bu başlıkta fıkra anlatıyorum beylerr

adamın biri cinayetten mahkemeye çıkar. hakim sorar:
-hiç vicdanin sızlamadı mı?
-hayır dıbına koyim.
-niçin işledin cinayeti?
-sana ne dıbına koyim.
-ne demek sana ne, 30 yıl yersin he!
-verirsen ver dıbına koyim.
mahkum 30 yıl yer ve içeri girdikten 1 ay sonra bir cinayet daha işler ve aynı hakimin karşısına çıkar:
-yine mi sen?
-evet dıbına koyim.
-uslanmadın mı?
-hayır dıbına koyim.
-bak bu sefer müebbet veririm he ona gore!
-ver dıbına koyim.
hakim sinirlenir ve idama karar verir, infaz sabahi:
-son isteğin ne?
-yok dıbına koyim.
-emin misin?
-evet dıbına koyim.
herifi asarlar, bizimki debelenmeye başlar, bir yandan da ağızında bir şeyler geveler, bir şey söylemek istediğini anlarlar ve indirirler.
-ne söyleyeceksin?
-boğuluyodum dıbına koyim!

kadının birine sormuşlar;
- sevişirken kocanızla konuşurmusunuz?
- ararsa neden konuşmayayım demiş.

adamın biri varmış karısına viagra almasını söylemiş karı da kızına söylemiş kızda kardeşine söylemiş kardeşide eczaneden gitmiş hapı almış sonra eczacı günde bir taneden fazla kullanmamasını söylemiş çocukta garinti olsun die ablasına 2 tane den fazla kullanmasın demiş ablasında annesine garanti olsun die 3 taneden fazla kullanmasın demiş kadında kocasına garanti olsun die 4 taneden fazla kullamasın demiş kocasıda garanti olsun e 5 tane yutmuş ertesi gün çocuk eczanenin önünde ağlıyormuş eczacı sormuş hap işe yaradımı die cocukta ağlayarak annem öldü ablam hamile benimde hala zütüm acıyo :'(

bi ülkede bi kral haber salmış kim kızımı giberken bağırtırsa ona kızımı verip kral yapacam demiş neyse millet saraya gelmeye başlamış kralda kızının odasının kapısında bekliyormuş girene soruyomuş uzunluğunu girenlerin çoğu 90 cm 100 cm falan diolarmış bi çığlık sesi yok namık kemal gelmiş kral sormuş kaç cm die namık kemal demiş 30 santim ulan milletin 100 cm i birşey yapamıyo senin 30 santim ne yapacak demiş görürüz demiş namık kemal neyse namık kemal içeri girer girmez kız çığlık atmaya başlamış sonra kızıda krallığıda almış kral sormuş oğlum bu işi nasıl başardın diye namık kemalde demişki bizde adettendir uzunluğu değil kalınlığı söylenir demiş

bir gün 2 arkadaş sinemaya giderler
ön koltukta bi kel varmış ama öyle böyle değil nasıl parlıyor.
bunun üzerine arkadaşın biri demişki olm kemal sen bunun kafasına şaakk diye vuramazsın.
nesine lan bin demiş. 20 tl ye anlaşmışlar. çaaat diye bi vurmuş bin.
öndeki dönüp lööeaan diye bağırmış. ooo esat naber lan demiş. ben esat değilim demiş elemanda.. aa özür dilerim falan derken almış 20 tl yi.

sonra demişki sen buna bidaha vuramazsın nesine derken 20 tl daha vercem demiş. çaaat diye bi vurmuş yine bin.
lan esat sensin olm bırak şimdi demiş. yahu kardeşim ne esat ı değilim ben alla alla demiş..

neyse film bitmiş bunlar çıkıyor. önde yine kel gidiyor. demişki kemal sen buna vur benden 50 tl daha lan demiş..
tamam lan huur çocuğu diyip koşa koşa arkadan çaat diye bi vurmuş keline.. adam dönmüş.

-lan esat içerde bi adam var aynı sen !

bi gün nasa deney yapacakmış. tek materyalle uzayda ne kadar kalabilirsiniz diye.

almanın mekiğine 10 yıl yetecek bira koyup göndermişler.
amerikalının mekiğine 10 yıl yetecek hamburger koyup göndermişler.
italyanın mekiğine 10 yıl yetecek karı koyup göndermişler.
türkün mekiğine 10 yıl yetecek malboro koyup göndermişler.

on yıl sonra mekikten;
alman sendeleye sendeleye,
amerikalı vinç yardımıyla
italyan 80 tane çocukla inmiş.

türk ağzında tek dal sigarayla inip "ateş verin lan huur çocukları" demiş.

4 kardes varmış. bu kardeşlerin üçü doğru yolu seçmişler
namazını niyazını orucunu tutup allah için hayırlı işler yapmışlar.

diğer 1 kardeşleri ise kendini şaraba vermiş hergün içip günah defterini rekorlar kitabına dogru sokmaya çalısıyormuş. uzun süreler sonra bu 4 kardeş ecelleri
gelip ölmüşler. kardesler bir arada toplanıp sorguya çekilmişler. dogru
yolu seçen kardeslerden ilkine sormuşlar;

- allah için dünyada ne yaptın? cevap vermiş

- orucumu tuttum
namazımı kıldım zekatımı verdim allaha layık olabilmek için kulluk
görevimi iyi güzel bi şekilde yapmaya çalıştım.

bunun üzerine sorgucu melekler ;

- tamam o zaman sen al bi huri çık yukarı cennete demiş. ve sonra dogru yolu seçen 2. kardese gelmis sorgu sırası.
- allah için ne yaptın?

- orucumu tuttum
namazımı kıldım zekatımı verdim allaha layık olabilmek için kulluk
görevimi iyi güzel bi şekilde yapmaya çalıştım. diye cevaplamış.

- sende al bi huri çık yukarı demişler.ve 3.iyi olan kardeşede sormuşlar aynı soruyu oda diğer iyi olan kardeşleri gibi soruyu yanıtlamış.

onada aynı şekilde sende al bi huri çık yukarı demişler. sonra sıra gelmiş bizim şarapçıya, sormuşlar

-allah için ne yaptın?

şarapçı ;
-valla ben bişey yapmadım paso şarap içtim karılarla yattım kalktım günah işledim.

bunun üzerine ona:
-sen in aşşagıya cehenneme yanacaksın demişler.

şarapçı:
- ver bi şişe şarap ineyim demiş.

sorgucu melek:
-niye aşşası meyhanemi ki ?

şarapçı:
-niye yukarsı kerhane mi? *mına koyim ... al bi huri cık yukarı ! al bi huri cik yukarı !!

bi aile varmış yaşlı bi anne baba, genç 2 ağabey ve bir ufaklık, bunların geçimini sağladığı bi inekleri varmış.

bir gün yaşlı baba bir de bakmış inek ölmüş, nası geçincez biz deyip dayanamamış kalp krizinden ölmüş. sonra anne gelmiş bi bakmış kocası ölmüş inek ölmüş napıcam ben demiş kalp krizinden ölmüş. ardından en büyük oğlan gelmiş bi bakmış anne baba inek ölmüş hasgibtir demiş...

o sırada bi peri gelmiş senden bişey yapmanı istiycem yaparsan hepsini canlandırırım yoksa sen de ölürsün demiş. oğlan ok deyince, peri beni çıkarmadan 3 kere gibcen demiş.. başlamışlar 1.. 2.. 3olmamış öldürmüş.

sonra ortanca oğlan gelmiş bi bakmış anne baba abi inek ölmüş hasgibtir demiş... peri yine böyle böyle çıkrmadan 5 kere gibecen demiş, kabul etmiş. 1.. 2.. 3.., 5 olmamış ölmüş o da

sonra ufaklık gelmiş bakmış herkes ölmüş, peri gelmiş demiş böyle böyle çıkarmadan 10 kere gibcen beni demiş.. ufaklık da demiş ki:

-inek gibi ölmek yok sonunda ama!

çocuk esirgeme kurumunda ki çocuğun biri noel günü noel babaya mektup yazar,

sevgili noel baba herkez senin var olmadığını düşünüyor ama ben sana inanıyorum

ve senden 3 isteğim olucak

noel baba bana hediye olarak bir pantolon bir gömlek ve 100 lira para gönderirsen çok

sevinirim diye yazmış mektubu posta kutusuna atmış.

bu postacılar da mektubu ayırır ya o buraya şu buraya diye

bir bakmışlar noel babaya yazıyor açmışlar okumuşlar çocuğun durumuna üzülmüsler ve

isteklerini yerine getirmek için bir pantolon bir gömlek almışlar ama 100 liraya paraları
çıkışmamış ..

çocuk bir mektup daha yazmış oturup postacılar heyecanla okumaya başlamış

noel baba gönderdiğin pantolon tam üzerime uydu çok teşekkür ederim gömlek bir harika ama

100 lira parayı bulamadım biliyorum sen kesin göndermissindir ama o huur çocuğu

postacılar parayı çalmışlardır.

temel memuriyetinden dolayı dış görev için ingiltereye gider. giderkende 2 tane kardeşi gibi sevdiği arkadaşlarından ayrılır
ve birbirlerine söz verirler. derler ki kim içki içmeye giderse hepimiz oraymışız gibi 1 er tane içecek.

temel ingilterede bir bar bulur ve hergün gitmeye başlar. artık garsonla ahbap olurlar.
-temel: garson bana 3 bira diyip her gittiğinde 3bira içermiş
garsonda merak etmiş neden hergün üç bira
temel de arkadaşlarımn yerinede içiorm demiş.

birgün temel gene aynı bara gitmiş :"garson bana 2 bira getir demiş"
garson:"ne oldu temel demiş arkadaşına birşey mi oldu" demiş
temel:"yok adamım demiş ben alkolu bıraktımda... "

Rözorvud devam

bir gün bi uçakta fransız, ingiliz, alman, rus, iranlı, hollandalı ve türk, laylaylom gidiyorlarmış. uçak rotasını takip ederek giderken ingiltere nin üstünden geçiyor. ingiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
- arkadaşlar, burası benim memleketim ingiltere. bizim biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız.
ingiltere bitiyor, fransa nın üstünden geçerken fransız lafa başlıyor:
- burası da fransa. bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın.
derken almanya ya geliyor uçak, alman bi iç çekiyor:
- hey gidi memleket diyor. biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız.
sonra hollanda nın üzerinden geçerken hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- burası da hollanda diyor. ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur...
uçak geçiyor rusyaya sonra (nasıl bi rotaysa artık) rus bakıyor aşağıya:

- bizim kgb miz meşhurdur. dünyada sinek havalansa haberdardır.
sonra iran a dönüyor uçak. iranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- abiler burası da iran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır..
geldik türkiye ye... türk bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) sonra başlıyor anlatmaya...
- arkadaşlar burası türkiye. bizim delikanlımız çok meşhurdur... öyle ki; alır fransız ın kızını, içer ingiliz in birasını, atar almanın arabasına, zütürür hollandalının evine, yatırır iranlının halısında çatır çatır giberiz kgb nin de bi gibimden haberi olmaz.

reserved

birbirinden güzel 6 kadın ve bir adam ıssız adaya düşmüşler. barınak, yiyecek, giyecek ihtiyaçlarını hallettikten sonra sıra cinsel ihtiyaca gelmiş. adamın hergün bir kadını gibmesine ve pazar günü dinlenmesine karar vermişler.bi kaç hafta sonra adaya bi sal yaklamış. adam salın üstündeki güzel kadını görünce demiş: ulan bi pazarımız vardı amk

temelle bi ingiliz gölde ortak balık yakalıyolarmış. neyse baya balık tutmuşlar. paylaşmışlar ama en büyük balık konusunda anlaşamamışlar. ikiside çok sinirlenmiş. baya kızışmış ortalık toz duman fln
snra temel demişki'olum bu bole olmıycak herkes kendi görüne kolunu soksun en az sesi çıkan balığı alır!
ingilizyok oğlum bi sen bana geçir bi ben sana zütün yiyosa en az sesi çıkan alır
temellan oğlum etme
ingilizben anlamam yoksa alırım balığı
iyi demiş temel. ingiliz önce sen vur demiş domalmış. temel bunu baya baya gibmiş.ama ingiliz baya ses çıkarmış.
sıra ingilize gelmş. temel pantalonunu giyip al senin olsun balık demiş

temel askere gitmiş.

komutan askerleri toplamış:

- bakın, benim adım ahmet kırç! dikkat edin 'ı' harfi ile 'ç' harfi arasında 'r' harfi var; kırç; kırç...

aradan iki gün geçmiş, komutan acemi askerleri test edecek, temel'den başlamış sormaya:

- söyle bakalım, benim adım ne?

temel 10 saniye düşündükten sonra diğer askerlere bakmış diğerleri arada re var r var diye uyarmış :d
temell:::- ahmet gört

sekiz yaşındaki erkek çocuğu elinde raket, gözünü pencere cdıbına konmuş çiftleşmekte olan sineklere dikmiş ve sonra da:
- 'anneee!!' diye çağırmış... 'sineklerin erkeği olur mu?' anne bu masum sorudan kuşkulanmadığı için
- 'olur yavrum... ' cevabını verince, oğlan sorusunu ikilemiş:
- 'peki sineğin dişisi olur mu?' kadın o zaman soruların içinden çıkılmaz bir yere gideceğini sezip yan çizmiş ve:
- 'olmaz evladım... ' demiş. çocuk aradığı cevapları alınca elindeki raketi hırsla sineklerin üzerine yapıştırmış:
- muallakler!

nasrettin hocadan bi komsusu kazan istemiş sora hikayeye uysun diye kazanı verirken:
-hoca senin kazan dogurdu demiş. hocada şöyle bi inceledikten sora:
-dıbına koymusunuz tabi dogurur demiş

-bir tv kanalı güney doğu illerine belgesel
çekmeye gitmiş. işte köy köy
dolaşacaklar, ahalinin halini, günlük yaşdıbını anlatacaklar.
-bir köyde yaşlı bir amca bulmuşlar, sohbeti
kuvvetli. "amc demişler''
-sen bize en mutlu günlerinden birini
anlat, biz de kaydedelim. âlem
görsün ne mutlu günleriniz var!"
amca başlamış;
-bi gün hamdo'nun eşegi
gayboldi. daga gittik, eşegi
aradık, aradık. eşegi bulduk, çok sevindik. o
sevinçle hepimiz eşegi
s ... "
-yönetmen bir panik atlamış,
-kes, kes, kaydı kes!"
amcaya dönmüş
-aman amca ne yapıyorsun? hiç öyle hikâye olur
mu? eşekli filan. sen bize başka mutlu bir hikâyeni anlat"
amca başlamış;
-bi gün memo'nun garisi gaybodi.
daga gittik, gariyi aradık.
gariyi bulduk, çok sevindik. o sevinçle
hepimiz... "
-aman aman amca, anlaşıldı! sen boşver mutlu
hikâyeleri, sen en iyisi bize
en üzüldüğün hikâyeyi anlat!"
-bi gün daga gittim gayboldim!

bir gün adam oğluna sormuş oğlum demiş, dünyada en tatlı şey nedir?
- çocuk da hemen saymaya başlamış; şeker, bal, reçel...
- babası demiş onlar değil oğlum dünyada en tatlı şey amdır demiş.
- çocuk hemen sormuş am nedir baba!!
- adam kara kara düşünmeye başlamış nasıl öğretecek diye.
- evden çıkıp kahveye gitmiş.
kahvede çok samimi bir arkadaşına rastlamış ve durumu adama anlatmış.
-sen merak etme demiş adam ben hallederim, çocuğu benim yukarıdaki mandrama gönder ve gerisini merak etme demiş.
adam da tamam deyip çocuğu arkadaşının mandrasına gönderir:
çocuk babasının arkadaşının yanına gider kim oldugunu söyler,
- adam da bunun üzerine babasının çocuğa sorduğu soruyu tekrar sorar;
- çocuk yine aynı cevabı verir şeker, bal ve reçel...
- adam hemen onlar değil der, en tatlı şey amdır deyip çocuğa bir koyun verir ve köye inmesini ister.
- indiği zamanda bir am'a bir koyun diye bağırmasını ister.
- çocuk hemen koyunu alıp köye iner ve bir am'a bir koyun diy bağırmaya başlar.
- bunu duyan yaşlı bir kadın hemen çocuğu evine çağırıp içeri alır ve çocukla yatak odasına gidip soyunup yataga uzanır.
- kadın çocuğun kendisini gibmesini beklerken, çocuk çantasından çıkardığı ekmeği kadına sürüp yer ve ordan ayrılıp tekrardan çobanın yanına gider.
- adam nasıldı? diye sorar; çocuksa ekşiydi der.
- adam hemen nerden anladığını sorar; çocukda ekmeği çıkartıp sürtüp yediğini söyler.
- adam o iş öyle olmaz der ve çocuğa nasıl yapacağını anlatır.
- ardından tekrardan çocuğa bir koyun vererek köye yollar.
- çocuk tekrardan bir am'a bir koyun diye bağırmaya başlar.
- yine yaşlı kadın çocuğu duyar ve dünyalar güzeli kızına onu içeri almasını ve korkmamasını söyler, ve ekler sana birşey yapmaycak ekmeği sürtüp yeyip gidecek der
- kadının kızı da bunun üzerine tamam deyip çocuğu içeri alır.
- yatak odasına çıkar, ekmeği çıkarıp sürtmesini beklerken çocuk kızı gibip koşarak ordan ayrılır.
- çoban çocuğun uzaktan koşarak geldiğini görür yaklaşınca da hemen sorar nasıldı? oğlum der:
- çocuk hemen cevap verir; gibtirme oğlunu çekil önümden lan muallak tüm koyunları zütürecem :d