/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +15
    50 gün gibi bir süre Ileyna'nın yanında olduktan sonra artık bana ihtiyacı yoktur diye düşündüm. Ona bir şekilde gerçekleri söylemeli uzaklaşmalıydım.

    Ancak bunu düşünmeye bile vaktim olmuyordu. Babama söylemeden 13 gün devamsızlık yapmıştım. Velilerin çağrılması ile açığa çıktı bu durum.

    Babam kızgından öteydi. Beni hala 4. Bir boğaz düşüncesiyle işe vermek istiyordu. Başarılı bir öğrenci olsam da lisede bu mümkün olmamıştı. Cumhur hocamın bıraktıkları bitmişti.

    Babam beni sanayiye gönderdi. ilk başta gerçekten gönderdi sansam da ustanın bana huur çocuğu muamelesi yapmasıyla bunun sadece bir oyun olduğunu anlamıştım.

    Sanayide benim kilomda yağ leğeni taşıma görevi vermişti. Kaldırsam bile yağ yerinde durmuyor bir sağa bir sola gidiyordu. Tabi sıvıyla beraber ben de. Ardından ustaya gidip ben taşıyamıyorum siz kolayca taşıyabilirsiniz demiştim. "Okumayı beceremiyorsun, ameleliği beceremiyorsun. Senden bir gibim olmaz" demesiyle çılgına döndüm.

    Sinirimden adamla kavgaya tutuştuk tabi sözlü aksini düşünmeyin bile. Sizin en iyi yapabildiğiniz iş buysa ben de size acıyorum dememle adamın da damarına bastım. Adam bana iyice sinir olmuştu.

    Eğer birinin yarasını eşelerseniz üzülür. Ancak tabularını eşelerseniz çılgına döner.

    Tabu nedir? Kişinin kendini körü körüne bağladığı kabullendiği gerçeklerdir. Tek gözlü bir aptaldır her insan yeterki nereden bakacağınızı bilin.

    Tanıştığım çoğu insanda ya dindir bu tabu ya da aile ilişkileri. Kişi bunları tartışmak istemez çünkü zaten cevabını biliyordur. Eşelemeye korkar.

    Biri gelip sizin emin olduklarınıza aptalca dese napardınız?

    Her zaman en iyi olduğumuz bir konu olduğunu düşünürüz.
    Ya yoksa ya tam bir yeteneksiz iseniz?
    ···
  2. 27.
    +15
    Ustadan nefret ettim çocuk işçi çalıştırdığı için şikayet ettim. Zira ne bir çıraklık belgem ne de bitirdiğim bir lisem vardı.

    Sistem tarafından gereken yapıldı. Hayatta asla insanlara zarar vermekten korkmayın. Unutmayın ki acıdığınız an 1-0 olan kazandığınız maç 2-1 yenilgi ile sonuçlanır.

    Ben de acımadım önce ondan kurtulup ardından güzel bir anlatımla ileyna ile bulunan durumumuzdan da kurtuldum. Az yüküm kalmıştı.

    Derslerime ağırlık vermek istedim. Okula gittim. Öldün mü esprilerinden; "ne aptal insansın lan" sözüne kadar her şeyi duydum. Umursadım mı? Hayır. Dersi bir kaç gün dinlememin ardından. Sınıfta en yakın arkadaşım olan Duygu' nun bana açılmasıyla sarsıldım.

    Ulan nasıl bir ergen hikayesine düştük dediğinizi duyar gibiyim. Ergenlik dönemindeydim be uçkurumla beynim yarışa gitmişti. Beynim terör saldırısına maruz kalmıştı.

    Ergenlik ve cinsellik büyük zayıflıklardır. Onca insanin doğal bir şekilde anlatamadığı bu istekler ulaşılamaz olmasıyla daha cazip kılınmıştır.

    Onca reklam, dizi, film sizin bu zayıflığınızı kullanmayı amaçlar. Başarırlar da.
    ciksi bir kız için tüm filmi izleyebilirsiniz.

    Fikirleriniz size mi aittir? Yoksa sizi çevreleyenlere mi? Onların karışımı olabilir misiniz?

    Fikirleriniz bile özgür değilken; nasıl özgür olabilirsiniz?
    ···
    1. 1.
      +1
      Özgürlük nedir ki? Çevresel koşullarla yetişen ve şekillenen akıl, özgürlük kelimesini neden iyi algılar? Peki ya istenen özgürlük gerçekten de özgür bir düşünce midir?
      ···
  3. 28.
    +17
    Duygu bana açıldığında beynimde düşünceler dönmeye başladı. Sevmediğim bir insan değildi. Gayet güzeldi. Düşünce yollarımız beraber ilerliyordu.

    Peki sevgi nedir? Sordum kendime

    Sevgi beraber olma isteği kişiye duyulan saygının bütünü. Vucutların ve beyinlerin uyumudur?

    Ee bunların hepsine sahibiz. Gönlüm boş neden o olmasın dedim. Ulan aileme de aşığım ama onlarla mutlu olmuyorum. Demekki olurduk.

    Kabul ettim beraber olmayı. Evet büyük hata tek gözle incelemiş bir düşünce.

    Gerçekler kıza sürede kendini gösterdi. Onun sevgisi bana oranla çok büyüktü. O an anladım sevgi eşitlikti. Ve biz eşit değildik.

    Onun ilgisi bana fazla geldi. Uzun süreçte eğlenemiyordum onunla. Öpüşmelerimiz bile bana eski duygularımı vermedi. işte o an napacağımı bilemedim.

    ilişki 2 direksiyonlu arabaydı. Ve uyum gerektirirdi.

    Kusursuz uyum nedir? Şans mı uyumlu olmak?

    Yoksa bedenler çifter çifter mi oluşur?
    ···
  4. 29.
    +10 -1
    Bu gece uyumayı planlamıyorum beyler. 11 12 de başlar sabaha kadar devam ederim.
    Bundan öncesinde fırsatım olmadı yazmaya kusuruma bakmayın.

    Ayrıca son 2 partın anlatımının başlara göre kötü olduğunun da farkındayım. Bunun sebebi metroda yazmış olmamdır. Emin olun sarhoşken daha iyi yazıyorum.
    ···
  5. 30.
    +15
    Bugün size solan bir gülü anlatmak istiyorum. Gül doğar. Her canlının yavrusu gibi güzeller güzelidir. Minik yeşilliğiyle hayranlık uyandırır.

    Ardından gül gelişir. Renklenir. Artık güzelliği dillere destandır. Ancak gülün güzelliği, yanında dikenlerini getirir.

    Gülün dikenleri onu sevenler için değildir. Ancak onlara da batarlar. Gül mutsuz olur. Solar yok olur. Ondan geriye kuru bir renklilik kalır. O ise ordan oraya savrulur.

    Ben her zaman savrulmak istemiştim. Ne kadar kötü gözükse de savrulursan tüm dünya olursun. Gezer durursun.

    Duygu ile yaşadığımız saçma çocukça olaylardan sonra. Ben, ergenliğin dünya bana tapmalı; her şeyi biliyorum evresine geçmiştim bile.

    Herkese kafa tutabilirdim. Tüm kağıt ve bilgisayar oyunlarını biliyor haldeydim. Ve tüm konular hakkında bir kaç düşüncem vardı. Ben de bu düşünceleri sosyalleşmeye harcadım. Derslerden kopup; batak, okey sohbetleri ile eğlendim.

    Herkesi bilgisayar oyunlarında yenip kendimi üstün görüyordum. Aptal bir sanal oyun demek aklıma bile gelmedi.

    Aptallık demişken. lisede dersle tek alakam. Devamsızlık sayımdı. Ve sınav tarihleri. Sınavlara girmemek baya zordu. Hoca belamızı giberdi.

    Sistem yolundan tamamen çıkmalı mıyız?

    Yoksa sınırında yürüyüp duruma uygun kararlar mı vermeliyiz?
    ···
  6. 31.
    +15
    1. Yılımın sonunda elimde rezil notlar. Ve geçici arkadaşlar vardı. Tabiki geçici olduklarını sonradan farkettim.

    Genel olarak; hoşlandığım kız tipi, yüzü güzel ve minyon olanlardır. Arada kaçamak yapıp sarışın kızı tercih etsemde genel minyondur. Benim 190 boylarında olmamdan kaynaklandığını düşünmekteyim.

    Ve minyon bir kız, lise 2 de karşıma çıktı. Onun adını vermek istemiyorum. Takma isim de vermeyeceğim. O, odur.

    Onunla tanışmamız çok basit bir sohbet sırasında oldu. Çok güzeldi. Beni kendine çekiyordu. Ben de gittim. Ve ilişkimiz gayet güzel bir hal almışken, beni evine davet etti. Komiktir ama o an aklımdan kıza yapacaklarım değil gece evden çıkarsam, annemin bana yapacakları geçti.

    Kabul ettim. Annemden kuzene gidiyorum bahanesiyle izin aldım. Gittim de... Ancak gece onlarda kalmayıp, onun yanına gittim. Balkonda karşıladı mavi gözleriyle. Tatlı görünüyordu. Herzamanki o işte. inanmayacaksınız ama ayıcıklı pijaması vardı.

    Ağzını burnunu yedim beyler. Gerçekten yedim, ısırdım. Pijamasındaki ayılar gibiydim. Onun taa göz kapaklarına kadar her yerinden öptüm. Böyle bir duygusal yoğunlukta o da kendinu tutamadı. Ve o gece ikimiz de ilk ciksimizi yaşadık.

    Ama ciks değildi beyler. O aptal ferregrafilerin, o an anlamı olmadığını anlamıştım. ciks değil istekler önemlidir.

    Bedenimizin amacı üremektir. Ve biz onu zevk almak için kullanıyoruz. Prezervatif dildo vb.

    Her şeyi bozduğumuz gibi ciksi de bozabilir miyiz? insanlığın zarar veremediği bir şey var mıdır?
    ···
  7. 32.
    +12
    Şimdi size bir hikaye anlatmak istiyorum. ismi tazı. Bir köpektir tazı. Av köpeği. Yetiştiği yerde tek amacı kedileri yemektir. Ancak asla yakalayamaz. Hep onları gördüğünde çılgına döner.

    2 çocuk bir tazı sahiplenmek istemiştir. Bu durumda tazı taa ortamından bir eve kadar gelebilmiştir. iki kardeş tazıya çok iyi bakarlar. Babaları tazının çok hızlı koştuğunu söyler ancak çocuklar evde hiç bunu göremezler.

    iki çocuk tazıyı parka zütürmeye karar verirler. Parkta ipini bırakırlar. Tazı ilk başta sakindir ancak yanlarımdan geçen kediyle çılgına döner. Ve peşinden koşuşturur. Tazının koşuşu iki çocuk için de dünyanın en güzel şeyidir. Taa ki kediyi yakalayana kadar.

    Tazı kediyi yakalar ve parçalar. Ardından durur. Sadece ne yaptığına bakar. Tazı amacına ulaşmıştır peki ya sonra...

    Ben de onunla sevişmiştim. Peki ya sonra...

    Içimdeki amaç gitmişti. Bunun bir ergenlik olduğunu ve benim aslında onu sevmediğimi farketmem ile bu ilişki de bitmişti.

    Eğer bir kadının elinden böyle kolay kurtulabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ben de kurtulamadım. Abilerine edilen şikayetle okulumun çıkışında yakın arkadaşlarımdan biriyle konuşurken. 20 kişilik bir grubun geldiğini farkettim. Umursamadım nerden bilebilirdim bana olduğunu?

    20 kişilik dayağı tek başıma yedim ağzım burnum kan. Eski sevgilim en yakın arkadaşım duygu bana yardım etti. Eczaneye gidelim dedi reddettim. Hastane mevzusu olmasın diye. Eve kadar yürüme kararı aldım. 10 kilometre mesafe. Ne güzel gider. Tabiki sigara 4 paket aldım. Koydum çantama. Sadece düşündüm.

    Hata mıydı yaptıklarım? Hata yapmak normal miydi? Yoksa insanlık hatayla mı oluşmuştu? Milyarlarca olay milyarlarca hatadan meydana mı geldi?
    ···
  8. 33.
    +13
    Çok temiz dayak yemişim yüzüm 5000 parçalı puzzle a dönmüştü. Eve giremedim sigara kokusu bü yüz. Girmedim de . Dışarıda kalmanız gerekse nerde kalırdınız? Bankta? Aptalca...

    Hastaneye gittim acile. Hasta yakınıymış gibi sandalyeye kuruldum. Zaten yüzüm olsun, 5 dkda bir sigara içmem olsun ; şüphe edemezdiniz bile.

    Telefonum yoktu. Bana ulaşamadılar. Tüm gece ne yapmam gerektiğini düşündüm. Sonunda anneme üzüldüm eve gitmeye karar verdim. Gece 5 evin tüm ışıkları açık.

    Annem kapıdaydı apartman önüne oturmuştu. Sigara içiyordu. Yanına gittim. Sevinmedi. Tip tip baktı. Döndün sen eyvallah da bende mecal kalmadı der gibiydi. Özür dilerim dedim ağladım. Umursamadı.

    Telefonu uzatti. "Baban polise gitti" dedi. Babamı aradım. Baba evdeyim dedim. Ve babam sövmeye başladı. Yüzlerce küfür yedim sustum. Benim haklı sebebim vardı. Korku.

    Eve gittiğimde yaşayacaklarımı geciktirmek için hasarın artmasını göze almıştım. Bankaya gidersin kredi çekersin şimdiki borçlar için geleceğe daha fazla verirsin. Ama sana tanılan zamandır. Senin için değerli olan.

    Hayatının 1 dakikası için milyonlar verebilir misin? Hayatının değerli anları sadece hatırladığın için mi güzeldi? Yoksa gerçek miydi? Öğrenmek istemez miydin?
    ···
  9. 34.
    +12
    Hayatta her şeyiniz peş peşe gelir. Multluluklar. Ve mutsuzluklar.

    Mutsuzsuzluklardan kurtulmanın tek yolu aklınızı kontrol etmektir. Önce düşünmemeyi denedim. Düşünmemeyi düşünürken düşündüğümü gördüm. Kafayı yiyordum. Bu olay kafamı karıştırdı nasıl umursamaz olabilirdim?

    O gece aklımla düşünceler dans etmişti. Ve o gece hiç bir şey düşünmedim. Beni mutsuz eden. Eğer düşünmemek istiyorsanız sonsuzluğu düşünün. Hayallerinizde öyle bir kaybolun ki sizi kendiniz bile bulamasın.

    Beni üzen her şeyi hayatımdan silmeyi başarmıştım. Ancak fazla düşünmek beni çıldırtmak üzereydi. Bir insan 3 saat düşüncelere dalıyorsa sıkıntıdır. Değil mi? Peki ya düşünmekten uyuyamıyorsa bile? Hemde uydurma bir hikayeyi.

    Çılgınlık kısa sürede beni ele geçirdi. Düşünmek istediklerimi de düşünemedim. Aklım bana oyun oynarken; elimdeki parayla pgiboloğa gittim. Ve o pgibolog ablam değildi.

    Para durumumuz düzelmişti. Hatta babam 3 ev almıştı. Düşünün. Pgibolog fatihti. Onunla konuştuk sakinleştirdi beni. Onunla dünyayı tartıştık. Saatlerce. Benim kadar zevk alıyordu bu sohbetlerden.

    Hayat sorgulanabilir mi? Yoksa asla algılayamayacağımız bir gerçeklik mi? Gerçek mi?
    ···
  10. 35.
    +10
    Deliler gerçeği gören midir? Yoksa gerçeğe asla dönemeyen mi?

    Bence deliler en zekilerdir. Ancak delilikte ısrar ederler ise. Ve delilerle uğraşanlar korkusundan deliliklerini saklamaktadırlar. Oysa her insan deli doğar.

    Delilik ile deha arasında bir çizgi vardır. Benim çizgim o. Burdan sonra akıl sağlığım pek iyiye gitmemektedir.

    Babam bunca şeyden sonra okulumu değiştirme kararı aldı. Ben ise ayık bir güne bile tövbe ettim. Her gün içiyordum. Temmuzundan eylülüne kadar içtim. Birayla uyudum. Ağzıma 3 dilim patetes kızartması atıp tekrar içtim. O kadar sigara içtim ki kaldığım eve giren öksürüğe boğuluyordu.

    Ama eğlendim. Doğan abimle tanıştım. Onunla içtik. O bipolar ben pgibopat. Anlaştık. Çılgınlar gibi eğlendik. Çılgınlar gibi içtik. Şarkı çaldı söyledik. Uyumadık geceleri de gezdik. Paranın dıbına koyduk.

    Mutluluk buydu benim için. Rahat olmak.

    Bugünki doğruların yarın da doğru olacak mı? Düşüncelerin mi gelişir yoksa dünya mı?
    ···
  11. 36.
    +9
    Bir insan ne düşünür? Aklın yolu gerçekten 1 midir?

    Düşüncelerimiz bizi hep tek bir yere mi zütürür? Yoksa aşk gerçek midir?

    Aşık olacağınız insan sizin için orada bekliyor mudur? Yoksa sadece şans mı?

    Ben cevaplarını bir çift gözde buldum. Şimdi o gözlerin karanlığında kayboldum. Kimse bulamaz ki beni.

    Sarhoşluğumun doruklarındayken yeni sınıfımda sıraya kafamı gömmüşüm uyuyorum. inanın üzerimde en ufak bir detay yok. Kırmızı bir hırka eski . incin olmuş saçlar. Tek umrumda olan şey düşünmemek.

    Beyniniz durmuşken dünyanın en güzel göz çifti size baksa. içleri onun kalbi kadar dolu olsa ne yapardınız? O an beynim milyonlarca düşüncelerle doldu.

    Dünyanın en güzel gözleri elinizdeyken korkunuz nedir? Onların kaybolması?
    ···
  12. 37.
    +9
    Ölümün nedir? Göze aldığınız şey? Kaçınılmaz olan? Sıkıntının boyutu? Yaşamın sonu?

    Bence hiçbiri;

    Eğer sahip olduklarınız, iziniz yoksa ölüsünüzdür. Dünyada bir 0.

    Kaçmak yerine sonucu görüp pes etmektir. Yada yoldaki kurtarıcıya inanmaktadır.

    Ben hiçbir şeye inanmam en inanılır olana bile. Inandığın an savunmasızsındır. Yaraların açık beklemek.

    Sevdiğiniz sizi seviyor mu? Sevmiyor mu? Seviyor gibi mi yapıyor? Intikam mi alıyor? Kaybetmekten mi korkuyor?

    Anlayamazsınız. O da beni anlamadı. Ben o gece bir hatama hayatımı verdim. Bir ömür birlikte olacağım kadını kaybettim. Yoksa etmedim mi?

    Düşünmek çıldırtıyor ınsanı. Peki sınırda kalırsam?
    ···
  13. 38.
    +9
    Bu hayatta en çok korkulacak insan kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insandır. Çünkü herşeyini kaybetmiş ve kaybetme korkusu olmayan birisidir.

    Ben her şeyimi doğarken kaybettim. Gerisi boşluk.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et reis
      ···
  14. 39.
    +6
    Bir insan ne kadar büyük hata yapabilir?

    Kendini öldürecek kadar mı? Yoksa kendine bir ömür boyu işkence yapacak kadar mı?

    ikinci seçenek bendim. Onunla tanışmam bile hataydı.

    Onu tanımaya başladığımda, onun bana ait olamayacağını hissetmiştim bile. Tam 3 yıllık sevgilisi vardı.
    Ki bunu tanıştığımız gün; yazdığımız, 3bin mesaj içerisinde öğrendim.

    Ben onu unutmalıyım düşüncesiyle yanarken, o bana sevgilisiyle durumlarının kötü olduğunu anlatıyordu.

    Sevdiğiniz insan size sevgilisini anlatsa?
    inanın daha büyük bir acı yok. Ben bu duruma dayanamazken aptal bir nedenle kavga ettik.

    Onun gözlerinden tam 1 ay kaçtım. Size yemin ederim o 1 ay içerisinde bir kere gözlerine bakmadım. Peki o bir ay içerisinde ne mi yaptım?

    Mila ile tanıştım. Tekrar. Mila kim mi? Ben de bilmiyorum.

    Onunla tam 2 yıl önce komşuyduk. Ankarada ona rastladım.

    Rastlantılar gerçekten raslantı mıdır? Yoksa yolların kesişmesi midir?
    ···
  15. 40.
    +4
    Mila' nın hayatına özenmiştim. Fazla para, rahatlık, aileden bağlarını koparmış bir kız.

    Özlem giderdik. Bir öğrenci şehrinde yalnız kalıyormuş.
    Mila, güzeller güzeli gözleri unutmama yardımcı olabilir diye düşündüm. Aptalım.

    Muhabbetlerimiz sade gitti. Mila Ankarada'dan gitmeden bir daha görüşmek istedi. Bir parka oturduk. Zira gürültülü kafeleri hiç sevmem. Sakin olmalı ortam. Ya kimsenin bilmediği bir yer yada bir park.

    Biraz sohbet ettikten sonra sigara ikram etti. Kötü bir şey anlatacağını anlamıştım. Duygularını pek saklayamazdı zira.

    Uzun süredir sigara içmesemde kabul ettim. Annesininin babasıyla ayrı olduğunu anlattı. Durumlar kötüydü. Üzüldüm. Bir sigara da ben istedim.

    Sonra gidelim bir meyhaneye içelim lan dedim. Kabul etti. Burda mütevazi bir şekilde paramın olmadığını belirttim. Umrumda değil yorumuyla karşıladı.

    Orada ben ona o güzel gözleri anlatırken, o bana tak gibi geçen hayatını anlattı. Ve benim durumum hakkındaki yorumu; " Aşık olmuşsun ama imkansıza " idi.

    Ve bir şeyi daha belirtmek isterim. Mila benden yaşça da büyüktü. Ben lisedeyim o ise üniversite.

    iki insanı sevgi bir araya getirebilir. Peki bunu üzüntü yapabilir mi?

    Sevgi birleştirdiği kadar ayırıcıdır da. Peki üzüntü mükemmel bir birliktelik başlatabilir mi?
    ···
  16. 41.
    +4
    Sözlüğün anasını gibtiler beyler. Amk serkanı şu %35lik hisseyi sattığı gün gibildi buralar. Neyse yazıcam
    ···
  17. 42.
    +8
    Mila ile gece 2 civarında meyhaneden çıktık. Baya hesap girmişti. Hesabı da bizim Hüseyin abi soktu.

    Hüseyin abi kim mi? Zamanında; ben ve bir arkadaşım iki tane kızla içmek için anlaştık. Bir mekana gittik içtik. Tabi 100 200 lira tutar diye düşünüyoruz. 100ünü biz öderiz; 100ünü kızlar öder diye düşünürken, hesap geldi 300 lira. Kızlar ellerini ceplerine bile atmadılar.

    züt gibi kaldık. Aklıma o an tek çare olarak, "kızlar siz gidin bizi babam alacak" demek geldi.

    Ardından mekan sahibine gidip abicim böyle böyle diye anlattım. istersen çalışırız 1 2 gün dedim. Ne içtiniz diye sordu yarım şişe şarap, bir şişe 100lük rakı dedim. Hee sıkıntı değilmiş delikanlı çocuklara benziyorsunuz. Affettim ben sizi dedi. Cezanız mekan kapanana kadar beni beklemek dedi.

    Bekledik korka korka. Sonuç mu? Hüseyin abi oturdu. Bir şişe de o açtı. Gece boyu gençlik anılarını anlattı. Ahahah. Bu durumdan sonra hep indirim yaptı bize.

    Mila'ya ne yapacaksın burdan sonra diye sordum. Otele geçicem dedi. Ben istersen az duralım dışarısı çok güzelmiş dedim.  Kabul etti.

    Tunalı içme mekanlarından kızılaya kadar yürüdük. Güvenparka oturduk. Biraz daha sohbetin ardından ben tam sigaramı bitirmişken dudağımdan öptü. Ben tabiri caizse put gibi kaldım. Sonrasında özür dilerim mallığım tuttu gibi bir şey demişti.

    Aklımla ise sadece o güzel gözler vardı. Hani başka biri unutturuyordu?

    Ben aklımda yüzlerce soruyla boğuşurken, Mila suçluluk hissedip. Ben gideyim dedi. Bana da yarım paket sigara bıraktı.

    Ben o durumu "belanı gibtim bu da ilacın" olarak anladım.
    ···
  18. 43.
    +3
    Birkaç sıkıntı yaşıyorum-Herzamanki gibi-. Ya bu gece ya da yarın gece devam edicem.
    ···
  19. 44.
    +4
    Öncelikle şunu anlatmak istiyorum. Ailem parayı bulduktan sonra; Annem kendini sürekli gezerek rahatlattı, babam ise gece işi bittiğinde eve gelir dinlenirdi.
    Yani bu zamandan sonra ev nadiren dolu oldu.

    Ben kendine bakabilen bir insanım. Ütü yapmayı, yemek yapmayı(her türden yemekler), temizlik yapmayı bilirim. Dolayısıyla beni hiçbir zaman ailem sıkıntı etmedi. Arada sınava çalış dediler.

    Miladan ayrılıp eve gittiğimde canım çok sıkılmıştı. Ev boş, bilgisayar oynayacak moralde değilim. Aklımda bir şeyler yapmak var.
    Aradım Doğan abimi dedim abi bana araba lazım. Araba sürmeyi biliyordum ama babam değil amcam öğretmişti. Doğan abim tabi hiç sorgulamadı gel al anahtarı dedi.

    Arabayı almak için; gece yarısı 1 otostop çekip, ardından taksiye bindim. Zira batıkent abidinpaşa uzun mesafe...

    Bir büfeden bira zulaladım. Bir tane de sigara aldım. Arabam da taşaklı bir bmw (modelden pek anlamam). Bastım istanbul'a bir yandan biramı içiyorum gözler flu.

    Sonra napıyorum dıbına koyuyum diyip eve geri döndüğümü hatırlıyorum. Eve girince yorgunluğa dayanamayıp sızdım.

    Seviyorum araba sürmeyi her an gidebileceğin hissini veriyor insana.

    Ardından sabah telefon sesiyle uyandım. Mila arıyordu. Hıh diye açtım. Bir şeyler zırvaladı ama anlamadım. Sabah kalkinca beynim ışık tutulmuş tavşan gibi oluyor.

    Milaya şuan daha uyanmadım sonra ararım dememin ardından telefonu kapattım. Uyandıktan sonra tekrar aradım. Pardon sabahları fenayım diyerek konuyu yumuşatıp konuşmayı sürdürdüm.

    Mila okuduğu şehre gideceğini veda etmek için aradığını söyledi. Hemen duş alıp koşarak çıktım. Gittiğimde pek üzgün durmuyordu. Bana veda ederken "her haftasonu gelirim hatta fırsatım olursa hafta içi de gelirim" dediğinde yalan sandım.

    Ön yargılarımız bizi ne kadar kontrol eder? Kararları biz mi veririz?
    Önceden yaşananların ışığında mı ilerliyoruz?
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon panpa devam edicem
      ···
  20. 45.
    +6
    Mila gittiği gibi mesaj atmaya başladı. Üniversitesinin olduğu şehre gittiğinde ise fotoğraflara boğdu beni.

    Benim aklımda ise hala o güzel gözler vardı. Ama Mila'nın da amacı başka şeyler değildi. Konuştuk eğlendik. Komik olan ise 2 gün sonra; günü birlik kalmaya geldi.

    Arkadaşlar bu hayatta güvenmek çok önemlidir. Size güvenilmezse ne yaparsanız fayda etmez. Mila bana güveniyordu. Evime geldi gece bizde kalacağını söyledi. Bizimkiler yoktu zaten kabul ettim.

    Bira içtik. En sevdiğim cipsi yedik. Çekirdek sigara film muhabbet. Mükemmel bir gece geçirip yatağıma geçtim. Yine o gözler vardı önümde. Ona özlemmm duyarak yastığıma sarıldım ve uyudum.

    Sabah olduğunda her zamanki gibi ortalığın in cin olduğunu farkettim. Ben topladım o ise bize kahvaltı yaptı. Krep. Gayet güzel olmuştu. Çikolata ve sütle gömdüm.

    Ardından o tekrar şehrine gitti. Beyler kız fazlasıyla zengindi. Canı ne isterse onu yapıyordu.

    Paranın alamayacağı bir şey var mıdır? Para bu hayatın tecrübe birikimidir. Ancak bazı kişiler daha avantajlı çıkmıştır.
    ···