1. 101.
    0
    bir bin, bir bin daha.. sonra bir bin, bir bin daha.. topladım hepsini inanır mısın sevgili bir "sen" etmedi. öyle kaliteli huur çocuğusun yani.
    ···
  2. 102.
    0
    dışarıya bağımlı olmayan gelişmiş bir ülkeyim artık. kendim hasat ediyorum cesetlerimi tarlalardan. hüzün reaktörlerim her hücremde güvenle çalışıyor. turizm bir patlama yaptı bu yıl ki sorma, yalnızlık çok kalabalık geliyor. ve kırılan her kalp güzel döviz bırakıyor...
    ···
  3. 103.
    0
    öylesine bir geceydi, ölesiye seviyor gibi sevişmişti.
    geçti.
    saatler, aylar, mevsimler, yıllar..
    unutamadım.
    benimde, adı "aşk" koyulmuştu katilimin, kurbanlık koyun gibi en ön sıradaydım..
    aldırmadım, hatırladım.
    ···
  4. 104.
    0
    bir yumrukta ağzımı dağıtıyor hayat. dişlerim kırılıyor. ben ne kadar kanlı, pgibopat bir kahkaha atarsam, o kadar yaşandığını hissediyorum. her gün suratımın ortasına yumruk yemekten memnunum. bu yaşadığım anldıbına gelir.
    ···
  5. 105.
    0
    ‎"yüzüme özenle dikilmiş binliğimden arınıp, babamın kanına karışıyordu sanki kirpiklerim kollarındayken."

    şimdi sen gidersen,
    yüzünü ilk defa gördüğüm bir adamın kucağına kusarım sarhoşluktan ben.

    ihanetin dozunu artırırım,
    binlerce adam öperim, dudaklarını sakat bırakır gibi kaçarım.
    gidersen,
    günahlarıma seni de ortak ederim.
    sebebim bellerim..

    gidersen şimdi,
    hiçbirşeyim olduğunu hatırlar
    intihar bile ederim...
    üstelik gördüğüm her kız çocuğuna kefen biçerim..

    gözlerini de çok özlerim.

    sen gidersen bozarım bekaretini yüreğimin.

    saat sesine düşman kesilirim,
    dava açarım mevsimlere, güneş'e, ay'a hatta gökyüzünde ne varsa.
    gidersen, ağlar annem.
    giderim.

    şimdi "buraya dön"
    bu bir emir değil lakin hüzünlü bir filmin en komik repliği,
    oscar'a aday bir cümle,
    emir değil asla,
    ve
    "buraya dön"
    yarım kalacak hayaller kur,
    otur benimle,
    beni öldürmeyeceğimden kokun kadar emin olduğum yine de gebermek istercesine içtiğim meyler sofrasına.

    "buraya dön"
    ve delirmenin bedava olduğu bir memlette dolandır beni.
    ben yüreğimi avuçlarına bırakıyam,
    sen aklımı alıp uzaklaştır avuçlarını usulca.

    "buraya dön"
    bu şiir senin olsun.
    olsun ki adın konsun..
    konsun "ki adın aşk"
    ayrılık koca ağzını aça aça üzerime yürümekten korksun.

    buraya dön,

    çünkü, sen gidersen
    beni en imansız idamların koynunda bulursu
    ···
  6. 106.
    0
    zaman dedikleri kırmızı elbiseli fahişe salına salına geçerken yanımdan
    enkaz binaların ortasında sağa sola saçılmış
    kanlı organlara aldırmadan başım önümde ilerliyorum;
    dilimde acılı bir mekgiba ağıtı, ritim tutuyor şehirde patlayan el bombaları
    sırtımda yaralı hatıralar, gün batımında kayboluyorum...
    ···
  7. 107.
    0
    en çok yalnız kaldığında ağlıyor insan,
    ve en çok ağladığında utanıyor aynalardan...
    en çok sarhoşken sövebiliyor ve söyleyebiliyor sevdiğini.
    en çok çaresizken susuyor..
    biri ihanet etti diye diğerine tenini seriyor.
    ve insan yitirmişse güvenini kalbini sokacak delik arıyor.

    şarkılar en çok aklındaki yaninda değilken acıtıyor yüreği.

    ve insanlar uğursuz,
    ve insanlar lanet,
    ve insanlar huur, bin, pekekent...

    en çok kafasını yastığa koyduğunda düşünür insan,
    düşündükçe düşüyor elden ayaktan.
    en çok kaybedince öfkeleniyor...
    insanlar yanan canını başkasının canıyla suluyor.

    insanlar, devasa bir gib olup bu dünyanın dıbına koyuyor.

    öğreniyorum.

    gerçek şu ki, herşey yalan..
    ve herkes.
    en çok insanlar, sonra dilleri, sözler ve yeminler..
    samimiyet.
    hepsi.

    öğreniyorum.

    bir kaç şey daha öğrensem bu hayatla ilgili
    tanrı'ya istifa mektubu bırakıp kaçarım biliyorum.

    tüm bunları öğretmek için ne aldıysa insanlar benden,
    unutturana üç mislini teklif ediyorum.

    "bak bu da yalan,
    hiç bir şey benim olan bende kalan."

    blöf yapıyorum.

    oysa inandırmaktan çok, inanmak istiyorum.
    biliyorum,
    öğretemiyorum
    ···
  8. 108.
    0
    ‎"sen benim yerimde olsaydın,
    ben senin kollarında uyurdum."

    gün aydığında bu cümlenin içinde boğuldum,
    yastıklarım sırılsıklamdı,
    anneme göstermemek için kan çanağı gözlerimi, kayboldum sabahın kör saati.

    yani sen benim yerimde olsaydın...
    böyle yansaydı için,
    adımı duyduğun zamanlarda saatleri durdurabilmek için yalvarsaydın allah'a,
    bileklerin kağıt kesiği, parmakların mürekkep
    şiirlerin yüreğime tam on ikiden isabet..

    sen benim yerim olsaydın,
    her gece aynı yalana inandırarak aklını,
    her gece ikamet ettiğin sokağa çevirip adımlarını,
    her gece aynı istikamette yüreğin bir ileri iki geri,
    her gece kırık şarap şişeleri gırtlağına dayalı,
    her gece huzursuz böyle,
    böyle vursaydı varlığına ömür dediğin yarin yokluğu seni de her gece,
    döner gelirdim an geçmeden..

    iki elim kanlı olurdu muhakkak,
    meclisi basardım mesela,
    ve hatta balıklama dalardım mafya babalarının ortasına...
    taksi şöförü uyuyor diye trafik kurallarına,
    yayalar yürüyorlar diye yaylana yaylana,
    ve ne varsa engel geç kalmama yanına,
    boğa boğa koşardım vallaha...

    sen benim yerimde olsaydın,
    ayrılıklar ulu orta çalamazdı kapımızı..
    umutlar çırılçıplak kalmazdı,
    hayallerimiz kararmaz...
    üstelik yalanlar,
    ihanetler,
    iftiralar,
    üzerimize cullanmaz.

    ya da,
    ben senin yerinde olmayı becerebilseydim,
    öyle vurdum duymaz...

    biliyorum olabilseydim senin yerinde,
    uğrumda ölsen, umruma dokunmaz
    ···
  9. 109.
    0
    birine güvenmmek istemek ve aldatmak diğerini onunla.
    ahmakça,
    hatta bayaa.
    aşşağılık oldukça, yükselmek gözlerinde,
    sonra yükseltmek istemek aşşağılık bir adamı gözlerinde..

    uyudum - uyandım geçecek sandım,
    geçmedi.
    hiç ağlamadım.

    aldattım,
    aldandım..
    korktum,
    hiç kaçmadım.

    geceydi,
    karanlıktı,
    sarhoştum..
    saydım - sövdüm
    hiç susmadım.

    ellerimde papatyalar vardı,
    papatya yapraklarına benzeyen adamar..
    papatya fallarından firar etmiş seviyor'lar.
    içimde kopan fırtınalar..
    başımı koyduğum omuzların çöküş anı, korku filmi fargramı.
    ve seviştiğim herkes biraz suç aleti, biraz zanlı...

    üstelik çoğu bana bağlandı,
    elimde makasla gezdiğimi farkettiklerinde hepsi iplerini ellerime bıraktı.

    üstelik çoğu beni parmakla gösterilen o parlak yıldız sandı..
    yıldızlar parlamazdı oysa,
    sadece gökyüzü fazla karanlıktı
    ···
  10. 110.
    0
    ben tanrının b planıyım. ve bundan haberdar olan insanların da... bir kadının mesela. önemsiyormuş gibi duran, içinde a planı işleyen, plan bozulursa b planına geçecek olan herhangi bir kadının. bizim mahallede ki tekel bayisinin de öyle. örneğin işleri kötüyse b planını uygular. şarapları rafın en gözüme batan yerine dizer o gün. bunun gibi şeyler işte...
    ···
  11. 111.
    0
    rizorvud
    ···
  12. 112.
    0
    aşk luzümsuz sevinç, ayrılık boşuna acı.
    ölüm çaldığında kapıyı, kaktüs gibi dayayacakklar kıçımıza ibadetsiz yılların gavur cezasını.
    ···
  13. 113.
    0
    sevimsiz bir bin olmak istiyordum babamın gözünde, saçlarıma dokunmaktan iğrensin. korkuyorsam karanlığı yıksın üzerime, üşüyorsam yatırsın buz dolu küvete. tüm bunlar, en azından nefret etmek için geçerli bir sebepti bence..
    sevebilme ihtimallerimi çünkü, koparıp atmışım kordonumunla birlikte ana rahminden çıkmadan az önce.
    ···
  14. 114.
    0
    bana demeseler keşke, o başkasını seviyor diye.
    daha fazla bölünmesem bende.
    daha fazla tükenmesem, eksilmesem, üzülmesem.
    sensizlik çükünü gösterir gibi nasıl da dalga geçiyor geceleri benimle bir bilsen,
    bilebilsen…
    ···
  15. 115.
    0
    incittin reyiz
    ···
  16. 116.
    0
    tanrı bana küsmüş olmalı seni daha fazla seviyorum diye. okyanusun ortasında bir yelkenlinin tepesinde rüzgarsızım, hayatın ortalık yerinde kimsesizim ve yalnızlığın en tepesinde sensizim...
    ···
  17. 117.
    0
    annemin beni sevmemesinden hiç şikayetçi olmadım. hatta bu benim için avantajdı. toplumdan ayrı kılıyordu beni. dışlanmış bir bin. aylar boyu anneme karnında rahatsızlık vermiştim. borcum vardı. o da bu borca karşılık sevgisinden kesinti yapmıştı. haklıydı...
    ···
  18. 118.
    0
    huur edilmiş bir küfür gibi artık "seni seviyorum" yatıyor yüreksizlerin bile dilinin altında. hemde beleşe, hemde söylüyor herkes herkese peşpeşe.
    ···
  19. 119.
    0
    çok basit aslında ayrıldığımız günü bir kelimeyle anlatmak;
    "günah" benden gitti.
    ···
  20. 120.
    0
    siyah beyaz televizyonlardan öğrendim gökkuşağının ne olduğunu
    bu yüzden biraz solgunum,bu yüzden biraz çocuksuyum..
    ···