1. 101.
    +21
    evin boş olması iyiydi ferah ferah oh mis. kapıyı dert etmedim bile. apartmanın giriş kapısı sağlamdı nasılsa. ne kadar şanslı olduğumun bir kez daha farkına varmıştım. yöneticimiz hacı dede girdi içeri. beni gerçekten severdi. nur yüzlü, kibar, ve dini bütün bir insandı. "ne oldu ula sana it oğlu it" diye sordu. ahah. "evime haciz geldi hacı dede" dedim. "sana herşey mustahaktır zındık herif aidatlarıda ödemiyorsun zaten" dedi. kahkaha attım. buna karşılık hacı dede bastonuyla beni iteledi. yerde tıpkı küçük bir fino köpeği gibiydim. bir yandanda gülümsüyordum. hacı dede bana yaşının verdiği olgunlukla son bir nasihat verdi. "zütüne koyayım senin borcunu öde gavurun dölü" ayağa kalktım ve hacı amcaya sarıldım. ona sarılmak bana güven veriyordu. sonuçta o saygınlığı olan biriydi kocaman sakalları vardı. "ula gibtir git" dedi ve kapıdan dışarı çıktı. duygusal anlara dayanamayıp kaçan insanlara bayılıyorum.
    ···
  2. 102.
    +15
    daha sonra bir yastık buldum ve yere yattım. su ısıtıcısına sarılıp uyumaya çalıştım. soğuktu çünkü doğalgazı bile sökmüşlerdi. kafamı kaldırıp düşünmeye başladım. düşünüyordum bütün bu olanları. sadece bu düşünceye odaklanmıştım. ve beynimi kurcalayıp duruyordu. gerçekten su ısıtıcını prize taktığımda neden çalışmamıştı. bu sorun yüzünden gece uyuyamadım. herkesin bazen böyle dertleri olur. mükkemmel hayatımdaki bu tür sorunlar canımı sıkıyordu.
    ···
  3. 103.
    0
    evet devammmmmmmmmm
    ···
  4. 104.
    0
    heyecanla bekliyom panpa devam
    ···
  5. 105.
    0
    heyecanla bekliyom panpa devam
    ···
  6. 106.
    0
    rizörvıd
    ···
  7. 107.
    0
    reserved
    ···
  8. 108.
    +15
    ertesi gün uyandığımda güneş ışıkları pencereden içeri vuruyordu. ne kadarda güzel bir gün. artık param yoktu ama işin iyi tarafı bu gün bir iş görüşmesine çağrılmıştım. güzel bir kahvaltı yapmak için mutfağa gittim. dolabı açtığımda ekmeğin üzerinde dolaşan hamam böcekleri bana gülümsüyordu. ahuahuahu. hamamböceklerini beslemeyi seviyordum. onlarda canlı sonuçta. hayvanlarla yemeğimi paylaşarak büyük sevap kazanıyordum. ekmek zeytinle pratik bir kahvaltı yaptıktan sonra hemen takım elbisemi giydim. o arada kapı çalmıştı. koridordan kimo diye bağırdım. “benim ben aç kapıyı”
    ···
  9. 109.
    0
    devam panpa
    ···
  10. 110.
    +24
    işte günün küçük sürprizi. bana bu güzel günde enerji verecek bir doping. aranan kan. bu kayınvalidemin sesiydi. kendisi çok sevecen ve şirin bir kadındır. öz annem gibidir. beni oğlu gibi sever. heyecanla kapıyı açtım. hoşgeldin anneceğim dedim ve sarıldım. sarılmamla beni itmesi bir oldu. “ay. anası gibi yılışık, babası gibi kurnaz. kızımın hayatını mahfettin meymeletsiz herif, senin için saçını süpürge etti, onu ne doktorlar, ne mühendisler istedide senin gibi bir serseriye ne halt yemeye verdik. ah benim talihsiz kızım, ah benim kadersiz yavrum, ah benim aptal kızım.” diyerek söylenmeye başladı. otoriter anne rolünü çok iyi yapıyordu. ama beni sevdiğini biliyordum. benim için mutlu olabilmesi için ona sürprizimi söyledim. “anne ben iş buldum, görüşmeye gidiyorum!” diye bağırdım. yüzüme tükürdü. çantasıyla bana vurmaya başladı. aynı zamanda “boyun posun devrilsin, gün yüzü görmeyesin” gibi bir şiir okuyordu. sonra çekip gitti
    ···
  11. 111.
    0
    reserved
    ···
  12. 112.
    0
    ya panpa satanist bi arkadaşım vardı benimde harbi satanist misin dedim allah çarpsın ki kanka dedi . o gün bugündür konuşmuyoruz amk
    ···
  13. 113.
    +23 -1
    iş görüşmesine gitmek için evden çıktım. durakta metrobüs bekliyordum. orta yaşlarda bir adam önümden geçerken tanımlayamadığım bir sesle yere tükürdü. tükürdüğü yere doğru baktığımda ayakkabımda kocaman bir balgam gördüm. sonra dönüp adama baktım. oda bana bakıp “pardon biraderde duracak başka bir yer bulamadınmı dıbına koyim” dedi. ne kadarda kibar bir adam. üstelik pardon demesi çok ince bir davranıştı. mahçup olmuştum. hata bendeydi. adamın geçiş güzergahında durmam yanlıştı. utanarak adamdan özür diledim. oda hoşgörüyle karşılayıp bir daha olmaması konusunda beni uyardı ve gitti. çok şanslıydım. ayakkabımdaki balgamdan yararlanarak peçeteyle ayakkabımın her tarafını sildim. oh mis. ayakkabım cilalanmış gibi oldu.
    ···
  14. 114.
    0
    reserved
    ···
  15. 115.
    +5
    karma felsefesinin dıbına koymuşsun panpa devam et devam!
    ···
  16. 116.
    0
    sebepsiz yere okudum amk devam et lan.
    ···
  17. 117.
    0
    reserved
    ···
  18. 118.
    +17
    iş görüşmesi için şirkete geldim. harika bir yere benziyordu. ciddi bir yerdi. şirketin prensipleri olduğu belliydi. danışmaya doğru yürüdüm ve iş görüşmesi için geldiğimi söyledim. kız ağzındaki sakızı çıkarıp monitorün üzerine koyduktan sonra yüzüme bakıp randevun varmı diye sordu. telefonda görüştüğümü söyledim. “iyi git şu koridordan sağa dön bak orda personel müdürü diye yazıyor görmüyomusun” dedi. gülümsedim ve teşekkür ettim. cana yakın iş arkadaşlarım olacağı belliydi. müdürün odasının önünde oturmak için 2 tane koltuk olmasına rağmen ayakta 15,20 kişi bekliyordu. koltuğa neden oturmadıklarına bir anlam veremedim ve koltuğa oturdum. bir kaç dakika sonra benden en az 10 yaş küçük bir genç geldi. “ordan kalk” dedi. neden diye sordum. “ben patronun yiğeniyim ve müdür yardımcısıyım dıbına koyim. orası müşterilerimiz için. kalk diyorsam kalk saygısızlık etme” dedi. ne kadarda sevecen bir çocuk. eminim bulunduğu pozisyona emekleriyle gelmiştir. ona saygısızlık etmem olmazdı hemen müşterilerin yerinden kalktım. uzunca bir süre bekledikten sonra sıra bana geldi
    ···
  19. 119.
    0
    Reservedd
    ···
  20. 120.
    +20
    heyecanla içeri girdim. hazırlıklıydım. bu işi alacaktım. müdür karşısına oturmamı söyledi. ssnra purosunu kül tablasında söndürdü. ne mezunusun diye sordu? size gönderdiğim cvde yazmıştım aslında dedim gülümseyerek. “onları gerçekten okuduğumuzu düşünüyormusun” diye cevap verdi. haklıydı. çok meşgul oldukları belliydi. işletme mezunuyum dedim ve iki senede master yaptığımı söyledim. müdür kafasını sallayarak bana bir kaç tane zeka sorusu soracağını, böylece gerizekalı olup olmadığımı tespit edeceğini söyledi. bu yöntem şirketin ne kadar profesyonel olduğunun göstergesiydi. sonra ıssız bir adaya düşsen yanına alacağın üç şey ne olurdu diye sordu. hızlıca düşündüm ve cevapladım. odun, taş ve çakmak dedim. böylece ateş yakabileceğimi ve üşümeyeceğimi belirttim. hahaha. harika bir cevap verip adamı etkilediğimden emindim. müdür “adada odun ve taş yokmu dıbına kodumun çocuğu” diye bağırdı. irkilmişti
    ···