-
101.
+2#81
o an o kadar çok küfrediyordum ki kendime, o kadar nefret ediyordum ki kendimden biri beni tutupta kendine çevirince fark ettim adımı seslendiğini.
utku diyorum kaç defadır neden cevap vermiyorsun dedi biri sitemkar bir sesle.
o an orada kalp krizi geçirmediysem sanırım ömrüm boyunca kalp krizi geçirmem. denizdi lan bu! baya baya karşımda duruyordu ve benimle konuşuyordu ama ben konuştuğunu sadece dudağının hareket etmesinden tahmin ediyordum çünkü duymuyordum onu. o an çalışan tek duyu organım gözlerimdi çünkü neredeyse 1.5 aydır hasret olduğu görüntü şu an tam karşılarındaydı hemde tamamen kaybettiğimi düşündüğüm anda. bir şeyler anlatıyordu ve benim cevap vermem gerekiyordu biliyordum ama çok salakça bir tepki verdim ve denizi öptüm. başta o da verdiğim tepkiye şaşırdı çünkü karşılık vermedi neden sonra tek taraflı bir öpücük olmaktan çıktı bizimkisi, içimi tekrar rengarenk boyayan, kalbimin tekrar attığını hissetiren bir öpücüğe dönüştü. bırakmak istemedim o anı hiç, sonsuza kadar kollarımda kalsın sarılayım öpeyim istedim ama o çekti kendini geri ve;
dur nefessiz kaldım dedi gülümseyerek.
o gülümseme için ben dünyayı yerle bir ederdim, o kadar özlemiştim sarıldım sıkıca. dakikalar boyunca sarıldım, öyle kaldık ne hareket ettik ne bi şey yaptık. neden sonra deniz yine çekti kendini yüzüme baktı ve;
leş gibi ter kokuyorsun dedi yine gülümseyerek.
o an bir sinir boşalması yaşadım gülmeye başladım. yüz mimiklerim 1.5 ayın acısını çıkartmak istercesine dakikalar boyunca güldü, durduramadım. gözümden yaş gelene kadar güldüm, deniz o arada beni izledi hiç tepki vermeden ve sonra sarıldı bana. onun bana sarılmasıyla o gülümsemelerin yerini gözyaşlarım aldı ve yaptığım hatayı fark ettim. eğer deniz gitmekten vazgeçmeseydi ve ben onu kaybetseydim muhtemelen bir ben olmazdı şu an bundan da o kadar eminim. ağladığımı fark edince daha da sıkı sarıldı bana;
tamam geçti, buradayım bırakmıyorum seni dedi sevgi dolu bir sesle.
gitme diyebildim sadece, ömür boyu benimle kal ve hiç gitme.. -
102.
+2yazayım mı panpalarım daha?
-
103.
+2@all kusura bakmayın telefon çaldı kaan arıyodu, hepinize selamı var * baba oluyormuş!
-
104.
+2@ iyi dilekte bulunan bütün panpalarım ben, kaan ve başak hepinize çok teşekkür ediyoruz. *
@gerizekali embesil, entry nick diyorum o kadar. -
105.
+2@342 dogru konus belani gibtirme bana izdirabini gibtimin liselisi, kaybol.
-
106.
+2#85
planın ilk aşaması olan tanışma işini hallettikten ve bu konuda denizle ufak bir tartışma yaşadıktan sonra deniz'de kal demediği için bende eve gittim. şans eseri kaan uyumuyordu, oturdum planı ona da anlattım. açıkçası o da pek sıcak bakmadı bu plana çünkü o da endişeleniyordu benim için ama gerektiği yerde de destek vereceğini açık açık söyledi. bir süre daha konuştuktan sonra vurdum kafayı yattım. sabah buluşma saatinden 2 saat önce uyandım, klagib kahve sigara ayinimden sonra bir duşa girdim üstümü değiştirdim ve evden çıktım. ulus taraflarında bir yerlerde buluşacaktık, vaktimde olduğu için otobüsle gitmeye karar verdim. buluşma saatinden 5 dakika önce verdiği adresteydim, bende beklemeye koyuldum. tabi bir gerginlik yok değildi bende, adamı tanımıyorum tipi nasıl bilmiyorum ama bildiğim tek şey tekin pabuç olmadığı... beklerken bir sigara yaktım bir kaç dakika sonra biri geldi;
selamın aleyküm koç, bi dalda bana ver bakayim dedi. anladım ki aradığım adam buydu. çıkarttım paketi bir sigarada ona verdim, önce onunkini yaktım sonra benimki bitince kendime de bir tane yaktım ve konuşmaya başladık. numarasını nereden bulduğumu sordu bende bir arkadaşın verdiğini söyledim o da çok sorgulamadı amk nasılsa para kazanacaktı benden. işleyişini anlattı alış verişlerinin, ne istediğimi sordu eroin dedim. isteğim karşısında önce şaşırdı sonra aferin koç der gibi baktı, biraz daha konuştuktan sonra bir saat sonrası için sözleştik tekrar. o malı alıp gelecekti bende parayı hazırlayacaktım. o malı almaya gittiğinde denizi ve kaan'ı aradım durumu anlattım kısaca sonra oturdum bir yerle bir kahve söyledim kendime ve kerim'i beklemeye başladım. 15-20 dakika sonra kerim geldi, ben parayı verdim o malı sonra tekrar ihtiyacım olursa bundan sonra onu aramamı söyledi ve gitti... -
107.
+2#108
zar zor uyuduğum gecenin sabahı da bir garipti lan. o kadar uzun zamandır alışkındım ki kaan'a yokluğu zor gelmeye başlamıştı ki bir de deniz derdi vardı başımda. kalktım, duşa girdim kahve sigara yaptıktan sonra taksi çağırdım fiziğe gittim sonra geldim tekrar duş aldım oturmaya başladım. deniz'i arayasım vardı ama korkuyordum. sonra ne olacak amk daha kaç defa kaybedebilirsin ki kızı diyerek aradım.
merhaba utku, nasılsın? dedi gülümsediğini hissettirerek.
iyiyim deniz sağol, neler yaptın merak ettim bir arayayım dedim bende gülümseyerek.
ne yapayım ev arıyorum dedi düşünceli bir ses tonuyla
şeytan dürttü beni;
aslında istersen kaan'da çıktı evden 2 odamız boş hala, bizde kalabilirsin hem odtü'ye de yakınız dedim çekingence, çünkü hayır diyeceğini biliyorum ama o hayırı duymaktanda çok korkuyorum.
olabilir aslında dedi, gülerek.
şok oldum beyler, telefon elimde kalakaldım öylece..
tamam diyebildim sadece gülümseyerek. evi taşıdık yalnız biz 2 sene önce, yeni adresi vereyim gel bak malum araba kullanamıyorum gelip alamam seni dedim sıcak bir ses tonuyla sonra adresi verdim kapattım o da yarım saate geleceğini söyledi. allahtan etraf toparlıydı, kaan çıkmadan evi temizletmişti. kahve bardağını mutfağa zütürdüm, çay için su ısıtmaya başladım * denizin en sevdiği içecek * daha sonra annemin geldiğinde buzluğa kaldırdığı böreklerden çıkardım fırına koydum ve deniz'in gelmesini bekledim. yarım saat sonra kapı çaldığında içimdeki heyecanı tarif etmeye kelimeler yetmezdi... -
108.
+2#109
kalkıp kapıyı açtığımda deniz'i görmek heyecanımı daha da arttırmıştı. dile kolay, 2 sene sonra deniz evimdeydi. bir an istemsizce evimizdeki son gecemizi hatırladım güldüm, o da bana gülümsedi. bir şeyler almıştı gelirken, ne gerek vardı diye sorduğumda yeni eve eli boş gelinmez ayşe teyze * annem * * öğretmedi mi sana dedi tekrar gülümseyerek. hiçbir zaman iyi bir öğrenci olamadım dedim bende sırıtarak ve içeri geçsin diye kapının önünden çekildim. içeri geçti, oturduk bir süre sohbet ettik okulundan, yüksek lisansından falan sonra ben börekle çayı getirdim o da tatlı almıştı onları da koydum tabağa. deniz elimdekileri görünce şaşırdı, niye yoruldun diye de sitem etti bana. böreği yerken aklına annem geldi bizimkilerden ve denizin ailesinden falan konuştuk bir süre. çay muhabbeti bitince kalabileceği odaları gösterdim denize, kira konusunu konuştuk falan o da kabul etti yerleşmeyi ben bilmem kaçıncı kez benim için sorun değil dedikten sonra. işlerini halletmeye çıkacaktı, arabayı kullanması şartıyla ona katılmayı teklif ettim o da kabul etti. her şey eski günlerdeki gibiydi, tek fark iki arkadaştık sadece... -
109.
+2@ccctercumangiberccc hoş geldin kardeşim, okudukça anlarsın niye basıyor gidiyor *
-
110.
+2#110
akşam geç saatte yorgun argın eve geldik, kapıyı deniz açtı özellikle çünkü evi kendi evi gibi benimsesin istiyordum. o yüzden dışarıdayken ilk işimiz ona bir kopyasını yaptırmak olmuştu anahtarların. kurallarınız var mı diye sordu anahtarları alırken, istediğin saatte gelebilirsin istediğini getirebilirsin kısacası ev senin kendi kurallarına göre takıl diyebildim sadece ama merak ediyordum erkek arkadaşı var mıydı onu getirir miydi eve diye.. soramadım tabi o da bir şey demedi. o gün yemek yapmamıştım, çok yorgun geldiğimiz için deniz'e kıyamadım gittim mutfağa girdim bir şeyler yaptım beraber yedik sonra deniz çok yorgun olduğunu söyledi ve yatmaya gitti bende sabah erkenden kalkıp fiziğe gidecektim. o gece çok garip rüyalar gördüm amk, denizle hala sevgili gibiydik sanki baya kötü uyanmıştım. hemen duşa girdim sonra kahve sigara ikilisinden sonra deniz için kahvaltı hazırladım sonra da taksi çağırıp fiziğe gittim. öğlene doğru deniz aradı, kahvaltı için teşekkür etti ima ederekte nerede olduğumu sordu bende fizik tedavide olduğumu ve birazdan eve geleceğimi söyledim tamam o zaman bekliyorum beraber kahvaltıyı yaparız dedi. toparlandım taksiyle eve gittim duşa girdim denizle kahvaltı yaptık sonra ekgiblerini almaya dışarı çıktı bende vurdum kafayı uyudum... -
111.
+2#111
uyandığımda yatak kan içindeydi amk, o kadar kasmıştım ki kendimi son bir kaç günde dikişlerim patlamıştı. apar topar odadan çıktığımda deniz yemek hazırlamıştı, demek ki gece olmuştu. doktorumu aradım, durumu anlattım hemen hastaneye gel dedi. deniz halimi görünce hemen ben zütürürüm seni dedi atladık arabaya gittik hastaneye. doktor bir güzel ağzıma sıçtı, denizde hepsinin kendi suçu olduğunu söyledi. dikişler atılırken yanımda durdu destek olmak için, yapılan ağrı kesicilerle kafam zaten iyiydi. sonra doktorun odasına geçtik konuşmaya, denizle de o arada tanıştılar ve doktor ömrünün potunu kırdı;
demek ameliyathanede antesteziden önce adını sayıkladığın deniz bu ha, memnun oldum tanıştığıma diyerek elini uzattığında denizin suratına büyük bir şok ifadesi vardı, bir an döndü bana baktı ama ben kıpkırmızı kafayı yere eğmiştim zaten kafam iyiydi. bir kaç nasihat verdikten sonra eve gittik denizle, bana bir kahve kendine bir çay yaptı ve konuşmaya başladık... -
112.
+2#113
suratına baktım deniz'in. o da olanlardan en az benim kadar mutluluk duyuyordu ama o da şaşkındı. baktık uzun uzun birbirimize, tekrar birleşti dudaklarımız. içimizdeki biriken bütün duygular nefeslerimize karışıp birbirimize aktı. bir süre sonra sevişmeye başladık, bu 2 sene içerisindekiler gibi değildi. saftı ve tarif edilemez biçimde mükemmeldi. sabah uyandığımda yine kollarımda deniz vardı. kalktım, ayağımı çok zorlamadan bir kahvaltı hazırladım deniz için sonra onun yanağına bir öpücük kondurdum uyandırmamaya çalışarak ve fiziğe gittim. geldiğimde deniz beni evde bekliyordu, geçtim kahve yaptı bana sonra da konuşmamız lazım dedi..
• konuşmayı bu partta yazsam çok uzun olurdu ondan bu biraz kısa oldu* -
113.
+2#114
kendimi her şeye hazırlayıp deniz'in karşısına geçtim ama buna rağmen beni şoka sokmayı başardı.
utku benim bir ilişkim var isviçre'de dediğinde öldüğümü zannettim.
seviyor musun diye sordum sonra da dün gece için özür dilerim o zaman diyebildim sadece, zor tutuyordum kendimi ağlamamak için.
özür dileme utku, ben hala seni seviyorum.. dedi bana sımsıcak bakan gözlerle.
peki neden dedim?
birine ihtiyacım vardı utku, sensiz olabileceğine inanmam lazımdı ama olmadı beceremedim dedi.
bende seni denizim dedim gözlerine bakarak, garip şekilde mutluydum.
bırak gideyim, bitireyim ve öyle geleyim dedi bana. hayır desem olmazdı git desem olmazdı ben onla gitsem o da olmazdı amk ama en mantıklısı gitmesi bitirmesi ve bana gelmeseydi. bir an aklıma ezgi ve diğer bir kaç ilişkim geldi aklıma, anlatsam mı anlatmasam mı bilemedim ezgi hariç hepsini söyledim ezgiyi de söyledim ama ismini vererek değil çünkü yemedi açıkçası.
ertesi sabah deniz isviçreye gitti 2 gün kalıp dönecekti ben ise o arada başak ve kaan'a bir de aileme denizle barıştığımızı haber verdim. benden çok sevindiler amk. telefon trafiği bittikten sonra meraklı bekleyiş başladı... -
114.
+2#115
o üç gün deniz'siz geçen 2 yıldan da zor geçti, sonra 3. günün sabahında denizin dönmüş olması gereken saatte denizi aradım meşgule düşürdü, meşguldür deyip üstelemedim. zaman geçti deniz bana geri dönmedi, aradım meşgule düşürdü. saatler geçti denizden ses soluk çıkmadı, neden sonra kaan aradı deniz onlardaymış, bir süre orada kalacakmış kafasını dinleyecekmiş. kalakalmıştım, neden böyle olmuştu amk? giderken bir sorun yoktu, birbirimize sevgi sözückleriyle güle güle demiştik... benim deniz'le konuşmam gerekiyordu ama nasıl olacaktı kaan gelme demişti, hatta o bize gelecekti demek ki konuşulması gerekenler vardı... -
115.
+2#116
bir saat sonra kaan bizdeydi, elinde de 70lik rakısı anlaşılan oydu ki sorun büyüktü. oturduk başta evlilik nasıl falan filan onun geyikleri döndü sonra kaan konuşmaya başladı. havaalanında ezgiyle karşılaşmış, ezgi puştluğuna beraber olduğumuzu falan söylemiş deniz'e. deniz'de ezgi için o dönem o kadar yaptığım şeyden sonra onu aldattım sanmış, daha doğrusu o dönem benim ezgiye aşık olduğumu kendisini de ezgi için terk ettiğimi sanmış. ben hayretler içinde dinlerken beynimde sıçtın olm diyip duruyordu bana çünkü deniz'i ikna etmek çok zor olacaktı biliyordum... -
116.
+2#119Tümünü Göster
saat gece yarısı üçe gelirken deniz beni kontrol etmek için kapıyı açtı baktı orada oturduğumu görünce kapattı kapıyı uyumaya devam etti. sabah erkenden kalktı tekrar, onun her sesine uyanıyordum, tuvalete gitti bir şeyler yedi televizyon izledi ben hala o kapının önünde oturuyordum. fizik tedaviye bile gitmedim sadece tuvalete gitmek için yerimden kalktım. ne sigara içtim ne yemek yedim. akşama doğru tekrar yemek yedi deniz, hala oturup oturmadığımı da kontrol ediyordu. bu arada başak ve kaan'a durumu haber verdim onlarda kabul ettiler. akşam deniz tekrar odaya girdi, ben hala bir şeyler yiyip içmemiştim. sabaha karşı tekrar uyandı beni kontrol etmek için hala uyanıktım ve bir milim kıpırdamamıştım. ertesi sabah yine erkenden uyandı, bir kelime bile laf etmedi bana ama bakışlarında artık nefret yoktu en azından azalmıştı. kahvaltı yaptı sonra hiç ses çıkartmadan benimde önüme bir şeyler koydu, sadece suyu içtim iştahım yoktu amk denizsiz keyfi yoktu yemek yemenin. o gün yine gitmedim fiziğe. 4 gün daha öyle bekledim deniz'i, minimum yemek, minimum sigara minimum içecek. 6. günün sabahında deniz açtı kapıyı ve anlat dedi, kalktım ayağa aldım onu karşıma ve anlatmaya başladım.
senden ayrıldım çünkü senin geçmişten yaraların vardı ve ben bunları her defasında kanatacak kadar umarsızdım. alkol komasına girdim, bıçaklandım, kaza yaptım, uyuşturucu kullandım... seni en son görüşlerimden biri olan benim kriz anımdaki surat ifaden o döneme dair hatırladığım net şeylerden biri deniz, ben sana iyi gelmiyordum. sende gittin, niye gittin diye hiç düşünmedim çünkü kalsan belki ben yine düzelmezdim. elimde olsa senin için ruhumu değiştiririm ama o zamanlar beceremedim. çok uzun süre kimse olmadı hayatımda, sonra arkadaşlarımın zoruyla tek tük 2 3 günlük ilişkiler oldu ama kimse sen değildi. dedin ya, sensiz olabileceğine inanmak istedim diye ben ona 3 günde inanırken sen 2 sene sürdürdün. ezgi ise asla telafisi olmayan bir hatamdı ama anlattım ya, her kadında senin adını sayıkladım ve ezgi o yüzden gitti. gitmese zaten devam etmezdi ben edemezdim. beni tamamlayabilecek tek insan var deniz ve o kişi şu an karşımdayken bende en uzakta..
uzunca bir süre deniz yüzüme baktı, ayakta duracak gücüm yoktu amk, sırtımı verdim duvara yaslandım kapadım gözlerimi. gözlerimi açsam biliyorum ki ağlayacağım zaten suratındaki uzaklığı görmeye mecalim yok daha fazla..
çok zarar verdik birbirimize dedi, o kadar zarar verdik ki... ama ne seninle oldu ne de sensiz diyebildi ağlayarak. çok istedim göz yaşlarını silmeyi ama beceremedim çünkü haklıydı, çok zarar vermiştim ona ama onsuzda olmuyordu haklıydı. gözlerim kapalı, ağırlığım duvarda ruhum benden çok uzaklarda iki elimi uzatabildim sadece, birinde anahtar vardı diğeriyse boştu, kararı o verecekti yine... - 117.
-
118.
+2#120
kalbim elimde atıyordu resmen, saniyelerin her biri iğne gibi batıyordu beynime. bir süre sonra anahtarın olduğu elimde deniz'in elinin sıcaklığını hissettiğimde yüreğim buz tutmuştu, gözlerimi açmadan önce bir metal parçasının yere düştüğünü duydum ve deniz'in dudaklarını dudaklarımda hissettim. deniz sadece uzattığım eli tutmakla kalmamış aynı zamanda içime hayat üflemişti kendinden bir parça.. nefessiz kalana kadar öptüm denizi, sonra sarıldım. o kadar sıkı sarıldım ki canını acıtacağımı düşünemedim bile. geçmek bilmedi özlemim, dile kolay 2 senenin özlemi üstüne tam kavuştum derken kaybetmenin getirdiği özlem binmişti. bir deniz'in gözlerine, yüzüne bakıyordum bir sarılıyordum bir öpüyordum. hasret biraz dinince insani ihtiyaçlar çıktı ortaya, önce kahvaltı yaptım sonra duşa girdim fiziğe gittim bu arada deniz evimize geçti, başak ve kaan'da kendi evlerine. fizik'ten gelince deniz'in yanına koştum ya da koştuğumu düşündüm. ilk iki haftamız böyle geçti sadece, bu arada 2 senenin hasretini giderdik. ben çok yürüyemediğim için evde takıldık, sonra biraz daha iyi oldu ayağım, dikişlerim alındı tatile gittik denizle çeşme'ye. deniz'in master'ı başlayana kadar kaldık orada sonra döndük. bu arada başak amerikada master'a başlayacaktı kaan'da askere gidecekti. sonra kaan'da amerikada master'a gidecekti kısacası herkesin planı belliydi ama benim koca sene ne yapacağım muammaydı. askere gideyim veya iş bulup çalışayım desem o ayakla nereye amk, bende bir iki üniversiteye başvurdum ankaradaki, şans eseri yine kendi üniversitemde çok sevildiğim için yükseğe alınmıştım, böylece 2 sene askerlik derdi yoktu. hayatım tekrar eski haline dönüyordu çünkü deniz vardı ve ben bütündüm... -
119.
+2@all, son partı uzun uzun yazıp çıkıyorum artık *
-
120.
+2@poseidon sağolasın kardeşim.
-
mkult nikli orman çocuğu
-
560 bine biriniz 1 tl verin de
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 05 01 2025
-
feyzoo gelmiş hoşgelmis
-
adam sizin gibi kapitalist sisteme boyun eğmemiş
-
egriye egri dogruya dogru
-
kira gelir vergisi
-
katil olmadan yasamayi becermek irade gerektiriyo
-
anca internette atıp tutarsınız
-
kafası atan kurt
-
keske kanzi trasına sahip bir cocuk olsaydim
-
hem ermeniyim hem müslümanım
-
keloğlan aramızda filminde tırtıl ile keloğlan
-
anlat da öğrenelim ya
-
karı düşünüyor ki ben en iyi yıllarımda
-
beyler ciddi pgibolojik sorunlarim var
-
inciye gelmeyin beyler
-
thexanax isimli yazar ağır şizofreni hastasıdır
-
artık sizinle dalga geçmicem söz
-
beyler bu fotodaki çocuk aslında benim
-
birader hepinize cugu atardim
-
yıl olmuş 2025 tengri diyor
-
eski sevgilim babasıyla foto atmış
-
hayat artigi a haber izliyor herhalde
-
kanzi ırkından utanma kanzi
- / 1