bu başlıkta tanrıyı tanımlamaya çalışıcam

-başlık güncel-

tanrıyı son noktaya koymak mantıksız dememin sebebi, bir şeyin gözlem yapmadan nasıl bilinçlenebileceğini bilmemem. bilinçlenmek için ve bişileri anlamak için bir çevreye ihtiyacın var. tanrı>=cosmos ise tanrının 0 noktasından başlayıp geliştiği ve her şeyin onun içinde var olduğunu düşünürsek, bu sefer tanrı gözlem yapamayan her şeye gebe bir hayat ağacı gibi oluyor bana göre ama ona nazaran cosmos tanrının içinde olan bitenden başka diyarlardan haberdar olabilir ve bence cosmos zamanla bir bilinç geliştirebilir. bu yüzden cosmos tanrıdan büyük ya da tanrı gibi bişi olmak zorundadır bence. ayrıca bence fantastik olmamış gayet normal belki de tanrının bilincinin kaynağı bizlerizdir. nasıl beyin hücrelerimiz kollektif bir şekilde çalışıp bir bilinç ortaya koyuyorsa belki de tanrının bilincini de ortaya koyan biz ve bizim gibi canlıların bilinçlerinin kollektifliğidir. dediğin sonsuzluğa giden şeylere makro ve mikro sonsuzluk deniye, şöyle düşün ne kadar kazarsan kaz dibini göremiyosun kuyunun, ya da ne kadar tırmanırsan tırman çıkamıyosun gibi.

hmm brahmanın bilinci olması bizimkinin olmaması bir üst entryde girdiğim kollektif bilinç olayına biraz benzedi gibi geldi bana ama yanılıyor olabilirim. spiritüalizme göre de 25.000 yılda bir ufak kıyametler nuh tufanı filan gibi, 75.000 yılda bir de büyük kıyametler kopuyormuş ve her seferinde yeniden adem ve havva diyebileceğimiz insanlar ortaya çıkıyormuş. ben bu ömer hayyamın tekamül ve enkarnasyon içerikli o mineralde uyudu tekamül etti bitki oldu gibi sözünü de buna yoruyorum, bu adamlar ne düşünürse düşünsün spiritüalizme çıkıyor işin sonucu, yani dogmatik olmayan sorgulamayla bulunan bilgilerin hepsi nerdeyse niye spiritüalizme çıkıyor anlamıyor ben. ben de merak ettim şimdi, aynı fizik kanunlarıyla varolmuş evrenler varsa bizim içe içe geçebilmemiz lazım, ama geçmediğimizi nerden biliyoruz?

sonsuzluk kavramında şöyle bir durum var, x=sonsuz gibi düşünün, x^x>x!>sayı^x>x gibi bir sıralama var. yani sonsuzluk sonsuzluktan büyük olabiliyor gibi düşünülebilir, ama bu grafiksel bir yorum, yani şöyle düşün en basit şekliyle örnek vereyim, y=x^2 parabolünün kolları t=x^4 parabolünün kollarına göre daha yayvandır, ve t=x^4 parabolü 1 den büyük her değer için t>y şartını sağlar ve ikisi de sonsuza giderse sonsuzda da t>y olacaktır, ama şöyle bi durum bu sonsuz sonsuzdan nası büyük olur demeyin ikisi de sürekli büyüyen kavramlardır, mesela dedik ya aklınızdan geçen en büyük sayıyı tutun ve hala daha büyüğünü tutabildiğinizi fark edin, sonsuzluk böyle bişi diye, aklınızdan geçen en büyük sayıyı bu parabollerde yerine koyun t>y olacak daha büyüğünü koyun t>y olacak gene, ikisi de çok büyük olacak ama t>y olacak. bu ilginç bir durum biliyorum ama böyle yani :D

@386 bak şimdi güzel bir noktaya doğru gidiyoruz, öyle muazzam bir zincir düşün. bu evrenin de içinde bulunduğu içinde milyarlarca evren olan bir megaevren düşün, sonra içinde milyarlarca megaevren bulunduran bir gigaevren düşün, ve bu böyle gitsin. şimdi güzel kardeşim bunların taa en tepesinde bulunan tanrının senin taklu zütünden başka işi yok mu gelip sana vaadde bulunacak? bak bi kere sonsuzluk kavramından bahsederken anlaman gereken tanrıya asla ulaşılamayacağı şu söylediğin şeylerden bunu anlaman gerekirdi ama burda parantez açıcam, çünkü delirmek üzereyim spiritüalizm de tanrıya asla ulaşılamayacağından ve hep yolda olmaktan hep tekamül etmekten bahseder gibem böyle işi :D. ha ama bize bu vaadi kim verdi diyorsan spiritüalizme göre allah bu evrenin tanrısı, ya da yöneticisi. başka bir evrenin başka bir allahı olabilir. şimdi sen diceksin abi her şeye gücü yetiyo o kadar büyük olsa bile ulaşabilir bize diye şu prangayı bir çıkar, şöyle bişi düşün bir genel müdürsün çay söyleyeceksin, çaycının ayağına gider misin? sekreterin var sekreterini arayıp sekreterine söyletmez misin? şimdi bunu genişletelim, bir genel müdürsün ve şirketin sürekli uzayıp giden bir hiyerarşik zincirin var, kaç tane sekreterin var bu sekreterlerinden hangileri diğerinden daha üstün ve bu sekreterlerle çaycı arasında kaç kademe daha var? sonsuzluk kavramı içerisinde bu sorunun cevabı sonsuz, o zaman hangi sekreteri arayacaksın? o hangi sekreterini arayacak? o hangi sekreterini arayacak? dolayısıyla ilahi bilgiler gibi bu tarz şeyler en üstten gelmez bence, en alttan gelişe gelişe en üste doğru gider. dolayısıyla bize yukardan bir bilgi gelmişse bile bunlar bir zamanlar bizim yollarımızdan geçmiş ve bu süreçleri yaşamış varlıklardır, yani bu evrenin tanrısı allahtır dedik ya o da bi zamanlar bizim geçtiğimiz süreçlerden geçti ve tekamül ederek o noktaya geldi gibi bir şey oluyor.

@390 @391 bakın bir ruh gene spiritüalist savunuculuğu yapıcam ama bunları en iyi bence bu görüş açıklıyo, bir ruh yaratıldığı gibi kalmıyor. islamiyete göre bile böyle bu, bu dünyada gibemediğin karıyı, yiyemediğin yemeği, içemediğin şarabı, binemediğin arabayı öteki tarafta istiycek misin? istiyceksin. dolayısıyla ruhun yaratıldığı gibi kalmayacak orda en başlarda söylediğimiz nefis öldürme işlemi gerçekleşmese bile yeni tecrübeler edinerek kendini yenileyecek, geliştirecek. mesela oraya gittiğinde demeyecek misin ben de bir evren yaratıp tanrısı olmak istiyorum diye? e cennetin kurallarına göre ne istesen oluyor, belki sende bir evren yaratıcaksın sonra içindekilerle oynuycaksın hoop bozuldu, ulan bu olmadı bi tane daha yaratalım bu sefer son kurcaladigimi yapmayayım, hop gene bozuldu ha demek ki bunu da yapmamak lazım filan belki de sen de orda nasıl tanrı olunacağını ya da bir evrenin nasıl yönetileceğini öğreniceksin. belki de nefis öldürmek bu yüzden gerekli, bir evren yönetirken maddi hırslar ve istekler duymamak gerek. yani kısaca evren yaratıp geliştirmek istemeyi akıl edemeseniz bile orda, bir şekilde şaraptan karıdan bir tecrübe edecek ve ruhunuzun bilgi dağarcığını geliştireceksiniz, bu bilgi dağarcığı geliştikçe daha çok bilgi işleyebilir daha çok sentez yapabilir hale geleceksiniz, daha da çok bilgi işleyeceksiniz. bunu pi sayısı gibi düşünün, işlemci kapasiteniz artacak ve pi sayısının , den sonraki 812347817324918274 basamağını hesaplayabilir onu hesapladiktan sonra bir o kadar daha hesaplayabilir hale geleceksiniz, bu da sizi epey erdemli veya bilge yapacak ne tekim, cennet her halükarda sonsuza kadar karı gibilip şarap içilecek saçma bir yer değil, bu gerzeklerin ve maymunların rüyasıdır bence.

hmm sanırım her şeye cevap yazmışım teşekkürler beyler :=), iyi geceler cümleten

hacı bence "cennette her istediğin olacak" cümlesinde sorun var. yani işi gene sonsuzluğa getirmiş oluyoz bunu söylerken. bence cennetteki o boyut değişimi tekamül falan artık adına ne dersen o olduğunda "ben tanrı olmak istiyoooomm yuppiii" gibi istekleri isteyemiycez. böyle olduğunda ucu çok açık oluyo çünkü. orada nefsi şeyleri istemek bana saçma geliyo bu yüzden. ama aynı mantıkla üzümdür şaraptır saraydır vs istemek de nefsi olmuyo mu? bence dünya kafasıyla düşündüğümüz için böyle saçma yerlere varıyoz. belki oraya gittiğimizde tek eğlencemiz yaratıcının kudretini görmek ve onu izlemek olabilir... melek gibi bişey olabiliriz mesela. ama bu sefer meleklerden üstün olduğumuz söylenirken onların seviyesine inmiş olmaz mıyız? oluruz... harbiden olum bu konuları fazla kurcalamayın dediklerinde haklılar lan.. yoktan var edebilen varlığın bizlerin hayal edemeyeceği şeyleri yaratma gücünün olduğunu hep pas geçiyoz. merak duygusu ağır basıyo bizde sorun bu. o yüzden boyut değiştirme olayını fazla kafaya takmamak lazım. ölünce görücez nasılsa.
şu sonsuzluk olayında da ne kadar matematiksel şeyler yazmışın lan?! (bkz: kosünüs mü o) sonsuz sonsuzdan büyük olabiliyo onu mu anlamam lazımdı? doğru anlamışım o zaman.
@407 böyle düşününce de sonsuz kadar tanrı çıkıyo karşımıza? en güçlüsü diye bişey de olmuyo. ilk önce hangisi tekamül ettiyse o daha çok bilgiye sahiptir oluyo. ama ondan da önce gelişmiş başkası olucak, ondan da ondan da diye diye sonsuz * sonsuz * sonsuz *... diye sonsuza kadar giden bi tanrı-güç durumu ortaya çıkacak. velhasıl kel vajina panpanın dediği gibi bizim sorunumuz sonsuz kavrdıbını anlayamamakta hacı. herşeye sonsuz diyip duruyoz amk. sonra da dediğimiz şeyi anlamadığımızı farkediyoz. aslında ne kadar da puşt varlıklarmışız şimdi farkettim. tekamül etmek lazım. öptüm.

Ya abicim ucu cok acik olsun ne olacak ki ?

kaos olur. sonsuz tanrının sonsuz kadar çatışması olur. ayrıca nefsi köreltmeden cennete gidemeyeceksek, tanrı olmayı kim ister ki? ne için ister? tanrılar düşünür mü? egosu var mıdır? egosu varsa başı dertte midir?

@412 bro oncelikle biz 0 dan yola cikip tanri nasil bisiye benziyor diye dusunuyoruz suan yanlis anlamadiysam, ama sen bizim dusunduklerimizi aklindaki kaliba sokmaya ugrasiyosun. Iki dk free ol birak kaliplari. Simdi soyle bi tarafta dursun bu soyledigim kaos kismina gelelim. Cenneti dusun senin bu bahceli evin var benim de kendiminki sen arka bahcende evren kurup oynuyon bundan bana ne? Ben de benimkinde istersem kurarim istersem kurmam niye catisalim cennette sadece bi evren kurulcak onun ustunde hakimiyet yarisi verceksiniz demiyor ki, ben kadinlarla oynarim, sen atomu parcalarsin, oteki saz calar beriki evren yaratir herkes kendi dalgasinda yani. Ve diyelim ki yeterince tecrube kazandik belki de tanri diyecek ki surada bir evren var orayi sen yoneteceksin, veya yonetimine yardimci olucaksin vs biraz fantastik ama cennette sonsuza kadar
Sarap icmek bence daha sacma yani.

Egosu olan bir tanri nasil davranir once bunu dusun bize soyle bence, mesela senin egon var herkes gibi, kalkip biri ben inanmiyorum dese baska biri sana kufretse binlerce yil buna dayanabilir misin adamin gotune simsegi basar misin?

ulan tam tesadüfle ilgili uzun bir yazı yazmıştım sözlükten çıkmış amk kopyalamadım da yazıyı. uzun zamandır görmediğiniz biriyle bir avmde karşılaşmak tesadüf mü sizce beyler? yani 5 dk geç kalmış olsanız karşılaşamayacaksınız diyelim.ama tam vaktinde tam zamanında yolunuzun kesişmesi sizce tesadüf mü? sorum buydu aslında daha uzun yazmıştım ama silindi.şu an tartıştığınız konuyla çok alakası yok belki ama uzun zamandır aklımda olan bir soruydu.

@415 daha zor bişi bahsedeyim, arkadaşımın başına geldi 2 ay önce italya gezisindeydik. izmirden arkadaşıyla italya floransada karşılaştık hem de planımızdan vaz geçip başka bişi yapmak istediğimiz için. onun arkadaşı da italyaya gelicekmiş sadece o kadarını biliyormuş bizim arkadaş da başka bişi bilmiyorduk.

@416 bundan bahsetmeye çalıştım ben de.yani paralel evrenlerle ne tür bir bağlantı kurulabilir bilemem.ama günlük yaşantımızda bu karşılaştıklarımız bana rastgele yaşamadığımızı gösteriyor. sadece 1 dakika arayla bişeyler yaşamak veya yaşamamak tesadüf değil bence.ha diceksin ki e tesadüf değilse ne yani karşılaşsak ne karşılaşmasak ne bu durumdan ne anlam çıkarmalıyız diceksin onu ben de bilmiyorum.

@417 venedikte karsilastigim bi kiz bana iyi kalpli insanlar karsilasirlar, tanisirlar gibi bisi demisti. Belki degigib bir sinerji eneji bisi bir araya getiriyodur illa zorlayip bisi cikarcaksak. Ya da 1000 tane para attin bi tanesi dik geldi ne var bunda 1000 tane attiktan sonra ? Yani 30 yasindaysan hayatin boyunca 30.365 gun gordun bunlardan 1 inde ayni sehirde yasadigin biriyle karsilasmissin cok mu? *

@413 valla haklısın heralde hacı ya.. sürekli islamla bu konuyu bağdaştırmaya çalışıyom istemeyerek. yani benim inandığım tanrı tasvirini gözardı edemiyom lan. ama bunun neden kafamdaki tanrı tasvirinin bana mantıklı gelişi olabilir. yani diğer türlü düşünürsek çok tanrı var diyelim. hepsinin kendi yarattığı evrenler var. bizim evrene hükmeden tanrı da ona inanmamızı ve itaat etmemizi istiyo. e bu durumda da ona itaat etmemiz gerekir ki? tek sorun "benden başka ilah yoktur" sözü olur. ama tanrılar yalan söyler mi? söylememesi lazım. ihtiyacı yoktur çünkü. tanrı lan! istese aklımızdaki yalan kavrdıbını siler atar bizden. yani sonuç olarak çok tanrılı bi yapı olabilir diye düşünsek bile yine tek tanrı varmış gibi inanmak gerekir. mantıklı olan bu çünkü.

@418'e ek olarak da 30.365 günü dakikalara bölmek gerekir. çünkü o arkadaşı gün boyunca değil 1 günün 1440 dakikası içinde sadece 1 dakikada gördün. hatta birkaç saniye olarak düşünmek gerekir. şimdi bütün hayatındaki o arkadaşı görmediğin dakikaları hayal et. tesadüften başka bişey olmuyo. ama bu olasılıksal bi hesap. aslında bu konu da fazla derin biliyon mu? aynı olayı dua olayına çevir. dua ediyoruz mesela. sonra gerçekleşiyo. şimdi dua etmeseydik o olay gerçekleşmiycek miydi? bu aralar da bu konu kafama takılıyo.

insan, inançsız da olsa inançlı da olsa bu tür enteresan olaylar için bir açıklamaya ihtiyaç duyar. hani bunu istersek nanosaniye cinsinden bölelim istersek bölmeyelim her insan bunun basit bir olasılık olarak değil de farklı bir açıklaması olduğuna inanır. inançlılar buna kader der. fakat onların buna kader demesi farklı teorileri de görmezden gelmesi anldıbına gelmez. diğer taraf ise belirli teoriler eşliğinde açıklar. misal kelebek etkisiyle minimalize edilmiş kaos teorisi bunlardan biridir. evrende olaylar arasında bir kelebeğin kanat çırpmasında yaydığı frekans ve ettiği etki kadar bağlantı vardır. fakat bu nedensellik zinciri o kadar birbirine uzaktır ki biz bağlantı kurmakta zorlanırız. halbuki bir bağlantı vardır.bir kelebek kanat çırptığında,bir hava dalgası yaratır bu hava dalgası bir böceğin hızını etkiler bu böceğin hızı ulaşmak istediği yemeğe daha çabuk ulaşmasını sağlar. belki de yemeğe daha çabuk ulaşmadan önce avcısına daha çabuk yaklaşır ve yem olur.bu avcı avına ulaşmak için kaybedeceği enerjiyi avının kendi ayağına gelmesiyle geri kazanır. artan enerjiyle üremeye başlar. ürediğinde yavrusu olur ve belki bir gün bir insan bu yavruyu sahiplenir. doğru yer ve doğru zaman da bir kelebek bir insanı hayvan sahibi yapabilir belki de.* çok basit ve çok mantıklı bir örnektir bu.bir diğeri de morfik alanlar teorisidir.bu da kelebek etkisi benzer. onda da her olay birbiriyle bağlantılıdır. önceden olan bir olay daha sonra olacak olayı etkiler çünkü olay ilk defa olduğunda yaydığı frekans kaybolmamıştır. mesele belirli buluşlar, dini inançlar, siyasi rejimler paralel bir şekilde gelişmiştir. paralel şekilde gelişmeye ayak uyduramayanlar yok olmuştur çünkü frekansın yayılmasını bozmuşlardır. yani ister bir ilahi varlığa inanın ister inançsız. hayatlarımız birbiriyle bağlantılı.ve "bence" bu sebepten dolayı geleceği hiçbir zaman göremeyeceğiz. çünkü gelecek sadece senin değil. diğeriyle yaşadığın etkileşim sonucu hayatına etki edecek "geleceğin."

@420 vuaha bu harikaymış ya, tam kafamda canlandırmak istediğim ve 2 hafta sonra sunumda bana lazım olacak fikir çok teşekkürler.

bu arada bir soru sorucam, bu evrenin yaratıcısı tek ve en büyük olduğunu söylüyor ama ben bu başlıkta en başından beri daha büyük bir tanrıdan bahsettim ve daha büyüğünü hayal edebiliyorken, semavi dinlerin tanrısı nasıl en büyük olduğunu söyleyebiliyor?

@419 abicim bahsettiğimiz durumda o evreni yaratan tanrı olmuyor, cennette bir ruh oluyor ve yalan söyleyebilir bence. ayrıca doğru olan şey yalan söylemekse belki tanrı da yalan söylüyordur. ne bilim, o mekanizmayı çözemeyiz ki söyler mi söylerse niye söyler filan. bi de geçen gün biri çıkıp ya dinleri şeytan gönderdiyse dedi, hakkaten olabilir aq dedik evet çok iyi şeyler de var ama alayı istisna dinin gerisi yobazlık kan dökmekten filan ibaret. şeytan olsam din gönderirdim ben de 5 milyar kişi inandırıcan 5-10 bini iyi adam olcak bi 1-2 milyarı nötr gibi gerisi tam yamyam