1. 208.
    0
    rezerved
    ···
  2. 207.
    0
    kızlar

    beş yıldır
    aynı
    lamba siperliğine
    bakıp duruyorum
    üzerinde bir tür
    bakar tozu birikti
    ve buraya gelen kızlar
    temizlemeyecek kadar
    meşguller

    ama önemi yok
    zaten ben de
    şu ana dek
    farkedemeyecek kadar
    meşguldum;

    ışığın
    beş yıllık
    toz nedeniyle
    iyi aydınlatmadığını...
    ···
  3. 206.
    0
    Ortalama insanda
    Herhangi bir günde herhangi bir orduya
    yetecek kadar ihanet,
    nefret, şiddet
    ve saçmalık vardır.
    VE Cinayet konusunda En Becerikliler
    Cinayet Karşıtı vaaz verenlerdir
    VE Nefreti En iyi Becerenler
    Sevmeyi Vaaz Edenlerdir
    VE-SON OLARAK-
    SAVAŞI EN iYi BECERENLER
    BARIŞ VAAZı
    VERENLERDiR

    Tanrıyı Vaaz Edenlerin
    Tanrıya ihtiyacı Var
    Barış Vaaz Edenlerin
    Huzuru Yok
    SEVGiYi VAAZ EDENLER
    SEVGiSiZDiR
    VAAZ VERENLERDEN SAKININ
    Bilmişlerden Sakıının.

    DURMADAN
    KiTAP
    OKUYANLARDAN
    Sakının
    Yoksulluktan Nefret Edenlerden
    Ya da Gurur Duyanlardan Sakının
    Övgü Göstermekte Hızlı Davrananlardan SAKININ
    Karşılığında ÖVGÜ Beklerler

    Sansürlemekte Hızlı Davrananlardan SAKININ
    Bilmedikleri Şeylerden
    Korkarlar

    Sürekli Kalabalıkları Arayanlardan Sakının;
    Tek Başlarına
    Bir Hiçtirler

    Ortalama Erkekten
    Ortalama Kadından
    Sakının
    Sevgilerinden SAKININ

    Sevgileri Vasattır, Vasatı
    Aranır Dururlar
    Ama Nefretleri Dahiyanedir
    Nefretleri Seni Beni
    Herkesi Öldürebilecek Kadar
    Dahiyanedir.

    Yalnızlığı istemezler
    Yalnızlığı Anlamazlar
    Kendilerinden Farklı
    Herşeyi
    Yoketmeye
    Çalışırlar

    Sanat
    Yaratamadıklarından
    Sanatıı
    Anlayamazlar
    Yaratma Başarısızlıklarını
    Dünyanın Beceriksizliğine
    Yorarlar

    Kendileri Tam Sevemedikleri için
    Senin Sevginin
    Ekgib Olduğuna iNANIR
    VE SENDEN
    NEFRET EDERLER

    Ve Nefretleri
    Parlak Bir Elmas
    Bir Bıçak
    Bir Dağ
    Bir KAPLAN
    Bir Baldıranotu Gibi
    Mükemmeldir

    En Usta Oldukları
    SANATTIR
    NEFRET!
    ···
  4. 205.
    0
    yalnızlık işim, terk edilmek eş’im. iyi bir işim , güzel ve sadık bir eş’im var. cinsel hayatımız da çok hareketli. ama ben nankörüm! sürekli ağzımın içinde bir küfür, sürekli kalbimde bir hüzün..
    ···
  5. 204.
    0
    ama dur dinle,
    gece yarısı tuzlu bir gülümseme düşüyorsa çeneme
    arabesk şarkılar pencereden bakıyorsa yüzüme
    bir sıkıntı var olmak istiyor gibi
    ama dur, dinle...
    ...
    kafamı bir kova rakının içine sokup
    solunum yapmak istiyorum yüzgeçlerimden
    kızıl soluyayım mesela
    mesela az da ölüm
    mesela, mesele de değil bunları yapmak.
    kör, görmedikten sonra mavi ne kadar ümit verebilir ki?
    ki ellerim kanlıydı daha çok
    saçlarından rengini çalan,
    belki de bir çentik daha atacaktı,
    takvimin kayıp kısımlarını gösteren cetvele allah babam.
    ama dur, dinle.
    kızıl ağlıyor palyaço,
    işin aslı,
    zaten en çok palyaçolar kanardı,
    saçlarını...

    ama dur, dinle
    o kadar nikotin, o kadar aldatılmışlık yüklüydü ki gece
    karanlığı bıçak gibi yarıp güneşi doğurabiliyordu iki hece
    o halde güneşin sesini dinle.
    saçlarını gün batımına serdiğinde,
    yarı mevsim oluyordu yarı müzik.
    bir parça güzel manzara,
    en çok korkulması gereken bir deniz...
    ama dur, dinle
    söylemem gereken cümleler boğuluyor cebimde,
    ve bestelenebiliyorsa en güzel konçerto
    ellerim saçlarına değdiğinde,
    uzaklarda bir cin ölür,
    bir din olur, bir çift göz belki de..
    ···
  6. 203.
    0
    beynimi çıkartıp karşıma alarak iki çift laf etmek istiyorum. sonra kalbimle beynimi dövüştürüp üzerlerine yasadışı bahis oynamak. kestiğim bir gırtlaktan akan, aspirinle sulandırılmış kanı bir kokteyl bardağına doldurmak, çıkardığım sol gözümü bir zeytin tanesiymiş gibi kokteylin içine atıp bardağı fondip yapmak. aa normal değilim ben.
    ···
  7. 202.
    0
    @9 huur cocugu verdim şukunu.
    ···
  8. 201.
    0
    anayasa değişmeli artık. özellikle eşitlik ilkesi. eş'i itlik'den ayırsınlar. biz eş' olalım, itlik' bir camii tuvaletinde altın vuruş yapsın
    ···
  9. 200.
    0
    herkes fazlasıyla seviyor o'nu, ben ekgiblerini de sevmiştim oysa.
    ···
  10. 199.
    0
    devasa bir futbol stadyumunun , kale arkası tribünleri gibiydin sevgilim. biletini alan her ucuz adam girdi sana.
    ···
  11. 198.
    0
    bir insanı sevmekle başlıyordu her şey
    ve uyumak için en az iki şişe şarap gerekiyordu..
    ···
  12. 197.
    0
    gelseydin eğer benimle..
    bir ihtimal başlardı yüreğimde ihtilal..
    sonra soykırım,
    yakılırdı gidenlerin bıraktığı hatıralar..

    gelseydin eğer benimle,
    son kez belki,
    son kez değerdi bir erkeğin parmakları ellerime,
    şehirler arası bir yolculuk esnasında sıyrılıp bakışlarından tanıdık tanımadık kim varsa,
    biraz utanmazca öperdim, belki gizli saklı yazdığım şiirleri harf harf ellerine dökerdim.

    gelseydin eğer benimle..
    dar ağacına yürüyen direnişçiler gibi yüreğim, başı dik, alnı ak,
    ve titreyerek belki söylerdi son cümlesini..
    dedim ya bir ihtimal işte, seviyorum olurdu son cümlesi,
    tekrarlardı ömür boyu
    her seferinde ilk kez söylermiş gibi..

    karanlıktı.
    soğuk..
    bir ihtimal dedim, sustum..
    "biz evleniriz dedi"
    adını unuttum kimdi hatırlamıyorum.
    ondan sonra düştü aklıma, ondan çok sonra, az önce hatta..
    gelseydin eğer benimle,
    biz'le başlayan milyonlarca cümle kurabilirdim..
    biz mutlu olurduk.
    biz aşık da olurduk biraz birbirimizden çok bize..
    biz bize oturup sarhoş olurduk,
    bir mektup yazardık allah'a..
    sen söylerdin ben yazardım altına afilli bir imza atardık "biz"
    bir bedene iki ruh nasıl sığdırılır öğretirdik..
    rica ederdik,
    çok ister, çekingen hayallerimizi ısrarcı çocuklara çevirirdik..
    bir anda tek yüreğe dönüşüverirdik.
    ve biz tüm ihtimallere çelme takar gibi, birlikte ölüverirdik.
    bu günaha girmek sayılırdı bile bile,
    ayılınca yazardık bir mektup daha..
    tövbe ederdik,
    teşekkür ederdik.

    ah son şiirimin kimliği belirsiz sahibi,
    ah,
    ihtimaller zincirini aklıma kelepçeleyenim..

    gelseydin eğer benimle,
    ya da etseydi bir şimdi bin keşke ben kalabilseydim seninle..

    rüyalarımda öperdim, uykusuzşuğum sebebi olan adını.
    yemin ederim yemin ederdim, cehennemin dibine bile yalnız göndermeyeceğime.

    gelseydin eğer benimle.
    kim varsa gitmediğimiz dünden bugüne,
    intiharlarımı bağışlardım hayalleri
    ···
  13. 196.
    0
    kendimi riske atacak daha iyi bir şey bulamadığımdan, ışıkları söndürüp sessizce gidiyorum buralardan. ki sen, şiirler okuyacaksın sevmediğin halde, beni özlediğin gecelerde, mavisine kan karışan gözlerinle...
    ···
  14. 195.
    0
    ölüme benzeyecekse eğer bütün bu yaşananlar,
    benden hepinize izin; palyaçolar da, şiirler de terk edebilir beni.
    sen dâhil.
    ···
  15. 194.
    0
    bir mayıs akşamıydı
    imla beni terk etmişti,
    dilbilgisi beni terk etmişti
    kurallar, şiirler beni terk etmişti.
    aşık olabilecek kadar savunmasız,
    ... baktığında içimdeki seni
    görebileceğin kadar saydamdım.
    avuçlarımda bir çift mavi göz vardı
    mavi bir ihanet vardı alnıma kazınmış,
    buna rağmen hiç çekinmeden
    avuçlarımı saçlarına buladım
    kan koktu tenim.
    oturup şiyir yazdım,
    ben yazdığım her şiyire saçlarınla imza atıyordum,
    onlar kan sanıyordu,
    pas sanıyordu hücremde tutuklu yaşayan bir papaz.
    baktığın göz,
    en hain yerimden yakalamıştı beni,
    bir şarkı eşliğinde.
    hüzünlü bir şarkı eşlik ediyordu bu vals’e..
    saçlarına ait rengin verdiği manayı
    çok daha sonraları öğrenecektim,
    geçmişim bir ihanet fişeği gibi önümü aydınlattığında.

    bir mayıs akşamıydı.
    ciğerlerimi sigarayla öldürdüğüm bir vakitte
    kara tren gibi yarıp geçiyordu boğazımı şarap
    ki dağ olsan titrer eteklerin bu yalnızlığa,
    işte öyle yalnız, işte öyle buğulu,
    işte öyle simsiyah bir akşamda
    kan kırmızı saçların düştü kağıda,
    şarap kırmızı saçların, günbatımı saçların
    saçların daha bir sürü şeydi aslında,
    kilometrelerce papatya tarlasıydı mesela,
    tuttuktan sonra dikenlerini görüşe açan tutsak bir gül demeti, yığınla
    ve kanatan, ve kanatan, ve kanatan sonrasında…

    bir mayıs akşamıydı,
    elini uzatmaktan ürken bir çocuktum o akşamda
    dilimi uzatmak diline;
    bildiğin klagib korku filmlerini hatırlatıyordu bana.
    ağzımın içinde, mevsimine geç kalmış
    son kelimeleri yazıyordum sana dair,
    kafanın üzerinde duran günbatımlarının
    bu tür şeylere alışık olduğu bir coğrafyada
    utanmadan şiyire benziyordu bir parça, bir parça da yakarış, dua ya da
    yüzüne bağırabilecek kadar nefesim yoktu.
    nefesimi yitirmiştim mavi bir bataklıkta.
    ağlıyordum, ağlıyordum bunun sana ellerimin yazdığı
    son şiyir olmasının utancıyla

    bir mayıs akşamıydı,
    cebimde hiç sigaram yoktu
    ve buna rağmen sana aşık oluyordum
    ···
  16. 193.
    0
    aşık oluyoruz, acı çekiyoruz, ağlıyoruz, daha çok sigara daha çok alkol tüketiyoruz, küfür ediyoruz, isyan ediyoruz.
    her yeni gün biraz daha ölüme yaklaşıyoruz. sonra da aşkın ne kadar
    güzel birşey olduğundan ve ölümsüzlüğünden dem vuruyoruz.
    sahibinin ölü
    olduğu bir varlık, nasıl da ölümsüz ve harikulade gelebiliyor ve
    biz yetimlere richie rich makyajı yapmayı nereden, kimden
    öğrendik?

    favorilerimden..
    ···
  17. 192.
    0
    rabbim zamana kız, bağır ona
    son zamanlarda nedense kaplumbağa taklidi yapıyor bizim buralarda
    kötü yaz kaderini, benimkine benzet, kırılsın.
    akıp gitsin üzerimizden rabbim, ipek bir kumaş gibi
    ya da yokuş aşağı sürüklenen yağmur suları gibi
    ...

    şehirlere de bağır rabbim, hatta müsade et, ben küfredeyim
    kapitalizmin mecburiyetlerini sigmund'un ergen çağına emanet edeyim
    yollar, gun's n roses dinlerken bitmiyormuş meğer, ben nereden bileyim
    sabah kışlıkların cebinden eski isyanlarımı, eski anarşistliğimi buldum rabbim
    satır arasında haber vereyim dedim.

    bileklerimi kessem, kollarım uzar mı rabbim?
    kollarım bursa'ya değer mi?
    bu dağlar, bu denizler, birgün biter mi?
    ağzıma kadar lâik'im rabbim, ama ayrılmasın dinden işleri devletin
    ben ayrılığa karşıyım, yoksa devleti de gibeyim...
    hep o kışlıkların cebindekiler yazdı bu şiyiri, onlar adına özür dilerim.

    rabbim hasreti öldürecek son bir peygamber daha istiyorum,
    asayı yere vurduğu anda dağlar, denizler ortadan kalkacak
    bütün şehirler kucaklaşacak, bütün özlemeler bayram yeri
    vergisini veren, duasını eden bir vatandaşın olarak gör beni.
    çünkü rabbim, dua eden, vergi veren bir vatandaşın bunları arz ederdi.

    rabbim, doktorlar beni kızdırıyorlar, bana ilaçlar veriyorlar
    bana özleme diyorlar.
    belli ki rabbim, kışın soğuk akşamları da böyle istiyorlar, kalın elbiselerde
    kalın elbiselerin ceplerinden çıkanlarda.
    rabbim, atatürk'e yumruk atmış gibi suçluluk var üzerimde,
    bu hasret koynumdayken sarıya boyasam kendimi,
    devasa bir anıt gibi, acayip benziyorum sfenks'e.

    rabbim, şehr-i kebir'de bir evde saklanıyorum,
    çabuk getir şu şehri ya da çabuk zütür,
    ölüyorum.
    şizofreni parmak atıyor, ben huur değilim.
    ···
  18. 191.
    0
    icat edilmiş ve icat edilecek bütün kesici, delici aletler;
    kenarı kırık bir düş kadar derin yara veremez insana.
    ···
  19. 190.
    0
    evrende yalnız değiliz, çocuklarımız var. bir dişi köpeğin, bir erkek maymunun, bir kaplanın, bir insanın... hepsinin yavrusu var, her yavru bir anneye-babaya sahip. bütün yavrular arasında da bir yavru var ki; adı küfürle anılan, en huur çocuğu yavru, en bin yavru, en vazgeçilmez yavru. yalnızlık; yavrum benim. hepsi senin mi! -o elindeki jiletlerin-
    ···
  20. 189.
    0
    gittiğin günden beri seri katil olarak tutsak edildim daha önce hiç okumadığım bir romanda. bir korku filminin final sahnesi ya da. işte öyle bir sonda, ilaç kutularını ağzıma dayadım ve dedim ki; "ikimizden biri gitmeli." tiz bir kahkaha ve son, sonrasında..
    ···