bu başlıkta içimi döküyorum a q

press tv'deki dayı bu amk

oyle.
once kendin ile barışacaksın.
kendini seveceksin.
kendini yargılamayı bırakacaksın.
hayat ya da felek her ananı gibtiğinde gel buyur diyeceksin.
hayat len bu.
acı tatlı gıdıyor işte be gülüm.
kimseye kendini sunmuyor gümüş tepside.
bak etrafına.
en kral karı giben, holdıng prensi bi kezbanın kafasını kesti.
bi dert sen de mi var be abi.
bi silkelen.
barış kendın ıle.
bırak sana sunulan hayat için kendinden nefret etmeyi.
barış ulennnnn.
kendin ile.
açlık ıyıdır olm.
aç kalmak ıyıdır.
sevgızısızlık ıyıdır.

keşke ler,
belki ler,

olmayacak hayatında.
yaşanmışlar yaşanmışlıkları ile kalacak.

o zaman daha güzel hayat.

olm ağır dövülür bu, hastanelik edilir, sonra gibilir. orgazm sigarası eşliğinde 112 aranır lan.

'ne bütün kadınlar güzel
ne de erkekler yakışıklı, uzun boylu, esmer
yalan söyler filmler'

aklıma nıetzsche'nın;

'insanları sevdiğinizi söylüyorsunuz! ama daha derine indiğinizde sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. siz bu sevginin içinizde olusturdugu duyguları sevıyorsunuz'
sozunu hatırlattı...

kımbılır belkı de acı cekmek ıstıyoruz dedıgın gıbı? beynımızde olusturdugumuz karakterlerı bı bedende gormek ıstıyoruz? sonra onda olmadıgını gorup, uzuluyoruzdur?

sen hala yazıyor muydun lan. biri şuku vermiş de ondan geldim. bay.

bu defa da, "umut kotuluklerın en kotusudur, işkencenın suresını arttırır" sozu geldı nıetzsche'nın... her ne kadar pesımıst dursam da bu cumlelerımle, aslında o kadar da kotumser bı ınsan degılım... ama ınkar edılemeyecek bır nokta varsa da, hayaller ıcınde yasayan, sureklı ruyalarındakı kahramanı arıyorsun. ve "o"nun ıcın yapıyorsun. "o"nun ıcın konusuyorsun, "o"nun ıcın susuyorsun, "o"nun ıcın hersey... pekı hayallerımızde sadece bu mu var? kendı hayallerındekı kadar mutlu musun pekı? onun hosuna gıderken hersey senın de bırazcık mutlu olma ıstegın bencıllık mı gercekten de?
dedıgın gıbı umutsuz olmak ıstemıyorum...
ama umutla kendımızı kandırmak da...

http://img.blogcu.com/upl...al_sunal_sakar_sakir1.jpg

@395 belki de hala "mutlu biten türk filmleri"nin etkisindeyiz?
hayat böyle mi peki gerçekten de?
hayallerimiz, saatlerce bakakaldığımız kapılardan bahsediyor mu mesela?
hayat, yırtıcı bir hayvan edasıyla, tavşan gibi hissettiğimiz bedenimize saldırırken?

6 yasındayım ilkokula baslamısım. abimle okuyoruz o zamanlar. Asım var bir de benden 4 5 yas buyuk. abim asım'ın arasına katılmak istiyorum hep. Asım yan komsumuz. yaz geliyor buyuk sehirlerden tanıdıklar eskiyen kışlıklarını gönderiyorlar. Asım onları giyiniyor. o uzerine farklı elbise giymenin gururunu yasarken millet yazın kazak giymesiyle alay ediyor. Ya da Kışın tam tersi...
Biz okula gidiyoruz ben ilkokul birim. Anam okuyayım diye ogretmenin tam karsısına oturtmus. Bayan hocayı da tembihlemis epey. Kadına anamın kendisine yolladıgı peyniri yogurdu goturuyorum arada bir.
Ayagımda kahve rengi bir kundura. Bana gore o zamanlar onu basbakanlar giyer ancak. Ama kac numara büyük bilmiyorum..
Sanırım babam dugunumde de giyeyim diye almıs..
Neyse herseyin var bir caresi. Ayakkabınında onune bez doldurdum icten. Fırlamıyor artık maclarda. Cunku gecen gun tenefuste fırlamıs ve demirbasların listesinin asılı oldugu tablonun cdıbını kırmıs... Tedbirim tamamen bundan dolayı

Asım yıldız'ı seviyor. Tabi yıldız okuyor. Asım okumuyor. Asım okumayı dahi bilmiyor hatta. Paraları yok.

Bize diyor: soyle fiyakalı bir mektup yazalım kıza. Vereyim sonra. O da beni sever. Asım dahil hicbirimiz buna ihtimal vermiyoruz aslında.

Neyse abim yazıyor mektubu. Plana gore ben goturup verecegim. takip ediyoruz kızı okulundan sonra. eve giriyor.
Alıyorum mektubu kızın kapısına.
kapıyı calıyorum bekliyorum. Plana gore kıza verip kacacagım hemen.

@389 bizde okumaktan yorulduk lan yeter

yasanılanların sonunda denılebılecek bırtek sey var; aşıksın sen...
ne kadar ıçı bosaltılmıs olsa da,
ne kadar tek gecelık surelere sıgmıs olsa da,
ne kadar bırden cok kısıye olabılecegı sanılsa da,
hepsıne ınat; aşıksın sen...

ve malesef bunu bende yasadım;
(yazar entrynın bu kısmının herkes tarafından gorulmesını ıstememektedır)
.
.
.
.
.

nefes almakta zorlanmak gerçekten kötü birşey...

@385 zaten sınavı verirsen çok daha iyi şartlarda iş bulursun. Staj yapmak zorundasın diye süründürüyo muallakler

noluyo lan burda sen yazıyomusun hala bu arada mali müşavirmisin

iyi insan kalmamış mı güzelim nedir son durum?

@392 Güçlü olmaya çalışmak.. Başaramıyorsan, güçlü görünmeye çalışmak.. Güçsüzlüğünü kabul edememek.. Yapamıyorum, beceremiyorum olmuyor diyememek.. El açamamak... Ağız tadıyla yardım dilenememek belki de, yoruldum artık...

@282 üçüküncü ezik bintirik yazar naber kanka

ALLAHIM ALLAHIM HER ELiNE KLAVYE GEÇiREN BAŞLYO HAYAT HiKAYESiNE HALBU Ki O KLAVYEYi GÖTLERiNE SOKSALAR DAHA ÇOK iNSANIN BAŞLARINA TOPLARLAR

içini dökme yerler batar hahahahahha

@380 çok kasma be moruk 2 girişte versen yeterli dersleri. ilk sınavda 3 ikinci sınavda 4 verirsin. ilk seferde 7 sinide verirsen helal olsun zaten. işi ders çalışıcam diye bıraktıysan bırakmasaydın keşke.