bu başlıkta tanrıyı tanımlamaya çalışıcam

@80 ayrıca 72 bir deyim, arapçada sonsuz manasında kullanılıyor diyebiliyorum. 72 üzüm demek, sınırsız bilgi demek anldıbına geliyor bence.

arkadaşım bir kız arkadaşım var o da senin gibi düşünüyor. şurası çok iyi " şimdi böyle bir varlığın kalkıp bizzat meleklerle konuştuğuna, evreni kendisinin yarattığına inanmak zor geliyor o kadar muazzam bir varlık bir hiçliğe neden eğilsin?" dinlerin çok üstünde bir varlıktan bahsediyoruz. yazdıklarını şukuladım. peki bir şey soracam böyle bir varlığın bizim ibadetimize ihtiyacı var mı? veya ben bu varlık için ne yapmalıyım desem ne cevap verirsin? ayrıca sigara içen elini ayağını gibiyim amk ellerim titriyor sigara yazısını görünce:(

özelden tartıştığımız üzere sana gönderdiğim ileti şu:
ibrahim, brahma. ikisinin aynı kökenli olduğu söyleniyor bilmiyorum biliyo musun ama hz ibrahim de vahiy yoluyla bulmadı tanrıyı sorgulayarak buldu. ve ibrahimi dinlerin brahma dinini kök aldıkları söylenir.
ekleme yaparsam: bu ne kadar doğru bilmiyorum brahma dinini de hiç araştırmadım, sadece böyle bir söylenti duymuştum. yardımın için de teşekkürler

beyler gene bir sigara molası vermek istiyorum. okuyan herkese teşekkürler, hem biraz fikirleri toparlamış olurum. bu arada soru filan geldiyse aklınıza sorun böylece zihnimi biraz zorlayıp çalıştırırım. daha geniş bir yazı yazabilirim şuan aklıma ilk gelen şeyleri döküyorum buraya ama anlatabileceğim çok daha fazla şey var aslında.

@51 dostum araştırmam sonlanmadı, tasavvur ettiğim yaratıcı kuranda var mı yok mu bunu arıyorum hala.

@52 tasavvur ettiğin yaratıcıdaki özellikler neler?

aynı şekilde sadece insanoğlu veya melekler bile yaratılmışlar oldukları için o sonsuzluğun içinde hiçler, bu yüzden kurani kerimde meleklerle allahın nasıl konuştuğunu anlamış değilim. bu da sembolize ediliyor gibime geliyor, sanki burda bir deneme yazısı gibi tek başına yapılan bir sorgulamayı diyalog gibi aktarmışlar gibime geliyor. çünkü gerçekten ∞ kavramı içerisinde sonsuzluğun dışındaki herşey birer hiçtir, ha bize göre bir şeydir ama tanrıya göre hiçtir.

bahsettiğin biraz ıbn-i arabi nin vahdet-i vücud fikrine ve uzakdoğu dinlerindeki tekillik fikrine çıkıyor.

şimdi tanrı böyle bir varlıksa ne diye insanoğluyla uğraşsın hayal edemediğimiz bir yapının içerisinde, biz evrenin içinde bile bi tak değilken, bizim evrenimiz onun varlığının içinde bir hiçken, hiçliğin içindeki hiçliğe eğilip neden bir şeyler fısıldasın. onun için bunu yapan başka varlıklar olmalı düşüncesine itiyor beni bu sorgulamam şuan.

@57 evet benziyor fakat ben 21. yüzyılın ışığında daha geniş bir kavramdan bahsettiğimi düşünüyorum

tanrı yaratma potansiyeli barındıran bir varlıktır.bu tıpkı güneş'e neden ısı ve ışık veriyorsun diye sormak gibi.

@60 onun yerine şöyle düşünüyorum, tanrı varoluşa gebe bir varlıktır. içerisinde bir şeyler o ille de eğilip eliyle yapmasına gerek duyulmadan var olup yok olabilir. güneşin içindeki hidrojen ve helyumu düşün güneşin ille de kendi rızasıyla ben hidrojenleri birleştiriyorum, helyumları da ayırıyorum demesine gerek yok, yapısı böyle ve bunlar içerisinde kendiliğinden oluyor. benim şuan geldiğim nokta bu. tanrıyı hayat ağacına benzetebilirsin, bir nebula gibi içerisinde bir şeylerin var olup yok olduğu bir buluta benzetebilirsin.

hatta bak aklıma ne geldi, ateizimde şöyle bir görüş var: müslümanlar bakın her şey ne kadar mükemmel ay yıldızlar dünya bir yörüngede dönüyor, ağaçlar kuşlar ne kadar harika dediğinde; ateistler ya hiç öyle olur mu evrende bir kaos var o kadar gök taşı var bir curcuna var bir sürü şey patlıyor çarpışıyor yok oluyor, dünya şuan için mükemmel ve stabil görünüyor filan gibi şeyler diyorlar. burda tanrıya göre mükemmelin ne olduğunu anlamaya çalışmak gerek, her şeyin ip gibi sıraya dizildiği ve hiç bozulmadan hareket ettiği saat gibi çalışan bir sistem mi mükemmel? yoksa her şeyin sürekli yok olup tekrar var olduğu ve yenilendiği, eskimediği özüne dönüp tazelendiği bir sistem mi mükemmel? ben 2. sini daha mükemmel buluyorum, çünkü bence tıkır tıkır çalışan fakat zamanla aşınıp bozulan, paslanan bir saattense, eskiyip işlevini yitirince yok olup yeniden gıcır gıcır saatleri oluşması daha mükemmel. ve bu durum da benim tanrıyı sürekli var oluş ve yok oluşa gebe bir varlık olarak tanımlayışıma cuk oturuyor gibi geliyor bana.

arkadaşlar son sigaramı yakıp, bitince çıkıcam. yani bi 5 dakika daha burdayım varsa soru alayım. aksi halde yarın devam ederiz yapmam gereken işler var

@79 tamam dostum kendine iyi bak teşekkürler katkıların için

o dönemlerde ihtiyaçtan fazlası dediğim gibi direkt zekat olarak mescide filan veriliyormuş, ama dinden dönmenin yani mürted olmanın büyük nedenlerinden biri de bu dediğim gibi, namaz da kılarız oruç da tutarız ama zekat vermeyiz gibi yaklaşımlar oluyormuş. işte bunu söyleyenlere yanlış hatırlamıyorsam hz ebubekir namaz ile zekatı ayırmam diyormuş, namaz kılmayan nasıl müslüman olmuyorsa zekat vermeyen de öyleydi bu yaklaşıma göre. zekat bir nevi vergi yerine de konulabilir, yani zekati getireceksiniz mescide biz fakire fukaraya dağıtacaz gibi bir durumdan da söz ediliyor, şayet böyleyse siz gidip istediğiniz fakire fukaraya dağıtamıyorsunuz. bu bir bakıma iyi bir şey çünkü eminim biz fakire fukaraya dağıttık diyip de parayı dağıtmayan, veya al şu parayı sana şu kadar verdiğimi söyle böylece ben sürekli sana zekat vereyim filan kısaca bi ayak bacak, bir yalan dolan durumu yapabilir kişiler. ama kurumların bunu daha az yapacağını düşünüyorum bu yüzden mescidde veya camide zekat toplamak bana göre mantıklı.

@192 ayrıca biraz daha açman gerekiyor konuyu sanırım ben farklı bir yöne de çekmiş olabilirim, yani öyle yaptığımı hissediyorum. daha geniş bahsedersen sevinirim üstüne konuştuğumuz konu ufak bir konu değil sonuçta, 7-8 satır bahsedip gidersen bizi karanlıkta bırakmış olursun.

edit: ne dediğini anlamadım yani tam

1. doğrudan görmek zaten pek olası görünmüyo. onun varlığını idrak etmek yani hissetmek yeter. ki bu da mümkün olur cennet gibi bi yerde. çünkü şuanki insan formunda olmuycaz orda. çok daha donanımlı olucaz.
2. ben yaratıcıyla değil o benimle iletişim kuracak. yani benim anlayabileceğim şekilde. hiç de zor olmasa gerek. cennette nasıl bi iletişim aracı kullanılır bilmiyorum ama elbet vardır bi yolu.
3. cennette yanlış olan bi duygu yok. yanlış bişey yapmak isteyen kimse de yok. bu yüzden ben tanrıyım diyen bi varlık gerçekten de tanrıdır.

(bkz: 404 not found)

@216 simdi soyle devam edeyim, bir varligi gormek icin sinirlarini gormen lazim. Yani mesela beni gordugunde ya da bir gezegeni ya da bir galaksiyi gordugunde onu taniyabilirsin cunku sinirlari bellidir ve kapladigi yeri neye benzedigini gorebilirsin, eger cennet varsa orasi da tipki bu evren gibi tanrinin varligi icersinde olacaktir. Kisaca tanri sana gorunse bile baska bir surete burunecektir, gercekte neye benzedigini asla goremeyeceksin cunku sonsuzlugun sinirlari yoktur, tanrinin disina da cikamazsin cunku o bir mekanin icinde degil sonu yok, sonsuzlugu icine alabilecek baska daha ustun bir sonsuzluk olabilir mi? Eger olursa bir onceki gercekten sonsuzluk mudur? Bunu sormak gerek. Yani kisaca senin bilincinin cok ustunde ve senden ustun bir varlik da gelip ben tanriyim dese sen gercekte tanrinin neye benzedigini asla goremeyecegin icin sana gorunen tanri mi degil mi, sadece senden cok cok ustun bir varlik mi bunu ayirt edemiyceksin. Belki de bu evreni yaratan tanri degil ama cok cok ustun bir varliktir ve sen o varligi da idrak edemeyecegin icin sana tanri gibi gelecektir. Yani bu durumda tanriyla gorusmek soz konusu degil, sadece tanriya ulasmaya calismak, hep yolda olmak var.