bu başlıkta entel takılalım

çok bohemsin lan yavşak.

bakınız bugün bir iran bile ekonominin küreselleşmesi sürecinde, nükleer tesislere yaptıkları yatırımlarla, batılı piyasa oyuncularının dikkatlerini üzerine çekmeyi başarabiliyor. biz de incuklar olarak eeaaah giberim lan

astrobiyoloji, ya da egzobiyoloji, disiplinler-arası bir bilim olup, özellikle evrende yaşamın ortaya çıkmasını ve evrimini sağlayan jeokimyasal ve biyokimyasal etken ve süreçleri konu alır; bir başka deyişle, evrende biyolojik kökenin, evrimin, dağılımın ve canlıların geleceğinin incelenmesidir. bu bilimsel disiplinler-arası alan, kısaca, güneş sistemi’miz içinde ve dışında kalan ... "yaşanabilir gezegen... "lerdeki yaşanabilir ortamların araştırılmasını, abiyogenez (prebiyotik kimya) kanıtlarının araştırılmasını, mars’ta ve güneş sistemi’mizde yaşamı, dünya’daki yaşamın evriminin kökenleri ve erken dönemleri üzerine laboratuvar çalışmalarını ve alan araştırmalarını ve yaşam potansiyelinin dünya ve uzaydaki zorluklara uyarlanması çalışmalarını kapsar.
astrobiyolojinin bu tanımı, doğal olarak, yaşamın, yeryüzünde ortaya çıktığı gibi, güneş sistemi’miz içinde veya dışında bulunan başka yerlerde, başka gezegenlerde de ortaya çıkmış olabileceği kabulünü içerir. bizimkinden ... "kökten farklı ortamlar... " içeren diğer kozmik cisimler üzerinde de yaşam izleri mevcut olabileceğinden, astrobiyolojide ... "basit organik madde... "den (biyomoleküller, peptidik, nükleik ya da lipidik zincirler) daha karmaşık yapılara (ilk hücreler, ilk genetik sistemler) doğru uzanan evrime hükmeden olası süreçlerin araştırılması sözkonusudur. dolayısıyla bu süreçlerin araştırılmasında, organik kimya, inorganik kimya, biyokimya, hücre biyolojisi, iklimbilim, jeokimya, gezegenbilim ve enformatik modelizasyon gibi çeşitli bilimsel alanların, bir bütünü tamamlayacak tarzda, derin bir etkileşim içinde olmaları kaçınılmaz hale gelir.

kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. kollarıyla bizi sarar. sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı bileriz. bu yüzden herkes zütten gibişmelidir.

entelitikitenin aminakoyam.

küfürün insanlar üzerinde oluşturduğu pgibo-sosyal etkilerin incelendiği ve güdümsel bir eylem olduğunu belirten bilim adamarının temel yanılgısı olayı sadece denekler üzerinde değerlendirerek yanılsamaları ve küfür almaçlarını tam olarak çözememeleridir.

oldu mu dıbına koduğumunun??

~ http://s13.gladiatus.net/game/c.php?uid=163426 ~

ekinoks, marabaların ekinler dize kadar geldiği hasat dönemlerinde birbirilerini gibtikleri ender zamanları temsil eder.

bir meyhane buldum,
mezarlığın karşısında,
sorarlarsa beni eğer,
ya meyhanedeyim ya karşısında.

yaşanmışlık derim hacı entellik isteyene

japonların yaptığı bu turbo şakşaklı hızlı zütürgeçli çabucak kurutgaçlı zımbırık yakın gelecekte erkeklerin abazanlık sorununa çare olacakmış.

oldumu? oldumu? çok heycanlandım elim ayaam birbirine dolandı bak.

varoluşlar kaygılarla geldiğimiz bu ortamda devamlı birbirimize gibtir çekip duruyoruz demi amuna koduklarım.

girme su alçaklarin hizmetine
konma sinek gibi pislik üstüne
iki günde bir somun ye ne olur
yüreginin kanini iç de boyun egme.

aslında entellik nedir arkadaşlar. bunu sorguladınız mı hiç ?

nedir lan entellikkkk

komünizmin anasini gibeyim.

postmodern kaygıların adamıyım. başım beledan hiç kurtulmaz. kütüphanenden kitap çalsam amın duymaz, zütün duymaz.
biraz lirik oldu ama koy zütüne.

küreselleşen dünyadada arabeskin yeri nedir lan?

aristokratik über diyalektik.

bunların hepsi züksün.

boynumuzdaki ipin uzunluğunu bildiğimiz kadar özgürüzdür. bu yüzden partnerimizi iplerle bağlayıp bağırta bağırta giberken dikkatli olmalıyız.