1. 51.
    0
    Yapay nükleer süreçlere ulaşmanın son zamanlarda
    insan yaşamı üzerinde yarattığı korkunç sonuçlar, «nükleer»
    terimine son derece olumsuz simgesel bir değer yüklemiştir:
    nükleer silahın geliştirilmesinden bu yana, bu sözcük bazı
    ülkelerin insanlığı yok etme gücünü hatırlatmaktadır.
    Bununla birlikte, biz fark etmesek bile, doğal nükleer tepkimeler
    bizi kuşatan dünyayı derinden derine biçimlendirmektedir.
    £SBF (European Synchrotron
    Raölation Faci/ity). Elektronlar, Kaynakwh webhatti.com: NÜkleer Fizik
    Granoble'dakt (Fransa) bu
    senkrotronda önce doğrusal bir
    ttzlandınada, sonra dairesel bir
    Kündınada S milyar elektronvo/tluk
    bir enerjiye kadar h/z/andınlır;
    ondan sonra stoklama halkasına
    (çevre uzunluğu 884 m) şmngalanır.
    Bu elektronlar, maddenin atom
    Güzeyinde •gönHmesM sağlayan
    senkrotron /sığı yayar.
    CSflH'ltıLEP'Inde
    gerçekltftlrllen deney:
    ttlr Z°"ın bir kuvark, bir karsıkuvark
    ve bir gluona bölünmesinden
    doğan üç huzmeli bir olay.
    ···
  2. 52.
    0
    bu başlığa bilimsel entry
    ···
  3. 53.
    0
    vajina ya da vajen (türkçe: döl yolu [1]), vajina/vajen girişi ile başlayan ve üst uç kısmında rahimağzının yer aldığı içi boş silindir şeklinde ve normal halde yaklaşık 7-10 santimetre uzunluğunda, 3 santimetre genişliğinde bir yapı.
    vajina/vajen girişinde bulunan bartholin adı verilen salgı bezleri cinsel ilişki sırasında vajina girişinin ve vajina duvarlarının kayganlaşmasını sağlar.
    normalde ön ve arka duvarları birbiri üzerine katlanmış olarak duran bu yapı, doğum eyleminde doğum kanalının yumuşak kısmının yapısında yer alır ve bebeğin başının geçmesine müsaade edecek kadar esner.
    vajen yüksek derecede esneyebilme yeteneğine sahip bir organdır. bu özelliğini üç katmanından orta katmanını oluşturan kas katmanına borçludur. cinsel ilişki esnasında genişliğini ve uzunluğunu duhul olan penisin çapına ve uzunluğuna göre belli oranlarda arttırabilmektedir.
    ···
  4. 54.
    0
    ananın anüsüne üroloğum enter
    ···
  5. 55.
    0
    2009=40
    ···
  6. 56.
    0
    boşaldım :-)
    ···
  7. 57.
    0
    bilimsel entry.
    ···
  8. 58.
    0
    koalalar çok nadir de olsa su içerler. koalaların ana besin maddesini oluşturan okaliptüs yaprakları koalaların temel düzeydeki su ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli miktarda su temin etmektedir. genelde yapraklarda yeterli nemin bulunmadığı kuraklık dönemlerinde ve hastalandıklarında su içmektedirler. koalaların, vücut yapıları bulundukları çevrede ihtiyaçlarını üst düzeyde karşılayacak niteliktedir. örneğin kol ve pençeleri geniş gövdeli okaliptüslere kolaylıkla tırmanmalarını sağlar, ön ayaklarındaki ilk iki parmakları ise diğer üç taneden ayrıktır. arka ayaklardaki baş parmaklar da diğerlerinden ayrıktır ve diğer dört parmak gibi keskin pençelere sahip değildir. diğer parmaklardan farklı olan bu baş parmaklar daha küçük dallara tutunmayı sağlar. pençeleri ağaçların yumuşak ve düzgün gövdelerine çengel gibi saplanabilen koalaların, dört ayağı da, ağaç dallarını rahatlıkla kavrayabilir ve dallara sarılarak tırmanmalarını sağlar. koalaların diğer özellikleri ise şöyledir:
    okaliptüs yaprakları yüksek miktarda lif ve çok az da protein içerir. bu yapraklarda güçlü kokulu yağlar, fenolik bileşimler ve birçok memeli için yenilemez hatta zehirli olan siyanür niteliğinde maddeler de bulunur. başka hayvanlar için zararlı olan bu maddeler koalanın vücudunda zehir etkisini kaybeder. çünkü koala, çok özel bir anatomisi ve fizyolojisi olan bir sindirim sistemine sahiptir. diğer otçul memeliler gibi koala da okaliptüslerin ana maddesi olan selülozu sindiremez. ancak bu işlemi, onun için selülozu sindirebilen ve koalanın körbağırsağında yaşayan mikro organizmalar yaparlar. koalanın kör bağırsağı, kalın bağırsağına açılır ve çok büyüktür. körbağırsak, bağırsağın toplam uzunluğunun yaklaşık %20'sini oluşturur. uzunluğu 1.8 ile 2.5 metre arasındadır. yaprakların sindirim sisteminden geçişi körbağırsakta geciktirilir. bu gecikme sayesinde körbağırsaklardaki mikro organizmalar faaliyete geçerek selülozu koalanın faydalanacağı hale getirirler. yağlar ve zehirli niteliğe sahip kimyasallar (fenol bileşikleri) karaciğerde süzülmeye uğrayarak etkisiz hale gelirler.
    koalanın tek besin kaynağı okaliptüs yapraklarıdır. bu ise hayvanın karbonhidrat gereksinimini tümüyle mikro organizmaların selülozu sindirmesiyle karşılaması demektir. bu durum, mikro organizmalar olmadan koalaların yaşamasının mümkün olamayacağını açıkça göstermektedir.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    0
    yirminci yüzyılın en ünlü fizikçisi albert einstein'ın görecelik kurdıbına göre,
    yerçekiminin etkisiyle zaman daha yavaş akıyor ve buna göre yerçekiminin daha az olduğu bir yere doğru uçmakta olan bir uçağın yolcuları her uçuşta birkaç nanosaniye daha fazla yaşlanıyorlar.

    bilim insanları, yıllar önce bu ilginç olayı, yüksek irtifada uçan bir füzenin içinde bulunan atomik saat ile aynı zamanda, manyetik alanın etkilerinin daha güçlü olduğu yeryüzünde bulunan başka bir atomik saat ile yaptıkları ölçümlerle gözler önüne serdiler.
    abd'nin colorado eyaletindeki ulusal standartlar ve teknoloji enstitüsü'te (nist) görevli fizikçiler bu defa aynı olayı, yüz defa daha hassas iki süper atomik saat kullanarak günlük hayatta da izleyebildi.

    i̇çinde atomik saat bulunan ve yüksek irtifada uçan füze ile yeryüzünde bulunan saat yerine, bu sefer sadece 33 santimetrelik bir irtifa farkı ile deney yapıldı.

    amerikan bilim dergisi science'in 24 eylül tarihli sayısında yayımlanan deneyin sonucuna göre, kişi 33 santimetre yüksekte, yani iki basamak yukarıda bulununca biraz daha çabuk yaşlanıyor. fark çok zayıf olduğu için hemen farkedilmediğini belirten araştırmaya göre bu fark, 97 yıllık bir ömürde saniyenin 90 milyarda biri kadar.

    araştırmayı kaleme alan bilim insanları, bu farkın insanlar tarafından hissedilmese bile, bu çok hassas, ufacık farkı ölçebilme imkanı, jeofizik gibi başka araştırma alanlarında da kullanılabileceğini belirtiyor.

    nist'teki görevli araştırmacılar, i̇zafiyet teorisi ya da görecelik (relativity) kurdıbının günlük hayata başka bir etkisini daha tespit etti. yaptıkları araştırmaya göre, kişi saatte 32 kilometre daha hızlı gittiğinde, zaman daha yavaş geçiyor.

    deneyler için araştırmacıların kullandığı, ne bir dakika ileri giden, ne de bir dakika geri kalan, nist'in farklı laboratuvarlarında bulunan saatler, birbirlerine 75 metre uzunluğundaki bir fiber optik kabloyla bağlı
    ···
  10. 60.
    0
    e=mc2
    ···
  11. 61.
    0
    @1 45 kromozomlu
    ···
  12. 62.
    0
    e eşittir em ce kare .
    ···