1. 1451.
    0
    sonuçlar bi açıklandı, ahanda bursa a**. eda arıyor açmıyorum. Bahane düşünüyorum. demeyecekmi a** bursa nerden çıktı diye. git gel 12 saat yol. bu ben açmayınca telefonumu, bi yer kazanamadım sanmış, başlamış ağlamaya. neyse ilk şoku atlattıktan sonra aradım bunu. sesi kötü geliyor anladım. noldu dedim. kazanamadın değil mi dedi. yok ya kazandım dedim. nereyi kazandın dedi. bursa dedim. şokk…

    nasıl yani dedi. ilk başta algılayamadı çok uzak olduğunu herhalde. Biz yazdımıydık ya bursayı falan dedi. bende son gün dersane hocam yazdırdı dedim. Güzel falan dedi. iyi dedi, sevindi yinede. Sonradan bi arama, kaç saat canım bu bursa ankaraya. yakındır ya falan dedim. bu biliyor tabi. babası sürekli gidip geliyor. altı saat altıııı diye bağırıyor. Sen niye yazıyorsunda, başına buyruk hareketler yapıyorsunda bir sürü azar işittim. haklıydı sonuna kadar.

    Ertesi gün buluştuk bu hiç pas vermiyor bana. Surat bi karış. Ne şebeklikler yapıyorum anlatamam. Ama yok. o an aklıma nerden geldiyse, dedim ;eda senin baban sürekli geliyor buraya, e sende onla gelirsin işte sürekli, nolur yapma dedim. burayı kazanabildim işte. Bende isterdim ankarada okumak ama olmadı işte. Elimden bu geldi, bu kadar bastı kafam falan. iyice acındırdım kendimi. Bu da biraz olsun yumuşadı ben böyle konuşunca, iyi tamam beee, dedi ve affetti beni.

    artık bursa seferi başlıyordu benim için. ailem ve edayı geride bırakıyordum sonuçta. yeni bir şehiri yeni bir çevre, yeni bir yaşam. bizimkilerle gitmiştim ilk önce bursaya ve bana ev tutmuştuk. bursalıllar bilir, görükle diye bi yer var ama o zamanlar nerden bilelim a*k, biz şehir içinden tuttuk evi. neyse dayadık döşedik evi ve bizimkiler gittiiii…

    ilk günler paso dışarıdan yiyorum. çevre desen yok. öğrencilerin hepsi görüklede a*k. ben s*k gibi kaldım yalnız başıma. eda arıyor, iyiyim diyorum sürekli. üzülmesini istemiyorum sonuçta. evdekilere dert yanıyorum ama başka yolu yok okuycaz işte. ilk haftalar her hafta sonu ankaradayım a*k. önce aile sonra eda ile görüşüyorum. sonra ağlaya ağlaya vedalaşıyoruz edayla ve bursaya dönüyoruz yine a*k.

    bir gün evde televizyon seyrederken, karşı komşum kapıyı çaldı. ismi hülya olan bu teyze bana yemek yapmış. Nasıl mutlu oldum nasıl. yemekten dolayı değil bu mutluluk. Bu şehirde ilk defa biri benim için bişey yapıyordu. bu başladı kapıda ayak üstü konuşmaya, evladım işte nerelisin, kimsin, adın ne cart curt. Kadını eve çağıracam nerdeyse hemen, muhabbet edelim diye, o derece yalnızım yani. ne zaman bi sıkıntın olursa, derdin olursa haber ver yavrum dedi. bende senin bi annen sayılırım dedi. kadın aslen göçmenmiş, bursanın yarısı göçmen zaten a*k. bu göçmenler çok sıcakkanlı insanlar oluyor gerçekten. muhabbetleri de zevkli. kocası öğretmenlikten emekli olmuş. bi evleri var işte, ele muhtaç olmadan yaşıyorlar. Kadının bir tane de kızı var o aralar 22 yaşlarında olsa gerek. bir de oğulları var ama o da asker olmuş ankarada oturuyormuş. sonradan antepe gidiyordu gerçi

    okulda dersleri fazla savsaklamamaya çalışıyordum, aklım başıma gelmişti bir kere ve ipin ucunu kaçırmayacaktım bu defa. Az biraz ortam oluşturmuştum ama aklım hep edada ve ankarada olduğu için bursa sıcak gelmiyordu bana. bursadaki en güzel şey o karşı komşumdu. kadın bana öz evladı gibi davranıyor bana her gün yemek, börek, pasta getiriyor, halimi hatırımı soruyordu. kocası para falan sıkıntın olursa çekinme diyordu. hiç bi zaman paralarını almadım ama, sonuçta elin memleketindeyim ve bi an parasız kalsam ne tak yerim diye düşünmek gerçekten çok kötüdür ve bu adam beni öyle düşünmekten kurtardı. hep aklımda, bi yerde, g*t gibi kalsam ersin amca ( hülya teyzenin kocası ) anında yardım ederdi bana diye düşünürdüm. bir öğretmen maaşıyla geçinen bu aile, gördüğüm en zengin insanlardı ama bu zenginlik gönül zenginliğiydi.
    kızları ile de tanışmıştım. benden 2 yaş büyüktü, ben buna abla diyordum haliyle ama abla deme ya, resmi oluyor, falan diye sonradan abla dememi istemeyecekti. kız üniversite okumak istememiş anladığım kadarıyla. Annesi babası baya baskı yapsalar da kız kabul etmemiş. Bunun sevdiği bir çocuk varmış, o da üniversite terk. bundan büyük biri. evleneceklermiş ama çocuğun işi yokmuş, iş arıyormuş falan o sıralar işte. kızın adı da sedef. o da tüm aile gibi bana karşı iyi davranan, halimi hatrımı soran, çok bi samimiyet olmasada bana arkadaş olan birisiydi. hani çok samimi olmasınız dahi yanında huzurlu hissedersiniz, muhabbeti mutluluk verirya insana, bu kız da öyleydi benim için.

    bir gün eda aradı. sesi çok heyecanlıydı. müjde müjde diye bağırarak, hafta sonu bursadayım dedi. a*k öyle bi denk geldiki, bizimkilerde bir hafta öncesinden haber etmişti bursaya gelicez diye. ben kıza bişey demeden tamam aşkım falan diye sevinmiş halde kapattım telefonu. Düşün düşün sonra eda her zaman gelemez, bizimkilere bi yalan söyleyim bir hafta sonra gelsinler dedim. aradım bizimkileri, hafta sonu istanbula gitmem gerektiğini, bi arkadaşımın hastalandığını falan söyledim. resmen sı**ım. belki anlamışlardı da ama tamam dediler ne desinler. sonra edayı aradım böyle böyle dedim. sonuçta eda annemle falan görüşüyordu. eda şimdi der, ben bursaya gidicem bişey istiyormusunuz ordan diye bizimkilere, benim yalan ortaya çıkar. eda ben daha sonra gelirim ya, annenler gelsin falan dedi. yok dedim onlar hep geliyor zaten. Haftayada onlar gelir sen gel dedim. bunun içine sinmese de kabul etti.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 1452.
    0
    hafta sonu geldi bunlar babasıyla. babası hep temkinli yaklaşmıştır bana ve haklı da. Tek evladı ve ona bir zarar gelsin istemiyordu. babası benden daha iyi biliyor bursayı. gelin sizi kahvaltıya zütüreyim dedi. uludağa gelmeden, inkaya diye biyer var, oraya zütürdü bizi. Daha bende bilmiyorum tabi oraları. Çok güzel bi yerdi. yedik içtik falan. ben hava atıcam ya a*k, hesabı ödedim babası masada değilken. kalkarken hesap dedi. ben tolga amca ödedim ben dedim. bu bana bi ters baktıki anlatamam. sen neyapıyorsun ya***m der gibi. altıma sı**ım korkudan. neyse bindik arabaya indik şehre. bu bana sordu işte xxx bey, nerede indireyim sizi, nereye gideceksiniz falan. kızımı fazla yorma zaten yol yorgunu dedi. daha bi yer bilmiyorumki bursada a*k. nereye zütürsemki edayı. Kültürparka gidelim dedim ama kültürparka ben bile daha önce gitmedim. Sadece adını duydum, yerini de görmüştüm işte otobüsle giderken falan. tam önüne kadar bıraktı bizi babası. Sonra bastı gitti işine

    girdik kültürparka, her yer yemyeşil güzel bi yerdi. ankarada pek yok böyle yerler.bi papazın bağı var bizim oralarda, en yeşil yer orası a*k. ikimizinde hoşna gitmişti burası. ama çokta önemli değildi yer. birbirimizi özlemiştik biz. oturduk bi cafeye bişeyler içiyoruz. sürekli beni ne çok özlediğini falan anlatıyordu eda. oysa ben onu daha çok özlemiştim. burada çok yalnızdım. edaya buradaki hayatımı falan anlattım işte. o da baya üzülmüştü benim için. sürekli alışırsın aşkım, bu da geçecek, bugünlerine güleceksin diye telkinlerde bulunuyordu. oturduk bir saat falan işte. benim evimi merak ettiğini söyledi. gideriz ya acelen ne falan dedim. ama o da anlamıştı zaten bursada pek bi yer bilmediğimi. iyi dedim gidelim. gittik neyse eve, tesadüf bu ya hülya teyzenin kızı sedefte tam evinden çıkıyordu. beni gördü selam verdi, bende ona selam verdim girdik içeri. içeri girince kimdi o falan dedi. ben komşularımdan çok bahsetmiştim edaya ama kızları ile ilgli hiç bişey dememiştim. ne olursa olsun içine kurt düşmesin istiyordum çünkü. ama şimdi dakka bir gol bir oldu. niye beni tanıştırmadın diye başladı fırçalamaya beni. neyse susturdum edayı. beni hülya teyze ile tanıştır falan dedi. yok a*k, illa tanışacak. tartışma çıksın istemiyordum, taa ankaradan benim için gelmiş, zaten bi yer gezdiremiyoruz bari vakit geçer diye düşündüm. ne de olsa hülya teyzenin muhabbetide güzel. vakit geçer dedim işte.

    çaldık kapıyı. ersin amca, sürekli yürüyüş yapar, dışarıda parkta faşan gazete okurdu. o evde yoktu. hülya teyze açtı kapıyı. dedim böyle böyle, eda ankaradan geldi.

    eda hakkında çok şey bilmeselerde edanın sevgilim olduğunu biliyordu hülya teyzede. sizden çok bahsettim, sizinle tanışmak istiyor dedim. hülya teyzede mutlu oldu sağolasun, aldı içeri bizi çay ikram etti. edada çok sevdi hülya teyzeyi. dedi, xxx beni hiç gezdiremiyor hülya teyze, hiç bi yer bilmiyor bu yaa dedi. bu hemen ersin amcayı aramaya kalkıştı bizi gezdirsin diye. yok teyzecim dedim, o şaka yapıyor ya falan, bin bir güçlükle ikna ettim geri.

    müsaade istedik ve kalktık. çok mutlu olmuştu sağolsun hülya teyze de. eve girdik, edada sevmişti hülya teyzeyi. iyi kadınmış falan diyor. arayı tekrar düzeltmiştik. hadi bakalım dedi evini gezdir bana. eve hiç bakmamıştı bile ilk geldiğinde, sedefi görünce. hışımlar kalkıp gittik hülya teyzeye sonrada. neyse bu evi gezdi çok hoşuna gitti. sen ne düzenliymişsin be. vay vay vay falan. bilmiyoki garibim, sırf o geliyor diye temizlikçi tuttum evi baştan aşağı temizlettim. belki babası da gelir dedim. adamın gözüne de girelim hem. bu dedi evlenince de böyle düzenli olacaksın işte aferim falan.he dedim a*k oluruz oluruz (içimden)

    geldiğinden beri ne kadar sürtüşsekte bunlar hep birbirimizi daha çok sevmekten kaynaklanıyordu. 2 hafta önce ankarada görüşmüştük en son ve çok özlemiştik birbirimiz. odama geçtik ve başladık se***meye. tam se**şmenin ortasında babası aramasınmı. nerdesiniz kızım, ‘’ıııı, şeyyy baba’’ ben kültürpark desene dedim. ‘’kültürparktayız babacım’’ tamam ben yarım saate ordayım. öğlen yemeği yeriz birlikte dedi ve kapattı. a*k, napacaz

    hemen giyindik çıktık a*k. üst baş, saç incin. taksiye bindik neyse gidiyoz. bu benim saçımı falan düzeltiyo. kendine makyaj yapıyor arabada. rezillik a*k. vardık kültürparka. babası da 5 dk sonra geldi a*k. tam zamanında dedim içimden. sıkılmadınızmı burada ya dedi babası bize. biz güldük falan. anladı bi ipnelik olduğunu anlamasına da yanlış anladı a*k. neyse çıktık kültürparktan bizi iskenderciye zütürdü. yedik içtik. bu sefer hiç hesaba falan bulaşmadım zaten. ödedi sağolsun. bugun yapacağı iş yarına kalmış adamın a*k. bugün bende sizleyim dedi. içimden küfrediyorum ama yapacak bişey yok. mudanyaya gittik gezdik falan. akşam oldu. şehre geldik tekrar, babası bana seni bırakalım evine bizde bi otele gidelim dedi. olmaz falan dedim ısrar ettim. baya zor da olsa ikna ettim en sonunda ve gittik bize. babası evi görünce baya şaşırdı. aferim dedi, düzenliymişsin baya. oturdu biraz, çay falan ikram ettim, dersleri sordu işte, muhabbet falan derken. babası ben yarın erken kalkıcam yatayım ben dedi. bunu benim odaya gönderdim gitti. kızla baş başa kalmıştık. a*k, babası evdeykende kızla ***ya. g*t yusuf yusuf. bi film koyduk, oturduk izledik birlikte. sonra edaya içerdeki odayı hazırladım. bende salonda yattım.

    sabah erkenden kalktım tabi. müstakbel kayınbabamıza yalakalık yapacazya. buna çok güzel bi kahvaltı hazırladım. yedirdim, içirdim. biraz gözüne girmiştim babasınında. bana teşekkür etti. işte akşam 5-6 gibi işim biter. 5-6 gibi evde olunda edayı alıp çıkalım bizde yola dedi. tamam dedim gönderdim müstakbel kayınbabayı. ne kadar geç yatsamda uyku muyku yok a*k. eda var içerde borumu. kaldırdım bunu, baban gitti sen hala uyuyorsun falan dedim. güldü işte, sonra başladık se***meye bir kez daha. ikimizde birbirimizi çok özlemişiz. direk olaya daldım ben ama hiç itiraz etmiyordu o da istekliydi belli. 2 saat yataktan hiç kalkmadan birbirimizin olduk. ben toktum tabi, babasıyla yemiştim bişeyler ama eda açtı (: en sonunda yeter artık dedi, ben acıktım. o diyene kadar aklıma bile gelmemişti. kalktık kahvaltı yaptık edayla. sonra duş aldık ve çıktık evden. dün edayı bi yere zütüremeyince, bursalı bi arkadaşı arayıp nereye gidebiliriz diye sormuştum. cumalıkızık diye bi yer var, oraya gidin dedi bu. çıktık evden cumalıkızığa gittik. güzel bi yerdi işte, değişik bir köy. onun hoşuna gitmesi yeterliydi zaten, ben sevmesemde olur. saat 3 gibi çıktık eve dönmemiz 5i buldu. babası da 6 ya doğru geldi zaten. teşekkür ettim edayı da getirdiği için. iyi yolculuklar diledim ve gittiler.
    ilk dönem bitti nihayet. biraz biraz alışmıştım bursayada. dersler orta halliydi. yaklaşık 1 ay gitmedim bursaya ama sayılı gün çabuk bitiyor. bana yine bursa yolu gözükmüştü. artık daha bi seviyordum bursayı ama. ilk sene kalanların çoğu yurtta kaldığı için, evi olan ben, daima arkadaşların buluşma sonrası konakladığı mekan sahibi oluyordum. her ne kadar çevremde sevilmeye başlasamda, aklım hep edadaydı. ne yapıyor acaba, şimdi nasıl falan filan. bu arada hülya teyzenin kızı sedefte o sevdiği çocukla nişanlanmış ve yazında düğün yapacaklarmış. kız çok mutlu tabi. hülya teyze pek sevmiyordu çocuğu hissettiğim kadarıyla. ersin amcada zaten hayata hep pozitif bakan birisi, çocuk en adi *** de olsa, kızım seviyor diye evlenmelerine karşı çıkmazdı bence.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 1453.
    0
    hülya teyzelerin bir de oğulları vardı işte asker. tayini antepe çıkmış. evliymiş bu ama karısıyla araları biraz bozulmuş galiba. apar topar ankaraya gitti hülya teyzeler. sedef bursada kaldı ama. bu sedefle nişanlısı yavaş yavaş ev döşemeye falan başlamış galiba. hülya teyze gitmeden, bana sedefe ara sıra bakarak ol dedi. kızını ilk defa yalnız bırakıyordu garibim anlaşılan. tamam hülya teyze dedim, senin için rahat olsun. neyse bunlar gittiler. daha anında damladı peze*** nişanlısı sedefin. ( peze*** dememin sebebi sedefe karşı bişeyler hissettiğimden değil bu arada) . adamın arabasını biliyordum, ordan anlıyordum geldiğini zaten. şimdi gidip, sedefe bişeye ihtiyacın varmı desem olmaz, kızın nişanlısı var sonuçta. e hülya teyzeye de bi söz verdim. napıyım, ne edeyim. adamla sedef 3-4 gün hiç ayrılmadılar. bi gün baktım araba yok kapının önünde, dedim gidip bi soruyum şu kıza. çaldım kapıyı, nasılsın falan dedim işte. bi ihtiyacın olursa, alınacak zütürülecek bişey çekinme dedim. ne de olsa onların bana yaptıklarının yanında benim, alacağım iki ekmeğin bilmem neyin lafı olmazdı. bu yok teteşekkür ederim dedi. tam kapıyı kapatacakken bi dakika dedim. efendim dedi. ben; hülya teyze size göz kulak olmamı söyledi haberiniz olsunda dedim. ben öyle deyince, nişanlımın buraya geldiğini syleme lütfen falan dedi. sonuçta kızın nişanlısı yani. ben daha lise p*çiyken edanın evine gitmiştim. peki, dedim söylemem.

    ilk senem bitmişti okulda. her ne kadar ankara gözümde tütsede, bursada da özleyeceğim insanlar vardı. yalnız yaşamakta ayrı bir güzeldi zaten. neyse topladık bi kaç eşya, hülya teyzelerden helallik aldım. bunlar benim numaramı aldılar, sedefin düğününe gelmezsen kırılırız dediler. söz verdim haliyle. yolda giderken dedim, edayla giderim düğüne güzel olur. yüzümü tebessüm aldı.

    yaz okuluna kalmamıştım ve tüm yaz edayla olacaktım. bunu düşünmesi bile çok güzeldi. düşündüğüm gibide oldu ve tüm yaz birlikteydik. babası tatile göndermemişti bizi ama bizimkiler tatile gittiğinde, sık sık bize geliyordu babası işteyken. bu benim için en güzel tatildi zaten. yemişim ankaranın sıcağını. aradan yaklaşık 2 ay geçmiştiki aklıma hülya teyzeler geldi. aramamışlardı hiç beni. düğüne çağırmadılar diye üzülmüştüm. aradım ersin amcayı. sesi kötü geliyordu. ilk başta algılayamadım kötü bir şeyler olduğunu. düğüne niye çağırmadınız ersin amca ya kırıldım dedim. ersin amca, düğün olmadı dedi. şaşırdım. çok seviyordu sedef ve dışarıdan bakıldığında adamda sedefi. ne oldu falan diyemedim adamcağıza ve hülya teyzelere bol selam diyerek kapattım telefonu. üzülmüştüm haliyle. neden vazgeçmişlerdi acaba?

    tatil bitti yine bursaya vardım. daha sonra öğrendimki, bu 0.* sedefi aldatmış. sedefte bunu öğrenir öğrenmez olay kopmuş zaten. kız kendini eve kapatmıştı hiç çıkmıyor dışarı. annesi bitap düşmüş. babası ne yapacağını bilemez halde. fakat sanki başka şeylerde vardı kötü giden. söylemiyorlardı ama anlaşılıyordu bu.

    benim günlerim güzel geçiyordu artık. sık sık gitmiyordum ankaraya ama ayda bir kesin gidiyordum. eda da 2 ayda bir geliyordu babasıyla. babasının güvenini de kazanmıştım artık ve beni sevmeye başlamıştı. zorla harçlık bile veriyordu sağolsun adam.

    okuldaki hiçbir kıza yan gözle bakmamıştım. hani çok yakışıklı sayılmasamda taliplerim çıkıyordu ama hep eda vardı aklımda ve bi kaçamak yaparsam eğer, sanki aynısı benimde başıma gelecek ve eda da beni aldatacak diye düşünüyordum hep. bir çok arkadaşım bana, bursalı oldun sende iyice yaa diyorlardı ( bursalı arkadaşlardan özür dilerim ). sık sık görükleye gidiyordum artık. bir çok arkadaşım oradaydı çünkü. hülya teyzelerde çok sık yoklamıyorlardır artık beni. kendi dertleri başlarından aşkın. hiç bişey düşünemiyorlardıki başka. ben hal hatır soruyordum, teselli etmeye çalışıyordum bazen onları ama, sonuçta ben kimimki ve ne yapabilirdimki

    aradan bi 3-5 ay geçmişti. hülya teyze kapımı çaldı, müsaitmisin dedi bana. ev incintı, 2 gün önce arkadaşlarım gelmişti ve haliyle evin a*** k*** ve bende daha temizlememiştim evi ama utana sıkıla buyur ettim hülya teyzeyi. kadının zaten evi görecek hali yokki a*k. başladı anlatmaya. yavrum, bizim antepe gitmemiz lazım. oğlu antepe yerleşmişti. karısı ile boşanmışlar orda ve adam bunalıma girmiş. onun yanına gitmeleri gerekiyormuş yani. kızlarını antepe gitmeye ikna edememişler. kız evden çıkmıyor hala a*k. bu olaylar olduktan sonra yüzünü gördüğüm sayılıdır ama kız çökmüş resmen. hayata küsmüş işte. bizim antepe gitmemiz lazım ama sedef kalacak. kuzeni gelecek yanına ama yinede seninde haberin olsun. biliyorsun kızımın durumunu falan dedi. tamam teyzecim dedim, ne demek. ben her gün yoklarım sedefi. yapılması gereken bişey olursada yaparım dedim. teşekkür etti bana, koskoca kadın yanımda hüngür hüngür ağladı inanın.

    bunlar gitmeden beni sedefin kuzeniyle de tanıştırdılar. benim yaşlarımda bi kız o da. adını hatırlamıyorum şimdi. kuzenine tembihlemişler zaten, bi ihtiyacınız olursa bişey olursa ilk karşı komşuna söyle diye. aradan iki gün geçti. cuma günleri üniversite öğrencilerinin gittiği bi gece kulübü vardır, bursada okuyanlar bilir. oraya gidecez. daha önce söz vermiştim gelirim diye ama aklım sedefte. söz vermiştim annesine sonuçta. gidiyimmi gitmeyimmi derken, arkadaşlarımdan biri, oğlum 2 gündür bişey oldu mu hayır. bugunde bişey olmaz içini rahat tut ya dedi. haklıydı galiba. neyse dedim, s**erim bişey olmaz. çıktık yola gittik eğlenmeye. ben fazla içen birisi değilimdir ama ortamada ayak uyduruyoruz tabi. içtik falan, ben baya sarhoş olmuşum bünye alışık değil tabi a*k. iki arkadaşta gece sonunda benle birlikte gelmişler eve, haberim dahi yok. gözümü açtım yataktayım. lan nasıl geldim ben buraya. ne ara geldim.

    bizimkilerde kalktı. evi tak zütürüyor, dışarıdan poğoça moğoça alıyım bari a*k dedim. evden çıkarken aklıma sedef geldi. belki onlarında bi ihtiyaçları vardır bi soruyum ya dedim. çaldım zili. açan yok. çaldım açan yok. dedim heralde doktora gittiler. sedef pgibolojik tedavi görüyordu. gittim aldım poğoça falan. eve gelince arkadaşım telefonumun çaldığını söyledi. baktım arayan ersin amca. 3 cevapsız a*k. has**ktir lan ne olduki??

    aradım ersin amcayı, çabuk sedefe bak diyordu, çabuk. ne oldu ersin amca diyorum. çabuk bak sen diyor. apar topar kalktım, basıyorum zillerine. bi 10 dakka sonra ses geldi. açıldı kapı. sedef karşımda. ne oldu dedi bana. ersin amcalar merak etmiş seni dedim. bi arayıp konuş istersen dedim. tamam dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 1454.
    0
    bişeyler olmuştu anlaşılan ama direk evine dalamazdımya ne oluyor diye. biraz bekledim, ersin amcayı aramak için. sedefle konuşuyorsa diye. sonra aradım ersin amcayı. noldu ersin amcacım dedim. adam başladı anlatmaya. dün gece kuzenini evden kovmuş sedef. kız benim zile basmış basmış açan yok kapıyı. mekmiş gitmiş sonra. gece aramamışta ersin amcaları, telaşlanır diye. onlarında sabah haberi olmuş. telaşlanmışlar tabi. kız biraz önce konuşurken iyi konuşmuş adamla da, biraz rahatlamış adamcağızda işte. hülya teyzenin haberi yokmuş, söylersem telaşlanır diye düşündü heralde. adam bana, şey dedi. bugun bi doktoruna zütürebilirmisin sedefi. kendisi ben giderim dedi ama güvenemiyorum dedi. tamam ersin amcacım dedim. haberleşiriz sonra diyerek kapattım telefonu.

    arkadaşları evden yolladktan sonra, giyindim adam gibi. çaldım zili yine. bu sefer fazla bekletmeden açtı kapıyı. efendim xxx dedi. müsaitsen biraz oturabilirmiyim dedim. g** yusuf yusuf tabi. kız banada patlayacak diye tırsıyorum. ama iyi karşlıladı beni. kusura bakma ama sana göz kulak olacağıma söz verdim annene babana dedim. o yüzden buradayım dedim. hıı falan dedi bu. dün gece kuzeninle tartışmışsın galiba, ben evde değildim yeni haberim oldu dedim. evette bu bizim aramızda dedi. haklısın ama annen baban orda telaşlanıyorlar, gelemiyorlarda, onlar için kendine iyi bakman, eski güler yüzlü sedef olman gerekmezmi dedim. yaklaşık 2 saat oturup konuştuk. ilk başlarda sanki ben nasihat veriyormuşum gibi oldu ama daha sonra dertleşmeye döndü iş. benim anladığım kadarıyla kız kendini yalnız hissediyordu. her ne kadar anne babası ona çok iyi davransalar da, sosyal yaşamı çöküntü içine girmiş gibiydi. bu kız eski nişanlısı için bir çok arkadaşı ile tartışmış. bir çok arkadaşı o adamın sedefe göre olmadığını söylemiş sedefe, sedefte adama çok güvendiğinden hepsini defterden silmiş. adam da bunu aldatıncada, yapayalnız, dımdızlak kalmış.

    dedim bugün doktora gitmen gerekiyormuş galiba. hı hı dedi. gideceğim zaten de, bi kalkmadın ki dedi gülerek. ilk defa espiri yapmıştı 2 saatten beri, belki de o adamdan ayrıldığından beri. bende dedim, bugun bi işim yok, birlikte gidelim mi doktora? anladı tabi ailesinin tembihlediğini. hiç gerek yok falan dedi ama ısrar ettim. bunu ailen için değil benim içimden geldiği için yapıyorum dedim. siz bana burada yapayalnızken, destek oldunuz, benim sıkıntımı paylaştınız, güler yüz gösterdiniz. ben ne yapsam sizlerin hakkını ödeyemem dedim. ki haklıydımda. iyi peki gel dedi. gittik doktora, bu işte ilaç falan alıyormuş, onun kontrolleri ile alakalıydı galiba. ben doktora diyemedim kızın yanında ama, içerde beklerken doktorun yardımcısına ( ne s*kim deniyorsa işte onlara ) dedim, dün böyle böyle şeyler yaşamış, doktor beyinde haberi olsun falan. tamam dedi adamda

    çıktık doktordan eve doğru gidiyoruz. aklıma kızın günlerce evden çıkmadığı, sadece doktora gitmek için çıktığı geldi. hadi dedim dışarıda yemek yiyelim. bildiğin güzel bi yer var mı diye sordum. lisedeki arkadaşları ile sürekli gittikleri bi restoran varmış ama biraz uzak ya boş ver dedi. olsun dedim. hem benim ankaradan misafirlerim gelince zütürebileceğim değişik bi yer olur, hep aynı yere zütürmekten utanıyorum falan diye bi espri yaptım. o da peki gidelim dedi.

    nedendir bilmem, normalde taksi falan çok kullanmam. tamam çok zengin olmadığım içinde olabilir de, o gün taksiye bindik. 30 küsür lira taksi girmişti hiç unutmam. bundan 3 sene önce, kol gibi gi*diydi. daha yemek yiyecektik ve yemeğide ben ısmarlayacaktım a*k eşek değilimya. inşallah çok pahalı bi yer değildir diye yusuf yusuf girdik restorana. güzel bi yerdi, fiyatlarda uygundu. verdik siparişleri geldi işte. yemeğin tam ortasında telefon çaldı. arayan edaydı. aha a*k, ne diyecektim şimdi edaya. masadan kalksam, sedef yanlış anlayabilirdi. sonuçta kendini zaten yalnız hissediyordu. bana güvenini kaybetmesini istemiyordum. öte yanda eda, sedefe bi selam verdim diye cingan çıkarmıştı. nasıl derdim sedefle oturduk yemek yiyoruz diye. telefonu açmamaya karar verdim. sedef diyor telefonun çalıyor. ya boş ver falan. daha 2-3 lokma yiyenece 4 cevapsız oldu a*k. olacak gibi değil açtım en sonunda telefonu. başladı bu fırçalamaya, niye açmıyorsunda, ne yapıyorsunda, merak etimde.

    dedim bi arkadaşımla yemek yiyordum, telefon sessizdeymiş, anca duydum. içimden diyorum kim bu arkadaşın demez inşallah diye. bu demedi o soruyu. hala bana kızıyor bir daha telefonunu sessize alma, beni burada öldürmekmi istiyorsun, neler karıştırıyorsun orda bilmem ne. tam kapatacaz telefonu, dedi semihlemi birliktesin. semih yakın bi arkadaşımdır sedefte tanır. şimdi evet desem, ver bi sesini duyuyum der belki, o zaman direk aldatıyorum diye düşünür. yok aşkım dedim, karşı komuşumuzun kızı sedefleyim. hııı dedi, çattt kapattı telefonu.
    sedefe belli etmek istemiyorum ama, bi an önce eve gitsekte edayla konuşsam diyorum içimden sürekli. yemeklerimiz bitti. hadi ersin amcaları arayalım dedim. aradık, önce sedef konuştu ve sesi çok iyi geliyordu. beni merak etmeyin çok iyiyim dedi bu. işte kuzeni ile anlaşamadığı için tartıştığını, yalnız da idare edebileceğini söyledi. eskisinden daha iyiyim babacım dedi, sonra hülya teyzeyle konuştu. en son bana verdi telefonu sedef, annesi oğlum diyor, kızım sana emanet. biz gelemiyoruz, ne olur onu boş bırakma. bi delilik yapmasın diyordu ağlamaklı bi sesle. dedim sedef çok iyi teyzecim, o size numara yapıyormuş ya falan dedim, o evet evet diye bağırarak annesine güldü falan. biraz olsun içi rahat etmişti kadıncağızın.

    akşam artık kaç olduysa vardık evlere. ben kızı yalnız bırakmak istemiyorum. her ne kadar baya toparlamış gibi görünsede içimde hep bi şüphe var. sen bana gel veya ben sana geliyim de diyememki kıza a*k. hem daha edayı aramam lazım. hala telefon etmedim ve kuduruyordur eminim ki. hiç bişey demedim. iyi akşamlar sedef dedim, güzel bi gündü falan diyorum işte. geldi sarıldı bana ağlaya ağlaya. çok etkilenmiştim. kız aylar sonra gülmüştü beklide. ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa, saat kaç olursa olsun beni rahatsız edebilirsin dedim. biliyorum canım biliyorum bilmezmiyim dedi. ve evlere dağıldık

    hemen aradım edayı ama açmıyor. benim yaptığımın aynısını yapıyor emindim. ne zaman yanlış bişey yapsam, affettiremediysem kendimi, aynısını o da bana yaparak cezalandırırdı beni. tam dördüncü aramada açtı telefonu. efendim xxx bey diye konuşuyor. ya dedim bi dinle beni, ondan sonra ne yaparsan yap. bu bi parladı bana, ne yaparsan yap ne demek ya, bu kadar kolaymı yani, bu mudur yani dedi. çattt… kapattı telefonu. bir daha aradım telefonu kapalı. evi arasam babası çıkabilir. adamıda üzmeyelim hiç yoktan dedim. yapacak bişey yok. telefonunu açmasını bekleyecektim. canım nasıl sıkkın ama. hayat başıma yıkıldı sanki. çıktım dışarı bira aldım sekiz-on tane. normalde hiç bi zaman yalnız başıma alkol almamışımdır. çünkü çok kötü oluyorum zaten içince ve yalnızken başıma bi tak gelir diye kullanmazdım alkol. bu ilk olacaktı yani. aldım biraları geldim eve, içiyorum işte. ( bu arada birayla sarhoş olunurmu demeyin a*k bünye alışmıyor ne yapayım )

    2 tane falan içmiştimki kustum a*k. içmeyim si*** et dedim.bu arada sürekli arıyorum edayı. kapalı. kapalı kapalı. gece yarısı olmuştu saati tam hatırlamıyorum kapı çaldı. gittim baktım sedef. içeri girebilirmiyim canım sıkıldı evde dedi. bende kafayı sıyırma durumundayım zaten muhabbet ederiz kafam dağılır biraz diyorum içimden. buyur ettim içeri. bu yarım saat oturdu, kaklıyım ben dedi, senin okulun vardır hem dedi. yok yarın gitmeyeceğim dedim. niye dedi, başladım edayı anlatmaya işte. ben anlattım o dinledi. bi ara susadığı için olsa gerek mutfak müsaitmi dedi. ne istiyorsun ben getiriyim dedim. yok sen zahmet etme dedi. gitti mutfağa. geldi tekrar, dolaptaki biraları görmüş. aaa sen biramı içiyorsun dedi. daha önce alkol almadığımı söylemişim ben buna. taa ilk sene heralde. bu bir tane içebilir miyim dedi. tabii dedim. açtı içiyor. ben bu arada sürekli ona edayı anlatıyorum, arada bir arıyorum edayı telefon kapalı. iyice dertlendim gittim dolaba bir bira da ben aldım. o bana eski nişanlısını anlatıyor ben ona edayı ama nasılız bi görseniz yani. bi kaç saate o 6 birada bitmiş işte. kim kaç tane içti bilmiyorum. sabaha doğru eda arıyor beni. ben bi yerde sızmışım, sedef bi yerde. sedefin kafa zaten yerinde değil. bu kendi telefonu zannedip açmış telefonu (sonradan böyle dedi). eda kız sesini duymuş tabi. bu sefer harbiden *** yemiştim beyler.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 1455.
    0
    sabah uyandım ben, sedef benden önce kalkmış bişeyler yapıyor mutfakta. evi tak zütürüyordu, uğraşma dedim. ben poğoça alıyım. yumurta falan kırmış işte, gerek yok dedi. evde ekmek yok diye yinede çıktım dışarı a*k. neyse kahvaltı yapıyoruz. benim başım çatlıyor. bu demezmi dün seni bi kız aradı, yanlışlıkla açtım kendi telefonum sanıp diye. elim titriyor a*k. eda mı lan, eda mı aradı. kesin edaydı a*k.

    baktım gelen aramalara ve edaydı arayan. dünya başıma yıkılmıştı işte. kıza nasıl açıklayacaktım. hem anlamazdıki de. telaşla aradım hemen. çalıyordu bu sefer ama açmıyordu, çalıyor açmıyor, çalıyor açmıyor. sedef kendini suçluyor, bi de onu telkin ediyordum o halde a*k. kızı hayata döndürenece kendi anam s**ildi, şimdi tekrar aynı duruma düşmesin diye ona belli etmemeye çalışıyordum durumu. ben hallederim sen üzülme dedim sedefe. bir sürü özür diledi benden sedef ama hiç bi özrün yararı yoktuki bana.

    sedefin yüzü düştü. konuşmak istiyor, utanıyor falan. ben espri yapmaya çalışıyorum kızın içini rahatlatmak için, gülüyor ama belli zorla güldüğü. bi arkadaşa mesaj attım, beni arayıp yanına çağırsana diye. aradı arkadaş, ben sedefin yanında konuşuyorum işte. tamam kardeşi hemen geliyorum dedim. sonra sedefe benim çıkmam lazım akşama görüşürüz dedim gülerek. öylece evden uzaklaştık.

    ne yapsam ne etsem diye düşündüm. hemen ankaraya gitme fikri geldi tabi aklıma. ama gidemezdim. sedefi yalnız bırakmamalıydım. sonuçta bi söz vermiştim. hem ben yanlış bişey de yapmamıştım ki. edanınki sadece bir kıskançlıktı. gittim bi arkadaşa, oturdum biraz. sonra tekrar eve doğru yol aldım. tabi bu arada sürekli arıyorum edayı, mesaj atıyorum ama dinlemiyor beni. eve gittim oturuyorum. edanın babasını aramaya karar verdim. aradım açtı bu telefonu. kızının moralinin bozuk olmasının derslerle alakalı olduğunu zannetmiş adam. ben bi sorun oldu edayla aramızda deyince, birden ses tonu değişti bana. kızını üzdüğümü anlamıştı hemen. ne oldu anlat ama adam gibi yalansız anlat diye başladı bu söze tehditvari bir şekilde. bende anlattım işte durumu. tam 1 saatten fazla konuştuk. hülya teyzeyi, sedefi, kim varsa, neyse anlattım. adam bana hak vermişti. senin yaptığın yanlış değil oğlum dedi bana. ilk defa oğlum demişti bana. ben edayla konuşurum sen merak etme dedi bana. kapattık telefonu. içim biraz olsun rahat etmişti. bundan sonra edayı aramayacak, ondan telefon bekleyecektim

    akşam oldu hala arayan soran yok. iyice sinirlenmiştim. gittim markete bu sefer votka aldım. daha iyi sarhoş olmak istiyordum bu sefer. okul mokul s**imde değildi artık zaten.eve girerken sedefin kapısını çaldım, nasılsın falan dedim. bu elimdekileri görünce, anlaşılan barışamamışsınız dedi. evet demekle yetindim. bu üzüldü tabi. ben konuşsam belki inanır falan dedi. açmıyorki telefonunu dedim. sedef bana gelsene, birlikte içelim dedi. benimde canıma minnet a*k, hem o kadar üzgünüm yine de gidiyorum kızın yanına

    neyse bu biraz daha iyi işte eskiye göre belli. ersin amca zaten her gün beni de arayıp soruyor kızını. biraz vakit sonra başladık içmeye. bunun kafa bu sefer harbiden sağlam yamuldu. saçmalıyor baya. bana eski nişanlısıyla cinsel ilişkiye girdiklerinden bahsediyor. hülya teyzeler ankaraya gittiğinde birlikte olmuş bu o*** cocu**yla. bi yandan susturmaya çalışıyorum bi yandan da benim de hoşuma gidiyor onu dinlemek, hem kafamda dağılıyordu işte. bu başladı bana dert yanmaya iyice. ben güzel değimliyim, niye aldattıki beni. neyim var benim falan diye. kız kendine güvenini kaybetmişti anlaşılan. ben de sürekli güzel olduğunu söylüyordum. aslında gerçekten de çok güzel bi kızdı, göçmen kızı işte, ama baya bir yıpratmıştı kendisini. çok zayıflamıştı bi kere, ve yüzünün kemikleri bile çıkmış gibiydi

    bu bana soruyor ben gazı veriyorum derken ortamın taku çıktı iyice. eda aklıma bile gelmiyordu o an. sedef bana iyice sokuldu öp beni dedi. bende hazır kıta bu lafı bekliyordum sanki a*k, yapıştım dudaklarına ama nasıl öpüyorum.o da karşılık veriyor tabi, benim kafamda onunki kadar iyi zaten. o ara eda aklıma gelmiyor ama sedefin bakire olmadığı aklımdaydı a*k. o da zaten istekliydi baya ve o gece birlikte olduk onunla.

    sabah kalktık. ikimizde de garip bir duygu olduğu belli. bende pişmanlık var ama sanki edadan hırsımı almıştım. sedef ise benden özür diledi. bense ne yaptıysak birlikte yaptık. bunun tek sorumlusu ne sensin ne de benim dedim. haklısın dedi. gülmeye çalıştı. kahvaltı yaptık ve ben çıktım evden

    okula gittim. derste eda aradı. hemen mesaj attım. dersteyim ben seni çıkınca arayım diye. mesaja cevap gelmedi. çıktığımda aradım edayı, bana babasıyla konuştuğunu söyledi. onun hatrına beni affettiğini söyledi. bense bi suçum olmadığından bahsediyordum ona ama yine de o daha baskın çıkıyordu konuşmada. evet ben haklıydım o gece ama dün geceden sonra kesinlikle aldatmıştım onu. pişmanlık hissetmedim desem yalan olur ama adeta o hak etti bunu diye düşünüyordum yinede.

    aramızı düzeltmiştik telefonda ama büyü bozulmuştu sanki. inanmayacaksınız belki ama hiçbir kıza yan gözle bakmayan ben, aldatmıştım onu bikere. beni çok özlediğinden falan bahsetti en sonunda. bende hafta sonu gelirim dedim ve kapattım telefonu

    okuldan sonra eve gittiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. sessizce girdim eve. oturuyorum yalnız bi şekilde işte. ersin amca aradı akşamleyin. kızını soruyor bana. iyi olduğunu söyledim. meraklanacak bişey yok dedim. onlarda 2 gün sonra geleceklermiş. ersin amcayla konuştuktan sonra merak ettim sedefi. iyi dedim ama haberim yoktu aslında. çaldım zili, açtı bu kapıyı. meraba nasılsın falan işte, gel otur dedi. kararsız kaldım ama girdim en sonunda içeri. yemek yapmış, bende açtım zaten birlikte yemek yemeye başladık ama masada çıt ses yok

    sessizliği bozmaya karar verdim. dün gece olanlardan bahsetmemiz gerekiyordu diye düşündüm. söze senden özür dilerim sedef diyerek girdim. senin zayıflığından yararlandım ben, hülya teyzeye, ersin amcaya ihanet ettim ben dedim. o ise hiç beklemediğim bi yanıt vererek, dün gece yaşadığı hiç bir şeyden pişman olmadığını, aksine mutlu olduğunu söyledi

    sen kimseye ihanet falan etmedin ben istemeseydim zaten olmazdı diyerek beni biraz olsun rahatlatmaya çalışıyordu. kız sanki bana karşı bişeyler hissediyordu. çokta normaldi aslında böyle hissetmesi çünkü o adamdan sonra hem hayata küsmüş hem de evden dışarı adım atmayan asosyal bir insan haline gelmişti. karşısına çıkan ilk insan da bendim ve böyle hissetmesi son derece normaldi. önemli olan benim bu durumda nasıl bir tepki vereceğimdi. hem bi duyulsa nasıl bakardım ben o insanların yüzüne. bu bana sordu peki sen pişmanmısın diye. evet dedim. benim bi sevgilim var. bunu yapmamalıydım. çok büyük bir hata yaptım dedim.

    kız başladı ağlamaya ama nasıl ağlıyor, hıçkıra hıçkıra. ne yapacağımı bilemedim. korkuyordum da zaten. git buradan dedi bana. önce kapıya doğru yöneldim ama sonra ya kendine bişey yaparsa diye düşündüm ve vazgeçtim. geldim tekrar yanına. o da gitmediğim için memnun kalmıştı aslında. ben onun ağlamasını seyrediyor o ağlıyordu. belli bi süre sonra, birbirimize bakakaldık öylece.

    ona gerçekten çok iyi birisi olduğundan bahsettim ama ben edayı seviyordum ve ikimizin birlikteliğinin imksansız olduğundan bahsettim. kelimelerime çok dikkat ederek konuşuyordum. zaten içimde artık büyük bir korku vardı. bu korku sadece sedefin kendisine bişey yapar korkusu değil aynı zamanda yaptığımız bu pisliğin ortaya çıkması korkusuydu. bir duyulsa bu yaptığımız eda beni asla affetmezdi. ersin amca, ve hülya teyzelerin durumlarını ise düşünmek dahi istemiyordum

    sedef konuşmalarımdan anlamıştı benim ne kadar çok korktuğumu. için rahat olsun, bu yaptığımızı kimseyle paylaşmam dedi. ama ne olursun benden uzaklaşma, beni tekrar yalnızlığa terk etme dedi. bunları söylerken ellerimden tutuyor, tüm çaresizliğiyle adeta bana yalvarıyordu. ne yapacağımı bilemiyordum ben de artık. benim sedeften uzak durmam en doğru yoldu ama ya benim mutluluğuma köstek olursa, ya yaptıklarımızı anlatırsa diye kopamazdım artık sedeften. peki sedef dedim. ben senin yanındayım, senin yalnız kalmana müsaade etmeyeceğim dedim. bu biraz olsun mutlu oldu benden bu sözleri duyunca
    Tümünü Göster
    ···
  6. 1456.
    0
    hafta sonu ankaraya gittim. aileme haber bile vermemiştim. sabah 6 da ankaradaydım. geleceğimi bi tek eda biliyordu ve o saatte beni terminalde bekliyordu. gece uyumamış bile. son olaylardan sonra daha bir duygusal olmuştu anlaşılan. o benim için çok şey yapmıştı ve beklide sırf bu yüzden beni kaybetmek istemiyordu. çünkü beni ben yapan, benim şu an üniversite okumama kadar beni adam yapan kişi edaydı. hani yanlış anlamayın da, beni bir sevgili gibi seven eda, beni çocuğu gibi de seviyordu aslında. hani anneler, evlatları ne kadar ş*refsiz olursa olsun, çocuklarından vazgeçemezya, işte bizim durumumuz da böyleydi edayla. otobüsten indim, karşımda eda. bitkin görünüyordu aslında ama güçlü görünmeye çalıştığı her halinden belliydi. kucaklaştık önce sıkı sıkı. bavul falan almamaıştım yanıma, küçük bi sırt çantası işte. tuttum elinden, yürüyüroz. ilk ben konuştum, şurda bişeyler atıştıralım mı dedim, terminalin içinde bir cafeyi göstererek. olur dedi. girdik işte içeri oturuyoruz, ne desem bilemiyorum edaya. söze o başladı. ne oluyor sana xxx dedi. sorunlarınmı var bursa da. yalnız mı hissediyorsun kendini orda, derslerin mi kötü yoksa, ne oluyor sana, sen eski sen değilsin.

    eda haklıydı. ona layık olamamıştım ama onu kaybedemezdim o bana bu hayatta sunulmuş en büyük şanstı. tuttum ellerinden, özür dilerim dedim. ben sana layık olamıyorum. ben senin kadar güçlü olamıyorum. ama asla senden vazgeçmekte istemiyorum dedim. konuşamadım daha fazla. boğazım düğümlenmişti. oysa yolda onlarca prova yapmıştım bu an için. bana aşkım dememişti geliğinden beri. ismimle hitap ediyordu ve yine öyle başladı söze. xxx böyle yapma lütfen. ben seni senden daha iyi tanıyorum. ben senin beni taa ilk baştan beri aşık olduğunu biliyordum diyor (lise 3 ün başından beri demek istiyor). ben sana aşık oldum çünkü sen beni gözünde o kadar büyütüyordunki, aylarca bana bir selam vermeden, sadece bakmakla yetindin. ben senin gözlerinle konuşabiliyorum, sakın beni sende yarı yolda bırakma annem gibi, bu acıyı bir daha yaşamamı istermisin diye sordu. bu söylediklerini daha önce bilmiyordum. ben ilk kez kolumun kırıldığı gün onun dikkatini çektim sanmaktaydım oysa.

    sana güvenmek istiyorum diyordu bana. bu sözü daha önce, ilk kez evine gittiğimde söylemişti bana. bu ikinci oluyordu. oysa bana hep güvenirdi. tamam kıskançlığı falan çoktu ama, ben bir şey söylediğim zaman inanırdı bana. kıskançlık tartışmalarımız bana inanmadı için değil, hep içinde geleceğe dair bir korku olmasından kaynaklanıyordu. bir kez daha sordu işte bana; sana güvenebilir miyim xxx?

    rüzgar beni bir yerlere sürüklüyordu ve ben kontrolü kaybetmek üzereydim. eda’ya güven verebilmeyi ondan daha çok istiyordum ama ya uçuruma sürüklenirsem, ya eda yaptıklarımı anlarsa, ya bundan sonra da o pisliklerimle yaşamaya devam edersem diye düşünmekteydim içimden.

    evet güvenebilirsin dedim. ama çok zor dedim, çok düşünerek dedim ve o da anlıyordu muhakkak bir şeylerin kötü gittiğini. bu başladı söze, tekrar. ben artık senin o evde yaşamanı istemiyorum ordan taşın, uzaklaş oradan. peki dedim, sen nasıl istersen. bunu bende istiyordum artık. bu bana sarıldı tekrar, en sonunda geldiğimden beri ilk defa canım dedi bana. canım bi peçete versene şurdan. ohh beee. ohhhhh…

    ne yapalım, nereye gidelim dedim. ikimizde yorgunduk aslında. bilmem sen söyle dedi. ikimizinde gözünden uyku akıyor ama. evlere gidip ayrılmakta istemiyorduk. bizim gölbaşında bi ev daha vardı. oraya gitme fikri geldi aklıma ama hafta sonları genellikle bizimkiler orada kalıyor. ulan ne yapsak. nasıl anlayabilirim bizimkilerin orda olup olmadığını. ya biz ordayken, gelseler ne tak yiyecem ben. ne işin var senin burada demezlermi. hem de eda var yanımda. peder bey, sabahları erken kalkar iş için. c.tesileri bazen gider iş yerine ama muhakkak erken kalkar. aradım babamı, nasılsın hoş beş işte. işler nasıl gidiyor falan dedim, ağzını yokluyorum adamın. bugün gitmedim dedi. iyi o zaman gölbaşına gidersiniz dedim gülerek ama içimden küfrediyorum. yok dedi, bugün müsafir gelecek, teyzenler gelecekmiş dedi. hımm falan dedim, bol selam herkese dedim kapadım telefonu.

    hadi gidiyoruz kızım dedim edaya. gölbaşına gittik. eda babasına anneme diye çıkmış evden ama anne baba görüşmediklerinden içi rahat yani. girdik eve işte. hiç bişey yapmadık. ikimizde yorgunluktan geberiyoruz. hem bizimkisi zaten sadece ciks yaşanan bir ilişki de değildi. birbirimize sarılarak yattık. o güzel saçlarını okşaya okşaya daldım uykuya. o gün rüyamda bile gördüm edayı. hem yanımda, hem rüyamdaydı.

    3-4 saat uyduk galiba. eda uyanmış benden önce. geçmiş karşıma bana bakıyor sessiz sessiz. bu nasıl bir sevgi diyorum ya. tamam herkes aşık olur, herkes aşk yaşar ama acaba herkesin aşkı böyle mi oluyordu. başından çok aşk geçmiş birisi değildim zaten. lise de ondan önce bi kaç tane olmuştu o kadar. onlarda bildiğin sözlüğün liselilerinin açtığı başlıklar gibi işte (:

    hiç sanmıyordum bir başkasının beni böyle taparcasına sevebileceğine. bende kendime geldikten sonra hadi çıkalım hava alalım biraz dedim, çıktık dışarı. mogan parkı var işte ankaralılar bilir, oraya gittik. konuşuyoruz falan işte. babası buna araba alacakmış. bir tane bulmuşlar yarın alacakmış babası. artık her hafta bursadayım aşkım diyor bana. sende okulu bitirince babamla çalışırsın falan dedi. ilk defa orda kızdım edaya. tamam kötü niyetle demiyor bunu ama kendime yediremezdim böyle bir şeyi. baya tartıştık falan işte orda. ben sana bakarım, sen bunlarımı düşünüyorsun dedim. yine üzmüştüm kızı.

    ertesi günde birlikteydik bütün gün, ben gece bindim otobüse çıktım yola. eve geldim, semihi aradım, böyle böyle ben evi boşaltıcam. bi yer bulmam lazım falan. semihinde bi ev arkadaşı vardı ama 1 aya kadar ayıracaklarmış zaten evi. birlikte çıkalım falan dedi bana. benimde aklıma yattı bu fikir. hem daha hesaplı olurdu. baya para harcıyordum sonuçta yalnız yaşarken.

    hülya teyzeler gelmişti bursaya, oğullarının işlerini falan baya yoluna koymuşlar işte, kızları da eskisi gibi değil tabi. görünce baya şaşırmışlar. biraz olsun gülüyordu kadının yüzü. ben evden taşınacağımı söyledim hülya teyzeye. kadın kendilerini suçlu hissetti sanki. ben onlardan kaçıyorum gibi düşündü, baya üzüldü. gitmemi istemiyordu beni çok seviyorlardı çünkü ama gitme de diyemedi. kafama da koymuştum artık. eda her gün arayıp, ne yaptın ev işini diye soruyor bende semihle eve çıkacağım işte, onun ev bulmasını bekliyorum diyordum

    sedef duymuş benim taşınacağımı, bi gün geldi benim eve. oturuyoruz işte, bu dedi evden niye taşınıyorsun. benden mi kaçıyorsun falan. ne alakası var falan dedim. çok masraflı oluyor tek yaşamak ondan gidiyorum dedim. bu üzüldü ağlıyor işte. ben biliyorum sen benden kaçıyorsun dedi. sen gideceksin ben yine eski sedef olacağım. senden başka konuşabildiğim kimsem kalmadı, sende gidiyorsun işte dedi.

    artık tek düşüncem sedefi iyi etmek, tamamen çöküntüden kurtarmak ve böylelikle sedeften kurtulmaktı. bir plan yapmalıydım. sedef için, ben ve eda için. okuldan bi arkadaşım var, adı burak. tipi falan da yerinde iyi bir çocuktur. buna sedeften bahsettim. ama her şeyi anlattım, ilişkiye girdiğimize kadar. en son ağzımdaki baklayı çıkardım ve oğlum bu kızı sana yapalım mı dedim. ilk başta manyakmısın falan yapsa da, erkek milletiyiz abi. kız bulunca dayanamıyoruz. iyi bakalım yap dedi bu bana en sonunda.

    bi gün ayarladım burağı işte, hülya teyzelerin kapıyı çaldım. ben biraz gezeceğim de, sedefin işi yoksa, o da gelsin isterseniz, hem bi hava alır dedim. gitti söyledi sedefe. mutlu oldu tabi o da. neyse bekledim ben evimde bunun hazırlanmasını biraz. altıparmakta bir cafeye gittik. ben buna bi arkadaşımın daha geleceğini. çok iyi biri olduğunu falan söyledim yoldayken. yakın arkadaşımdır dedim. bi tepki vermedi. cafeye oturduk, biraz sonra burakta geldi. oturduk hoş beş sohbet işte. burağın hoşuna gittiği belliydi sedefin. sedefte tık yok ama. lan çocuk benden daha yakışıklı ama yok a*k. hiç pas vermiyor. sonuçta burakta gururlu çocuk, bir iki yokladı ama karşılık alamayınca o da vazgeçti.

    ayrıldık cafeden evlere gidiyoruz. bu bana demesin mi, senin ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyorum. sen benden kaçmak için gidiyorsun, sen benden kurtulmak için arkadaşını bana yapmaya çalışıyorsun diye. otobüsteyiz ama nasıl sinirli. lan dedim aha yine kafayı sıyırdı bu kız. nasıl zütürecem ben bunu bu halde evine. eve yakın bi yerde bi yere oturttum bunu. kız zaten kendinde değil. bu halde eve zütürsem bülbül gibi şakırdı ne tak yediğimizi. oturduk işte, ben buna evet haklısın bunun için gidiyorum evden, bunun için çağırdım burağı. ama sende beni anla, iş sadece bende bitmiyorki. eda hissediyor bazı şeyleri ve o istiyor bunları benden dedim.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 1457.
    0
    ne olursun bırakma beni. en azından biraz daha bırakma. sana ihtiyacım var diyordu. ben senin edayla birlikte olmana engel olmayacağım. sadece beni bırakma. illa bi isim koymamız gerekmiyor, sadece sadece beni bırakma dedi. e ne yapıyım bende iyi dedim, sen nasıl istiyorsan öyle olsun. ama lütfen ağlama artık yeter.

    aradan biraz vakit geçmişti ve ben taşınıyordum. sedefe bunu eda için mecburen yaptığımı söylemiş ve ona yine de onunla daima görüşebileceğimizi söylemiştim. yeni ev eskisinden daha yeniydi ama eskisi daha genişti ve burada 2 kişi kalacaktık bir de üstelik. ama semih iyi çocuktu, anlaşamayacağımızı sanmıyordum

    okul devam ediyor, bu dönem baya s**mıştım. a*k bu iktisat derslerinin.
    neyse devam;
    iki kişi yaşamak harbiden zormuş. gelen gidende ekgib olmuyor a*k zaten. ebesinin a*ı gibi bulaşık çıkıyor. tamam aşırı düzenli bir insan değilimdir ama, bu tahmin ettiğimden de fazlaydı. ister istemez, atışmalar falan başladı bu semihle. eda gelmişti 2 kez, daha taşınalı 1 ay olmuş. beni merak ediyor tabi. ulan bu semihin ya**ak ya**ak hareketleri kızın yanında, beni çileden çıkartıyor. bi keresinde, odamızda film izlerken bile daldı a*ın evladı, ne izliyosunuz ya bende izleyimmi diye.

    semih kıskanıyordu beni bunu anladım. bu aralar sedefte gelmeye başlamaz mı bize a*k. bir gün semih, keraneye çevirdin evi dedi şaka yollu sözde. baya baya birbirimize girdik o lafı duyunca. ulan eda nın gelmesi mi batıyor sana oros*u ç**uu. sedef konusunda haklıydı ama, bilmiyorki geçmişi a*k. ne diyecem ben buna, sedefi si**im, şimdide korkudan ne dese yapıyorum mu a*k.

    bi gün ben okuldayken gelmiş bu sedef. semih evde o sırada, öyle girmiş. bana haberde vermiyor geleceğini a*k. bunlar sohbet falan derken, sedef buna, sana bişiy söylüycem ama aramızda demiş. semihte atlıyor tabi hemen söyle diye. sedef bütün yaşadıklarımızı anlatmış buna. eve geldim ben, tabi hiç bişeyden haberim yok. sedefi gördüm şaşırdım. semihin yüzünde ya**ak bi sırtarış var ama ne biliyim a*k, yediğim naneleri öğrendiğini

    o gün takıldık üçümüz birlikte. sedefi yolladım gitti, sonra. bir gün yine telefon çaldı. eda ben geliyorum dedi. hem de arabasıyla gelecekmiş bu defa. daha önce göndermemişti 2 kez babası arabayla. şu şansa bak a*k, millet araba alıp kız ayarlamaya çalışır. bana arabası olan bi kız benim için geliyor. (:

    eda iyi araba kullanırdı zaten, arabası olmadan öncede. neyse geldi eda. biz ikimiz takılmaya çalışıyoruz ve bu semihi pek dahil etmemeye çalışyorum aramıza. adam dengesiz çünkü. kızın yanında, ooo xxx’cim, arabalı kızı bulmuşsun falan der a*k, bi de edanın yanında papaz olmayayım şunla. hem eda kesin kendini suçlardı, benim yüzümden sen bununla ev arkadaşı oldun. senin düzenini bozdum diye üzülürdü kesin.

    ilk gün gayet güzel gezdik işte. altımız da arabamız da var. uludağa çıktık edayla. semih p**tu bende geliyim der gibi nasıl bakıyor a*k. yolda görseniz o tipi para verirsiniz. neyse çıktık uludağa, bu kayak yapmayı nasıl biliyor. nerde öğrendiyse artık. bende orta derece işte. kaydık falan, baya güzel bi gün geçirdik. akşam eve gittik, yattık. sabah ben ekmek falan almaya çıktım dışarı. iyiki çıkmışım a*k. bi baktım yolda sedef. yine geliyor lan. lan bi haber ver, si**cem seni oracıkta artık. bi haber ver lan.

    bu güle güle geliyor. hemen koşa koşa gittim yanına sedef dedim eda burada. gelme bugun cart curt. bu geliyim ya ne olacak diyor. ne ne olacak lan a**na k**um, ben senin için kaçtım o evden, burada semihle savaş yapıyoz her gün senin takuna. daha ne olacak diyor. bu gelicem diye tutturdu. gelme diyede kolundan sürükleye sürükleye gönderemem ya. bunun elinde bi poşet var. kahvaltılık bir şeyler getirmiş belli.

    hadi dedim, getirdiğin şeyleri şurada yiyelim, ondan sonra da sen git ne olursun. bak eda ta ankaradan geldi ama ben yinede senle oturucam. hadi nolur dedim. bu iyi tamam dedi. açık bi parka gittik, oturduk yiyoruz. bakkaldan içecek almıştık işte. onu içiyoruz yiyoruz derken 1 saat oldu nerdeyse. eda aramadı daha bu iyi haber ama ne has aramadı diye de aklımda bir soru işareti yok değil.

    deli dana gibi evde dolanıyorum. sedefle bizimi gördü diyorum. evet galiba bizi gördü. herhalde arkamdan o da indi, beni sedefle görünce de, çekti gitti. semih diyorum bu önce evden çıktı, sonra tekrar gelip mi gitti diye. çünkü beni takip etmeye dışarı çıksaydı, tekrar eşyalarını almak için eve girmek zorundaydı.
    hayır direk çıktı, bi daha da uğramadı dedi. e o zaman sedefle beni görmedi eda. daha başka ne olabilirki. telefon kapalı hala offff…

    o gün yaklaşık bir 6-7 saat sonra bir telefon. arayan tolga amcaydı (edanın babası). içimde büyük bir korku. bir şeyler olmuştu ama ne. edanın gitmesi için ne olmuştuki. bütün bu sorular kafamda açtım telefonu. telefonada babası bana nasıl küfrediyor, öyle böyle değil. bir daha kızımın adını dahi ağzına almayacaksın. seni gördüğüm yerde vururum ve daha neler neler. hani görseniz adam inci yazarı dersiniz, o derece.

    ne oldu, ne yaptım diyorum ama kime diyorum, adam 7. ceddimden girmiş, soy ağacımı yeniden şekillendiriyor. küfürlerle zaten sarhoş oldum ben. yığıldım olduğum yere. semih noldu oğlum falan diyor ama kendimde değilim. zırıl zırıl ağlıyorum. ne yapmıştımki edaya. suçum neydi en azından onu bari bilseydim

    semih okulun hastanesine zütürdü beni. serum falan verdiler. tansiyonum falan düşmüş heralde. beni telkin ediyor bu or**pu ç**cu. üzülme lan diyor sana kız mı yok. a**na ko**uğumun sıpası, ne diyon sen. kıskanıyorsun sen bizim aşkımızı bu besbelli diyorum içimden. neyse bi kaç saat hastanede kaldıktan sonra gece ankaradan bi arkadaşımı aradım. dedim böyle böyle oldu, neler oluyor anlamadım. babası şu saatlerde işte oluyor, sen bi kaç gün geçsin, ortalık yatışsın, git bi bak edaya. neler oluyor öğren dedim
    Tümünü Göster
    ···
  8. 1458.
    0
    2-3 gün sonra arkadaş gitmiş edanın evine. açmış kapıyı eda, baya solgunmuş yüzü. bunı tanıyor eda zaten. ne oldu neden geldin demiş. bu anlatmış işte xxxin telefonuna çıkmıyormuşsun. baya meraklanmış ne oldu falan. bu demiş git ona sor, git sedefe sor. ben artık onun artık adını bile duymak istemiyorum. ne olur rahatsız etmeyin beni artık demiş. bu biraz daha ısrar edince en sonunda demiş işte. o gün ben evden çıktığımda, semih benim sedefle yaşadığım şeyleri bir bir anlatmış edaya. edada bi hışımla çıkmış evden. yolda da kaza geçirmiş. arabası yoldan çıkmış, ölümden dönmüş

    her şeyi anlatmış işte bizim arkadaşa ve bundan sonra hayatımda onun gibi bir ş**efsizin lekesini taşımak istemiyorum demiş. bana kızdığında sadece ismimle hitap eden eda, bana *** demişti. arkadaş ilk başta bana olanları anlatmadı. sen gel bi ankaraya dedi bana. anladım öğrenmişti bişeyler ama telefonda konuşmak istemiyordu anlaşılan. o gün atladım otobüse gittim ankaraya.

    bu bana her şeyi anlattı. sen böyle böyle yapmışsın. semihte her şeyi söylemiş. ulan semih nasıl öğrendi diyorum. ben anlatmadımki o p**ta olayları. bilmiyorum tabi sedefin her şeyi semihe anlattığını. yıkıldım tabi ben haliyle. edanın yanına gitmek istiyorum köpek gibi ama bitmişti artık her şey. bu sefer yolun sonuna gelmiştim

    bursaya gidiyorum neyse. semih tabi ankaraya gidince her bi taku öğreneceğimi tahmin etmiş önceden. eve çağırmış 2 arkadaşını. ben bunu s**ersem, ayıracaklar, belki de bana dalacaklar işte. eve girmemle semihin üstüne atlamam bir oldu. öyle böyle değil öldürecem herifi. iyiki o 2 arkadaşını çağırmış yoksa kesin katil olurdum. o 2 kişide bizi ayırmaya çalışıyor falan ama onlarada giydiriyorum arada. onlarda bana falan işte. ölesiye dövüştüm. en son bittim tükendim işte, polis çağırmış komşular. polis geldi aldı bizi. sorgumuzu falan aldılar. orda derdiniz ney diyolar hiç cevap yok. bir gün nezarette kaldım. o gün bizimkiler armaış açmamışım telefonu. onlar da meraklanmış baya bi. ertesi gün çıktım. annem biz yoldayız demezmi. niye açmıyorsun telefonunu, ne oldu bişey mi oldu bilmem ne. yok anne gelmeyin diyorum ama dinleyen kim. eve girmedim o gün. burak dediğim o arkadaştayım. bizimkiler geldik dedi. ben benim eve zütürmeyecektim, burağa zütürecektim. sağ olsun bana çok yardımı olmuştur burağın.

    bizimkiler geldi. ben ölü gibiyim. noldu diyorlar falan. dedim edayla ayrıldık. annem telkin ediyor beni, üzme oğlum canını, ne yani kendini mi öldüreceksin, yapma etme. bir sürü şey. niye evine gitmedik diyorlar, semihle tartıştım dedim. ne oldu falan dediler. edayla aramızı o bozdu dedim işte. babamda baya üzülmüştü durumuma. bu halde zaten ders mers çalışamazsın, gel gidelim eve dedi. yok dedim. gidemezdim ankaraya. edasız bi ankara bana yabancıydı artık. edasız nefes alamazdımki ben ankarada

    ne kadar ısrar ettilerse de gitmedim onlarla. bi gün kalıp gitti onlar. babam, sağolsun baya yüklü bi miktar para verdi. al dedi, nasıl istiyorsan öyle kur düzenini dedi. kendini daraltma, okumasan da olur, ne yaparsan yap ama kendine bişey yapma sakın, annenin haline bak dedi. oysa onun hali de anneminkinden pek farklı sayılmazdı.

    elimde tekrar bi eve çıkabilecek miktarda para vardı ama uğraşmak istemiyordum ev ara, eşya ayarla. burak oğlum burada kal falan dedi. burağı severdim ama yalnızlık en iyisiydi. çocuğun düzenini de bozmak istemezdim ne olursa olsun

    gittik bi kaç gün sonra burakla benim eve. kişisel bütün eşyalarımı topladım. evde yoktu semih p**tu. burağın eve zütürdüm bi kaç elbise falan. sonra bi kamyonet ayarladım, ne kadar getirdiğim eşya varsa onları da aldım evden. eşya falan si**mde değil ama o o**spu ç**uunun, benim aldığım şeylerle keyif sürmesini istemiyordum. aldım eşyaları, koyacak yer yok bi boş dükkan buldu bi arkadaş, oraya koyduk eşyaları. çürüse de s**imde değil, semih kullanmasında. hep merak etmişimdir, o s**ik evi öyl dımdızlak görünce ne hissetti acaba diye.

    yakşaık 1 ay geçti. okulu iyice boşlamıştım. edadan ses yok, işin ilginci sedefte hiç aramamıştı beni. o niye aramıyordu acaba diye düşünüyordum çünkü hiç bişeyden haberi yoktuki. oysa semih kavgamızı falan her şeyi anlatmış sedefe. sedefte korkuyor tabi aramıyor beni.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 1459.
    0
    biraz olsun toparlamıştım kendimi. ben eve çıkacağım falan dedim burağa. görükle de kalmayacaktım ama. o semihin yüzünü görmek istemiyordum çünkü. yine şehir merkezinde bi ev tuttum ben. dükkana emanet koyduğum eşyaları da aldım, bi kaç üstüne yeni bişeyler derken evi düzdüm tekrar. okul bitmişti, dersler tak gibi, 2 tanesinden geçmiştim yaz okuluna kalacağımı söyledim bizimkilere. gitmek istemiyordum ankaraya. annem bi haftalığına da olsa gel yavrum özledik diye ağlayınca dayanamadım peki dedim

    1 haftalığına gidecektim ankaraya. ilk 3 gün evden dışarı adımımı dahi atmadım. her gün edanın yanına gitmeyi istiyor ama cesaret edemiyordum. edanın okul arkadaşlarından birini aramak geldi aklıma. adı burcu. beni çok severdi. tepkisi ne olacak bilmeden, görüşmek istediğimi söyledim. bu bana hiç gerek yok artık dedi ama yalvarıyorum burcu yalvarıyorum sana dedim. ikna ettim burcuyu.

    buluştuk bi yerde. edayı sordum önce. eskiye göre daha iyi dedi. o da 2 dersten kalmış. daha önce hep a'lı b'li notlarla geçerdi. sağlığı nasıl dedim. nasıl olsun senin yüzünden ölüyordu dedi. haklısın dedim.ben burcuya tüm yaşadıklarımı en ufak ayrıntıyı es geçmeden anlattım. sedefi, semihi, eski evimi, nerde ne yaptıysam anlattım.
    burcu biraz hak vermişti bana. korkularından dolayı sedeften vazgeçemedin yani dedi. evet dedim. ben edadan başka hiç kimseyle birlikte olamam. ne yaptıysam edayı kaybetmeme korkusundan yaptım falan dedim. lütfen edaya şunu de ki; eğer istesin, bana son bir şans versin, bursayı hayatımdan çıkarmaya razıyım. okumam gerekiyorsa dedim. kız bana çok acımıştı ama nefretle bakmaya çalışıyordu.

    burcu edaya anlatmış tabi bütün konuşmalaramızı. bir gün bursadayken telefonum çalıyor. tanımadığım bi numara. açtım telefonu alo dedim. ses yok. kapandı sonra. diyorum ya eda ya sedef kesin ama hangisi. eda olma ihtimali daha yüksekti çünkü eski hattını kapattırmıştı. 10 kez aradım tekrar ama açan olmadı. o gün gece aydınlığa doğru geçerken yine çaldı telefonum. uyku sersemi baktım numaraya, arayan gündüzki numara. açtım telefonu, karşıdaki ses; neden, neden, neden, diyor.

    edaydı evet, edaydı. bir neden söyleyemiyor sadece dinliyordum. ilk baştaki neden sorularından sonra o da susmuş, sadece ağlama sesini duyabiliyordum. eda diyorum edaaaa, bu daha çok ağlıyor sanki ben öyle dedikçe. bitirme eda, bitirme dedim. bi 5 dk sürdü bu telefon görüşmesi. yine o kapattı. bir umut ışığı görünmüştü sanki. eda beni unutamıyordu. dedim ya, beni çocuğu gibi seviyordu adeta diye. ne kadar *** de olsam, benden vazgeçmek istemiyordu.

    hava aydınlanmıştı.. aradım edayı açtı. o an ne konuştuk çok fazla hatırlamıyorum şu an. ama ankaraya geliyim mi dedim. neden dedi. seni görmeye dedim. hayır dedi. sana olan aşkıma inanman için kendimi öldürmem gerekiyorsa, onu da yaparım eda dedim. bu nasıl korktu öyle deyince. sakın dedi. bana bir de bu acıyı ekleme. peki dedim sen nasıl istersen. ben seni hak etmedim, ama ben senin için ne istiyorsan yapmaya hazırım bunu bil dedim. bundan sonra sana haber vermeden nefes bile almam, yeterki bana bir şans daha ver dedim.

    o gün tekrar arayamadım bir daha. cesaret edemedim. ertesi gün eda aradı ve ben yapamam artık xxx dedi. babama söyleyemem seni bir daha. biz hakkımızı kaybettik dedi. gidiyim babanın yanına, ne olacaksa olsun, yeterki sen iste, orasını düşünme dedim. hayır dedi karşı çıktı. olmaz dedi, bir daha görüşmeyelim bunu benim için yap dedi ve kapattı telefonu.

    edayı tekrar kazanmak için değil babası tüm dünyayı karşıma almaya razıydım. kafaya koymuştum, ankaraya gidip babasıyla görüşecektim. isterse beni öldürsün, hiç umurumda değildi artık. birkaç gün sonra cesaretimi de toplayarak ankaraya gitmiştim

    öğlene doğru babasının dükkanına girdim. tolga amca nerede diye sordum, elemana. eleman beni tanıyordu daha önce, bu gelmez boşuna bekleme dedi bana. anlaşılan onun da bazı şeylerden haberi vardı. peki dedim çıktım dükkandan. dükkanın karşısında bekliyorum tolga amcayı.. akşama kadar bekleyecektim. bugün gelmezse yarın, yarın gelmezse ondan sonraki gün. gelene kadar bekleyecektim onu.

    yaklaşık 2 saate yakın dikildim dışarıda. en sonunda tolga amca belirdi. gittim yanına, bu şok. ne var lan it dedi herif bana resmen. bir daha karşıma çıkma seni öldürürüm demedim mi ben dedi. bende istersen öldür tolga amca ama önce bi konuşalım dedim. bu iyi lan atla arabaya dedi. bindik arabaya bu beni bi yere zütürüyor. ne kadar cesaretli de olsam, eda için ölmeye de razı olsam, içimden s*ki tuttum bu sefer bu beni kesin s**ecek diyordum. benim ses resmen gö**me kaçtı, o da hiçbir şey demiyordu, yol boyunca hiç konuşmadık. bu beni bi yere zütürdü, boş bi ev. daha önce bilmediğim bi yerdi. girdik içeri.

    ben başladım ağlamaya ama nasıl ağlıyorum. adam bana bişey yapacak diye de korkuyorum zaten. bu bana ne var lan, ne istiyorsun daha diye söze başladı. ben işte, yaptığım her şey için çok pişman olduğumu, eda için her şeyi göze aldığımı, bir şans daha istediğimi falan söyledim son derece korkak bi tavırla. bu kendini bi anda kaybetti. ne diyorsun oğlum sen, ne tekrardan bahsetmesi. kızımın başına senin yüzünden gelmeyen kalmadı dedi ve başladı bana yumruk atmaya. yumruklardan hırsını alamamış olacak, yere kapaklanan bana biraz da tekme salladı, sağolsun. şimdi s**tir git bu evden. bir daha karşıma çıkarsan yemin olsun öldürürüm seni dedi.

    ben y**ağı yemiş bir suratla evden çıktım. sarhoş gibiyim a*k. aradım bi arkadaşı geldi aldı beni. hastaneye gittik, pansuman falan işte. burnum çatlamış. hastaneden çıktım. bizimkiler geldiğimi bilmiyordu zaten. tekrar bastım gittim bursaya

    ertesi gün telefonum çaldı, arayan edaydı. babası olanları anlatmış galiba. ama beni dövdüğünden haberi yok. niye beni dinlemedin. ben sana demedim mi sakın babamla görüşme diye ne yaptı sana, bişey yaptımı falan dedi. yok dedim, bişey yapmadı ama keşke yapsaydı da, affetseydi dedim. eda, babam affetse ben affetmem artık seni, her şey bitti bunu kabullen ve kendine güzel bir hayat kur, bundan sonra hayatında eda diye birisi yok bunu bil ve lütfen kendine iyi bak dedi ve kapattı telefonu.

    o günden sonra günlerim hep monoton geçti. asosyal bir yaşam geçirdim ilk başlarda tabi ama daha sonra elbette bende ,güldüm, eğlendim, makara da yaptım. derslerime daha bi önem verdim. sanki eda için yapabileceğim son şeydi bu. hep okumamı istiyordu çünkü. sedefle bir kez telefonda görüştük, semihe her şeyi kendisinin anlattığından bahsetti. o günlerde kendinde olmadığını bilmem ne bir sürü şey söyledi. hiçbir şey demeden kapattım telefonu, bir daha da görmedim. hülya teyze ve ersin amcadan da haber yok. belki sedef onlara da anlatmıştır yaptığımız o iğrençliği ve o yüzden onlar da beni arayıp sormamışlardır.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 1460.
    0
    eda'ya gelince. okulunu bitirdi. en sonki ayrılık konuşmamızdan sonra, haftada bir telefonda görüşüyor gibiydik. kendime bir şey yapmamdan korkuyordu galiba. daha sonra aramalar seyrekleşti, ankraya geldiğimde işleri oluyordu genelde. arkadaş kalalım demişti ama olmamıştı. hep yeni bir sevgilisi var mı acaba diye içim içimi yedi ama böyle bir şey bulamamıştım. babası okulunu bitirdikten sonra onu yurt dışına göndermiş. 1 senesini doldurdu. irtibat iyice kesildi. galiba unuttu beni.

    bana gelince; okul bitti. şu an çalışmıyorum ama bi kaç aya bi iş ayarlayacağım kısmetse. edadan sonra bir başka kızla tanıştım. onunlada 1.5 yıl gibi bi süre sürdü. evlenecektim artık onunla ama o da olmadı. şu anki tek sosyal hayatım sizlersiniz ama bugünleri de geride bırakacağıma eminim. hayat bana bir fırsat sunmuştu ve ben bunu değerlendiremedim. fakat hayatta şunu unutmamalıyızki, fırsat her zaman gelmez insanın ayağına, her zaman eda gibi biri çıkmaz insanın karşısına fakat eda yok diye de kahretmek boşuna. elimde kalanlarla mutlu olabilmeyi öğrendim ve edayı unutamasamda, edasız yaşamaya alıştım galiba.

    edayla ayrıldıktan sonra birden itribatımız kesilmedi. benim yanlış bişeyler yapmamdan korkuyordu sanırsam. benden bir söz istemişti ve semihe bulaşmayacaktım. beni seviyorsan, benim için yapmanı istediğim tek şey budur dedi. çünkü ben bu ayrılığı semihe bağlamıştım ve edada semihe bişey yapmamdan korkuyordu o yüzden. uzun lafın kısası ben edaya bir söz verdim ve bu sözü uzunca bir süredir de tutuyorum.

    şimdi siz bana yardımcı olmak istiyorsunuz sağolun ama olayları deşmeye gerek yok. herkes hak ettiğini yaşıyor inanınki. yoksa semihi de sedefi de vesile. içimde böyle bir orr... luğu olmasa, her şey çok daha farklı olurdu. ben böyle düşünüyorum.

    eda için:

    o ayrılık konuşmasından sonra, çoook yalvardım edaya ben. öyle peki deyip telefonu kapatmadım yani. ama güvenini kaybetmiştim bir kere ve babasına bişey olmasından korkuyordu da. tek varlığı babası kalmıştı çünkü kızcağızın.

    arkadaş kalalım demişti bana ve arkadaş gibiydik ilk başlarda. babasından gizli, sıradan bir arkadaşlıktı bu. ama ben hep bir umut besliyordum tabi. olmadı ama. her geçen gün daha çok soğudu benden. okulunu benden önce bitirmişti. geçen sene den beri de, avustralya'da yüksek lisans yapıyor. babası gönderdi eminimki. bir gün burcudan telefonunu aldım edanın kaldığı evin. aradım ama bi erkek çıktı. edayı istedim, bu edayı çağırırken dayanamadım ve kapadım telefonu.

    anlayacağınız edanın gözünde ben bittim. bitmemek için çabaladım, çırpındım. babasından korkmadım desem yalan olur ama elimden bu kadarı geldi yan.

    bu saatten sonra edanın değerini anlayamayan biri çıkacağına inanmıyorum zaten. o herifi onun koynunda hayal etmek delirtse de beni, bunu kabullenmekten başka seçeneğimde yok.

    EDiT 2: ADAMIN SON SÖZÜNÜ UNUTMUŞTUM BUYRUN:

    Lafımı şöyle bitireyim bu da son olsun; hani xxx ne a*k diyorsunuzya, xxx; ankaraya ne zaman kar yağsa kolu sızlayan adam işte.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 1461.
    0
    vay amk ctrl+v ctrl+c tuslari bozuldu amk
    ···
  12. 1462.
    0
    vay amk ctrl+v ctrl+c tuslari bozuldu amk
    ···
  13. 1463.
    0
    kız güzelmiş anlat waoww
    bu arada adam dikdörtgen suratlı beyler
    ···
  14. 1464.
    0
    @1 bu kız sana ne yaptı bilmıorm ama okumadım daha hikayenı
    çok tatlı kızmıs lan bırakılırmı hikayenı okuyam edit yapcam
    bakalım mevzu neymiş...
    ···
  15. 1465.
    0
    olmadı bu aliii
    ···
  16. 1466.
    0
    içim burkuldu zütünü gibtiğim..
    ···
  17. 1467.
    0
    hay ağzına ya valla öldüm bittim 4 gün oldu okuyalı halen çıkmadı aklımdan offf off ne yazmışsın abi sen böyle tam sınav haftası
    ···
  18. 1468.
    0
    mükemmel yazmışsın ya dün okudum dhde halen etkisindeyim of beeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee :S ama o votkayı içmicektin zütveren !
    ···
  19. 1469.
    0
    güzeldi bin
    ···
  20. 1470.
    0
    recervet ulan
    ···