1. 12.
    0
    okdumda bi gib yok
    ···
  2. 11.
    0
    http://imgim.com/8043incim6340252.jpg
    ···
  3. 10.
    +1
    okuruz bir ara reyiz.
    ···
  4. 9.
    0
    upupup belki okuyan cıkar
    ···
  5. 8.
    0
    oğlum okuyun lan okadar anlattım :S
    ···
  6. 7.
    0
    yeea boys anılar soytarılar
    ···
  7. 6.
    0
    kim okuyacak bu kadar uzun şeyi
    ···
  8. 5.
    0
    1. sınıftayım sene 2000 den sonrasını okumadım. elim ayağım titriyo hala.
    ···
  9. 4.
    0
    okumayın
    ···
  10. 3.
    0
    lan gibleyen yok mu :S
    ···
  11. 2.
    0
    cocuktum
    ···
  12. 1.
    0
    1. sınıftayım sene 2000. o zamanlar mersinin 1 köyünde yaşıyoruz. köyde portakallar mı dersin çeşitlerimi dersin greyfurt mu dersin her türlü turuncgil var. köy çok güzel. ama köyün sağlık ocağı bile yok.

    köyün okuluna gidiyorum. 2 tane bina var. 5. sınıfa kadar yani 1. 2. 3. 4. ve 5. sınıflar aynı sınıf içerisinde okuyoruz. 6 7 ve 8 lerde diğer binadalar. bizim sınıfta 1 tane soba vardı onla ısınıyorduk. düşünün işte okulun durumunu.

    okulun önü topraktı. tenefüste toprak sahaya çıkıp oynuyorduk. bazen maç yapardık bazen de ciksek oynardık.

    yine teneffüsteyiz. zil çaldı millet içeriye girmeye başladı. ben zaten bir şeye kendimi kaptırınca zor uyanırım. 13 yaşıma kadar nasıl futbol oynadığımı ben bile bilmem. biraz inatçıyımdır bir kere mahalle de top koştururken omuza omuza girdiğim mücadelede kafamı bir yere çakmıştım. dikiş atmışlardı. okuyorsa eğer o çocuğunda amk. birazda zayıfımdır. mahallemizde ibo abi vardı. çok severim kendisini kardeşleriyle aram iyi olmasada kendisini çok severim. yine mac yaparken ibo abi bana bir omuz attı. ben düşerken duvara tosladım. sol kolum kırıldı. çok çektim o kırıktan ben. 1,5 ay sürdü. ona rağmen ibo abiye karşı en ufak bir kinim olmamıştır. o doktorumun da ta amk. ne anlatıyodum lan ben? ha yine teneffüsteyiz zil çaldı millet içeri giriyor. ama ben kendimi cikseğe kaptırdım hala dışardayım. taşı atıyorum istediğim yere düşürmeye çalışıyorum. zıplaya zıplaya taşı alıyorum geri dönüyorum. diyeceksinizki lan ne salak adamsın yanında kimse yok kime neyi ispat etmeye calısıyorsun. durun beyler daha asıl salaklığıma gelmedik. ama ben sonunda uyandım. uyandığımda herkes içeri girmmişti dışarıda 1 kişi bile kalmamıştı bundan emindim. o köyde çok taş çeşidi vardı kil (toprak bu bizde biliyoz amk aklıma taş çeşidi gelmedi bunu yazdım) mi dersin, üstü kegibli çizgili garip taşlar mı dersin(bu taşı buldum hala evdeymiş capsini atacam), renk renk taşlar mı dersin ve şimdi benim taşıma geliyoruz mermer mi dersin. ciksek oynayan bilir cikseği düz bir taşla oynamak gerekir. zamanında briketle bile oynamışlığım vardır (yokluğa bak amk). tamam düzdü o briket kabul ediyomda attığımda yatay düşerse amele sümüğü gibi yapışıyordu, dikey düşerse bağdata kadar yolu vardı. evet herkes içeri girmişti elimdeki taş mermerdi. mermer ağırdır, ucu keskindir. bir mermere kafa tutan adam çoğu şeyi göze almış demektir. o adamla bir tartışmaya girmeyin.

    yapacak bir şey kalmamıştı ve en sonunda bende içeri girmeye karar verdim. karar verdiğimde derse geç kaldığıma da uyandım. o uyanışla ve heyecanla taşı havaya atıp hemen içeri girme düşüncesiyle mermer taşı dikey bir şekilde havaya attım. işte o an mermerin yukarıda saydığım bütün özellikleri aklıma geldi ve ben iyice panikledim. bir yandan yukarıya bakıp taşın nereye düşeceğini tahmin edip oradan çekilmeyi düşünüyordum bir yandan da kafamda yukarıya bakarken o mermerin gözüme düşüp kör olacağım ihtimalini yazıyordum. kör olma ihtimalini düşününce yukarı bakmaktan vazgeçtim ve köyün delisi gibmişcesine koşmaya başladım. bence yukarı bakmamakta haklıydımda. çünkü o taşın o zamanlar bile zapzayıf olan bedenime düşme ihtimali ne kadar olabilirdi ki?
    ama gerçekler böyle olmadı. taşın kafama düşmesiyle birlikte o gerçekliği öyle derinden yaşadım ki. taş kafama düştüğünden gerisini hatırlamıyorum arkadaşlar. şaka lan şaka hatırlıyorum. taş kafama düşünce daha da panikledim. kafamdan gelen kanı görünce o an bittiğim andı. hemen okula koşmaya başladım. okula girdim. hocaya seslendim. aynı zamanda okul müdürüydü. beni o durumda görünce arabasına attı ve sağlık ocağı olmadığı için komşu köydeki sağlık ocağına zütürdü. orada pansuman yaptılar dikiş attılar ve birde o zamanlar korktuğum şeyi yaptılar iğne vurdular. tabi benim kafam yarılmış o iğne gibimde olur mu? olmaz. iğneyi vuruldum eve gittim. ertesi gün de okula gittim. birkaç ders geçtikten sonra bizim tabirimizle aşıcılar geldi. bu dıbına koduklarım öyle bir geliyor ki sanki milleti kıyımdan geçirecek gibi hocalar falan da lan durun bişey olmayacak az erkek olun falan deyince kendimizi anlaşmalı gibiş var gibi hissediyorduk, sanki herşey planlanmış gibiydi. neyse bunlar iğne vurmaya başladılar birisi bağırıyo ah uh yapmayın, öbürü bağrıyo ahhhhhhhhhh, öteki diyor ben olmayacam. lan amın oğlu susta ol işte ne milleti iğne vurulmama ihtimalini düşündürmeye zorluyon. bu dıbına koduklarımın yüzüne bende paniklemeye başladım. sıra bana geldi. kaçarı yok o zamanlar kesin vurulacan. 1. sınıftasın küçücük bir şeysin kaçmaya calışsan 2 adım atmadan zütüne girer zaten o iğne. ama tabi o zamanlar yaşanmışlığın verdiği de bir tecrübe var. hemşireye dedim ki ben dün iğne vuruldum. hocada onaylayınca bu iğne vurmaktan vazgeçti asdasdkljhklahdlaks. artık ne düşündüyse. öylece kurtuldum o iğnedende. bu da böye bir anımdır.

    not: o taşa bakmadığıma pişman değilim

    özet: o taşı bana allah gönderdi. şimdi hangi taşı diyeceksiniz? okuyun oruspu çocukları.
    Tümünü Göster
    ···