pREZervatif

1 hafta sonra

Dede bu sefer yanıma gelmişti. Ama ben hazırlıklıydım. Bira istedi ve bira ile beyaz leblebiyi yan yana getirmiştim.

"Demek patron beyaz leblebi getirdi" dedi.
"Yok efendim, ben sizin geleceğinizi biliyordum. O yüzden aldım" dedim.
"Sen akıllı bir çocuksun." dedi.
"Teşekkür ederim" dedim.

Sonra işten çıktıktan sonra eve geçtiğim sırada yanıma bir Chevrolet Silverado yanaştı. Arabaya bin" dedi.
Küçükken okulda, tanımadığınız kişilerin arabasına binmeyin derdi. Ama ben dedeyi az çok tanıyordum. Tanıyor muydum? Emin değilim.

Beni ıssız bir yere zütürüp becermesinden korktum. Hayır dostum ben bu adamı dövebilirdim. Yani o sırada böyle şeyler düşünüyor insan. Sonra gerçekten ıssız bir yere gittik. Evinin buralara çok uzak olduğunu söyledi. O gece onda kalacağımı ve kendisine benim gibi birisinin eşlik edebileceğini söyledi.

Eve ulaştığımızda etrafı inceledim. Tek katlı ve betonarme varoşa yakın bir evdi. Klagib gecekondular gibi de diyebilirim. içeri geçtiğimizde duvarda kıbrıs bayrağı vardı. Bir sürü dolap ve dolapların içerisi silme kitap doluydu.

"Şu kolilere dikkat et, kafana düşmesin" dedi.
"Peki beybaba" dedim.

içeride kendisine viski açtı. Bana da jager doldurdu. Bir, iki, üç. Adam sünger gibi içiyordu ve ben garip bir şekilde sarhoş oluyordum. Bana kendinden bahset dedi. Anlatırken uyuyakalmıştım.

Sabah kalktığımda evde kimse yoktu ve masanın üzerinde bir not vardı.

"Ben türkiye'ye torunlarımın yanına gidiyorum. Senin benim kaldığım yerden devam etmeni istiyorum. Ben çok yaşlandım. Neden ben diye soracak olursan, beyaz leblebi seven ve yaşım gereği bira içmenin zararlı olacağından bahsetmeyen birisine ihtiyacım vardı. O yüzden notun altındaki banka kartına para yatıracağım. Arabanın anahtarları çekmecede ve araba havaalanı otoparkında olacak.

A1-A2 kolisini ben bitirdim. Ama senin göz atmanda fayda var. D5 kolisini görmeyi çok isterdim ama ne ömrüm ne de sağlığım buna elverişli.
Bol şans

Böyle bir mektup. Bense meraklı bir şekilde Üzerinde 1den5e kadar sayılar olan A1-A2-A3 gibi koliler vardı. Kolileri açtığımda manzara çok karışıktı.

Devam et apartmanın hikâyesini kendi hayat hikayesine bağlayan muhteşem pic

Rezzerved güzel hikaya film olur bundan lan

rezerved

ANKARADAN AYRILDIKTAN SONRA HiKAYE ÇÖKÜŞE GEÇTi AMA HALA OKUNUR

Buradan sonra başka bir başlık altına toplamalı mıyım? Çünkü yepisyeni bir hikaye başlıyor buradan sonra. Rumlar, türkler falan çok karışık bir olay anlatacağım.

Başkan ankaradan ayrılırken betimleme çok yaptın ama güzellerdi.Tam dedim yoksa hikaye gidiyo nu konu cazipleşiyor yine buradan devam et lütfen 1 saattir ekliyorum.Rez

Topla da link at bro merakta bırakma

Burdan devam et kanka hiç gerek yok bozmaya

Hadî mk meraklandırma kdkd

Devam burdan panpa

Rezz devam

Arabanın anahtarını aldım cebime koydum. Sonra A1 kutunu açtım. Tam 5 tane dosya vardı. Koliler böyle hayvan gibi koliler değildi ama binlerce sayfa yazı vardı. Bu adam neden bahsediyor diye söylene söylene kutuyu yere koydum. ilk dosyayı açtım. ilk kağıtta şunlar yazıyordu.

"Bir insan diğer insanı aldatmamalı. Eğer aldatırsa bence öldürülmeli. Öldürülünce ruhu huzura kavuşur ve affedilir. incil kuran ve tevrat bize öldürmeyin der. Ben beni aldatanları değil, beni salak yerine koyanları öldüreceğim. Bunları yazarken kendime bir dost arıyorum. Dostum olur musun?"

Bu ne saçmalıyordu böyle. giberim diyip kalktım ayağa ve o bulunduğum yerden çıktım. Hem işe gitmek istiyordum ve böyle saçma şeylere zaman ayıracak vaktim yoktu. Bir polise haber vermeliydim belki de.

Sonunda şehire ulaştım ve işe gittim. iş yerinde istemsizce dede'yi bekledim. Bana hiçbir şey söylemeden, aptal bir not bırakarak çekip gitmişti. Bense cebimde biraz beyaz leblebi ile buracıkta kalmıştım. Gecesinde giselle ile sahile indik. Sessiz ve durgun olduğumu söyledi. Belki de öyleydim. Ama aklımdan okuduğum şey çıkmıyordu. Normal yaşantıma dönüp biraz para kazanmak, belki de hüseyin amcanın dediği gibi hayatı ve kadınları tanımaya vakit harcamalıydım.

Asla saçmalayan bir adamın dostu olmayacağım dedim kendi kendime. Giselle ile bir şeyler daha içtikten sonra evlere dağıldık. Gözümü kapatamıyordum. Uyuyamıyordum. Sonunda kalkıp şınav falan çekip kendimi yordum. Yorgunluk uyku getirir. iş yerinde çok yorulmamıştım, belki de o yüzden uyuyamadım.

Rüyamda dedeyi gördüm. Bana açıp sallıyordu. Sen hiçbir gibim bilmiyorsun. gib gibi yaşayacaksın ve gib gibi öleceksin diyordu. Ben tabi olay anını değerlendiriyordum. Sabah kahvaltı yaptıktan sonra işe tekrar gittim. Bu tam bir ay sürdü. Bir ay boyunca dede bana sürekli salladı. Ben bir ay sonra acaba karta para yatmış mıdır diye düşündüm. Tekrar o eve gidip kartı alacaktım. Hayır cidden sadece kartı almak için gidecektim. Arabanın anahtarı bendeydi ve havaalanından arabayı aldım. Eve girdim. Kimsecikler yoktu etrafta. içerisi toz içindeydi. Kapıda bir tane nal asılıydı. içerisi buram buram rutubet kokuyordu.

Ver devamini

istemsizce kolilere yöneldim. ikinci kağıtı aldım elime

"Henüz burada değildi fakat birazdan gelecekti. O berbat kulakları ile buraya gelecekti. Dişleri sarı ve bakımsız birisi benim karımı nasıl becerebilir ona göstereceğim. Önce 80 parçaya ayırıp sonra arka bahçeye gömeceğim. Kemiklerini alıp şöminenin üzerine koyacağım"

Daha sonra okumaya devam etmeden karta doğru yöneldim. Kağıtta şömine ve arka bahçenin üzeri fosforlu kalemle çizilmişti. Sanırım dede çizmiş diye düşündüm. Dede diyorum ama adamın adını o an bilmiyordum. Ayağa kalktım. Kanım donmuştu. içeriye su içmek için gittim ama çeşmeden su gelmiyordu. Lambaya dokundum ve evet elektrik de yoktu. Pencereden dışarı baktım, elektrik hattı da yoktu. Bir insan burada neden yaşar ki.

içeriyi dolaşmaya başladım. Perdeler eskimişti ve üzerinde lekeler vardı. Şömineye baktım. Kafamı şöminenin yukarısına kaldırdım ve iri bir kaval kemiği vardı.

koşarak dışarı çıktım ve kustum. Ardından arabaya doğru koştum ve oradan uzaklaştım. Elim titriyordu. Kendimi boşlukta düşerken hissettiğim gibi hissediyordum. Bir an önce eve gitmek istiyordum.

Eve gelmiştim ve aklımdan kemiğin görüntüsü çıkmıyordu. Karta para yatmış mıydı? O kemik neydi. Ananı avradını gibiyim diye diye evin içinde düşünmeye başladım. Oraya gideni gibsinler dedim kendi kendime.