bu başlıkta film ve dizi listemi paylaşıyorum

Funny People (2)

adam sandler balonunun başka rezilliği. iki gibiş sahnesi dışında bi tak yok filmde. hele o stand up için sahneye çıkıtığı bölümlerde yaptığı espiriler var, alayı belden aşşağı. ve kötü yanını söylüyorum hiç komik değiller :(
filmde öyle:komik değil ama dvd si falan elinize geçerse gibiş sahnelerine şöyle bi göz atın derim ben.
gerçi 2 tane var onlarda çok kısa ama olsun.

Glory Road (5)*

esasında basketbol filmi ama ırkçılığı ele almış. yani basketbolu sevmiyorum o yüzden izlemem demeyin. ayrıca basketbolu sevmiyosanız dıbınıza koyiyim zaten.
neyse.
eski tarihte geçiyo film. tam siyahların basketbolda değer görmeye başladıkları zamanlar. kansas uni si var oraların reisi.
bide bizim esas oğlan var. kendisi uni basketbol coach'u. gittiği unide (adını unuttum uni'Nin) buna verdikleri kadro çok vasat, bu da gidip kimsenin almak istemediği siyah oyuncular alıyo. normalde her takımda en fazla 1 siyah varken bizim eleman yokluktan dolayı 5-6 siyah alıyo takımına. hikaye güzel. yönetmende güzel iş çıkarmış.
duygusal film. en sevdiğim filmler listeesinde çok çok üst sıralarda.

Get Rich Or Die Tryin (3)

50 centin hayatını anlatan film.
aslında güzel film ama aynı türden olan 8 mile kadar değil kesinlikle. fifti nin nasıl en dipten en tepeye çıktığını anlatıyo. yeniköysporun idman günlüğünü anlatcak değil ya

Gladiator (5)

anlatmama gerek var mı lan ?
işte eski zamanlar. dövüşüyo millet arenada falan.

Goodfellas (5)

yine eski zamanlarda geçiyo ama o kadar eski değil. 1950 lerde geçiyo sanırım. yada aşşa yukarı o civar işte.
bizim esas eleman var mafya ya giriyo. sonra yükseliyo. yanında de niro reiste var. mafya hikayesi anlatıyo işte.
izlenir. hemde zevk alınarak izlenir.

Horsemen +mahşerin 4 atlısı (2)

ı-ıhh. kötü filmm.

işte bi adam var polis şefi. cinayetleri çözmeye çalışıyo ama sonra öğreniyo ki cinayetleri işleyen aslında

hırsız der ruber (2)

film ekiminde izledim bu sene. iyi bi film bekliyodum ama yakınından geçmedi.
amk bi kere zaten hiç plan yapmadan banka soymak çok mantıksız. giberler belanı tabii ki böyle. mal mısın nesin amk.

illusionist(3)

3 vermişim buna puan olarak ama sanırım daha fazlasını hak eder.
1980 lerde falan o civarlarda bi sihirbaz var. bi de sevdiği kız. nasıl gibiştiklerinin hikayesi işte.

ses verin lan

In Bruges (5)*

çok çok çok güzel film hacılar. film listenizin baş köşesine koyarsınız o derece. collen farrel oynuyo. yakışıklı eleman. bu filmden sonra acaip kanım ısındı ona.
iki tane kiralık katil var. patronları bişe planlıyo bunlara diyo ki gidin burge'e ben size haber vercem. sonra olaylar gelişiyo işte. harry potter da oynayan fleur delacour var, sonra bide cüce var. çok güzel film lan.

bu filmde bi sahne var. o sahnede geçen diyalog :

yaşlı bir bayan,
çarşıdan aldıklarını eve taşırken,
kendimi yorup da eşyalarını taşımaya
yardım etmem, o kadarını yapmam
... ama kesinlikle onun için kapıyı tutar
ve kapıdan önce onun çıkmasını beklerim.
Onun eşyalarını
taşımaya çalışsaydım,
muhtemelen eşyalarını
çalmaya çalıştığımı düşünürdü.
Kesinlikle.
Yaşadığımız dünya böyle.

Inside Man(5)*

spike lee çekmişti bunu. galiba öyle.
banka soygununu anlatıyo film. zekice bişe yapıyo soyan elemanlar. izleyin görün amk

Jeux d'enfants(4)

abartın anasını gibtiğimin ekşici binleri abartın.
fransızlardan nefret etcek raddeye geldim bu film yüzünden. kötü bi film mi ? değil ama öyle bi abartmış ki ekşici muallakler. suratlarını gibiyim tek tek.

işte iki tane fırlama tip var. biri kız biri erkek. çocukluklarından beri arkadaşlar. aralarında garip bi iletişim var. film öyle gidiyo.

durun lan içime sinmedi bu kadar kısa açıklamak.

bu iki eleman küçüklüklerinde çok haylazlar. düğünlerde masa devirmek falan hep böyle yaramaz binlikler, halbu ki bi gibe deva oldukları yok. sonra bunlar büyüyolar. ellerinde de bi oyuncak var kutu şeklinde. kim derse ki şunu yap. öbürü yapmak zorunda. misal :
erkek kıza diyo ki bugün uni de ki sınavına giderken iç çamaşırlarını normal elbisenin üstüne giy kızda mecburen kabul ediyo.
bunlar büyüyo ama değişmiyo aq. hatta adamda kızda evleniyo. o arda saçma olaylar oluyo. futbolcu var bi tane leblebi gibi gol atıyo. yönetmen filmin başında ki ufak çocuklar ile filmin sonundaki yaşlı çiftin yaramazlıklarını bize vermeye çalışmış ama yemezler topraam yemezler. dıbına koduuuumun ipnesi. gibiyim seni

leon(5)*

leon reise bulaşmayın lan gibik binler.
natalie portman var bu filmde. küçük ama. hayır aldığı süre küçük değil kendisi küçük. gary oldman reis var.

bu leon reis kiralık katil. bu mathildayı yanına alıyo. sonra olaylar gelişiyo. leon a sübyancı diyenin sülalesini giberim. alakası yok. olayları çarpıtmayın muallakler.

ses verin muallakler.

neyse bu gecelik bu kadar.
başka zaman devam ederim. müzikle bitirelim

http://fizy.com/#s/1ly9dn

@pirket31

değilim amk. filmde leon da değildi ama öyleydi diyen mallar var. onlaradır lafım

@pirket
ben bazı yerleri kesilmemiş halini izledim diye hatırlıyorum ve o sahne bana sübyancılık gibi gelmedi. zaten film boyunca kız istiyo adam yok sen kücüksün diyo. sübyancılık yok yani.

@ivandrago
hacı o dizinin daha bi bölümünü bi sahnesini bile izleme fırsatım olmadı. ekşici binler övmüş diziyi ama izlemeden hiç bişe diyemem. diziyi indirme planım var gerçi. izlerim yakın zamanda.

lemon tree(2)

iki sene önce film ekiminde izledim.
israil-filistin çekişmesini anlatıyo. ama ülke olarak değil. kişiler üstünden. çekim falan güzel adamların ellerine sağlık ama yavaş temposu var sevemedim ben.
bi tane israil büyük elçisi filistin li kadının bahçesine komşu oluyo. kadının tek geçim kaynağı limon ağaçları ama bu limon ağaçları elçinin evine tehdit oluşturuyomuş. hani bunu öldürmek isteyenler ordan gizlice gelir vs diye. bu adam da mahkeme kararı ile limon ağaçlarını kestiriyo. kadın basıyo yargarayı amk. mahkemeye başvuruyo gazetecileri arıyo. öyle bi hikaye.

lovely bones(5)

amerikada çok satan bi kitaptan uyarlama. yönetmen peter jackson reis. göbeğine kurban ben onun.
küçük kız var. aşırı tatlı. orta okula mı ne gidiyo. orosbucocuğu bi komşuları var. bu komşu su katılmamış bir huurcocuğu ve olaylar gelişiyo. 1960 larda falan geçiyo sanırım olay. görsellik de var filmin içinde

Life of Others (3)

almanların ipneliklerine dair bi film. duvar yıkılmadan önce tam o zamanlarda geçiyo. alman hükümeti devlete karşı gelebilceklerini düşündükleri herkesin evini dinletiyo istediklerini öldürüyo falan.
bizim esas elemanda bu dinleyen ajanlardan biri. ama kendi kafasında bazı düşünceler var. o düşünceler filmi şekillendiriyo zaten.

o değilde hacı almanların titizliğine hayran olmamak elde değil film sonunda amk. filmin sonunda yeni alman hükümeti eskiden evi dinlenen kişilerin kayıtlarının tututlduğu dosyaları halka açıyo amk. onları dinleyen ajanların kimliklerini falanda veriyo. çok iyi bişeydi o yani.
film izlenir mi ? belki. kötü değil kesinlikle ama acaip güzel bişede değil.