1. 76.
    0
    Davullar Çalındı
    Her zaman gün ortasında gelirlerdi.
    Bu sefer gece yarısında geldiler.
    Ölçüsüz bir kötülük ve merhametsiz kalplerle geldiler.
    Söküldü bütün kapıların kilitleri.

    Ve köpeklerle kovalanan bir militan.
    ihanetin elleri ensesinde, vurdumduymazlığın elleri ensesinde,
    Soluk soluğa, yüreğinde cehennem acıları ile
    Koşuyordu tepelere doğru.

    Ve bir ayin başlıyordu.
    Gecenin ortasında
    Gözleri kör, kulakları sağır eden
    Kalleşliğin üstüne kalleşlikler ekleyen
    Utanmaz bir ayin.

    Ve elleri bağrında anneler
    Evlatlarını göndermek istemezlerdi
    Yemene gönderir gibi gecenin bir yarısında

    Ama biliyorlardı.
    Bu toprak onları kabul eder
    Onlar için şahitlik ederdi

    Bir mermi sesi karanlığı tam ortasından ikiye böldü
    Gecenin derinliğinde cansız bir beden
    Helal süt emmiş dudaklardan kan damlıyordu...


    Osman Öztunç
    ···
  2. 77.
    0
    Ey bencil sen dünyayı etrafında dönüyor san.
    Öyle san ki sen de belki dönerek olursun insan.
    Orijinaldir *
    ···
  3. 78.
    0
    başka türlü bir şey benim istediğim
    ne ağaca benzer, ne de buluta
    burası gibi değil gideceğim memleket
    denizi ayrı deniz,
    havası ayrı hava..

    bir başka yolculuk dalından düşmek yere
    yaşadığından uzun

    bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
    ağacın yüksekliğince
    dalın yüksekliğince rüzgarda
    ve bir yeni ömür
    vardığın çimen yeşilliğince

    nerde gördüklerim
    nerde o beklediğim
    rengi başka
    tadı başka..

    toprağı bol olsun
    ···
  4. 79.
    0
    ÜVERCiNKA

    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
    kesmemeye
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun ekgib olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
    Birçok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
    değerlendiremez
    Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
    iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
    Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
    Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
    diziyorlar
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
    Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
    Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
    Aklıma kadeh tutuşların geliyor
    Çiçek Pasajında akşamüstleri
    Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika hariç değil




    Cemal SÜREYA
    ···
  5. 80.
    0
    boybos tamam ağzı bütün diş
    tevahür bir kadın bol memeli
    hayli genç kız dudağı çiğnemiş
    çok erkek ağzına girmiş dili
    yüksekkaldırım'da fahişeymiş
    şaşı mustafa'nın yalancısıyım

    hüneri dört kişiyle sevişmekmiş
    ikisi kadın olacak ince belli
    yok canım yoksulluktan düşmemiş
    yaradılışı kahpe ruhu işveli
    galiba hiç kimse başedememiş
    şaşı mustafa'nın yalancısıyım

    gözlüklü bir velet aklını çelmiş
    şiir meraklısı biraz fakülteli
    artık sabah akşam yolunu gözlemiş
    mübarek kadın değil gözyaşı seli
    gelince sanki oğlunu severmiş
    şaşı mustafa'nın yalancısıyım

    anlayamadım gitti bu nasıl iş
    bre bunlardan hangisi deli
    hangisi hangisinin kanına girmiş
    kim kimin neresine kilitli
    bu filmi kim yazmış kim çevirmiş
    şaşı mustafa'nın yalancısıyım
    ···
  6. 81.
    0
    haydarpaşa garında
    anası var yanında
    istedimde vermedin
    çıban çıksın amında.

    tavşan girmiş ekine
    kulakları dkine
    yar mına bal mı sürdün
    çok tatlı geldi skime

    ekin ektim dize kadar
    gel gidelim bize kadar
    sana birşey göstereyim
    kasıktan dize kadar

    hüsam derki ben neyliyem
    ne dostum var ne evliyem
    şişme karı alsam bile
    ya patlatır ya deliyem
    ···
  7. 82.
    0
    yürü bre dilber enddıbını göreyim,

    bana pas vermeyecek kızın ecdadını gibeyim,

    ben mecnun muyum ki bir mumcuk için çöllere düşeyim?

    mecnun'u da gibeyim, leyla'yı da gibeyim...
    ···
  8. 83.
    0
    ne diyon sen yarraaam
    ···
  9. 84.
    0
    Ne güzel şey hatırlamak seni:
    ölüm ve zafer haberleri içinden,
    hapiste
    ve yaşım kırkı geçmiş iken...

    Ne güzel şey hatırlamak seni:
    bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
    ve saçlarında
    vakur yumuşaklığı canımın içi istanbul toprağının...
    içimde ikinci bir insan gibidir
    seni sevmek saadeti...
    Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının,
    güneşli bir rahatlık
    ve etin daveti:
    kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
    sıcak koyu bir karanlık...

    Ne güzel şey hatırlamak seni,
    yazamak sana dair,
    hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
    filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
    kendisi değil
    edasındaki dünya...

    Ne güzel şey hatırlamak seni.
    Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:
    bir çekmece
    bir yüzük,
    ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
    Ve hemen
    fırlayarak yerimden
    penceremde demirlere yapışarak
    hürriyetin sütbeyaz maviliğine
    sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

    Ne güzel şey hatırlamak seni:
    ölüm ve zafer haberleri içinde,
    hapiste
    ve yaşım kırkı geçmiş iken...

    NAZIM HiKMET
    ···
  10. 85.
    +1
    Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
    Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
    • * *
    Lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
    Parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.
    • * *
    Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
    Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.
    • * *
    Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
    Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
    • * *
    Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
    Ard eteğin beline, olmasın çamur aman.
    • * *
    Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
    Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
    • * *
    Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
    Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
    • * *
    Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
    Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
    • * *
    Herkese vermektesin, bir de bana versene,
    Avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
    • * *
    Sen her zaman gelesin, ben Vehbiye veresin,
    Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.
    ···
  11. 86.
    0
    doğarken güneşin ardından tepelerin dıbına koyim tüm teletabilerin
    batarken güneşin ardından tepelerin ananın dıbına koyim burak caner ve diğeri bi daha sizi o kızın yanında görem bacın gibem
    ···
  12. 87.
    0
    bu dünyada herkes ben der .
    bla bla bla
    altını şer incisi ker
    ···
  13. 88.
    0
    ccc parliament ccc
    ···
  14. 89.
    0
    @55 sözü klavyemden almış. şukuleta
    ···
  15. 90.
    0
    Ben gidip başıma belalar aramışım
    O kalıp mevlasını bulmuş!
    ···
  16. 91.
    0
    gelir dalgın bir cambaz. geç saatlerin denizinden. üfler lambayı. uzanır
    ağladığım yanıma. danyal yalvaç için. aşağıda bir kör kadın. hısım. sayıklarbir dilde
    bilmediğim. göğsünde ağır bir kelebek. içinde kırık çekmeceler. içer içki üzünç teyze
    tavanarasında. işler gergef. insancıl okullardan kovgun. geçer sokaktan bakışsız bir
    kedi kara. çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. kanatları sığmamış. bağırır eskici dede.
    bir korsan gemisi! girmiş körfeze.

    Ece ayhan

    yada

    BARBARLARI BEKLERKEN

    Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine?

    Bugün barbarlar geliyormuş buraya.

    Neden hiç kıpırtı yok senatoda?
    Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar?

    Çünkü barbarlar geliyormuş bugün.
    Senatörler neden yasa yapsınlar?
    Barbarlar geldi mi bir kez, yasaları onlar yapacaklar.

    Neden öyle erken kalkmış imparatorumuz,
    şehrin en büyük kapısında neden kurulmuş tahtına,
    başında tacı, törene hazır?

    Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
    onların başbuğunu karşılamaya çıkmış imparatorumuz.
    Bir de koca ferman hazırlatmış
    ona rütbeler, unvanlar bağışlayan.

    iki konsülümüzle yargıçlarımız neden böyle
    işlemeli, kırmızı kaftanlar giyinip gelmişler?
    Neden böyle yakut bilezikler, parlak,
    görkemli zümrüt yüzükler takınmışlar?
    Ellerinde neden böyle altın,
    gümüş kakmalı asalar var?

    Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
    onların gözlerini kamaştırırmış böyle takılar.

    Ünlü konuşmacılarımız nerde peki,
    neden herzamanki gibi söylev çekmiyorlar?

    Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
    onlar pek aldırmazlarmış güzel sözlere.

    Neden bu beklenmedik şaşkınlık, bu kargaşa?
    (Nasıl da asıldı yüzü herkesin!)
    Neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar,
    neden herkes dalgın dönüyor evine?

    Çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi.
    ve sınır boyundan dönen habercilere göre,
    barbarlar diye kimseler yokmuş artık.

    Peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan?
    Bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza.

    Constantino KAVAFiS
    ···
  17. 92.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=HRaZvcjDyPg
    ···
  18. 93.
    0
    baban kimdi bilemezdin şerefsiz
    ···
  19. 94.
    0
    Saçların uçuşurdu rüzgârdan.
    Yanından seni seyrederdim.
    Güneş yakardı, deniz yanardı..
    Sen konuşurdun, dinlerdim.

    Gülerdin..
    Susardın, düşünürdün.
    Benimle el - ele yürürdün..
    Yol biterdi.

    Görmezdim seni..
    Zaman yıl yıl geçerdi.
    Uzaktan, çok uzaklardan
    Seni seyrederdim.
    ···
  20. 95.
    0
    attila ilhan-3. şahsın şiiri
    ···