Neyse beyler geçtik eve oturduk salona. Ece TV yı acti ve "üstümü değiştiricem birşey istiyor musun" dedi. Tesekkur ettim ve birşey istemedim. Halbuki yemek yemis olmama rağmen acıkmıştım.

Bi yandan da daha yeni tanıştığı biri evinde iken üstünü değiştirmesi garibime gitmişti. Ben bunları dusunup dalarken ece odaya girdi tekrar. Elinde kola ve iki bardak vardı. Masaya bardaklar koydu ve kolayı doldurmaya başladı. Doldururken bir yandan da sorular soruyordu.

işte okuyor musun. Nerde yaşıyorsun. Ailenle misin vs. Sormaya başladı. Bende tek tek yanıtladım. Okumadigimi , barista olduğumu, ailemin çanakkale de olduğunu benim burda tek yaşadığımı anlattım. Kendi de burda tek yaşıyormuş aslında arkadaşlarıyla birlikte tutmuş bu evi ama arkadaşları memlekete gidince tek başına kalmış. Kolalarımızı yudumlarken iyice muhabbet ettik. Şöyle bir teklifte bulundum eceye 'benimle birlikte kal istersen, kirayı yarıya bölüşelim hem yükün azalır '. Fazla düşünmeden kabul etti o da. Benim evim moda da idi beyler. 3 katlı eski bir binada 2+1 bi ev kirası 950 TL idi. Yani benimle kalırsa 450 TL alicaktim ondan. Tabii onun da işine geldi. Okulu da zaten Acıbadem de imiş. Doğuş ta tam burslu mimarlık okuyormuş.

her gibdigimin bininde de araba var zaten ev var hepiniz yalniz yasayip pizza yedikten sonra sarabinizi yudumluyosunuz aq biz zaten oksijenle kafa yasiyoruz gibibler sizi okumuyorum, cugu aq OKUMAYIN LA

Neyse beyler çok uzatmayayım oraları biraz daha muhabbet ettikten sonra telefon numaralarımızı aldık ve vedalaştık. Saat gece 12 sularıydı ecenin evinden çıktığımda. Bindim beyaz renkli focus'uma taktim Neşet babanın CD sini tuttum evin yolunu.

Ses verin beyler