beraber, evde doyasıya sarılıyordum. Zaman geçtikçe samimiyetimiz artmıştı ve artık öpüşmeye falan başlamıştık, doyamıyordum öpmeye dokunmaya beyler. Çok güzeldi ve öperken her gözümü açıp baktığımda o orada durduğu için mutlu oluyordum. Bağlanmıştım beyler ve her ne olduysa ilişkimizin sonunu getiren bu felaket hastalık baş gösterdi, tabii ki bilmiyordum rahatsız olduğumu...
    ···
  10. 10.
    +10
    Bu iki kuruş değer etmeyecek insan için hayatımda kalan son insanları da karşıma almış, resmen ateşle oyun oynuyordum. Sevgilimle tekrar barışmıştım, ancak artık eskisi gibi değildi hiç bir şey. Bu adamın evine giderdik, bunlar acaip samimiler. Şakalar, oyunlar falan eğleniyorlar. Ara sıra kızı alıp odaya zütürüyorum takılıyoruz orada ama kızla iş bittikten sonra adamın yanına gidiyor onunla takılıyor.

    işte o zaman anladım, ben inanmak istediğim bir oyuna inanmaya çalışıyordum ama olmuyordu işte. Yapamıyordum, bende daha fazla gururuma yediremeyip ikisine de eyvallah çektim. ikisi de şaşkın halde kaldılar çünkü böyle güçsüz düşmüş bir benden bu hareketi beklemiyorlardı. Ne dedilerse, ne yaptılarsa da ikisine de dönmedim bir daha.

    Bir daha hayatıma girmemek üzere çıkarıyorum sizi, kalbimde size yer yok artık diyerek veda ettim aylarımı feda ettiğim ilk aşkımı ve yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemiş adamı.

    işte o zaman başladım beyler sigaraya, daha önce içerdim ama öylesine. O günden sonra her sigaramda durdum düşündüm, ne kadar kolay değişiyordu insanlar böylesine. Ne kadar kolay yıpranmıştım, iki insanın kumpasına gelip hayatımı mahvetmiştim.
    ···
  11. 11.
    +10
    Öncelikle takip eden herkese çok teşekkür ederim, trende sokmuşsunuz.

    Tam üç ay boyunca iki kardeşim dışında kimseyle görüşmedim, her gün içtim. Sürekli kafamda kaçmanın hayalini kurar, fırsatı bulduğum gibi yazlıkta rakımı içmeye ya da bodruma kafa dinlemeye kaçıyordum.

    Ne arayan vardı ne soran, ulaşabilecekleri bir hesabımda yoktu. Tanıdığım insanları görünce kaçıyorum sırf konuşmak istemediğimden ve bu halimin farkına vardıkça daha da kahroluyorum.

    Iki dostum dediğim adamdan bir tanesi benim yanımda kala kala tamamen deliye bağlamıştı, ikimizde hayattan bir işaret bekliyorduk. Tabii o zaman hastalık falan bilmiyorum depresyondayım diye geçiştirdiğimden arkadaşımla aynı şeyi yaşıyoruz sanıyorum.

    Geceleri uyuyamıyorum, gündüzleri kalkamıyorum. Kalktığım vakitler bitsin bu hayat diye yalvarıyorum allaha. Vakit geçtikçe ölüm daha cazip geliyordu ve artık sarhoş olmadığım vakitler oturup ölümü düşünüyordum. Bir süre sonra adam gibi düşünüp bu fikrimi arkadaşlarıma söyledim.

    "öncelikle beyler bu konuyu bir haftadır salim kafayla düşündüm, artık yaşamak istemiyorum. Bu tamamen bilinçle söylediğim bir şey ve size de söylemek istedim."

    durumun ciddiyetinin farkındaydılar ve ikiside şaşkınca baktılar ama bir türlü bu çıkmazdan çıkamadığımı biliyorlardı. O gece çok içmiştik, iki şişe şarabı yuvarlamıştım. Saat sabaha karşı 5 olmuştu ve Aslanla kendimizi dışarı atmıstık. Sokak köşesinde bir merdivende oturuyorduk.

    "ölmek için çok mu erken bilmiyorum kardeşim ama yaşlanmış gibiyim. günler aylar gibi geçiyor, hayat bana zehir oldu. Yanımda sizden başka kimsem kalmadı. Ölmek belki de bana lazım olan."

    Aslanda benimle aynı şeyleri yaşadığından olayı yadırgamadı :

    "bazen bende intihar etmek istiyorum, ama umut bütün planları mahvediyor."

    Doğru söylüyordu, içimizde kalmış bir parça umuttu bizi süründüren.
    ···
  12. 12.
    +9
    Öyle ya da böyle lise üç olmuştum ve eskisinden daha iyiydim, orada burada yatıp kalkıyordum, her gün içiyordum param da yetiyordu. Çıkıyordum sabaha karşı dolaşıyordum sokaklarda, bana eşlik eden şu hayatta değer verdiğim üç kişiden bir dostum da yanımdaydı. Zaman böyle geçiyordu hiç bir şey umrumda değildi, kendime çok güzel olmasa da bir sevgili yapmıştım rahat takılıyordum. Ama sahiplenmiştim beyler, kendime bir daha sevmeyeceğime söz verdiğim için sadece sahipleniyordum. Kafa dengi biriydi ve temiz bir kızdı, okulda beraber olurduk hep. Her şey tıkırında ilerlerken önce ortamımızda ayrışmalar başlamıştı, çok garip olaylar oldu ve hepimiz dağıldık. Grupta üç beş kişi kaldık erkek grubu olarak ve ben sebebini bilmezken herkes dost düşmanı bellemişti, benim gibimde değildi ama rahatım bozulmuştu. Daha sonra sevgilimden ayrıldım, kendimden hiç beklemediğim şekilde kahroldum, o zaman samimi olduğum bir arkadaşımın omzunda ağladım o kız için(daha sonra bu adam hikayemde geçecek fatih olsun ismi). Ama artık duygusuz olmaya alıştığımdan ötürü kolayca kabullenmiştim her şeyi, şimdi hatırlamıyorum ama ayrılmalar barışmalar olmuştu o zamanlar.
    ···
  13. 13.
    +7
    O gece de dubleler, cilalar havada uçuşmuştu. Artık içmek istemesem de elimden bir şey gelmiyordu, canımın sıkıntısını ancak böyle geçici olarak uzaklaştırabiliyordum. Her zaman oturduğum masanın solunda, balkonun yanında düşüncelere dalmıştık yine. Sessizlik sarmıştı hepimizi ve kimse o an konuşmak istemiyordu. Sanki kararlaştırılmış gibi de kimse sesini çıkarmıyordu. Bir ara Aslan bozuk bir konuşma haliyle cila isteyip istemediğimi sorduğumda yok kardeşim ben rakıya devam edeceğim dedim ve Aslan bir kaç dakika sonra bana dönüp ;

    "Pelin'e dön kardeşim, o kız seni sevdi. Elindeki fırsatlara rağmen bir an olsun yanından ayrılmadı. Biliyorum ona yaptığın bu hareket için kendine kızgınsın ancak anlatmayı denesen, özel bir durumum var desen olmaz mı? Böyle kendini paralıyorsun, her gece aynı acıları çekmek yerine dene işte."

    Bir an düşündüm, sigaramı tablaya koyup belki de ilk kez bu durumum konusunda çok açık oldum ;

    "Ya çözümü Pelin değilse Aslan, onu seviyorum evet ama onu tekrar üzersem ne olacak. Ben bu halde kendime bakamazken onu sahiplenmeyi göze almak korkutucu geliyor."

    Bilmiyorum.

    Gerçekten bir gibim bildiğim yoktu, neden yaşıyorum ben bu sıkıntıları anlayamıyordum ancak tamamen karamsarlığa bağlamıştım. Artık sorgu hesap yapmaktan kafam patlayacaktı.

    Her şeyi sorgulamak dünyanın yapılabilecek en büyük hatasıdır beyler, çünkü bir süre sonra yolunda gitmeyen şeylerin nedenini sorgulamak sizi tamamen ruh hastasına çeviriyor. Çok düşünme derler ya, ama ben ve sizler gibi insanlar için bu iki kelimeden başka bir şey değil, bizim için bir anlamı yok.

    Aslan'ın canına tak ettiğindendir belki de Pelin'e yazdı ve benim konuşmak istediğimi söyledi, bir anda kulağıma dayadı telefonu ve içkinin tesiriyle boyuna saçlamadım. Mesaj atmak istedim, aramamak için numarasını silmiştim. Aslan numarasını verdi, ama kararsızdım.
    ···
  14. 14.
    +7
    Bundan daha sonrasında bir gün Aslan ve Mehmet'le bizim yazlığa gittik, yazlık oldukça sessiz sakin denize kıyısı olan bir kasaba tarzı bir yerdeydi. Otobüse atlayıp gitmek 1.5 saat sürüyordu ve gerek yolculuğundan gerek orada bulunmanın bana iyi gelmesinden ötürü her boşlukta kaçıyordum. Harika upuzun bir plaja, buz gibi derin bir denize, açık deniz olmasından karşı da akşamları harika bir yakamoz manzarası vardı. Yakamozu seviyordum, bir paket sigara ve ucuz şarap, güzel bir müzikle orada olduğum her akşam yakamoza karşı içerdim. Bazen sıkıntılarımı anlatmaya çalışıyordum yarım ağızla, aslında kendime açıklamaya gayret ederekten.

    Akşam ay denize düşmeden yola çıktık, bu önemliydi çünkü yakamozun denizle buluşmasını, güneşin soluksuz sırtımı yasladığım dağların ardında batışı o zaman bana iyi gelen nadir şeylerdendi. Otobüs yolculuğu da her zaman ki gibi çok güzeldi, gülüp eğlenerek gidiyorduk.

    Sanmayın ki insanlar bu dönemlerinde hep somurturlar, tam aksine. Artık öyle bir raddeye gelir ki bu bitkinlik hissi her an bir şeye gülmek için can atarsınız, çünkü artık yüz asmaktan sıkılırsınız. Bende öyle yapıyordum, olabildiğince gülüp eğleniyordum, iki kardeşim dışında çok çaktırmamaya çalışıyordum çöktüğümü. Anlayan anlıyordu halimden ama yine de pes edeceğime olduğum yerde dönmek daha dirayet sahibi hissettiriyordu kendimi bana.

    Otobüsten indik, ufak evimize girdik. Derin bir nefes çektim, kokusunu bile sevdiğim bu eve geldiğimde bir kaç saatte olsa dertlerimi unutuyordum. Bir kaç sigara içip eve yerleştikten sonra çarşıya içki almaya indik. Tekelde duran abi artık gidegele bizi tanımıştı. Ara sıra takılırdı "her gün içiyorsun genç derdin ne?" diye bende bozuk bir gülümsemeyle boşver abi incir kabuğunu doldurmaz diyerekten eve yollanıyordum.
    ···
  15. 15.
    +3 -1
    beyler mobilden cok zor oluyor bi saate yazmaya devam edecegim
    ···
  16. 16.
    +4
    Kendimle yaptığım iç muhakeme sonrasında mesaj atmaya karar verdim. Biraz manzaranın gücü, birazda içkinin tesiriyle yazdım. Çok güzeldi, belki de bunca ay yaşadığım en mutlu saatlerimdi. Pelin'e yaşadığım tüm şeyleri açıklamaya çalıştım ancak benim kendime her gün sorduğum soruyu sordu.

    Neden, sebebi neydi?

    Neden Pelin bilmiyorum, ama ancak kanıma giren bu iğrenç karamsarlık beni gücümden düşürdü. Sana sahip çıkabilmekten bile korkuyorum, bazı geceler titriyorum soğuk soğuk, düşünüyorum.

    O kadar berbat oldum ki, iyi hissetmeyi unuttum.

    Ve artık anlamıştım kötü bile diyemiyordum kendime.

    Çünkü kötü olmak için önce iyi olmak gerekti.
    ···
    1. 1.
      0
      Benim gibi bipolar sın sende
      ···
  17. 17.
    +3
    Hastalığın ne la
    ···
    1. 1.
      -1
      Serefsiz iste resmen prim yapmak icin baslik yazmis. Hastalik diye girmis sevgilisini anlatiyo mk. Okumayin bos yere.
      ···
  18. 18.
    -2
    Yaz kardeşim yaz dertlendim darlandim
    ···
  19. 19.
    +1 -1
    gibtir deli
    ···
  20. 20.
    +1
    beyler su an mobildeyim evde yazicam
    ···