-
1.
0evet beyler bu başlıkta entel oluyoruz şiirler hikayeler fotoğraflar paylaşıyoruz. sorunsal kelimesini bile kulllanıyoruz. istersek ne kadar ente olabileceğimizi cümle aleme gösteriyoruz.
-
2.
0Işıkları kapatıp karanlığı tamamlıyorsun.
Büyük bir gizlilikle yapıyorsun bunu.
ib... adet gibisin uzaktan.
Benden bir aşk çıktı ve yenildim diyorsun.
... Bir bardak suya koşuyorsun.
Mutfakla koridor arası ölme isteği.
Bu isteğe sarılıyorsun.
Hamamböcekleri beliriyor birden.
Parçalanmış hayatlar.
Kırgın yüzler. Bohem kişilikler.
Gölgeler. Gölgeler. Gölgeler.
Değişiyorsun kendine.
bir hamamböceği oluyorsun.
Sırtı yerde, ayakları yürüyor.
Can çekişiyor sıkıştığı hayat.
içinden çıkmışsın.
Burada, bu koridor karanlığında duruyorsun.
Farkındasın.
Senin yürüyüşünü anlamadı bu dünya.
Gözlerin açıklanamaz bu halini seyrediyor.
Kızgın değilsin. Acemi ve yeniksin.
Çünkü bu dünya şairlere çok diyorsun.
Gregor Samsa! -
3.
0Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
...
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
• Ümit Yaşar OĞUZCAN* -
4.
0Aziz Nesin'e Soyadını sorarlar.
Şöyle Cevap verir :
"1934 yılında soyadı kanunu çı... ktı
Herkes kendi soyadını kendisi seçtiği için insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı
Dünyanın en cimrileri 'eli açık',
dünyanın en korkakları 'yürekli',
dünyanın en tembelleri 'çalışkan' gibi soyadları aldılar
Kendime 'NESiN' soyadını aldım.
Herkes 'NE-SiN' diye çağırdıkça,
Ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim." -
5.
0Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
... Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın...
• Cemal SÜREYA* -
6.
0am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme -
7.
0Durup dururken içimde bir şeyler kopup tıkıyor boğazımı,
Durup dururken sıçrayıp kalkıyorum yarıda bırakıp yazımı,
Durup dururken rüya görüyorum bir otelde, holde, ayakta,
Durup dururken çarpıyor alnıma kaldırımdaki ağaç,
Durup dururken bir kurt uluyor aya karşı bahtsız, öfkeli, aç,
Durup dururken yıldızlar inip sallanıyor bir bahçede, salıncakta,
Durup dururken mezardaki halim geçiyor aklımdan,
Durup dururken kafamda bir güneşli duman,
Durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum başladığım güne,
Ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne... -
8.
0am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme
am züt meme -
9.
+1tripanazomidublegambiyetsiz
-
10.
0Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yazdığı bir romanıdır. Romanın önemli karakterleri arasında Maria Puder ve Raif Efendi yer alır. Raif efendi'nin içine kapanık yaşamında ruhsal olarak ne büyük fırtınalar yaşadığı ve bunları dile dökemeyip günlüğüne aktardığı; büyük aşkının yarattığı duygularının anlatıldığı, saf ... tertemiz ve çok büyük bir aşk romanı.
Raif efendi'nin kendi halinde keskin sükunetinin ardında gizlediği hayatını ve sevdiği kadına kendi tabiriyle Kürk mantolu madonna'sına ulaşmak için verdiği tutkulu mücadele anlatılıyor.
Kitaba adini veren Kurk Mantolu Madonna adli tablo Andrea Del Sarto tarafindan yapilmis "Madonna della arpie" isimli tablodur ve su anda Floransa'daki Uffizi Galeri'de bulunmaktadir ( Wikipedia )
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor. -
11.
0sözlük bağyanlarına selam ederim
-
12.
0ntihar,tek çalgılı bir orkestradır.Çalgı, meselenin özüne göre değişir.
Mesala karşılıksız aşk ise, keman
Mesala karşılıksız çek ise, darbuka
Mesela ailevi çatışmalar ise, davul.
Mesala sıcak çatışmalar ise, piyano
... Mesala yalnızlık ise, trompet
Mesala sen isen, düdük ! -
13.
0ye kababı iç şarabı bas yannanı has züte
-
14.
0Korkmazdı kimseden
Ya da hiçbir şeyden
Fakat bir sabah güzel bir sabah
Bir şey gördüğüne inandı
Ama bir şey yok dedi
... Ve haklıydı
Hiç şüphe duymadığı mantığıyla
Bir şey yoktu
Fakat sabah aynı sabah
Birisini duyduğuna inandı
Ve açtı kapıyı
Ve kapattı kimse yok diyerek
Ve haklıydı
Hiç şüphe duymadığı mantığıyla
Kimse yoktu
Aniden bir korkuya kapıldı
Ve anladı ki yalnızdı
Ama yapayalnız da değil
Yaşıyordu beraberce
Karşısındaki hiç kimseyle... -
15.
0değişmeyen tek şey değişimin kendisidir
-
16.
0Git ve: kullan, araTümünü Göster
Dr.Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
Görevde
Makama geliş
6 Temmuz 1997
Yerine geldiği Alparslan Türkeş
Doğum 1 Ocak 1948
Osmaniye, Türkiye
Partisi Milliyetçi Hareket Partisi
Devlet Bahçeli (d. 1 Ocak 1948, Osmaniye) Türk ekonomist ve siyasetçi. Ülkü Ocakları'nın kurucularındandır ve MHP genel başkanıdır.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 Biyografi
o 1.1 ilk zamanlar (1948-1967)
o 1.2 Üniversite hayatı (1967-1971)
o 1.3 Asistanlık zamanı (1971-)
o 1.4 Özel hayatı
* 2 Dış bağlantılar
Biyografi [değiştir]
ilk zamanlar (1948-1967) [değiştir]
8 Kasım 2009 tarihindeki 9. Olağan Kurultaya ait bir afiş
1948 yılında Osmaniye'de doğdu.Fettahoğulları olarak bilinen geniş ve köklü bir Türkmen aileye üye olan Bahçeli, ailenin 4 çocuğundan biriydi. Babasının ilk evliğinden olan 2 üvey kardeşi vardır.
ilk öğrenimini memleketi Osmaniye'de 7 Ocak ilkokulunda pekiyi dereceyle tamamladı. Ailesi varlıklı olduğu için üniversiteye kadar tahsilini özel okullarda sürdürdü. Ortaokulu Servet Bahçeli adında, kendisinden üç yaş büyük, abisiyle Adana'da Özel Çukurova Koleji'nde yatılı okudu. Lise eğitimi için istanbul'a akrabalarının yanına gitti. Emirgan Akgün Koleji’ne yazıldı. Lise ikinci sınıfta Etiler'deki Özel Ata Koleji’ne geçti ve lise diplomasını da yine bu okuldan aldı. Kendisine ilk milliyetçi düşünceleri aşılayan lisedeki edebiyat öğretmeni Suna Tural oldu.
Üniversite hayatı (1967-1971) [değiştir]
Devlet Bahçeli, 1967 yılında Ankara iktisadi ve Ticari ilimler Akademisi'ni kazandı ve dış ticareti okumaya başladı. Üniversite'lerde boykot ve işgallerin başladığı fırtınalı yıllardı ; Bahçeli akademi'de o zamanınki Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin ülkücü gençleriyle tanıştı. Parti'nin genel başkanı Alparslan Türkeş'in seminerlerine gitmeye başladı. Ardından akademi'de Ülkü Ocakları'nı kurdu. Akademi sol grupların kontrolündeydi ; 1969 yılında Bahçeli, bir grup ülkücü arkadaşlarıyla birlikte okulu solcuların elinden kurtarmak için işgal etti ve işgalcilerin başındaydı. 1970-71 yıllarında Türkiye Milli Talebe Federasyonu Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu. Bahçeli, bir yandan aktif olarak siyasi faaliyetleri yürütürken, diğer yandan da akademik çalışmalarını devam ettirdi.
Asistanlık zamanı (1971-) [değiştir]
1971'de mezun oldu ve aynı yıl Ankara iktisadi ve Ticari ilimler akademisi ve bağlı Yüksek Okullarda iktisat Bölümü asistanı olarak görev aldı. Abdullah Çatlı öğrencileri arasındaydı. Devlet Abi ve Devlet Ağa tabirleri o dönemde ortaya çıktı. Öğrencilerle yakından ilgilenen bir akademisyendi. Aynı zamanda Ülkücü Maliyeciler ve iktisatçılar Derneği'nin kurucularından, Üniversite Akademi ve Yüksekokullar Asistanları Derneğinin (ÜMiD-BiR) kurucularından ve genel başkanlarındandır. Ayrıca kısaca ÜNAY denilen Üniversite Akademi ve Yüksekokuları asistanlığı kurdu ve başkanlığını yaptı.
Devlet Bahçeli, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde iktisat doktorası yaptı ve aynı üniversitenin iktisadi ve idari Bilimler Fakültesi iktisat Politikasında Ana Bilim Dalı'nda 1987 yılına kadar öğretim üyeliği görevini sürdürdü. Dr. Bahçeli yine bu süre içerisinde Türkiye ve Dünya Ekonomisi, Türk Tarihi ve Dış Politika konularıyla ilgilendi ve bu alanlarda çalışmalar yaptı.
17 Nisan 1987 tarihinde üniversitesindeki öğretim üyeliği görevinden istifa eden Bahçeli, 19 Nisan 1987 tarihinde yapılan MÇP Büyük Kurultayında parti yönetimine seçildi ve Genel Sekreterlik görevine getirildi.
MÇP ve MHP'nin yönetim kadrolarındaki görevi uzun yıllardır sürdüren Bahçeli, çeşitli zamanlarda Genel Sekreterlik, Genel Başkan Yardımcılığı, Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği, Merkez Karar Kurulu Üyeliği, Genel Başkan Baş-Danışmanlığı görevlerinde bulundu ve 6 Temmuz 1997 tarihinde yapılan MHP 5. Olağanüstü Kongre sonrasında Genel Başkanı görevini üstlendi. 1999'da yapılan genel seçimlerde MHP'nin ikinci parti çıkması üzerine DSP ve ANAP ile koalisyon hükümetinde devlet bakanı ve başbakan yardımcılığına geldi. 2002 seçimlerinde partisi barajı geçemediğinden ilk olağan genel kurulda genel başkanlığı bırakacağını ilan etti, ancak daha sonra, parti tabanından gelen yoğun talep ve çabalar üzerine, 12 Ekim 2003 tarihindeki MHP Olağan Kongre'sinde tekrar Genel Başkan seçilmiştir.
2007 Türkiye Cumhuriyeti Milletvekili Genel Seçimleri'ne, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı olarak katıldı. Partisinin barajı geçmesiyle birlikte, yeniden milletvekili olarak meclise girdi.
Özel hayatı [değiştir]
Fanatik bir Beşiktaş'lı olan Devlet Bahçeli, ekranda olmayı sevmiyor ve özel hayatıyla ilgili soruları "Benim özel hayatım toplumu ilgilendirmez, toplumu düşüncelerimin ilgilendirmesi lazım. Benim hayatım dümdüz bir ülkücü cizgidir, zigzag yokturki renkli olsun" diye cevap veriyor.
Bekardır, Ankara'da ablası Serpil Bahçeli'yle aynı apartmanda kalıyor.
Önce gelen:
Alparslan Türkeş Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
6 Temmuz 1997 - Sonra gelen:
-
Önce gelen:
Hüsamettin Özkan
Hikmet Uluğbay Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı
28 Mayıs 1999 - 18 Kasım 2002 Sonra gelen:
Abdüllatif Şener
Mehmet Ali Şahin
Ertuğrul Yalçınbayır
[gizle]
g • t • d
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanları
Alparslan Türkeş • Devlet Bahçeli
Dış bağlantılar [değiştir]
* Devlet Bahçeli belgeseli, Can Dündar - NTV
" http://tr.wikipedia.org/w.../Devlet_Bah%C3%A7eli" ; adresinden alındı.
Sayfa kategorileri: 1948 doğumlular | Gazi Üniversitesi mezunları | Osmaniyeliler | Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanları | Özel Ata Lisesi mezunları | TBMM 21. dönem Osmaniye milletvekilleri | TBMM 23. dönem Osmaniye milletvekilleri | TBMM Akademisyen milletvekilleri | Türk siyasetçiler | Ülkücüler | Türk milliyetçileri
Kişisel araçlar
* Yeni özellikler
* Oturum aç ya da yeni hesap edin
Ad alanları
* Sayfa
* Tartışma
Varyantlar
Görünüm
* Oku
* Değiştir
* Geçmişi görüntüle
Eylemler
Ara
Ara
gezinti
* Ana sayfa
* Hakkımızda
* içindekiler
* Rastgele madde
* Seçkin içerik
katılım
* Bağış yapın
* Deneme tahtası
* iş birliği projesi
* Köy çeşmesi
* Son değişiklikler
* Topluluk portalı
* Yardım
Yazdır/dışa aktar
* Bir kitap oluştur
* PDF olarak indir
* Basılmaya uygun görünüm
Araçlar
* Sayfaya bağlantılar
* ilgili değişiklikler
* Özel sayfalar
* Son hâline bağlantı
* Sayfayı kaynak göster
* Dosya yükle
Diğer diller
* Deutsch
* English
* Français
* Svenska
* Bu sayfa son olarak 00:00, 7 Ağustos 2010 tarihinde güncellenmiştir.
* Metin Creative Commons Attribution/Shar -
17.
0gibimin quarklarını tek tek zütünüze sokam emi entellik deyince şiir anlıyo mallar
-
18.
0istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
çok şey konuşup hiçbir şey anlatmayan insanlar gibi. lafı ne zaman bitse, ki henüz hiç bitmedi, aklımda kalmış tek bir sözü yok...
istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
bu şehirde gözlerini kapatman ne büyük bir cüret, bu nasıl bir cesaret diyor içimdeki ses. korkuyorum...
istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
söylediklerini anlamıyorum. hiçbir yer cıvıl cıvıl değil. sonsuz bir uğultu şimdi istanbul ve kadınların değmiyor artık suya ayakları.
istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
yosmaların gül düşürdüğü kaldırımlar biliyorum. ışıltılı caddelerinde, ıssız sokaklarında dolaşıyorum duymaya çalışarak, o kaldırımda unutulmuş gülleri arayarak... küfürler arasında kayboluyorum...
istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı...
ay yüzünü dönmüş artık istanbul'a kimse bilmiyor. sakladığı yüzüne kalkıyor hala kadehler. bir çatıda hayatının envanterini yaparken birileri, ay gökyüzünde ağlıyor...
istanbul..
hükümdarlar gözdesi... kimine sevgili olmuş, kiminin metresi... sırlarını anlatma bana, boğuluyorum... -
19.
0Gökyüzü sonsuzdur, yeryüzü ölümsüzdür.
... Bu neden böyledir? Çünkü,
Kendileri için... yaşamazlar;
Bu yüzden sonsuza dek yaşarlar.
Böylece bilgeler kendilerini sona sakladılar,
Ve birinci geldiler;
Kendilerini yok saydılar,
Hayatta kaldılar.
Bu özden geçiş değil midir,
Onları başarılı kılan? -
20.
0Gökyüzü sonsuzdur, yeryüzü ölümsüzdür.
... Bu neden böyledir? Çünkü,
Kendileri için... yaşamazlar;
Bu yüzden sonsuza dek yaşarlar.
Böylece bilgeler kendilerini sona sakladılar,
Ve birinci geldiler;
Kendilerini yok saydılar,
Hayatta kaldılar.
Bu özden geçiş değil midir,
Onları başarılı kılan?