1. 1.
    +1
    tripanazomidublegambiyetsiz
    ···
  2. 2.
    +1
    hayatın bi anlamı omasaydı,ve ben de anlamsızı seçmek zorunda olsaydım, bence de seçilesi en anlamsızca şey ananın amı olurdu (bkz: nietzsche)
    ···
  3. 3.
    0
    Gökyüzü sonsuzdur, yeryüzü ölümsüzdür.
    ... Bu neden böyledir? Çünkü,
    Kendileri için... yaşamazlar;
    Bu yüzden sonsuza dek yaşarlar.

    Böylece bilgeler kendilerini sona sakladılar,
    Ve birinci geldiler;
    Kendilerini yok saydılar,
    Hayatta kaldılar.
    Bu özden geçiş değil midir,
    Onları başarılı kılan?
    ···
  4. 4.
    0
    yalnızlık...
    ···
  5. 5.
    0
    EiNSTEiN VE ŞÖFÖRÜ

    Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile
    gidermiş. Yine bir... konferansa
    gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü
    Einstein'a;

    "Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken
    ben de arka sıralarda
    oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her
    şeyi kelimesi
    kelimesine biliyorum" demiş. Einstein gülümseyerek ona bir teklifte
    bulunmuş:
    "Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç
    tanımıyorlar... O halde
    bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim
    yerime sen konuş,ben de
    arka sırada seni dinlerim." Şoför, gerçekten
    çok şahane ve başarılı bir
    konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru
    cevaplamış. Tam yerine
    oturacağı sırada bir kişi,
    o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir
    fizik sorusu sormuş.
    Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:

    "Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok
    garip" demiş.
    Sonra da salonun arkasında oturan Einstein'ı
    işaret ederek şöyle devam
    etmiş:
    "Şimdi size arka sırada oturan şoförümü
    çağıracağım ve sorduğunuz soruyu,
    göreceksiniz, o bile cevaplayacak."

    Netice:
    1-AKILLI iNSANLAR, AKILLI iNSANLARLA
    ÇALIŞIR
    ve
    2-iNSANIN ZEKiLiĞiNiN YANINDA UYANIKLIĞIDA iNSANA ÇOK ŞEYLER KAZANDIRIR...
    ···
  6. 6.
    0
    bana bir porsiyon aşk, bir porsiyon gül, bir bardak da sevinç gözyaşları, hesabı sevgilim ödeyecek!

    (Underground Otopark*gece sözlüğü)
    ···
  7. 7.
    0
    vajina
    vajina
    vajina
    ···
  8. 8.
    0
    Sarı sıcak yazılar uzak
    Dost uzanan eller uzak
    Karanlıklar kurmuş tuzak
    Benim sonum dünden belli

    Haramiler sarmış yolumu
    Güvercinler muhbir uçar
    Telden tele fermanım gider
    Benim sonum dünden belli

    Gözlerim dolar kan sanırım
    Betonlar boğar nefessiz kalırım
    Şahidim yoktur, perdeler örtük
    inanamazsın, ağlarsın

    Geceler mi sen, ben mi yorgunum
    Mermiler mi sen, ben mi yangınım
    Düşlerim tutsak, yüreğim sürgün
    içimde bir çocuk tedirgin

    Suskunum, vurgunum, tedirginim ben
    Haylanmaz, uslanmaz, tedirgin

    Dağlarda kar yollar uzak
    Yar belinden kollar uzak
    Hasımlarım kurmuş tuzak
    Benim sonum dünden belli

    Müfrezeler sarmış yolumu
    Menekşeler solgun açar oy
    Dilden dile fermanım gider
    Benim sonum dünden belli

    Gözlerim dolar kan sanırım
    Betonlar boğar nefessiz ağlarım
    Şahidim yoktur, perdeler örtük
    inanamazsın, ağlarsın
    ···
  9. 9.
    0
    Utilitarianism
    Utilitarianism (also: utilism) is the idea that the moral worth of an action is determined solely by its utility in providing happiness or pleasure as summed among all sentient beings. It is thus a form of consequentialism, meaning that the moral worth of an action is determined by its outcome. The most influential contributors to this ideology were Jeremy Bentham and John Stuart Mill.

    Utilitarianism is often described by the phrase "the greatest good for the greatest number of people", and is also known as "the greatest happiness principle". Utility, the good to be maximized, has been defined by various thinkers as happiness or pleasure (versus suffering or pain), although preference utilitarians define it as the satisfaction of preferences. It may be described as a life stance, with happiness or pleasure being of ultimate importance.

    Utilitarianism can be characterised as a quantitative and reductionist approach to ethics. It can be contrasted with deontological ethics (which do not regard the consequences of an act as being a determinant of its moral worth) and virtue ethics (which focuses on character), as well as with other varieties of consequentialism.

    In general usage, the term utilitarian refers to a somewhat narrow economic or pragmatic viewpoint. Philosophical utilitarianism, however, is a much broader view that encompasses all aspects of people's lives.

    History
    The origins of utilitarianism are often traced as far back as the Greek philosopher Epicurus, but, as a specific school of thought, it is generally credited to Jeremy Bentham. Bentham found pain and pleasure to be the only intrinsic values in the world: "nature has placed mankind under the governance of two sovereign masters, pain and pleasure." From this, he derived the rule of utility: the good is whatever brings the greatest happiness to the greatest number of people.

    Bentham's foremost proponent was James Mill, a significant philosopher in his day and the father of John Stuart Mill. The younger Mill was educated according to Bentham's principles, including transcribing and summarizing much of his father's work while still in his teens.

    In his famous work, Utilitarianism, the younger Mill argues that cultural, intellectual and spiritual pleasures are of greater value than mere physical pleasure because the former would be valued higher than the latter by competent judges. A competent judge, according to Mill, is anyone who has experienced both the lower pleasures and the higher. His famous quote found in Utilitarianism (book) was, "it is better to be a human dissatisfied than a pig satisfied; better to be Socrates dissatisfied than a fool satisfied" demonstrating Mill's distinction between higher and lower pleasures. He justified this distinction by the thought that "few human creatures would consent to be changed into any of the lower animals, for a promise of the fullest allowance of a beast's pleasures." In distinguishing between types of pleasure, Mill distanced himself from Bentham, who famously said that the child's game of push-pin is as good as poetry (assuming that the two bring equal quantities of pleasure).

    Like Bentham's formulation, Mill's utilitarianism deals with pleasure and happiness. However John Stuart Mill made a clear distinction between happiness and pleasure; and made it evident that Weak Rule Utilitarianism was focused on maximising happiness rather than pleasure; for the naturalistic fallacy made it clear that what one desires and what is good are not always the same thing. For example a pleasure/desire may be to bully a lonely child, which may produce pleasure, however happiness comes from following virtues rather than desires.

    The classic utilitarianism of Bentham and Mill influenced many other philosophers as well as the development of the broader concept of consequentialism. As a result, there now exist many different accounts of the good, and, therefore, many different types of consequentialism besides utilitarianism. Some philosophers[who?] Edward Westermarck The Origin and Development of the Moral Ideas 2 Vol. - reject the sole importance of well-being, arguing that there are intrinsic values other than happiness or pleasure, such as knowledge and autonomy.

    Other past advocates of utilitarianism include the Chinese philosopher Mozi, William Godwin, and Henry Sidgwick. Modern-day advocates include R. M. Hare, Peter Singer and Torbjörn Tännsjö.

    Up to and including John Stuart Mill, utilitarianism was mainly the province of practical reformers. The publication of Henry Sidgwick's The Methods of Ethics in 1874 can be viewed as the date utilitarianism began to be more commonly associated with academic philosophy.

    Utilitarianism has been used as an argument for many different political views. In his essay On Liberty, as well as in other works, John Stuart Mill argues that utilitarianism requires that political arrangements satisfy the "liberty principle" (or harm principle), according to which "the only purpose for which power can be rightfully exercised over any member of a civilised community, against his will, is to prevent harm to others." Prevention of self-harm by other persons was considered expressly forbidden. Instead, Mill states that only persuasion can be rightfully used to prevent self-harm.

    Ludwig von Mises advocated libertarianism using utilitarian arguments. Likewise, some Marxist philosophers have used utilitarianism as arguments for communism and socialism.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    0
    evet beyler bu başlıkta entel oluyoruz şiirler hikayeler fotoğraflar paylaşıyoruz. sorunsal kelimesini bile kulllanıyoruz. istersek ne kadar ente olabileceğimizi cümle aleme gösteriyoruz.
    ···
  11. 11.
    0
    vajina anüs göğüs
    ···
  12. 12.
    0
    Eskiden yeterdim kendime
    Artardım bile
    Şimdi ne yapsam nafile! ...
    Ve
    ... Kim demiş 'can eskimez' diye
    Bu can tedirgin tende
    Can da eskimiş
    Ben de...
    'BEDRi RAHMi EYÜBOĞLU'
    ···
  13. 13.
    0
    ani seviye yükselmesinden vurgun yedim beyler
    ···
  14. 14.
    0
    uludağ limonatamı yudumlarken bir yandan da nutella kaşıklıyordum. browni intense ise masamda yığılı idi. birden ne olduğunu anlamadan sandalyeden düştüm
    ···
  15. 15.
    0
    pozitif ayrımcılık, yalnızca “dezavantajlı” gruplara mensup bireylere verilen ekstra haklardır. pozitif ayrımcılık, dezavantajlı gruplar herkesin rahatça kullanabildiği bazı hakları çeşitli sebeplerden dolayı kullanamayabileceği için; onlar ancak bazı özel birtakım haklara sahip olurlarsa çoğunlukla gerçekten eşit olma şansını yakalayabilecekleri düşüncesiyle yapılır.
    örneğin ülkemizde herkesin kamuya açık tuvaletlerden yararlanması bir (negatif) haktır. ne var ki tekerlekli sandalye kullanan veya başka engeli olan kişiler çoğu zaman bu tuvaletlerden (merdivenler, dar alanlar vb. sebeplerden dolayı) yararlanamazlar. bu durumda devlet bu tuvaletlerin açılması ve kullanılması ile ilgili düzenlemelere bir madde ekleyerek bu dezavantajlı grup için ekstra pozitif düzenleme yapar ve der ki: "tuvaletlerin girişinde şu-şu ölçülerde rampa, tuvalet kabinleri, kapıları, lavabolar şu-şu özelliklerde olmak zorundadır". i̇şte bu durumda devlet dezavantajlı kişiler için bir pozitif hak öngörmüş, bu kişilerin herkesle gerçekten eşit olabilmesini ve negatif haklardan yararlanabilmesini sağlamış oluyor.
    pozitif ayrımcılık fazladan bir hak değildir. sadece herkesle gerçekten eşit olunabilmesinin garanti altına alınmasıdı
    ···
  16. 16.
    0
    am züt meme ile güne başlarım her sabah ,
    inci de yapılır en güzel dal daşşak ,
    bu konuyu açana girmiş yannan ,
    uzatma salak şiiri yazan bir manyak .
    ···
  17. 17.
    0
    Gökyüzü sonsuzdur, yeryüzü ölümsüzdür.
    ... Bu neden böyledir? Çünkü,
    Kendileri için... yaşamazlar;
    Bu yüzden sonsuza dek yaşarlar.

    Böylece bilgeler kendilerini sona sakladılar,
    Ve birinci geldiler;
    Kendilerini yok saydılar,
    Hayatta kaldılar.
    Bu özden geçiş değil midir,
    Onları başarılı kılan?
    ···
  18. 18.
    0
    istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
    çok şey konuşup hiçbir şey anlatmayan insanlar gibi. lafı ne zaman bitse, ki henüz hiç bitmedi, aklımda kalmış tek bir sözü yok...

    istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
    bu şehirde gözlerini kapatman ne büyük bir cüret, bu nasıl bir cesaret diyor içimdeki ses. korkuyorum...

    istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
    söylediklerini anlamıyorum. hiçbir yer cıvıl cıvıl değil. sonsuz bir uğultu şimdi istanbul ve kadınların değmiyor artık suya ayakları.

    istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
    yosmaların gül düşürdüğü kaldırımlar biliyorum. ışıltılı caddelerinde, ıssız sokaklarında dolaşıyorum duymaya çalışarak, o kaldırımda unutulmuş gülleri arayarak... küfürler arasında kayboluyorum...

    istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
    ay yüzünü dönmüş artık istanbul'a kimse bilmiyor. sakladığı yüzüne kalkıyor hala kadehler. bir çatıda hayatının envanterini yaparken birileri, ay gökyüzünde ağlıyor...

    istanbul..
    hükümdarlar gözdesi... kimine sevgili olmuş, kiminin metresi... sırlarını anlatma bana, boğuluyorum...
    ···
  19. 19.
    0
    gibimin quarklarını tek tek zütünüze sokam emi entellik deyince şiir anlıyo mallar
    ···
  20. 20.
    0
    Işıkları kapatıp karanlığı tamamlıyorsun.
    Büyük bir gizlilikle yapıyorsun bunu.
    ib... adet gibisin uzaktan.
    Benden bir aşk çıktı ve yenildim diyorsun.
    ... Bir bardak suya koşuyorsun.
    Mutfakla koridor arası ölme isteği.
    Bu isteğe sarılıyorsun.
    Hamamböcekleri beliriyor birden.
    Parçalanmış hayatlar.
    Kırgın yüzler. Bohem kişilikler.
    Gölgeler. Gölgeler. Gölgeler.
    Değişiyorsun kendine.
    bir hamamböceği oluyorsun.
    Sırtı yerde, ayakları yürüyor.
    Can çekişiyor sıkıştığı hayat.
    içinden çıkmışsın.
    Burada, bu koridor karanlığında duruyorsun.
    Farkındasın.
    Senin yürüyüşünü anlamadı bu dünya.
    Gözlerin açıklanamaz bu halini seyrediyor.
    Kızgın değilsin. Acemi ve yeniksin.
    Çünkü bu dünya şairlere çok diyorsun.

    Gregor Samsa!
    ···