-
226.
0aklımız onda, ellerimiz başkalarının avucunda, gururumuz yerde, canımız burnumuzda, gözümüz hep birilerinin üstünde, biz kendimizde değiliz. öyle dağılmışız ki..
-
227.
0" ne acı..
bugün yine bir sürü insan öldü,
ve ben aralarında değildim.. " -
228.
0hastayım dediğinde bir erkek,
kıyamam, kendine dikkat olur mu'dan öteye geçemeyen kısa mesaj budalaları..
artık havalar soğudu, sıkı giyin bak diyen yapmacık ağızları
dişleriyle birlikte asıyorum tutumsuz davranışlar vestiyerine...
gelemeyecek kadar meşgul olan sevgililerin
rol icabı kısa mesajla verdikleri o unutulmaz sadakat sözleri, gibtirin gidin..
sonra hastayım dediğinde bir kadın,
aklına neyin var demekten önce regl olma ihtimalini birinci plana koyup
işimiz haftaya kaldı planlarını yapan bacak arası kuklaları..
demişler ki dünya kadar malınız olacağına fındık kadar,
yok küfür yok
yüreğiniz olsun diyecektim...
köpeğinizi gezdirir gibi elini tutup gezdirdiğiniz ve
beni seviyor, ne dersem yapar düşüncesinde seviyorum dediğiniz adamlar
bir haftada kıvama gelir ya da iki birayla dediğiniz kadınlar
ilk günden oldukça yol katedip samimiyetin dıbına koyanlar
ve siz,
hepiniz...
aynı telefondan aynı mesajları kaç farklı numaraya gönderdiniz kimbilir,
kaç kılığa girdiniz, kaç kez şekil değiştirdiniz,
gibtir edin,
nasıl olsa kimse bilmiyor... -
229.
+1sen,
bir adamla kadının dünyaya bıraktığı o muhteşem kalıcı hasar,
nasılsın?
ben iyiyim..
sen,
belki öylece yürürken bir sürü insanın aklını çelen düşünce,
nasılsın?
ben iyiyim..
sen,
allah'ın cezası,
nasılsın?
ben iyiyim..
doğmak gibi bir suçu işlediğimde,
sen,
allah'ın cezasısın bana verdiği...
elbette iyisin...
çok iyi..
geçmişe gidelim mi biraz?
benim verdiklerime önce..
sana üç harfli bir kelime verdim, aşk zannettin,
sana dört harfli bir kelime verdim, kalp zannettin,
sana beş harfli bir kelime verdim, hayat zanettin...
onlar sende zaten vardı,
olmayanları yani,
dua,
ölüm,
ve allah kelimelerini verdim sana..
seni kullandım ilkinde
dua dedim çünkü allah'a ulaşmak için kullandığım bir dil oldun her gece..
ikinci de yine kullandım çünkü hep vakitsiz gelen oldun,
hep farklı şekilde, hep olmadık yerde..
üçüncü de yine kul'landım,
seni onun gibi izledim, sana onun kadar günah yazdım,
seni onun merhametiyle affettim...
aşk desem olmazdı şimdi buna,
dua dedim,
öldüğümüzde bile ardımdan okusunlar seni,
ulaşsın diye üçüncüye...
geleceğe gidelim mi?
senin bana vereceklerine..
mesela allah nasip ederse, minicik bir bebeğin gülüşüne,
ve onun,
kime benzediğini izleyelim yavaş yavaş,
sonra,
gözleri sana burnu bana diye paylaşalım mı? -
230.
+1" dön ulan dünya, beni kusana kadar... "
unuttum ya da unuturum diye kendimi aptalca teselli etmiyorum,
unutmadım fakat,
seni,
ananı gibeyim..
eğer benim gibi,
bir beklentinin içindeysen
üzerinde emanet gibi duran aşklar bulandırdıysa eğer mideni,
ve sende barındırıyorsan içinde bunlardan
sahiplendiğin birini andırıyorsa ayağa düşmüş adamlar, bul
döndürüyorsa başını iki kadeh rakı hala,
zihninde bir kadını yatağa atmak fikrinden başka bir şey bulunmayan adamlar,
yürüdüyse yüreğinde, koynun ile kalbin arasında varsa bir kapı,
açmadıysa kimse,
çalmaya cesaretleri yok de!
benim suçum değildi diyerek kandır,
bir cesedi yıka yağmur sularını göz yaşıyla karıştırarak,
öp,
insan olarak öldüğünü hatırlatırcasına..
bunu bir sessizlik bul ve orada kendine söyle,
"yorulduk ikinci defa aşık olmaktan ve gidip merhaba demeye birine,
sıkıldık aynı konuşmalar içinde aynı şeyi duymaktan,
seni seviyorum artık heyecanlandırmıyor kimseyi ve öpüşmeler çok tanıdık,
bütün ayrılıklar aynı tak,
bütün insanlar hala aynı züt,
şimdi tesadüfen çarpışsak göz göze
tesadüflerin a.. koyar, önüne baksana lan diyerek devam ederiz yolumuza"
incindim, kırıldım gibi basit avuntulara sığınma,
kırılmadı ki yüreğin,
topraktı o da, hayal kuraklığından çatladı...
neyse,
dünya dönüyor,
ama bu son turu gibi...
son turunda dünyanın
iftira atarcasına itiraf et ve
itiraf edemiyorsan iftira atacağın anldıbını yok sayarak..
aklına gelir miydi hiç,
hayatımın özeti olacağın? -
231.
+1dünya büyük bir pazardı ve seyyardı acı, işportacıydı zaman
savaşların silah, aşkların beden,
arkadaşlarınızın sizin için kurduğu tezgahlar vardı,
geçim sıkıntısı gibi dün arkadaşını satan,
bugün kardeşine tezgah kuruyor, yarın kendini satıyordu.
diliyorduk ki, israfil bir zabıta memuru zannederek kendini
bir hayal gibi yıkar atar tezgahlarınızı
ananızı koymadan... -
232.
0inan hiç gerek yok. şimdi sana kıymet versem a.. koyar, kıyamete çevirirsin...
-
233.
0gerçeğin peşinde koşarken kopan ayakları,
yalanın peşinde koşarken kopanların yerine diktiler.
gerçeği yalanı ayırt edemiyorsak,
hepsi bu yüzden...
sana geldim çıplak ayaklarımla ve çıplak
aksayarak çalışan yüreğimi
durdur demeye geldim, çürütmeye geldim ağlaya ağlaya omzunu
ne demeye geldin deme
diyecek hiç bir şey bulamamaya geldim...
ölümün düğmesini şimdi tülden bir veda gömleğine ilikle
bir düğmesini çöz üzerinin görünen kısmından okuyayım duamı
yüreğime gelen kısmını yırt bu gömleğin
bu son gecemiz olsun demeye geldim hadi
bu son olsun diye vurmaya geldim kadehimi...
sallanmaya geldim dar ağacında senin ben
ayaklarımı sehpaya uzatmaya geldim
kaçarken kıskaç adını koyduğum ayakkabılarım çıksın istedim
bir gerçeği bir yalanla örtbas etmeye geldim
açığa çıkarmaya geldim dilinin altında sakladığın ne varsa
öpe öpe...
ölmeye geldim hadi..
bakma rahat değilim
ayaklarım birbirine dolana dolana geldim
düşe kalka gecenin koynunda itle puştla
yüzüme bak n'olursun
iki köpek havlarken ardımdan, dişlerinin arasında unuttuğum topuklarımla
hiç bir durağı olmayan bir yolcuğa şimdi,
bir yaşamak adında bileti bırakarak avuçlarına
çıkmaya geldim..
nefes nefese kaldığıma bakma
çıkar çıkmaz bir ana rahminden
soluğu sende almaya geldim...
içinde ol kalbimin...
bu kavgaya, bu dünyaya, bu yaşama telaşına
başka türlü direnemem ben...
sana geldim gel,
sona gidelim...
ah neyse dedim durdum...
şimdi güzel olmaz mıydı gecenin bu vakti
ikimizde derin uykudayken, ağlayan bir bebeğin sesine uyansak...
ah neyse dedim durdum ona sıra gelmeden..
güzel olmaz mıydı şimdi/ rakımızı kaldırırken/ bir deniz olsaydı, fonda gemi sesleri. bir yakamoz gülümseseydi, denizin karşısında biz/ benim karşımda sen...
yüzdürseydik yalnızlığımızı
ve bir hayalin iskelesinde sabahlasaydık
ve boynumuz tutulsaydı uyandığımızda,
gırtlağımız sıkılsaydı herkes tarafından...
ah neyse dedim durdum henüz ona da sıra gelmeden,
olsan..
güzel olmaz mıydı bütün bu çirkinlik...
ve bu kadar güzel olur muydu kafamız...
ah neyse
bu kadar masum olmadığın gerçeğini örtbas edemiyorum bu yalanlarla..
bununda altından kalkarım..
bu böyle devam etmez,
onunda altından kalkarsın sen... -
234.
0şimdi muhtemelen dönmek için bahane arıyorsun sevgilim
ama bana değil, benden sonrakini aldattığına...
bende döndüm
bende döndüm sırtımı
olur ya...
başkasının saçlarından indirdiğin elini uzatma bana,
başka bir omuza yaslanmaktan gelen yüzünü gülümseyerek çevirme öyle,
kanmam.
başka gözlerin yaşıyla uzattığın tırnaklarla içimi kurcalama
çöplüğe dönen burada sana ait bir şeyler varsa
bir köpeğin dişlerinde gitti.
senin gülüşün artık bu yarayı iyileştirmez.
evvela başka bir omuza atılan bacaklarla,
ben yan yana yürümem...
fazlasıyla fazla.. -
235.
0keşke kulağımı çınlatsaydın hakkımda biraz konuşarak,
tanrı ne demek istiyor duyamadım bu gün,
çok konuştun!
ilk kez denenmiş ve ikincisini tekrar denemek isteyen
zavallı bir kokain krizi sonrasında bütün hayallerinii
torbacısıyla yatmaya gönderen,
uyuşturucu bağımlısı bir puşt gibiydi yalnızlık,
hiç indirilmemiş bir din için..
çok konuştum..
en kalabalık bir caddede sonra,
en aşağılık adımlarla atılırken bu dünyaya yolculuk
ışıkları söndürülmüş bir evin içinde diz çökerek bekleyen kız
sanki maruz gibi işkenceye, polis baskısı gibi gece
ve kan ter içinde uyanarak belki
dört
kere
bağırırsa ölür sorgu
ya leyteni
küntu turaba.
bir noktası koyulmamış bir özlemenin içinde
ve bir kelimenin altına yatan anlamlar kadar
bir kaldırımın altına yatarak her topukla sevişiyorsa veda
belini doğrultmamış adamlar gibiyse
doğrulmamış bir çocuksa o dinin son ayeti
sesimi saçlarına iliştiriyorum
cezm olur
bir kağıdın kıyısına iliştirilmiş telden ataçlar kadar..
böylece binlerce idam gören sehpaya ayaklarımı uzatıyorum
ayaklarımdan beni
ayaklarımdan beni
tavanına asın hiç görülmemiş bir halisünasyonun..
çok konuştun..
sahip olduğum bütün mutluluklar illegaldi,
yalnızlık o,
ben bileklerimi keserken gecenin ortasına dökülsün diye bir yağmur gibi
yalnızlık
susamışçasına ağzını açmış bekliyordu tam altında..
kimi zaman kanunlar çerçevesinde suçlu
bir fotoğraf çerçevesinde masum gördünüz beni,
adalet misin sen,
dinle
saçma bir çığlığın ekgib kalmış bir yanıyım sadece,
ve
saçları arasında jilet taşıyan kadınların
saçlarını okşarken ellerimi kaybetmek için çıldırıyorum...
diyorum,
ve kapısını çalıyorum
tanımadığım bir evin..
daha kapı açılmadan düşüp bayılıyorum
ve
zaman aşımından
hastaneye kaldırıyorlar beni yoldan geçen hüzünler
sakinleştiriciler
morfinler
ve hala
kanımdan çıkmamış yalnızlıkla
taburcu ediliyorum..
kriz ne zaman biter?
bunu bilmek için
defalarca öldürmek gerekir bir teni ve biteni..
ah.
hiç olmazsa saçlarının arasına koy üşümekten titreyen yüreğimi
saçlarını okşadıkça birileri
biraz ısınsın...
ah.
işte seni sevmek
dönen dünya gibi bir şey
durduramıyorum.. -
236.
0siz, modern çağın afilli huurları, büyüdünüz,
küçük düşürdüğünüz hayallerin üzerine yuvalar kurdunuz.
dudaktan dudağa gezen ve neredeyse bütün kokuları
ezbere bilen kucak düşkünleri,
değiştiniz mi?
başka bedenler uğruna kadınlığını hibe, şerefini heba etmiş günümün güzelleri.
siz evlendiniz mi?
buldunuz mu ve tuttunuz mu sonra bu cemaatten bir saf?
o saflara ekgibsiz ve tam olarak anlattığınıza emin misiniz her şeyi?
ve artık yeterince düzüldükten sonra düzeldiğinize emin misiniz?
peki,
peki nedir evliliklerinizi ayakta tutan şey,
saygı ve sevginiz mi, yoksa hap ve geciktiricileriniz mi?
owwww fuckkkk !! -
237.
0üzgün ve yalnız çocuklar anlatıyor sen dinlemiyorsun,
onlar özür diliyorlar uzun uzun bakarak gözlerinin içine
onlar üzgün çocuklar
uzun uzun akarak göz yaşı gibi
bir derinlik dibi denizin ortasında
uzun uzun anlatılmıyor yalnızlıkları
kısaltıyorum.
üvey çocuklar.
zünnarını çıkarmış bir hristiyanın geçmesi gibi
bu dünyadan
ve müslüman olmaya sonra,
ve sonra
bağışlanmaya gelen kim varsa gibip göndermiş gibi papaz.
-ne gerek var bağışlanmaya-
seninle karşılaşmak
ilahi bir tesadüftü zaten..
sonra birden benim şehrime silahlarınla geldin sen
sonra birden benim şehrim kapı arkalarında saklandığında
ü ve y çocuklar gibi
o kapıda tahtaların açtığı bir boşluktan izlerken saldırıyı
bir mermi
gözlerimden öptü.
sevincimden kanadım
mutluluktan öldüm.
tesadüf adalete boyun eğmez dedim ve
bir seninle
biz
sonra
amerikan üniformaları içinde
ü ve y çocukları öldürmeye giderken
omuz omuza yürüdük.
tutkunduk
kana
ve bütün insanlara..
sloganımız şuydu hatırladın mı?
" bazı çocukların efendim
şımarmaya hakkı yok. "
hadi
ağzına al beni.
kendini tutma ağzından kötü bir laf çıksın
bu kadar masum olmak çünkü
sana yakışmıyor.
gitmek isterken
bizi otobüs gibi bir şey tutuyor sonra kusmak geliyor içimizden
biz dağılıyoruz sonra
biri senin elini tutuyor yine kusmak geliyor içimizden geçmişimizi.
gitmeden önce
kaburgalarımı kırmak istercesine bana sarılır mısın?
çünkü
yüzümüze bakmıyor hayat.
olmayan bir şeye nasıl baksın ki zaten.
yüzüme gülmüyorsan belki de sen, gülüşünü sevmiyor, sevmememden korkuyorsun...
korkma
bir yangınla öpüşüyorsun şu an durma öp üşüyorsun. -
238.
0gittiğin akşam eve geldiğimde, kapıya biraz sert davranmışım,
gözüm kararmış.
anahtarı bulamamışım, anahtarı bulsam kapıyı bulamamışım,
tekmelemişim durmadan,
yumruklamışım,
kolu düşmüş kapının, canı yanmış, elim acımış,
çökmüşüm sonra kapıya sırtımı yaslayıp,
ağlamışım.
bağırmışım.
sızlamışım.
içeride olsan açardın.
karşı kapıda beliren bir kadın yerine, sen alırdın içeri,
o kadın neyin var diyeceğine sen nasıl geçti derdin,
kahveyi sen yapardın, canımı sen yakardın
sonra
ben
kendimi
onunla
sevişirken bulmazdım.
hadi ağla da avuçlarıma, elimi yıkayayım. -
239.
0sevgilim şimdi çıkıp gelmeye, lüzum da yok yüzün de.
yüzün hüzün, lüzum olan zulüm olur yine...
bana dünyaları verme!
allah diyorum bak, şu koca dünya onun lakin,
o bile vazgeçilmez değil...
hor kullandığın, kırdığın, parçaladığın bir kalbin ardından,
ben değiştim dersen dediğini tekrarlarım,
ben değiştim...
ve değiştirdim, kendimi, evimi, sokağımı
sok ağını yine içinde nice kalp boğduğun o denize,
bu balık bu kez takılmadı, derken, giderim...
ben değiştirdiğini değiştirdim,
sahte tavırlarını, gerçeğimle...
şimdi silik bir yazı gibi dururken önümde hayat,
gözlerimi ovuştururum,
ve gibik bir adam gibi okuyamam artık...
gelme çünkü bağıracağım, gelirsen yapamayacağım,
bu yüzden bir nefret yarattım..
!
tapularınızı yakarak bir yangın çıkaracağım muhitinizde,
tabularınız yıkılana kadar.
çıplak demokrasiniz üzerinden atlayacak o ateşin,
ve topuğuna yapışan kıvılcımla, zuladan cigaramı yakacağım...
bakışlarını sağa sola çarpan bir zanlıyım, delilsiz cinayet, şuursuz ölü,
ve bir şoka uğramaya her zaman müsait,
her an ölebiliriz hayat böyle,
ama ben her an ölüyorum bu hayat değil,
keyfini kaçırmayı kafasına koymuş mahalle serserisiyim,
kahvede dayının ağır eli, kaldırımda yosmanın gevşek ağzı,
kerhanede öldürülen masumiyetin jartiyerli bacağı,
kesilmiş kolu çocukların, bir teröristin kopmuş kafası, havaya sıkılan kurşun,
balkonda yığılan minik beden,
evet ben!
potansiyel tehlike, göç, alarm, güvenlik, yardım, yetiş, ateş,
imdat...
!
durma, anlat...
iyi bir insan olarak yetiştirmek istediler beni,
ancak, bir ambulans gibi yetiştirildim, hayatımın her dönemi bir siren sesi,
bir yangın, bir kaza,
gittiğim her yerde, her yürekte,
bir kaç ölü, fazlasıyla yaralı...
hepsi sığmadı, giderken kaza yaptım, devrildim, öldürdüm...
beni bir daha çağırmadılar..
o yüzden sevgilim,
gelme.
beni çağır ! -
240.
0çal bu gece ben uyurken..
kapıyı çalmadan bir hırsız gibi usulca ve parmak uçlarına basa basa
yanlışlıkla devir şişeleri uyanmam
açtım ağzımı yumdum gözümü uyumadan
öp demiyorum çal dilimi..
altımdan örtüyü çekmeden topla ve çöp gibi zütür dök beni
ve yürürken
yemeden yarım bıraktığım bütün yalnızlıklarımı
çal bu gece ben uyurken..
zaman gibi ilerle ve zaman gibi geçme hemen
çok içme bana benzersin sen ki öyleysen
bana benzememek için ne kadar kırıldığım an varsa sana
çal bu gece ben uyurken..
sız bu gece ben uyurken,
siz o gece ben uyumazken sarılıp uyuduğunuz gibi
sız bu gece
ve benden önce ayılıp çıkarken çal kapıyı
geldiğini zannedip kapıyı açtığımda gidişini izlet yine
hayal kırıklığını sıkıştır kapı koluna
ayılmam için
ve geceye yine çok içmem için bir sebep yarat
ve gel bu gece ben uyurken...
bir ayrılmak olsun bu
doğumundan iki gün önce karnında çocukla intihar etmesi gibi bir annenin
içimde seninle intihar etmek için sebepleri sırala kapımın önüne
seçeyim birini ve o eşsiz intihar melodisini
çal bu gece ben uyurken..
yüzümü asayım ve hayata surat yapayım biraz,
yüzünü as o duvara
git
ve
sürat yap
ama mutlaka
içimde tuttuğum ne varsa sana dair
çal bu gece ben uyurken..
al bu hüznü
çal bu gece ben uyurken
alçal bu gece ben uyurken
son bir kez eğilip öpmek için belki de
bir kez daha öldürüp gitmek için yine
alçal bu gece...
ve her gece
alçal
gittikçe..
çal
istediğin ne varsa
ne kadar anı kaldıysa
ne kadar çekilmiş fotoğraf ve çekilmiş acı bulursan
isteme vermem
ama çal bu gece ben uyurken...
müzisyenler
çalsın bu gece
hırsızlar
çalsın bu gece
hükümet
çalsın bu gece
daha ne kadar neyim varsa
çalın bu gece ben uyurken...
ve sonra
bir dans müziği çaldığı sıra
gittiğinle
imzalarınızı attıktan hemen sonra
seni yakınların gibi tebrik etmek istiyorum
yanağından öpmek istiyorum
ve en mutlu gününde gelip oldukça alçalmak...
ıslak bir imzayı dudağımla, atmak istiyorum yanaklarına...
bu yüzden dudağımdan bu mührü
bu küfrü
ve bu ıslaklığı
al
çal bu gece ben uyurken... -
241.
0seni sevmeye başladım, bir seri katilin ilk kurbanını seçmesi gibi,
çok düşündüm sevmeden önce...
silahın içinde mermi sayar gibi sayıyordum bana kaç kere baktığını
bir iki üç dört, beş yok!
namluyu temizler gibi sonra temizlemeye çalışıyordum seni gözlerimin önünden,
bir kusur arıyordum sende, sevmemek için bir kusur, bağışlamak için bir kusur,
öldürmemek için.
silahı parçalar gibi kafamı sallıyordum dağıl git diye aklımdan,
sonra kağıt üstünde cinayet planı gibi şiirler yazıyordum,
acemiydim,
ama seni öldürecektim..
doğduğun kadar ölürsün diyecektim, korkma
korkacaktın,
öldüğün kadar doğarsın, bak güneşe diyecektim gözünü alsın,
o sırada bir mermi gelip şakağına dayansın,
uzaktan ateş edecektim ellerim titreyecekti, uzaktan sevecektim seni..
sen beni, yani bir merminin sana geldiğini farkedene kadar,
iki yüz metre uzaktan,
üç yüz kere sevecektim,
acemiydim,
ama seni öldürecektim..
bir mermi sana gelirken, pişman olacaktım ve ondan önce koşup sana sarılacaktım, ne oluyor diyecektin, cevap veremeden kan kusacak ölecektim.
acemiydim. ama seni öldürecektim...
düşünüldüğü kadar basit olsaydı bunlar yapacaktım,
ilk kurbanım sen, gözlerin aklımdan gitmeye çalışırken,
seninde ilk kurbanın ben olduğunu farkedene kadar katil bendim,
inanacaktım,
beni özlediğine
yani
işlemediğim bir suçu işlediğime,
manyak olacaktım,
delirecektim,
acemiydim,
ama seni öldürecektim..
seni sevmeye başladım, bitiremiyorum..
yani öldürmeye alışmış katiller gibi seni öldürmeye doyamıyorum,
bir umut öldürmek, bir umut yaşamaktı,
o kadar ki acemiydim,
sana kendimi öldürtecektim..
ellerimi uzatıyorum bu gece, acemiyim,
soğuk taşlar gibi üstümde yat
sana yardım ve yataklıktan, içeri alınmak istiyorum...
bir yağmur gibi sırtından içine geçmek istiyorum...
şimdi beni öldür,
bütün profesyonelliğinle.. -
242.
0seni anlatacak bir kelime bulamadım ve sadece noktalar koydum yan yana. hani en büyük huur noktadır, herkes koyar ya..
-
243.
0kader nasıl bir sınır çizdi aramıza bilmiyorum ama, ateş olsam cehenneme düşmezsin..
-
244.
0demek istediğim şu sevgilim;
hemcinsinden örnek veriyorum ki en iyi böyle anla,
çocuğunu dokuz ay karnında taşıyıp doğuran da anneydi,
doğuştan engelli bir çocuğu karnından sonra sırtında taşıyan da..
yani,
seni bende sevdim,
onlar da... -
245.
0inan şu an ne yaptığını hiç merak etmiyorum,
kim bilir nerede, hangi kucakta, el ele.
muhtemelen herkesin seni düşünmesi kıçının kalkmasına sebep oluyor,
ki onların seni düşündükçe kalkan yerlerine
pozisyon alıyorsun yine,
oysa gitti demiştim,
ucuz bir huurdan öteye gidememişsin,
öyle işte...
sen beni merak ediyor musun?
cidden,
etme...
you madafakaaa !! ( mother fucker )
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 20 01 2025
-
bekle geliyorum gran torino
-
uncivilizedmuslim türk milletinden özür dile
-
mikropcan vs guneslenengolge
-
squirt game yasaklanan bölüm
-
bu gsm operatorlerinin anasini
-
burasi okadar sahipsizli ilegal bisey
-
hayat treni kacti
-
beyler devlet hastanesine göz randevusu aldım
-
evrim ağacı değil mi bu
-
reyiss uyanmış
-
eksi sozlukte uyelik bekliyen kardeslerim
-
redditte turkish cocks diye bir subreddit buldum
-
buraya gelip bisey yazasim gelmiyorsa
-
namus gidince vatan millet de kalmıyor
-
milattan önceden bahsederken
-
daha önümde 8 bin küsür kişi var amg
-
yine secim donemi dongusuu
-
yiğitler içeriye
-
wow girl gittiyse
-
tam yerine denk geldi de
-
çabukk tv8 i açınn
-
kendinizi övmeyin
-
özgür özelin gümbür gümbür gelmesi
-
elon musk nazi selamı
-
stresten kaslaeim seyiriyor
-
3 yilik seçim doneminde inciyede girilmez
-
ınsanlar inci bitmesini sitenin kapanmasi
-
intihar öyle kolay mı abi
-
kayranın küfür videosu
- / 2