1. 1.
    0
    iki üniversite bitirip bi baltaya sap olamayışımın acıklı hikayesini anlatıyorum üç beş panpa gelsin başlarım anlatmaya

    hazır tercih dönemi üniversiteye yeni başlayacak panpalara da ders niteliğinde
    ···
  2. 2.
    0
    her zaman olduğu gibi giblenmedik
    ···
  3. 3.
    0
    mekan ismi vermiyorum ifşa durumlarından ötürü

    neyse başlıyorum anlatmaya isteyen okur sonradan

    2002 yılında büyükşehirden küçük şehire gelişimizle başladı herşey, hani zenginler emekli olunca, unu eleyip eleği asınca bodruma gider domates yetiştirir ya bizimkisi de o hesap işte küçük şehire gitmeye karar verdiler ben de lise 1 deyim mecbur geldik anne-babanın peşinden
    ···
  4. 4.
    0
    bu arada konuyla alakası yok da 2002 dünya kupasını da üç farklı şehirde izlemiştim biri taşındaman önceki evimizde biri memlekette biri de yeni taşındığımız şehirde o geldi şimdi aklıma, okula televizyon getiririp küçücük televizyonda belkide 100 kişi izleyişimiz, güzel günlerdi vesselam
    ···
  5. 5.
    0
    neyse anlatmaya devam

    tam da lisede bölüm seçeceğimiz zamana denk geldi taşınmamız, ben yabancı dilim iyi olduğundan ve sevdiğimden dil bölümüne gitmek istiyorum ama babam da bi yandan benim geleceğimi doktor veya subay gibi garanti bi meslekte gördüğü için fenci yapmak istiyor, uzun uğraşlar sonunda babamı ikna ettim
    ···
  6. 6.
    0
    babamı da şimdi daha iyi anlıyorum her insan çocuğu garanti bir iş sahibi olsun ister, o zaman öyle düşünmüş, belkide memuriyetten gelen bi düşünce tarzı büyüyünce anlayabiliyor insan
    ···
  7. 7.
    0
    kaldığımız yerden devam edelim, büyükşehirdeyken tercihimi dil bölümüne yapmıştım ama taşınınca işler değişti, geldiğimiz yerde 2 tane düz lise var ikisinde de dil bölümü yok, sözel yanım da çok kuvvetli bu sefer de madem yokmuş sözel seçeyim dedim ama baba faktörü yine devreye girdi ve ortada buluşup eşit ağırlıkçı oldum
    ···
  8. 8.
    0
    okulda dersler kötü gidiyordu, eskiye nazaran kötü, kötü de demeyelim orta yani 3-4 gibi, yeni okuluma da arkadaşlarıma da hiç alışamamıştım, aslında bu şehre alışamamıştım, bizimkisi attan inip eşeğe binmek gibi, büyükşehirden küçük şehire okumaya gidenler iyi bilir, arkadaş diye üniversiteli abilerle ablalarla takılıyordum, bunun faydası çok oldu tabi ama en büyük faydası da gitar çalmayı öğrendim, babam da müziğe meraklı bir gün okuldan dönüşte odamda ilk gitarımı görüşümü hiç unutmam, bir de tiyatroya merak salmışım içimde durdurulamayan bir sanat sevgisi başlamış evde küçük oyunlar yazıyorum kendi kendime oynuyorum, evdekilere oynuyorum, işte üniversiteli abilere ablalara oynuyorum falan ileride gitarı da sağlam bir öğreneyim müzikle de birleştiririm diye düşünüyorum
    ···