1. 176.
    +1
    uykumu kaçıran kelebek reyiz sağolsun bir kaç part daha atayım bari bu gece..
    ···
  2. 177.
    +1
    #41

    ben bunları düşünürken deniz hala ağlıyordu ve bunu fark etmek beni kendime getirmeye yetti. önce biraz daha sıkı sarıldım sonra onu kendimden uzaklaştırıp öptüm.. başta o ağladığı için ne yaptığımı anlayamadı ama sonra ağlaması geçti ve o da beni öptü. zaman o an durdu beyler, açıklayabilecek başka kelime bulamıyorum ama o an zaman durdu. haftaların getirdiği özlem, birbirimizi kaybetme korkusu eridi gitti. onun dudaklarından bana, benim dudaklarımdan ona saf sevgi aktı, aşk aktı. öylece kaldık bir süre, o anı bozmaya korkar biçimde titrek nefeslerimiz duyuldu sadece. sarıldım denize, göğsüme yatırdım ve saçlarını okşadım. o öylece göğsümde yatarken ona onu ne kadar özlediğimi anlattım, nasıl sevdiğimi ve benim için ne ifade ettiğini.. anlatmayı bitirdiğimde gözlerimi açtım, deniz bana bakıyordu. aşk vardı gözlerinde sevgi vardı, bağlılık vardı...

    hiç bırakma beni dedi o gözler bana o gün
    asla bırakmam seni döküldü dudaklarımdan o gözlere cevap olarak.

    denizle barıştıktan sonraki iyileşme sürecim -ruhsal ve fiziksel olarak- nedense * bir anda tavan yaptı. deniz apar topar geldiği için tekrar ankaraya döndü ve ertesi gün geri geldi. naz evinin ona her zaman açık olduğunu söyledi, deniz naz'da kalmaya başladı. ben yavaş yavaş ayaklandım derken temmuz bitmek üzereydi ve ağustosa giriyorduk. ben tamamen iyileşince denize tatile gitmeyi önerdim o da kabul etti. çeşme'deki yazlığımıza gidecektik bir hafta başbaşa kalacaktık sonra kaan, başak ve naz bize eşlik edecekti. 1 ağustosta çeşmeye gittik, yazlık denize yakın olduğu için gittik bütün gün yüzdük, balık tuttuk beraber sonra akşamında o balıkları pişirdik yedik, gece sadece sarıldık ve uyuduk. sonraki günlerde böyle geçmeye devam etti, her gün beraber kahvaltı yapıyorduk sonra denize yüzmeye gidiyorduk ardından balığa gidip akşam için balık tutuyorduk. sonrasında o balıkları pişirip yiyorduk, rakı masasında muhabbet edip geceleri de sarılıp uyuyorduk. bu düzen benim doğum günüme kadar yani 5 ağustosa kadar devam etti..
    ···
  3. 178.
    +1
    herkese iyi günler.
    ···
  4. 179.
    +1
    @ekurtcu9 5 gibi bi kaç tane part atıcam sonra çıkmam lazım işler var 12 gibi gelicem tekrar 1 gibi atarım partları.
    @satisfaction tr gel kardeşim bekleriz.
    @tuvalet, canın sağolsun panpam git gel devam edersin yine *
    ···
  5. 180.
    +1
    #43

    sabah uyandığımda çok farklı bir insandım, hayatın sırrını çözmüş gibi hissediyordum o kadar özeldi o gece benim için. bunları kafamdan geçirirken denizi izlemeye koyuldum. uyurken o kadar güzel, o kadar masumdu ki nefesim kesiliyordu onu gördükçe. sevmeye, yanında gözümü kırpmaya korktuğum kadın tamamen benimdi artık beyler ötesi yoktu, kendimi hiç öyle huzurlu hissettiğimi hatırlamıyorum.. bu düşüncelerle ben denizi izlerken denizde uyandı, masum bir öpücükten sonra biraz daha uyumak istediğini söyledi bende tamam diyerek yataktan çıktım. kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim, dolap bomboştu o yüzden üstüme bir şeyler geçirip dışarı çıktım. kahvaltılık bir kaç bir şey aldıktan sonra eve dönerken bahçeden bir tane gül kopartıp eve girdim. kahvaltıyı güzelce hazırladıktan sonra gülü de tepsiye koyarak denizin yanına gitim. öperek uyandırdıktan sonra güzelce kahvaltımızı yaptık sonra o duşa girerken ben etrafı toparladım ben duştayken o kahveleri hazırladı. giyindikten sonra oturduk berbar kahvelerimizi içerken aklımdan geçen bir soruyu sordum ona;

    pişman mısın? dedim gerçekten içimden gelerek.
    ne için pişman olacak mışım? dedi gülerek.
    dün gece için dedim biraz gülümseyerek bende.
    ilk defa seninle olduğu için mutluyum dedi ve sarıldı bana.

    günün devamında bol bol denize girdik, bol bol şakalaştık birlikte tatilimizin son gününün keyfini çıkardık - akşam arkadaşlarımız gelecekti - kısaca felekten bir gün çaldık. akşama doğru eve geçtik, deniz masayı hazırlarken ben mangalı yaktım arkadaşlarımız geldi ve çok eğlenceli geçeceği belli olan bir geceye doğru yelken açtık..
    ···
  6. 181.
    +1
    @behluldede çakış yok panpa, miami'nin çakış hikayelerini okuyabilirsin ;)

    @okuyan bütün panpalarım, yarım gibi partları atmaya başlarım *
    ···
  7. 182.
    +1
    geciktim beyler kusura bakmayın 10 dakika içinde veriyorum ilk partı *
    ···
  8. 183.
    +1
    @ekurtcu9 panpam, işler biraz karışık merak etme pc başındayım yazıyorum *
    ···
  9. 184.
    +1
    #47

    ilk defa sigara içmek işime yarar olmuştu. sigarayı bahane ederek ben çarşıya gidiyorum dedim, naz benimde yürümeye ihtiyacım var diyerek bana katılmayı önerdi bende kabul ettim. böylece kimse şüphelenmeden evden çıkmayı başarmıştık, şimdi bir de sorun çıkmadan efe işini halletmek gerekliydi. çarşıya doğru yürürken aklımda türlü türlü planlar vardı ama hangisini uygulayacağımı efenin tavrı gösterecekti. ben kafamda planlar yaparken naz efeyi görmüş olacak ki baya gerildi, biraz daha dikkatli baktığımda efe bekliyordu bizi. beni görür görmez ,ki sanırım beklemiyordu beni, sağlam bir küfür ederek kafa atmaya çalıştı ama sporun getirdiği çeviklik sağolsun kolayca kaçtım yolundan. ben kaçınca bu daha sinirlendi, başladı küfretmeye aklınca beni üstüne çekecek. bir süre küfrettikten sonra sakinledi, baktı ki benden hayır yok naz'a yalvarmaya başladı. naz tepki göstermeyince hiç beklemediğim bir hareketle suratına tokadı bastı beyler.. hani derler ya cinnet geçirmek diye, işte o an ben o cinneti yaşadım. etraftakiler bizi ayırdığında efe yerde iki büklüm yatıyordu ama benim hıncım geçmemişti.. tabi bu arada polis geldi, ne olduğunu anlayana kadar nezarethane yolları bana gözüktü, efede hastanede ağzını burnunu toplattıktan sonra geldi. bu arada naz evdekilere haber vermek zorunda kaldı, hiç istemediğim halde deniz o halde beni gördü. efe bir ara şikayetçi olmayı düşündüyse de ben bıçaklanma olayında şikayetçi olmadığım için o da işin üstünde durmadı sadece bir iki tehdit savurdu sonra sabah ikimizde salıverildik. eve gittiğimde tatil havası çoktan değişmişti...
    ···
  10. 185.
    +1
    @gibeyimmi hayırdır panpa?
    ···
  11. 186.
    +1
    #49

    bu denizsizlik süreci düşünmem için gerekli zamanı yaratmıştı bana. araya olaylar girmeden önce aklımda olan denize sözlenme etme fikri tekrar beynimde öncelikli sıraya ulaşmıştı. bir şekilde denize teklif etmem gerekiyordu çünkü resmi olarak benim olduğunu bilmek beni daha da mutlu edecekti. ayrıca o zamanlar yüzüğün kızları etrafındaki erkeklerden koruduğuna dair saçma sapan bir görüşe inanıyordum...

    bir plan gerekliydi bana, baya romantik bir plan gerekliydi ama ne yapacaktım. bendeki bu düşünceli hal evdeki herkesi korkutmaya yetmişti, özellikle kaan önceki hallerimi bildiği için sürekli denizle konuşuyordu ama deniz umursamıyordu. en azından gözetimi altında olduğum için rahattı ve burnumun sürtmesi gerektiğini düşünüyordu. düşünceli tavırlarımın altında ne yattığını kimse bilmiyordu aslında, onlar benim için endişelenirken ben denize nasıl bir plan yapacağımı düşünüyordum. baktım olacak gibi değil konuyu kaan ve başak'a açmaya karar verdim. akıl danışacağım son insan naz'dı çünkü naz bu ara efe konusu yüzünden baya kendini suçlu hissediyordu ve onu daha fazla yormak istemiyordum.
    ···
  12. 187.
    +1
    @gibeyimmi üzüldüm be panpa :/
    @ekurtcu9, iyi geceler panpam.
    ···
  13. 188.
    +1
    #50

    kızların başbaşa dışarı çıktığı bir gece kaan'ı da karşıma alıp durumu anlattım. başta çok kızdı, niye önceden söylemeden diye küfretti baya panik olmuş amk adam tekrar eski halime döndüm sanmış. sonra çok sevindim tebrik etti falan beni. ama hala bir planım olmadığını söylediğimde onunda aklında bir şey olmadığını söyledi. önümüzde 3 gün gibi kısa bir süre kalmıştı beyler, burada halletim halletim yoksa izmire dönünce o zütü bulamazdım kendimde o yüzden en acilinden bir plan kurmak zorundaydım. neden sonra ideal plan dank diye kafama inmişti. tabi bu plan için baya bir yardıma ihtiyacım olacaktı...

    • beyler/bayanlar bu part kısa oldu çünkü plan ve tekifi aynı partta anlatmak istedim biraz uzun sürecek kusura kalmayın*
    ···
  14. 189.
    +1
    #51

    planı kaan'a anlattığımda yine turnayı gözünden vurdun lan şerefsiz dedi bana. o kadar iyi olduğuna inanıyordu ama ters gidebilecek bir sürü şey vardı.. yapmam gereken ilk şey gidip bir yüzük almaktı amk, yüzüksüz teklif mi olurdu? sabah kaan'la çarşıya inip şehirdeki bütün kuyumcuları gezdik, sonunda içime sinen, aklıma yatan güzel bir yüzük bulduktan sonra içine de denizin doğum günü tarihi ki aynı zamanda bizim de çıkmaya başladığımız tarihti onu yazdırdım. yüzüğü aldıktan sonra planın diğer kısımları için halletmem gereken şeyleri hallettim. eve geldiğimde kaan'dan denizi oyalamasını istedim böylece kızlarla konuşacak vaktim olacaktı. kaan süper bir biçimde yardımcı olarak kendini feda etti ve denizin salatalarını överek onu mutfağa soktu bana da öğret diyerek. bende fırsattan istifade kızlarla durumu anlattım, ikisi de çok sevindiler hatta planı anlatınca klagib kız yavşamasıyla çok duygusalsın ayaklarına bile yattılar. şimdilik her şey yolunda gidiyordu, sorun çıkmayacak gibiydi. şimdi tek sorun teklifi ne zaman yapacağıma karar vermekteydi. içimden bir ses fazla bekletmeden ertesi gün yapmamı söyledi ve bende içimdeki sese uydum. gece olaysız ve sakin bir biçimde geçti, deniz hala benimle konuşmuyordu ama ilk defa o gece bu beni üzmüyordu çünkü içimde çok büyük bir heyecan vardı denizin habersiz olduğu..
    ···
  15. 190.
    +1
    #52

    sabah büyük bir heyecanla kalkıyorum ama bunu belli etmemem lazım çünkü bütün gün evde kalabilmek için hasta ayağına yatmam lazım. deniz kalkıyor benim kalkmadığımı görünce biraz gürültü yapıyor uyanmam için, biliyorum hala triplerde ama olsun diyorum. bir süre sonra, kalkmadığımı görünce meraklanıyor ve utku diye sesleniyor günler sonra. beklediğim sesi duyunca uyanıyor numarası yapıyorum, gelmiyor musun diyor yok biraz rahatsızım evde kalacağım diyorum suratı bir anda değişiyor ama peki sen bilirsin deyip odadan çıkıyor. bir süre sonra tamda tahmin ettiğim gibi kaan'ı yanıma yolluyor. kaan beklediğim haberi, yani kızların dışarı çıktığını, veriyor ve plana başlıyoruz. kızların görevi denizi bütün gün evden uzak tutmak.

    plan şu;

    izmiri bilenler bilir, çeşme alaçatı yolunda kocaman bir ağacın olduğu sapak vardır. bütün deniz manzarasına hakimdir baya da güzel mekandır. neyse benim planıma göre evden denizi oraya yönlendirecek bir sürü işaret yapacağım sonra da denize orada teklif edeceğim. şimdi bunun neresi romantik diye düşünenleriniz olacak önemli olan o yönlendirmeler. bütün gün it gibi uğraşıp yönlendirmeleri hazırlıyoruz, bu arada emniyetteki arkadaşlara durumu bildiriyoruz ki ne oluyor demesinler. o yolu çok fazla bilen insan olmadığı için sorun da olmuyor açıkçası. akşam üstüne doğru kaan beni arabayla oraya bırakıyor daha sonra da arabayı eve park edip deniz'in yanına gidiyor ve benim fenalaştığımı onu çağırdığımı söylüyor. buradan sonrasını, tekliften sonra denizin bana yazdığı bir kağıttan direkt yazıyorum. kısa çizgiler arasındaysa kendi görüşlerimi katacağım.

    • **

    kaan fenalaştığnı söylediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. günlerdir sana olan sinirim bir anda geçmişti ve en hızlı şekilde senin yanına gitmek istiyordum. o kadar sinirliydim ki sana kendini bir anda bu kadar rahat biçimde tehlikeye atabildiğin için... koştura koştura eve geldiğimde ve sana seslenip cevap alamadığımda çok korkmutşum. hemen odaya çıktım, yatak bomboştu sadece bir zarf vardı üstünde. uzun adımlarla zarfa doğru ilerledim, açtığımda senin o minnacık yazını tanımıştım.

    biliyorum bana kızgınsın şu an böyle bir bahaneye başvurduğum için ama başka türlü gelmezdin, özür dilerim aşkım. şimdi arkanı dön ve kapı kolundaki ipi takip et, bittiği yerde seni başka bir zarf bekliyor.

    kapıdaki ipi fark etmemiştim ne yalan söyleyeyim, ta arabaya kadar gidiyordu o ip ama ben o kadar panikle girdim ki eve farkına varamadım. arabaya gittiğimde bir zarf ve tek bir kırmızı gül bekliyordu beni, tabi ki önce zarfı açtım.

    arabayı çalıştır ve ana yola çık, ihtiyacın olan her şey yolda. seni seviyorum denizim, iyiki hayatımdasın...

    beni nelerin beklediğini bilmeyerek, büyük bir merakla arabayı çalıştırdım ve ana yola çıktım. başta ne aramam gerektiğini bilemediğim için serseme döndüm daha sonra yol tabelalarının altındaki kartonları fark ettim.

    dümdüz ilerle aşkım, yavaş sür lütfen.

    200 metre ileride sola dönüş var, karanlıkta geliyorsun dikkatli ol lütfen.

    doğru yoldasın sevgilim, az kaldı...

    şu an gittikçe bana yaklaşıyorsun, seni çok özledim...

    arabayı park et ve sinyali bekle birtanem... - burada araya girme zorunluluğu hissediyorum, denize arabayı park et dediğim yerin çok yakınındayıdm ama onun beni görebileceği bir yerde değildim arabanın sesini takip ediyordum sadece, biraz da şansa bırakmıştım her şeyi * -

    arabayı park ettikten sonra etrafıma bakındım durdum, bu yüzden işareti fark etmem biraz zaman aldı. kafamı yukarı kaldırdığımda havada içinde mumlar olan uçan balonlardan vardı bir sürü. yaşadığım şaşkınlık o gece için başlangıçtı, çok güzellerdi. - flying lantern dedikleri şey gavurların, google'dan resimlerini bulabilirsiniz, dilek balonu diye de geçiyor -

    mumların hepsinin uçurulduğu yere doğru yürürken bir ip daha gördüm, beni bir ağaca doğru zütürüyordu, dallarında numaralandırılmış zarfların olduğu. merakla 1 numaralı zarfı açtım;

    hoş geldin hayatım, çok güzel görünüyorsun.. lütfen süprizi bozmamak adına zarfları sırayla aç

    ikinci zarfı açtım;

    üstünde uçan şeyler dilek balonları, işimi yıldız kaymasına bırakamazdım.. şimdi diğer zarfa geç

    üçüncü zarfı açtım;

    bu balonların her biri birer dilek için, benim dileyebileceğim bütün dilekler sana çıkıyordu sadece tek bir dilek diledim ama o kadar çok olsun istiyorum ki birden fazla balonla diledim, yine de bu dileğin cevabı sende..

    dördüncü zarfı elime aldığımda bir tuhaflık vardı, olması gerekenden biraz ağırdı.

    açtım, avcuma bir yüzük düştü. o an içimdeki şaşkınlık mutluluğu bile bastırıyordu.

    ve sonra ağaçların arksından sen çıktın, her zamanki gibi elinde tek bir gülle, öyle güzel gülümsüyordun ki..

    ne dersin? dedin bana şirince sırıtarak..

    hemen arkasından, lütfen gözün korkmasın dedin suratımda beklediğin cevabı göremeyince, bu bir evlilik teklifi değil... sadece benim olduğunu resmi olarak bilmek istiyorum, herkes bilsin istiyorum demiştin korkarak bana...

    bir cevap vermem gerekiyordu ve o cevap dudaklarımdan dökülemiyordu, o an içimde binbir türlü duygunun karmaşasını yaşıyordum...

    ve yapabildiğim tek şey, bunun bir evet olduğunu bilmeni umarak seni öpmek oldu..

    • **
    Tümünü Göster
    ···
  16. 191.
    +1
    beyler burada mıyız yoksa yeter mi bu gecelik?
    ···
  17. 192.
    +1
    bu arada eceyi merak eden panpalarım olmuş, hikayeden bağımsız olarak biraz eceyi anlatayım size.

    • **

    eceyi tanıdığımda 12 yaşımdaydım. bizim mahalleye yeni taşınmışlardı. o zamanki aklıma eceyi ilk gördüğümde şaka gibi gelmişti, normalde etrafımdaki bütün kızlara arkadaş gözüyle bakardım zaten o yaşta ne olacak. ama bu kız farklıydı, daha gördüğüm ilk an kalp ağrısı denilen şeyle tanışmıştım resmen. oturup ağlamıştım, evet o kadar eziktim. neyse, ben bu kızı sürekli görüyorum ama yaz tatilindeyiz gidipte bir şey demeye fırsat bulmadan biz yazlığa gidiyoruz. bu arada sık sık bu kızı düşünüyorum hatta gelince naza anlatıyorum durumu git arkadaş ol bende tanışayım falan bahanesindeyim. naz gidiyor eceyle tanışıyor ve yazın sonuna doğru ben naz ece mükemmel bir arkadaş grubu oluyoruz. bu arada öğreniyorum ki ecede bizimle aynı okulda, nasıl seviniyorum anlatamam. gel zaman git zaman ben eceye sırılsıklam aşık oluyorum, öyle böyle değil aklım eceden başkasını düşünmüyor, gözüm eceden başkasını görmüyor. bir yolunu bulmalıyım etmeliyim derken ben eceye açılıyorum ve o da benden hoşlandığını söylüyor her şey gayet iyi gidiyor. ortaokul bitiyor üçümüz aynı liseyi kazanıyoruz falan hayat bana güzel amk, uzun süreli bir ilişkim var çok yakın arkadaşlarım var derken kıyamet en güvendiğim anda kopuyor. ece bir süre sonra nazı kıskanmaya başlıyor ve beni terk ediyor. ben salaklığın dibine vuruyorum ve ne hali varsa görsün diyorum, ağır ergenim o zamanlar. başka kızlarla beraber oluyorum hatta o yaz ilk defa milli oluyorum. sonra zamanla eceyi köpek gibi özlüyorum gidip özür diliyorum falan ama o çoktan öğrenmiş yediğim haltları başka sevgili falan yapmış. ben delleniyorum gidiyorum çocuğu dövüyorum ece bundan etkileniyor ve tekrar bana dönüyor. bir süre daha ilişkimiz devam ediyor, nazla aramız düzeliyor falan derken son sene üniversite derdine ece beni yine terk ediyor. bu sefer sağlam bocalıyorum, mezuniyet gecesinde içip içip kapısına dayanıyorum beni affediyor. neden sonra sınava giriyoruz, ikimizde ankarayı kazanıyoruz ama artık ilişkimizde çatırdayan şeyler var, sorun yaratmaya başlıyor. farklı üniversitelerde okuyoruz ben bilkent o odtü.. bakıyorum böyle olmuyor ne o mutlu ne ben mutluyum ilişki artık zarar verme aşamasına geliyor ve köpek gibi sevdiğim halde ayrılıyorum. kendimi toparlamam 1 koca sene sürüyor, aslında deniz karşıma çıkmasa biliyorum ki ece bana geri dön dediğinde dönerdim.

    • **
    Tümünü Göster
    ···
  18. 193.
    +1
    @who let the dogs out panpam eyvallah sağolasın. kelebek bitirsin devam edicem bu gece bir kaç part daha atarım.
    ···
  19. 194.
    +1
    #53

    suratında allak bullak bir ifade vardı beyler, cevap vermeye korkar gibiydi. kendimi açıklama zorunluluğunda hissettim kendimi bir an ama kelimeler yeterli değildi, saçmalıyordum resmen. ve sonra beni öptü, o öpücük bir çok şeyin cevabı gibiydi... beni öpmesi bittikten sonra klagib bir hareketle diz çöktüm önünde, aldım avucundaki yüzüğü taktım parmağına, bu arada içten içe dua ediyordum tanrıya, bir erkek daha ne kadar mutlu olabilir diye teşekkür ediyordum. neden sonra aklıma evdeki parti geldi, bizimkiler kutlama ayarlamıştı bizim için. arabaya bindik eve gittik. kapıdan girdiğimizde herkes gergin bir bekleyiş içindeydi, deniz beni dürttü ve göz kırptı ne yapmak istediğini az çok anladım. boşuna yapmışsınız bütün bu hazırlıkları dedi eli cebindeyken, kabul etmedim dedi. deniz bunları söyledikten sonra herkes bana döndü, normalde iyi bir oyuncuyumdur ama o an o kadar mutluydum ki suratımdaki gülümsemeyi bastıramadım ve bizi ele verdim. kızlar hemen koşarak denizin boynuna sarıldı, önce onu tebrik ettiler bu arada kaanda beni tebrik ediyordu, sonra kızlar beni tebrik ederken kaan'da denizi tebrik etti. kutlamanın şerefine şampanya patlattık, bu arada deniz kaan ve başak'ı kast ederek darısı bizden sonrakilere dediğinde kaan direkt bize dönerek ama şimdi senin planın bütün beklentileri yükseltti dedi. uzun bir süre buna güldükten sonra yavaş yavaş bizimkiler odalarına çekildiler, denizle beni yalnız bırakmak için. bende denizi kucakladığım gibi odamıza doğru yürümeye başladım, bu arada deniz bana sarılmış gülüyordu.

    evlenince ne yapacaksın şapşal dedi gülümseyerek.
    başımın üstünde taşırım sevgilim dedim ciddi bir biçimde.

    odaya girince öpüşmeye başladık, her şey ilk seferki gibi doğal ve olması gerektiği gibi ilerledi. uyumadan önce denizi son bir kez öperken aklımda dünyanın en şanslı erkeği olduğum düşüncesi vardı...
    ···
  20. 195.
    +1
    okuyan herkese teşekkür ederim. yarın gece görüşmek üzere, herkese iyi sabahlar.
    ···